Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | araba lastiği | tire n. | ||
My car has a flat tire. Arabamın lastiği patladı. More Sentences |
||||
General | araba lastiği | car tyre n. | ||
This contrast was highlighted once again during the debate on car tyres. Araba lastikleriyle ilgili tartışmalar sırasında bu tezat bir kez daha vurgulanmıştır. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Automotive | araba lastiği | car tire n. | ||
While walking down the street, I saw two white cats pissing near a car tire. Sokakta yürürken, bir araba lastiğinin yanına işeyen iki beyaz kedi gördüm. More Sentences |
||||
General | ||||
General | araba lastiği | rubber tire n. | ||
General | araba lastiği | tyre n. | ||
Technical | ||||
Technical | araba lastiği | auto tire n. | ||
Automotive | ||||
Automotive | araba lastiği | automobile tire n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | (araba lastiği) patlak | puncture n. |
Automotive | ||
Automotive | araba lastiği şişirici | tire inflator n. |
Automotive | araba lastiği şişirici | tyre inflator n. |
Automotive | acil durumlarda kullanılan yedek araba lastiği | doughnut n. |
Automotive | çıkıntılı kenarları janta takılabilen bir tür araba lastiği | clincher n. |
Automotive | çıkıntılı kenarları janta takılabilen bir tür araba lastiği | clincher tire n. |
Automotive | dişsiz (araba lastiği) | bald adj. |
Slang | ||
Slang | araba lastiği izi | gator n. |