Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bereaved adj. | yaslı | ||
Hearing the voices of bereaved parents in the public will help break down taboos. Yaslı ebeveynlerin seslerinin toplum içinde duyulması tabuların yıkılmasına yardımcı olacaktır. More Sentences |
||||
General | bereaved adj. | sevdiği yeni ölmüş | ||
General | bereaved adj. | yakını ölmüş | ||
General | bereaved adj. | elinden bir sevdiği alınmış | ||
General | bereaved adj. | matemli | ||
General | bereaved adj. | yakınını kaybetmiş | ||
General | bereaved adj. | sevdiğini yitirmiş | ||
General | bereaved adj. | yakınını veya sevdiğini kaybetmiş kimse |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | the bereaved n. | yaslılar |
General | the bereaved n. | matemliler |
General | bereaved person n. | yaslı kimse |
General | bereaved person n. | yakınını kaybetmiş kimse |