bribery

Significados de "bribery" en diccionario turco inglés : 13 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	bribery n.	rüşvet
In 1997 and 1998, 399 staff were dismissed for abuse and/or bribery from the Police. 1997 ve 1998 yıllarında, suistimal ve/veya rüşvet nedeniyle polis teşkilatında 399 memur görevden çıkarılmıştır. More Sentences
Trade/Economic
2	Trade/Economic	bribery n.	rüşvet
Sympathy, for me, is the only form of bribery . Benim için sempati, rüşvetin tek biçimidir. More Sentences
Law
3	Law	bribery n.	rüşvet verme
First of all, we know that US corporations engage in bribery too. Her şeyden önce, ABD şirketlerinin de rüşvet verdiğini biliyoruz. More Sentences
4	Law	bribery n.	rüşvet alma
Tom has been accused of bribery. Tom rüşvet almakla suçlanıyor. More Sentences
5	Law	bribery n.	rüşvet
Nine FIFA officials have been arrested and charged with racketeering and bribery. Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı. More Sentences
General
6	General	bribery n.	rüşvetçilik
Trade/Economic
7	Trade/Economic	bribery n.	rüşvetçilik
8	Trade/Economic	bribery n.	suistimal
9	Trade/Economic	bribery n.	yolsuzluk
Law
10	Law	bribery n.	irtikap
11	Law	bribery n.	rüşvetçilik
12	Law	bribery n.	rüşvet suçu
13	Law	bribery n.	yiyicilik

Significados de "bribery" con otros términos en diccionario inglés turco: 31 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	bribery [obsolete] n.	hırsızlık
2	General	anti-bribery adj.	rüşvet karşıtı
3	General	accessible to bribery adj.	rüşvet alma potansiyeli olan
4	General	accessible to bribery adj.	rüşvet almaya müsait
Trade/Economic
5	Trade/Economic	commercial bribery n.	rüşvet
6	Trade/Economic	commercial bribery n.	ticari rüşvet
Law
7	Law	sexual bribery n.	cinsel rüşvet
8	Law	bribery act n.	rüşvetle mücadele yasası
9	Law	anti-bribery law n.	rüşvetle mücadele yasası
10	Law	corporate offence of failing to prevent bribery n.	rüşveti önlemede kurumsal başarısızlık suçu
11	Law	bribery investigation n.	rüşvet soruşturması
12	Law	bribery act n.	rüşvet yasası
13	Law	bribery and corruption operation n.	rüşvet ve yolsuzluk operasyonu
14	Law	bribery charge n.	rüşvet suçlaması
15	Law	charges of bribery n.	rüşvet suçlaması
16	Law	bribery inquiry n.	rüşvet soruşturması
17	Law	bribery indictment n.	rüşvet soruşturması
18	Law	bribery at elections n.	seçimlerde rüşvet verme
19	Law	convention on combating bribery of foreign public officials in international business transactions n.	ticari i̇şlemlerde yabancı kamu görevlilerine verilen rüşvetin önlenmesi sözleşmesi
20	Law	fight against corruption and bribery n.	yolsuzluk ve rüşvetle mücadele
21	Law	fight against corruption and bribery n.	yolsuzluk ve rüşvet ile mücadele
Politics
22	Politics	guiding principles on enforcement of the foreign bribery offence n.	dış kaynaklı rüşvetle mücadele edilmesine yönelik kılavuz ilkeler
23	Politics	oecd working group on bribery n.	oecd rüşvetle mücadele çalışma grubu
24	Politics	oecd anti-bribery convention n.	oecd rüşvetle mücadele sözleşmesi
25	Politics	oecd working group on bribery in international business transactions n.	oecd uluslararası iş işlemlerinde rüşvetle mücadele grubu
26	Politics	oecd anti-bribery convention n.	oecd uluslararası ticari işlemlerde yabancı kamu görevlilerine verilen rüşvetin önlenmesi sözleşmesi
27	Politics	oecd working group on bribery n.	oecd rüşvetle mücadele çalışma grubu
28	Politics	working group on bribery n.	rüşvetle mücadele çalışma grubu
29	Politics	graft and bribery scandal n.	yolsuzluk ve rüşvet skandalı
30	Politics	the oecd convention on combating bribery of foreign public officials in international business transactions n.	oecd uluslararası ticari i̇şlemlerde yabancı kamu görevlilerine rüşvet verilmesi ile mücadele konvansiyonu
31	Politics	bribery oath n.	oy vermek için rüşvet almadığına dair edilen yemin