Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | fluently adv. | akıcı biçimde | ||
Does Tom speak French fluently? Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu? More Sentences |
||||
General | fluently adv. | akıcı bir şekilde | ||
She speaks English fluently. Akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor. More Sentences |
||||
General | fluently adv. | akıcı bir biçimde | ||
You seem to speak French fluently. Akıcı bir biçimde Fransızca konuşuyor gibi görünüyorsun. More Sentences |
||||
General | fluently adv. | pürüzsüz | ||
General | fluently adv. | bülbül gibi | ||
General | fluently adv. | şakır şakır | ||
General | fluently adv. | su gibi |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | speak fluently v. | akıcı konuşmak | ||
The only language I can speak fluently is English. Akıcı konuşabildiğim tek dil İngilizce. More Sentences |
||||
General | speak fluently v. | çatır çatır konuşmak | ||
General | speak fluently v. | bülbül gibi konuşmak | ||
General | speak fluently v. | sular seller gibi konuşmak |