Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | çok yaşlı olmak | be too old v. | ||
You think Tom is too old for me, don't you? Tom'un benim için çok yaşlı olduğunu düşünüyorsun, değil mi? More Sentences |
||||
General | çok yaşlı olmak | be very old v. | ||
Although he is very old, he is strong. Çok yaşlı olmasına rağmen güçlüdür. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | çok yaşlı olmak | be long in the tooth v. | ||
Idioms | çok yaşlı olmak | be (as) old as the hills v. | ||
Idioms | çok yaşlı olmak | be as old as methuselah v. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | evlenmek için çok yaşlı olmak | be too old to marry v. |
Colloquial | ||
Colloquial | bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak | be past it v. |
Colloquial | bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak | look past it v. |