cross-border - Turco Inglés Diccionario

cross-border

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "cross-border" en diccionario turco inglés : 7 resultado(s)

Inglés Turco
General
cross-border adv. sınır ötesi
Trade/Economic
cross-border adj. yurt dışı
cross-border adj. uluslararası
Politics
cross-border n. sınır aşırı
cross-border n. sınır ötesi
cross-border adj. sınır ötesi
Military
cross-border adj. sınır ötesi

Significados de "cross-border" con otros términos en diccionario inglés turco: 40 resultado(s)

Inglés Turco
Trade/Economic
cross-border transfer n. sınır ötesi transfer
The banks have always refused to make the necessary investment to keep the cost of cross-border transfers down.
Bankalar, sınır ötesi transferlerin maliyetini düşük tutmak için gerekli yatırımı yapmayı her zaman reddetmiştir.

More Sentences
cross-border transactions n. sınır ötesi işlemler
Consumers are concerned about security, particularly with cross-border transactions.
Tüketiciler, özellikle sınır ötesi işlemlerde güvenlik konusunda endişe duymaktadır.

More Sentences
Politics
cross-border crime n. sınır ötesi suçlar
That means, for example, organised cross-border crime that affects us all.
Bu da örneğin hepimizi etkileyen organize sınır ötesi suçlar anlamına gelmektedir.

More Sentences
cross-border trade n. sınır ötesi ticaret
Encourage cross-border trade to ensure a European e-economy.
Bir Avrupa e-ekonomisi sağlamak için sınır ötesi ticareti teşvik edin.

More Sentences
cross-border cooperation n. sınır ötesi işbirliği
Will there be new, decentralised instruments to facilitate practical cross-border cooperation?
Pratik sınır ötesi işbirliğini kolaylaştırmak için yeni, merkezi olmayan araçlar olacak mı?

More Sentences
Telecom
cross-border connection n. sınır ötesi bağlantı
I would make an exception for aviation, which, in most cases, involves cross-border connections and long distances.
Çoğu durumda sınır ötesi bağlantılar ve uzun mesafeler içeren havacılık için bir istisna yapabilirim.

More Sentences
General
cross border n. sınır ötesi
perform a cross-border operation v. sınır ötesi operasyon yapmak
make a cross-border operation v. sınır ötesi operasyon yapmak
Trade/Economic
cross-border mergers n. sınır ötesi birleşmeler
cross border shopping n. sınır aşırı alışveriş
cross border sourcing n. sınır ötesi tedarik
cross-border investment n. yabancı yatırım
cross border shopping n. yurt dışı alışveriş
Politics
european convention on cross border television n. avrupa sınır ötesi televizyon sözleşmesi
committee on legal aid in cross-border disputes in civil and commercial matters n. özel hukuk ve ticaret hukuku konularındaki sınır aşan uyuşmazlıklarda adli yardım komitesi
cross-border coordination n. sınırlar arası koordinasyonu
cross-border spillovers n. sınırlar arası yayılmalar
cross-border funding n. sınırlar arası fonlandırma
cross border satellite broadcasting n. sınır ötesi uydu yayınları
cross-border financial flows n. sınırlar arası sermaye akımları
cross-border portfolio outflows n. sınırlar arası portföy çıkışları
cross-border co-operation n. sınır aşırı işbirliği
cross-border capital flows n. sınırlar arası sermaye akımları
cross-border movements n. sınır aşırı hareketler
cross-border development n. sınır ötesi kalkınma
cross-border crisis management n. sınır ötesi kriz yönetimi
cross-border capital flow n. sınır ötesi sermaye akımı
cross-border traffic n. sınır ötesi trafiği
cross-border operations n. sınır ötesi harekat
Institutes
cross border cooperation n. sınır ötesi işbirliği
Tourism
cross-border ticketing n. sınır-ötesi biletleme
Computer
cross border connection n. sınır ötesi bağlantı
Telecom
cross-border interconnect n. sınırlararası arabağlantı
Aeronautic
cross border area n. sinir geçiş sahası
cross border area n. sınır geçiş sahası
Military
cross-border operation n. sınır ötesi harekat
cross-border attack n. sınır ötesi saldırı
cross-border raid n. sınır ötesi saldırı
cross-border operation n. sınır ötesi operasyon