Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | buyer n. | müşteri | ||
Most home buyers have very little imagination. Çoğu ev müşterisinin çok az hayal gücü vardır. More Sentences |
||||
General | buyer n. | alıcı | ||
That way we can be sure there will be enough sellers and buyers in the market. Bu şekilde piyasada yeterince satıcı ve alıcı olacağından emin olabiliriz. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | buyer n. | alıcı | ||
In the United States there is only one buyer of arms and that is the Pentagon. Amerika Birleşik Devletleri'nde tek bir silah alıcısı vardır ve o da Pentagon'dur. More Sentences |
||||
Trade/Economic | buyer n. | müşteri | ||
I hope I can find a buyer for this. Umarım bunun için bir müşteri bulabilirim. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | buyer n. | alıcı | ||
These days, outrageous packaging is a form of advertising in order to entice buyers. Bugünlerde, alıcıları cezbetmek için çirkin ambalajlar bir tür reklam aracı olarak kullanılıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | buyer n. | satın almacı | ||
General | buyer n. | alan | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | buyer n. | alıcı firma | ||
Trade/Economic | buyer n. | malı satın alan | ||
Trade/Economic | buyer n. | satın alan kişi | ||
Trade/Economic | buyer n. | satın alan | ||
Trade/Economic | buyer n. | satın alıcı | ||
Trade/Economic | buyer n. | mübayaacı |