guilty of - Turco Inglés Diccionario

guilty of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "guilty of" en diccionario turco inglés : 2 resultado(s)

Inglés Turco
General
guilty of prep. suçlu
Other countries too in old and new Europe are, however, guilty of plundering the natural resources of Africa.
Ancak eski ve yeni Avrupa'daki diğer ülkeler de Afrika'nın doğal kaynaklarını yağmalamaktan suçludur.

More Sentences
guilty of adj. -den suçlu

Significados de "guilty of" con otros términos en diccionario inglés turco: 28 resultado(s)

Inglés Turco
General
be guilty of v. suçlu olmak
I'm sure he is guilty of the murder.
Cinayetten suçlu olduğuna eminim.

More Sentences
guilty of murder n. kanlı
be guilty of v. suçlusu olmak
be found guilty of v. hüküm giymek
be held guilty of v. mal edilmek
feel guilty and full of remorse v. vicdan azabı çekmek
return a verdict of guilty v. suçlu bulmak
Proverb
every man is guilty of all the good he didn't do yapabilecekken yapmadığımız her iyilik için suçlu sayılırız
every man is guilty of all the good he didn't do yapabileceğimiz iyilikleri yapmamak bizi suçlu kılar/yapar
every man is guilty of all the good he didn't do insanoğlu (gücü yettiği halde/imkanı bulunduğu halde) yapmadığı (iyi) işlerin (mesulüdür) suçlusudur
Law
degree of guilty n. hatanın ağırlığı
verdict of guilty n. jürinin verdiği mahkumiyet kararı
verdict of not guilty n. jürinin verdiği beraat kararı
return a verdict of guilty n. jürinin suçlu olduğuna karar vermesi
plea of not guilty n. sanığın suçu reddetmesi
negotiated plea of guilty n. suçu kabullenmek suretiyle cezada pazarlık
the principle of suspects being innocent until proved guilty n. şüphelilerin suçluluğu kanıtlanana kadar masum olduğu/olması ilkesi
plea of guilty n. suçun kabulü
plea of guilty n. suçu kabullenme
plea of guilty n. suçu kabul etme
plea of guilty n. suçun kabullenilmesi
plea of not guilty n. suçun reddedildiği sanık defisi
verdict of guilty n. verilen mahkumiyet kararı
return a verdict of not guilty v. beraat kararı vermek
be proven guilty of the offense v. suçu sabit görülmek
return a verdict of guilty v. suçlu olduğuna karar vermek
bring in a verdict of guilty v. suçlu bulmak
return a verdict of guilty v. suçlu olduğuna karar vermek (jüri)