cases - Turco Inglés Diccionario

cases

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "cases" en diccionario turco inglés : 3 resultado(s)

Inglés Turco
General
cases n. davalar
When cases break out in these countries there is a time lag.
Bu ülkelerde davalar patlak verdiğinde bir zaman gecikmesi yaşanmaktadır.

More Sentences
cases n. vakalar
Furthermore, I have the feeling that we are getting used to so many cases arising.
Dahası, bu kadar çok vakanın ortaya çıkmasına alıştığımız hissine kapılıyorum.

More Sentences
Military
cases n. vukuat

Significados de "cases" con otros términos en diccionario inglés turco: 86 resultado(s)

Inglés Turco
General
pillow cases n. yastık kılıfları
Dan strangled Linda with a pillow case.
Dan, Linda'yı bir yastık kılıfıyla boğdu.

More Sentences
in all cases adv. her durumda
It seems to us that flexibility should be present in all cases.
Bize öyle geliyor ki esneklik her durumda mevcut olmalıdır.

More Sentences
in some cases adv. bazı durumlarda
It has even been necessary to renationalise in some cases.
Hatta bazı durumlarda yeniden ulusallaştırma bile gerekli olmuştur.

More Sentences
in many cases adv. birçok durumda
In many cases, repairs to these churches are phenomenally expensive for parishioners.
Birçok durumda bu kiliselerin onarımı cemaat için olağanüstü pahalıdır.

More Sentences
in most cases adv. birçok durumda
Women who claim to love Disney films are, in most cases, suffering mentally.
Disney filmlerini sevdiğini iddia eden kadınlar, birçok durumda zihinsel olarak acı çekiyorlar.

More Sentences
Phrases
in such cases expr. bu gibi durumlarda
In such cases, we need clear regulations in favour of the accident victim.
Bu gibi durumlarda kazazede lehine net düzenlemelere ihtiyacımız var.

More Sentences
in cases where expr. olduğu durumlarda
It would allow exceptions to be made in cases where the plasma shortage really is an insurmountable problem.
Plazma eksikliğinin gerçekten aşılamaz bir sorun olduğu durumlarda istisnalar yapılmasına izin verecektir.

More Sentences
Colloquial
in both cases expr. her iki durumda
In both cases the position of workers may be affected.
Her iki durumda da işçilerin durumu etkilenebilir.

More Sentences
General
obligatory cases n. zorunlu haller
similar cases n. benzeri durumlar
search and rescue cases n. arama kurtarma vakaları
special cases n. özel durumlar
exceptional cases n. istisnai durumlar
accumulation of cases n. davaların yığılması
join the cases v. davaları birleştirmek
in most cases adv. çoğu vakada
in such cases adv. bu durumlarda
in cases of emergency adv. olağanüstü bir durumda
in almost all cases adv. nerdeyse her durumda
in almost all cases adv. hemen hemen her durumda
in similar cases adv. benzer vakalarda
in similar cases adv. benzer durumlarda
in other cases adv. başka durumlarda
in other cases adv. diğer durumlarda
in some other cases adv. bazı diğer/başka durumlarda/vakalarda
in necessary cases adv. gerekli durumlarda
in severe cases adv. çok şiddetli durumlarda
Phrases
in the undermentioned cases expr. aşağıdaki durumlarda
in the following cases expr. aşağıdaki durumlarda
in a handful of cases expr. bir avuç vakada
in other cases expr. diğer hallerde
in other cases expr. diğer durumlarda
in more cases than not expr. genellikle
except in special cases expr. özel durumlar dışında
except for special cases expr. özel durumlar dışında
except special cases expr. özel durumlar dışında
in rare cases expr. nadir durumlarda
in such cases expr. bunun gibi durumlarda
Proverb
hard cases make bad laws kurunun yanında yaş da yanar
hard cases make bad laws aptalca eylemler anlamsız kurallara yol açar
hard cases make bad laws tekil ve saçma durumlar için konulan kurallara uyulmasını beklemek de saçmadır
circumstances alter cases şartlara göre değişir
circumstances alter cases bazı şartlar altında durum değişir
Colloquial
in other cases expr. başka durumlarda
in other cases expr. diğer durumlarda
Idioms
get down to cases v. asıl işe bakmak
get down to cases v. asıl konuya gelmek
get down to cases v. sadede gelmek
circumstances alter cases expr. şartlar durumları değiştirir
Trade/Economic
tax cases n. vergi davaları
Law
specific cases n. belli davalar
joined cases n. birlikte görülen davalar
cases filed at the criminal courts n. ceza mahkemelerine açılan davalar
joinder of cases n. davaların tevhidi
council of state for administrative cases n. danıştay idari işler kurulu
consolidation of cases n. davalann birleştirilmesi
joinder of cases n. davaların birleştirilmesi
council of state, plenary session of the chambers for administrative cases n. danıştay idari dava daireleri kurulu
administrative cases n. idari davalar
connected criminal cases n. murtabıt ceza davaları
connected cases n. murtabıt davalar
determined cases of torture n. saptanan işkence olayları
tax cases n. vergi davaları
Politics
cases that require immediate action n. acil önlem gerektiren durum
pending cases n. inceleme aşamasında olan dosyalar
crown cases n. kraliyet adına açılan davalar
extra procedural cases n. prosedür dışı dosyalar
rejected cases n. reddedilen dosyalar
terrorist cases n. terörist davaları
Institutes
section of legal cases and opinions n. adli davalar ve mütalaalar şube müdürlüğü
section of administrative cases and opinions n. idari davalar ve mütalaalar şube müdürlüğü
Technical
special cases n. özel durumlar
Medical
forensic autopsy cases n. adli otopsi olguları
cases with active and inactive pulmonary tuberculosis n. aktif ve inaktif akciğer tüberkülozlu olgular
consecutive cases n. ardışık olgular
childhood poisoning cases n. çocukluk çağı zehirlenme vakaları
multiple pregnancy cases n. çoğul gebelik olguları
sporadic cases of meningococcal disease n. meningekokal sporadik vakalar
average age of cases n. olguların ortalama yaşı
mean age of cases n. olguların ortalama yaşı
trauma related death cases n. travmaya bağlı ölüm vakaları
poisoning cases n. zehirlenme vakaları
Statistics
right and wrong cases method n. doğru ve yanlış durumlar yöntemi
Education
literature review with cases n. olgularla literatür değerlendirmesi
Military
gallery cases n. galeri kasaları
shaft cases n. sığınak baca kasaları