faizli - Turco Inglés Diccionario

faizli

Significados de "faizli" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
faizli at interest adv.
Trade/Economic
faizli interest-bearing adj.

Significados de "faizli" con otros términos en diccionario inglés turco: 58 resultado(s)

Turco Inglés
General
düşük faizli kredi low interest loan n.
Allow Member States to offer low interest loans and tax incentives to support SMEs.
Üye Devletlerin KOBİ'leri desteklemek için düşük faizli krediler ve vergi teşvikleri sunmalarına izin verin.

More Sentences
düşük ödemeli kısa vadeli sabit faizli bir kredi balloon mortgage n.
aşırı faizli usurious adj.
Trade/Economic
çek yazılabilen faizli tasarruf hesabı now account n.
bir bankanın değişken faizli varlıklarının toplam varlıklara oranının onun değişken faizli borçlarının toplam borçlarına oranından daha düşük olması durumu negative funds gap n.
değişken faizli ihraçlar floating rate notes n.
devlet tarafından kurumlara sağlanan vergi indirimi, düşük faizli destek kredisi gibi yardımlar bütünü corporate welfare n.
değişken vadeli sabit faizli tahviller fixed rate bonds with variable terms n.
değişken-faizli senetler floating-rate notes n.
değişken faizli bono floating-rate note n.
değişken faizli tahvil floating rate bond n.
değişken faizli ihraçlar floating rate notes n.
düşük faizli kredi low interest rate loan n.
düşük gelirlilere yüksek faizli kredi second chance lending n.
düşük faizli kredi loan with low interest rate n.
düşük gelirlilere yüksek faizli kredi b-paper n.
düşük faizli kredi soft loan n.
düşük gelirlilere yüksek faizli kredi subprime lending n.
düşük gelirlilere yüksek faizli kredi near-prime n.
ertelenmiş faizli tahvil deferred bond n.
ertelenmiş faizli tahvil masrafları deferred bond expenses n.
faizli borç loan on interest n.
faizli tahvil active bond n.
faizli senet interest bearing note n.
faizli borç loan of interest n.
faizli menkul değerler interest bearing securities n.
düşük faizli kredi ile alınan para easy money n.
sabit faizli krediler fixed-interest loans n.
sabit faizli menkul kıymetler fixed interest securities n.
sabit faizli kredi fixed-rate loan n.
sabit faizli konut kredisi fixed-interest housing loan n.
sabit faizli taşınır değerler fixed interest securities n.
sabit faizli kredi fixed-rate credit n.
sabit faizli menkul değerler fixed interest securities n.
sabit faizli tahvil fixed rate bond n.
yüksek faizli kredi high interest rate loan n.
yüksek risk faizli ipotek kredisi subprime mortgage n.
bir yatırım uzmanının müşterisi adına yatırılacak miktarı ayarladığı, sabit faizli menkul kıymetler, hisse senetleri, devlet tahvilleri ve emlaktan oluşan bir kombinasyona yapılan yatırım managed bonds n.
uzun vadeli faiz oranları belirli bir seviyeye düştüğünde yerini otomatik olarak sabit faizli uzun vadeli tahvile bırakan ve uluslararası pazarlarda kullanılan değişken oranlı banka kredisi droplock n.
değişken faizli ihraç floating-rate note n.
değişken faizli eurobond türü floating-rate note n.
faizli yatırım için para alan komisyoncu scrivener n.
faizli olmak be remunerative v.
aşırı faizli usurious adj.
sıfır faizli zero-interest adj.
yüksek faizli sub-prime adj.
yüksek faizli subprime adj.
aşırı faizli usurarious adj.
yüksek faizli usurarious adj.
aşırı faizli usurous [obsolete] adj.
yüksek faizli usurous [obsolete] adj.
(kredi) düşük faizli low-interest adj.
Law
faizli tahvil active bond n.
varis ile yapılan yüksek faizli borç sözleşmesi catching bargain n.
kura çekerek verilen düşük faizli konut kredisi ballot [new zealand] n.
aşırı faizli usurious adj.
yüksek faizli usurious adj.
Tourism
düşük faizli tatil kredisi low interest holiday loan n.