build-up - Turco Inglés Diccionario

build-up

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "build-up" en diccionario turco inglés : 24 resultado(s)

Inglés Turco
General
build-up n. reklam
build-up n. artırma
build-up n. birikim
build-up n. yığılma
build-up n. geliştirme
build-up n. toplanma
build-up n. abartılı tanıtım
build-up n. abartılı övgü
build-up n. kişinin fiziksel özellikleri
build-up n. moral yükseltme
build-up n. cesaretlendirme
build-up n. aşamalı artış
build-up n. yarış hazırlığı
build-up n. etkinlik hazırlığı
build-up n. bir elektronik müzik parçasının aşama aşama artan temposu
build-up v. geliştirmek
build-up v. kuvvetlendirmek
build-up v. artırmak
build-up v. kurmak
Trade/Economic
build-up n. artma
build-up n. desteklenme
build-up n. güçlenme
build-up n. reklam kampanyası
Military
build-up n. (askeri operasyon öncesi) gereken güce ve ekipmana ulaşma

Significados de "build-up" con otros términos en diccionario inglés turco: 135 resultado(s)

Inglés Turco
General
build up v. kurmak
It is in the popular interest and in the interest of the market that we want to build up this authority.
Halkın ve piyasanın çıkarları doğrultusunda bu otoriteyi kurmak istiyoruz.

More Sentences
build up v. geliştirmek
We also know that the Council of Europe recently stressed the importance of building up our heritage.
Avrupa Konseyinin yakın zamanda mirasımızı geliştirmenin önemini vurguladığını da biliyoruz.

More Sentences
build up v. güçlendirmek
He has built up his health through swimming.
Yüzerek sağlığını güçlendirdi.

More Sentences
build up v. güçlenmek
Policies like that, of course, build up dictators and facilitate their access to weapons of mass destruction.
Bu gibi politikalar elbette diktatörleri güçlendirir ve kitle imha silahlarına erişimlerini kolaylaştırır.

More Sentences
build up v. biriktirmek
Mr Ala has built up a wealth of experience in very difficult circumstances.
Sayın Ala çok zor koşullarda zengin bir deneyim biriktirmiştir.

More Sentences
build up v. birikmek
No longer will we stand by and watch payment arrears being built up.
Artık ödeme borçlarının birikmesine seyirci kalmayacağız.

More Sentences
build up v. oluşturmak
So why do we need to build up stocks?
Öyleyse neden stok oluşturmamız gerekiyor?

More Sentences
blood build up n. kanlanma
blood build up n. kan toplama
build-up over years n. yılların birikimi
slow build up n. yavaş yavaş gelişme
slow build up n. ağır ağır gelişme
build up v. göklere çıkarmak
build up v. gelişmek
build up v. kuvvetlendirmek
build up v. artırmak
build up the nerve v. cesaretini toplamak
build up trust v. güven yaratmak
build up a network v. şebeke kurmak
build up passion v. istek uyandırmak
build up a profile v. profilini çıkarmak
build up a profile v. profilini çıkartmak
build up trust v. güvence oluşturmak
build up confidence v. güvence oluşturmak
build (up) a library v. kütüphane yapmak
build (up) trust v. güven oluşturmak
build up trust v. güven oluşturmak
build up trust v. güven tesis etmek
build up v. büyümek
build up v. övmek
build up a profile v. profil çıkarmak
build (up) a reputation v. itibar kazanmak
build up over time v. zamanla artmak
build up v. takviye etmek
build up v. imar etmek
build up v. toparlamak
build up v. toparlanmak
build up someone v. birisini desteklemek
build up v. (hastalıktan sonra) kendine gelmek
build up a case v. kanıtları toparlamak
build up v. desteklemek
build up v. askeri gücü takviye etmek
build up v. bayındırlaştırmak
build up one's courage v. cesaretini toplamak
build up immunity to v. bağışıklık kazanmak
build up a friendship v. arkadaşlık kurmak
Phrasals
build up to something v. yavaş yavaş bir şeye hazırlanmak
build up to v. -e yavaş yavaş ulaşmak
build up to v. -e aşama aşama ilerlemek
build up to v. giderek'-e doğru gelişmek
build up to v. giderek'-e doğru tırmanmak
build up to v. giderek büyüyüp (bir şey) haline gelmek
build up to v. gitgide gelişip (bir şey) halini almak
build up to v. giderek büyüyüp (bir şey) halini almak
build up to v. çığ gibi büyüyüp (bir şeye) dönüşmek
build up to (something) v. (bir şeye) yavaş yavaş ulaşmak
build up to (something) v. (bir şeye) aşama aşama ilerlemek
build up to (something) v. giderek (bir noktaya) doğru gelişmek
build up to (something) v. giderek (bir noktaya) doğru tırmanmak
build up to (something) v. giderek büyüyüp (bir şey) haline gelmek
build up to (something) v. gitgide gelişip (bir şey) halini almak
build up to (something) v. giderek büyüyüp (bir şey) halini almak
build up to (something) v. çığ gibi büyüyüp (bir şeye) dönüşmek
build up to something v. bir şeyin yolunu yapmak
build up to something v. bir şeye zemin hazırlamak
build up to something v. sözü bir şeye getirmeye çalışmak
build up to something v. bir şey demeye çalışmak
build up to something v. (bir durum) bir şeye doğru ilerlemek
build up to something v. (bir durum) bir şeye doğru gelişmek
build up v. balmumu kalıbının boş yerlerini yükseltmek
build up v. tanıtımını yapmak
build up v. reklamını yapmak
build up v. ayrı parçalardan tekerlek oluşturmak
build up v. inşa ederek önünü kapatmak
build up v. binalarla doldurmak
build up v. (ateş) harlamak
build up v. gaza getirmek
build up v. amaç doğrultusunda motive etmek
Proverb
it is easier to tear down than to build up yıkmak yapmaktan daha kolaydır
it is easier to tear down than to build up tahrip tamirden kolaydır
Colloquial
build up a sizable following v. çok fazla takipçi toplamak
Idioms
build up (one's) hopes v. ümit vadetmek
build up (one's) hopes v. umut vermek
build up (one's) hopes v. umut vadetmek
build up (one's) hopes v. ümitlendirmek
build up (one's) hopes v. umutlandırmak
build up (one's) hopes v. ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
build up (one's) hopes v. beklenti yaratmak/oluşturmak
build up (one's) hopes v. heyecanla beklemesine yol açmak
build up somebody’s hopes v. ümit vadetmek
build up somebody’s hopes v. umut vermek
build up somebody’s hopes v. umut vadetmek
build up somebody’s hopes v. ümitlendirmek
build up somebody’s hopes v. umutlandırmak
build up somebody’s hopes v. ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak
build up somebody’s hopes v. beklenti yaratmak/oluşturmak
build up somebody’s hopes v. heyecanla beklemesine yol açmak
build up a head of steam v. kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
build up a head of steam v. (bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
build up/raise somebody's hopes v. birine umut vermek
build up/raise somebody's hopes v. birine ümit vadetmek
build up/raise somebody's hopes v. birini umutlandırmak/ümitlendirmek
build up/raise somebody's hopes v. birinin umutlanmasına/ümitlenmesine yol açmak
build up/raise somebody's hopes v. birinde beklenti yaratmak/oluşturmak
build up/work up a head of steam v. kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi toplamak, yaratmak, bulmak
build up/work up a head of steam v. (bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
Trade/Economic
build-up method n. parçaları bir araya getirerek bütünü inceleme yöntemi
build-up method n. toplama yöntemi
build up savings v. birikim yapmak
Politics
build up opposition block n. muhalif bir cephe oluşturma
Technical
build-up factor n. artış faktörü
build-up factor n. büyüme faktörü
build-up factor n. birikim etkeni
build-up mast n. çatma direk
build-up factor n. çoğalma faktörü
heat build-up n. ısı köprüsü
build-up factor n. radyasyon birikim faktörü
heat build-up n. sıcaklık sıkışması
payload build-up n. uzay araştırma cihazı montajı
build-up factor n. yığılma etkeni
Computer
build up a network v. ağ kurmak
Electric
build up v. voltaj yükseltmek
build up v. akımı artırmak
Construction
build-up mast n. bileşik direk
Automotive
build up n. birikim
build up n. dolgu metali ilavesi
rubber build-up n. lastik birikimi
build up v. birikmek
Aeronautic
heat build up n. gerilme ısısı
build-up kit n. montaj malzemesi
Marine
co2 build-up n. co2 birikmesi
Environment
rubbish build-up n. çöp yığılması
Geology
pressure build-up test n. basınç yükselim testi
Military
military build-up n. yığınak yapma
Printery
dirt build-up n. kirlilik birikimi