ışıldamak - Turco Inglés Diccionario

ışıldamak

Significados de "ışıldamak" en diccionario inglés turco : 28 resultado(s)

Turco Inglés
General
ışıldamak shine v.
It's shining for us, like that first night.
Bizim için ışıldıyor, tıpkı o ilk geceki gibi.

More Sentences
ışıldamak beam v.
Her entire face beamed with joy.
Tüm yüzü sevinçle ışıldıyordu.

More Sentences
Idioms
ışıldamak light up v.
His face lighted up with joy.
Yüzü sevinçle ışıldadı.

More Sentences
Common Usage
ışıldamak sparkle v.
General
ışıldamak glint v.
ışıldamak glow v.
ışıldamak sparkle v.
ışıldamak gleam v.
ışıldamak flash v.
ışıldamak scintillate v.
ışıldamak blink v.
ışıldamak glisten v.
ışıldamak glitter v.
ışıldamak twinkle v.
ışıldamak light v.
ışıldamak lamp v.
ışıldamak lighten v.
ışıldamak lighte v.
ışıldamak gleen [obsolete] v.
ışıldamak glent [dialect] [uk] v.
ışıldamak ignite v.
ışıldamak crackle v.
ışıldamak outflash v.
ışıldamak scour v.
ışıldamak spangle v.
Phrasals
ışıldamak glow up v.
ışıldamak flash out v.
Technical
ışıldamak coruscate v.

Significados de "ışıldamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 22 resultado(s)

Turco Inglés
General
gözleri ışıldamak (one's eye) sparkle v.
Tom's eyes sparkled.
Tom'un gözleri ışıldadı.

More Sentences
ışıldamak (ışık) wink v.
gözleri ışıldamak (one's eye) twinkle v.
üzerinde ışıldamak beshine v.
kesik kesik ışıldamak winkle v.
göz kamaştırıcı ışığın yansımasıyla ışıldamak glare v.
'-den daha fazla ışıldamak outgleam v.
'-den daha fazla ışıldamak outglitter v.
'-den daha parlak ışıldamak outglow v.
çarpıcı şekilde ışıldamak skyre v.
(gözler) ışıldamak snap v.
Phrasals
ile parlamak/ışıldamak sparkle with something v.
bir şeyle ışıldamak gleam with something v.
bir şeyle ışıldamak glint with something v.
bir şeyle ışıldamak glisten with something v.
bir şeyle ışıldamak glitter with something v.
ile ışıldamak gleam with v.
ile parlamak/ışıldamak sparkle with v.
(bir şeyle) ışıldamak twinkle with (something) v.
(bir duyguyla) ışıldamak twinkle with (something) v.
Idioms
gözleri ışıldamak/parlamak get a twinkle in (one's) eye v.
ile ışıldamak glint with v.