|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
half adj.
|
yarım |
|
Globally, more than half a billion small arms are in circulation.
Dünya genelinde yarım milyardan fazla hafif silah dolaşımdadır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
better half n.
|
eş |
|
Where's your better half?
Eşin nerede?
More Sentences
|
3 |
General |
half hour n.
|
yarım saat |
|
It's a half hour till lunch.
Öğle yemeğine yarım saat var.
More Sentences
|
4 |
General |
half brother n.
|
üvey kardeş |
|
I'm Tom's half brother.
Ben Tom'un üvey kardeşiyim.
More Sentences
|
5 |
General |
half brother n.
|
üvey erkek kardeş |
|
Tom is my half brother.
Tom benim üvey erkek kardeşim.
More Sentences
|
6 |
General |
half life n.
|
yarı ömür |
|
The half life of actinium-225 is approximately 10 days.
Aktinyum-225'in yarı ömrü yaklaşık 10 gündür.
More Sentences
|
7 |
General |
first half n.
|
birinci yarı |
|
Tourist revenues rose by about 5% in the first half of 2000, after a poor result in 1999.
Turizm gelirleri, 1999 yılındaki kötü bir sonuçtan sonra, 2000 yılının birinci yarısında %5 kadar yükselmiştir.
More Sentences
|
8 |
General |
second half n.
|
ikinci yarı |
|
There are three major interlocking processes among the items on our agenda for the second half of this year.
Bu yılın ikinci yarısında gündemimizde yer alan konular arasında birbiriyle bağlantılı üç önemli süreç bulunmaktadır.
More Sentences
|
9 |
General |
half an hour n.
|
yarım saat |
|
Why, yet again, has the time allotted to questions to the Council been reduced by half an hour?
Konsey'e yöneltilen sorulara ayrılan süre neden yine yarım saat azaltıldı?
More Sentences
|
10 |
General |
one half n.
|
yarısı |
|
One half of Europe has become the adversary of the other.
Avrupa'nın bir yarısı diğerinin düşmanı haline gelmiştir.
More Sentences
|
11 |
General |
half the battle n.
|
işin yarısı |
|
Making a good start is half the battle.
İyi bir başlangıç yapmak işin yarısıdır.
More Sentences
|
12 |
General |
first half n.
|
ilk yarı |
|
These issues were examined at the IGC meetings which took place in the first half of October.
Bu konular Ekim ayının ilk yarısında gerçekleşen IGC toplantılarında incelenmiştir.
More Sentences
|
13 |
General |
other half n.
|
diğer yarısı |
|
What we are discussing here is not going to find its way over to the other half of the budgetary authority.
Burada tartıştığımız konu, bütçe yetkisinin diğer yarısına yansımayacak.
More Sentences
|
14 |
General |
better half n.
|
hayat arkadaşı |
|
Where's your better half?
Senin hayat arkadaşın nerede?
More Sentences
|
15 |
General |
half-truth n.
|
yarı gerçek |
|
Instead, we have seen half-truths, prevarication and evasion.
Bunun yerine yarı gerçekler, yalanlar ve kaçamak cevaplar gördük.
More Sentences
|
16 |
General |
half-sister n.
|
üvey kız kardeş |
|
Tom has a half-sister.
Tom'un bir tane üvey kız kardeşi vardır.
More Sentences
|
17 |
General |
half sister n.
|
üvey kız kardeş |
|
No, Mary isn't my stepsister, she's my half sister.
Hayır, Mary benim üvey kız kardeşim değil, yarı kardeşim.
More Sentences
|
|
18 |
General |
half an inch n.
|
yarım inç |
|
I'm half an inch taller than Tom.
Tom'dan yarım inç daha uzunum.
More Sentences
|
19 |
General |
half measure n.
|
yarım yamalak |
|
Fire cannot be prevented by half measures.
Yangına yarım yamalak önlemlerle engel olunamaz.
More Sentences
|
20 |
General |
half century n.
|
yarım yüzyıl |
|
I'm over a half century old.
Yarım yüzyılı geçtim.
More Sentences
|
21 |
General |
half century n.
|
yarım asır |
|
I'm over a half century old.
Yarım asırdan fazla yaştayım.
More Sentences
|
22 |
General |
half [obsolete] n.
|
yarım yıl |
|
He has coached us for half a year.
O, yarım yıl boyunca bize eğitmenlik yaptı.
More Sentences
|
23 |
General |
half-bottle n.
|
yarım şişe |
|
Please bring me a half-bottle of wine.
Lütfen bana yarım şişe şarap getirin.
More Sentences
|
24 |
General |
half-mile n.
|
yarım mil |
|
The school is a half-mile walk from my house.
Okul, evimden yarım mil yürüme mesafesinde.
More Sentences
|
25 |
General |
half-life n.
|
(radyoaktivite) yarı ömür |
|
The half-life of the radioactive isotope is ten days.
Radyoaktif izotopun yarı ömrü on gündür.
More Sentences
|
26 |
General |
reduce by half v.
|
yarıya indirmek |
|
The price of this book has been reduced by half.
Bu kitabın fiyatı yarıya indirildi.
More Sentences
|
27 |
General |
first half of adj.
|
ilk yarısı |
|
The first half of the last century was the worst in the history of the world with two world wars.
Geçen yüzyılın ilk yarısı, iki dünya savaşı ile dünya tarihinin en kötü dönemiydi.
More Sentences
|
28 |
General |
not half bad adj.
|
fena değil |
|
The stew was not half bad.
Güveç fena değildi.
More Sentences
|
29 |
General |
more than half adj.
|
yarıdan fazla |
|
More than half of the languages spoken in our world today are endangered.
Bugün dünyamızda konuşulan dillerin yarıdan fazlası tehlike altındadır..
More Sentences
|
30 |
General |
half adj.
|
yarım |
|
Tanzania for as long as people can remember, has been host to more than half a million refugees in camps.
Tanzanya, insanların hatırlayabildiği kadarıyla, kamplarda yarım milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.
More Sentences
|
31 |
General |
half-hearted adj.
|
gönülsüz |
|
This is not just a half-hearted compromise, but a really good package.
Bu sadece gönülsüz bir uzlaşma değil, gerçekten iyi bir pakettir.
More Sentences
|
32 |
General |
half-done adj.
|
yarım |
|
Control without referring back to errors detected previously is a job half-done.
Daha önce tespit edilen hatalara geri dönmeden yapılan kontrol, yarım kalmış bir iştir.
More Sentences
|
33 |
General |
half-open adj.
|
yarı açık |
|
Tom looked at the half-open door and wondered what was on the other side.
Tom yarı açık kapıya baktı ve diğer tarafta ne olduğunu merak etti.
More Sentences
|
34 |
General |
half-dozen adj.
|
yarım düzine |
|
We have a half-dozen eggs.
Yarım düzine yumurtamız var.
More Sentences
|
35 |
General |
half adj.
|
buçuk |
|
The UN estimates that seven and a half million people are at risk of famine in this devastated country.
BM, bu harap olmuş ülkede yedi buçuk milyon insanın kıtlık riski altında olduğunu tahmin ediyor.
More Sentences
|
36 |
General |
one-half adj.
|
yarısı |
|
At present, then, only about one-half in export refund is paid for livestock in comparison with meat.
Halihazırda ete kıyasla canlı hayvan için ihracat iadesinin sadece yaklaşık yarısı ödenmektedir.
More Sentences
|
37 |
General |
half empty adj.
|
yarı boş |
|
Whether the glass is half full or half empty.
Bardağın yarısı dolu mu yoksa yarısı boş mu?
More Sentences
|
|
38 |
General |
half-naked adj.
|
yarı çıplak |
|
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Dolayısıyla yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi olduğunu sormakta haklı olabilirsiniz.
More Sentences
|
39 |
General |
half-awake adj.
|
yarı uyanık |
|
I'm often only half-awake.
Ben genellikle sadece yarı uyanığım.
More Sentences
|
40 |
General |
half-dressed adj.
|
yarı giyinik |
|
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Dolayısıyla yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi olduğunu sormakta haklı olabilirsiniz.
More Sentences
|
41 |
General |
half-eaten adj.
|
yarısı yenmiş |
|
There was a half-eaten pizza on the table.
Masanın üstünde yarısı yenmiş bir pizza vardı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
42 |
Common Usage |
half-way line n.
|
santra çizgisi |
|
43 |
Common Usage |
half-way line n.
|
orta saha çizgisi |
|
44 |
Common Usage |
half adj.
|
yarı |
|
General |
|
45 |
General |
half measures n.
|
yeterli olmayan tedbirler |
|
46 |
General |
half time n.
|
yarım gün |
|
47 |
General |
half sister n.
|
üvey kızkardeş |
|
48 |
General |
left half n.
|
solhaf |
|
49 |
General |
half portion n.
|
yarım porsiyon |
|
50 |
General |
half sole n.
|
yarım pençe |
|
51 |
General |
half plane n.
|
yarıdüzlem |
|
52 |
General |
half pay n.
|
açık maaşı |
|
53 |
General |
half space n.
|
yarıuzay |
|
54 |
General |
more than half of turks n.
|
türklerin yarısından fazlası |
|
55 |
General |
half light n.
|
yarı ışık |
|
56 |
General |
half a decade n.
|
beş yıl |
|
57 |
General |
half wit n.
|
idiot |
|
58 |
General |
half n.
|
ara |
|
59 |
General |
half face n.
|
profil |
|
60 |
General |
half binding n.
|
cilt |
|
61 |
General |
one's better half n.
|
kaşık düşmanı |
|
62 |
General |
half time n.
|
devre |
|
63 |
General |
half truth n.
|
yarı gerçek |
|
64 |
General |
half fare n.
|
yarım bilet |
|
65 |
General |
half moon n.
|
yarımay |
|
66 |
General |
half volley n.
|
yarım vole |
|
67 |
General |
half sole n.
|
gizli pençe |
|
68 |
General |
half wit n.
|
moron |
|
69 |
General |
half line n.
|
yarıdoğru |
|
70 |
General |
half intensity n.
|
yarı yoğunluk |
|
71 |
General |
half the battle n.
|
işin en zor tarafı |
|
72 |
General |
half the battle n.
|
işin çoğu |
|
73 |
General |
second half of my life n.
|
hayatımın ikinci yarısı |
|
74 |
General |
half caste n.
|
melez |
|
75 |
General |
half reaction n.
|
yarıtepkime |
|
76 |
General |
half n.
|
devre |
|
77 |
General |
half length n.
|
yarı uzunluk |
|
|
78 |
General |
half note n.
|
yarım nota |
|
79 |
General |
half a dozen n.
|
yarım düzine |
|
80 |
General |
half hitch n.
|
dülger bağı |
|
81 |
General |
half glasses n.
|
yarım gözlük |
|
82 |
General |
half measure n.
|
uzlaşma |
|
83 |
General |
half year n.
|
yarıyıl |
|
84 |
General |
half year n.
|
sömestr |
|
85 |
General |
half orphan n.
|
öksüz |
|
86 |
General |
half gold coin n.
|
yarım altın |
|
87 |
General |
a glass of half empty n.
|
yarım bardak |
|
88 |
General |
half of people n.
|
insanların yarısı |
|
89 |
General |
half principal n.
|
yarım mertek |
|
90 |
General |
pane of glass in the movable half of the window n.
|
müteharrik pencere camı |
|
91 |
General |
half ray n.
|
yarı ışın |
|
92 |
General |
half hitch n.
|
sade ilmik |
|
93 |
General |
half span n.
|
yarı açıklık |
|
94 |
General |
half load n.
|
yarı yük |
|
95 |
General |
half timber n.
|
yarım azman |
|
96 |
General |
half shield n.
|
yarı koruyucu |
|
97 |
General |
half round n.
|
yarımyuvarlak |
|
98 |
General |
half time n.
|
ara |
|
99 |
General |
half adder n.
|
yarı toplayıcı |
|
100 |
General |
half cone n.
|
yarım koni |
|
101 |
General |
half section n.
|
yarım kesit |
|
102 |
General |
half round n.
|
yarım yuvarlak |
|
103 |
General |
half time n.
|
haftaym |
|
104 |
General |
half empty seed n.
|
yarı dolu tohum |
|
105 |
General |
a two-and-a-half lira coin n.
|
iki buçukluk |
|
106 |
General |
brick-and-half wall n.
|
bir buçuk tuğla duvar |
|
107 |
General |
half-cock n.
|
horoz emniyeti |
|
108 |
General |
half-mast n.
|
yarıya indirilmiş bayrak |
|
109 |
General |
half-mast n.
|
mezestre |
|
110 |
General |
half-man n.
|
yarım adam |
|
111 |
General |
half-term n.
|
yarı yıl tatili |
|
112 |
General |
half-pint n.
|
yerden bitme |
|
113 |
General |
half-track n.
|
askeri araç |
|
114 |
General |
half-mast n.
|
bayrağın yarıya indirilmesi |
|
115 |
General |
half-burnt piece of wood n.
|
öksü |
|
116 |
General |
half-a-dollar n.
|
yarım dolarlık madeni para |
|
117 |
General |
half-blood n.
|
ebeveynlerinden biri üvey olan çocuk |
|
118 |
General |
half-title n.
|
iç kapak |
|
119 |
General |
half-shadow n.
|
yarıgölge |
|
120 |
General |
half-mast n.
|
mezestre edilmiş bayrak veya sancak |
|
121 |
General |
half-slip n.
|
kısa külot |
|
122 |
General |
half-breed n.
|
melezleme |
|
123 |
General |
half-moon n.
|
yarımay |
|
124 |
General |
half-span n.
|
yarı açıklık |
|
125 |
General |
half-way house n.
|
uzlaşma |
|
126 |
General |
half-board n.
|
yarım pansiyon |
|
127 |
General |
half-wit n.
|
budala |
|
128 |
General |
half-finished products n.
|
yarımamül ürünler |
|
129 |
General |
half-wit n.
|
denyo |
|
130 |
General |
half-timbered house n.
|
hımış ev |
|
131 |
General |
half-wit n.
|
aptal |
|
132 |
General |
half-orphan n.
|
yetim |
|
133 |
General |
half-bread n.
|
melez |
|
134 |
General |
half-term week n.
|
yarım gün çalışmalı hafta |
|
135 |
General |
half-value layer n.
|
yarı değer kalınlığı |
|
136 |
General |
half-wit n.
|
ahmak |
|
137 |
General |
half-value thickness n.
|
yarı değer kalınlığı |
|
138 |
General |
half-a-dollar n.
|
yarım dolar |
|
139 |
General |
half-length n.
|
vücudun yukarı kısmını gösteren resim |
|
140 |
General |
half-a-crown n.
|
eski ingiliz parası |
|
141 |
General |
half-hitch n.
|
yarım düğüm |
|
142 |
General |
half-boot n.
|
kısa çizme |
|
143 |
General |
half-way house n.
|
aşama |
|
144 |
General |
centre-half n.
|
santrhaf |
|
145 |
General |
half-hunter n.
|
cep saati |
|
146 |
General |
half-wit n.
|
kaşalot |
|
147 |
General |
half-year holiday n.
|
yarıyıl tatili |
|
148 |
General |
half-glass door n.
|
yarım camlı kapı |
|
149 |
General |
half-mast n.
|
bir bayrağın matem işareti olarak yarıya indirilmesi |
|
150 |
General |
half-width n.
|
yarı genişlik |
|
151 |
General |
half holiday n.
|
yarım günlük tatil |
|
152 |
General |
half fare ticket n.
|
yarım bilet |
|
153 |
General |
half pension n.
|
yarım pansiyon |
|
154 |
General |
return half n.
|
biletin dönüş yarısı |
|
155 |
General |
half-slip n.
|
iç eteklik |
|
156 |
General |
half-slip n.
|
jüpon |
|
157 |
General |
first half of the year n.
|
yılın ilk yarısı |
|
158 |
General |
second half of the year n.
|
yılın ikinci yarısı |
|
159 |
General |
nearly half of society n.
|
toplumun neredeyse yarısı |
|
160 |
General |
one and a half n.
|
bir buçuk |
|
161 |
General |
two and a half n.
|
iki buçuk |
|
162 |
General |
one and half hour n.
|
bir buçuk saat |
|
163 |
General |
half glass of wine n.
|
yarım kadeh şarap |
|
164 |
General |
nearly half of the students n.
|
öğrencilerin yarıya yakını |
|
165 |
General |
nearly half of the students n.
|
öğrencilerin neredeyse yarısı |
|
166 |
General |
first-half cash n.
|
yarısı peşin |
|
167 |
General |
one-half cash n.
|
yarısı peşin |
|
168 |
General |
the first half of the year n.
|
yılın ilk yarısı |
|
169 |
General |
the first half of the year n.
|
senenin ilk yarısı |
|
170 |
General |
half-mast n.
|
yarıya indirme (bayrak) |
|
171 |
General |
half-blood n.
|
yarımkan |
|
172 |
General |
half-blood n.
|
melez |
|
173 |
General |
half-hose n.
|
kısa çorap |
|
174 |
General |
the final half of the year n.
|
yılın son yarısı |
|
175 |
General |
three-and-a-half-hour meeting n.
|
üç buçuk saatlik toplantı |
|
176 |
General |
half of national income n.
|
ulusal gelirin yarısı |
|
177 |
General |
half awake half asleep state n.
|
uyku ile uyanıklık arasındaki durum |
|
178 |
General |
half awake half asleep state n.
|
yarı uyur yarı uyanıklık durumu |
|
179 |
General |
a mile and a half n.
|
bir buçuk mil |
|
180 |
General |
half-siblings n.
|
üvey kardeşler |
|
181 |
General |
half bath n.
|
(bir klozet ve bir lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
|
182 |
General |
half-staff n.
|
bayrağı yarıya indirme |
|
183 |
General |
half-drop-match n.
|
yarım (soter) raport |
|
184 |
General |
four and a half n.
|
dört buçuk |
|
185 |
General |
half up half down n.
|
saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi |
|
186 |
General |
center-half n.
|
santrhaf |
|
187 |
General |
half-frame glasses n.
|
yarım çerçeve gözlük |
|
188 |
General |
paternal half-brother n.
|
baba bir ana ayrı erkek kardeş |
|
189 |
General |
the 1st half n.
|
1. yarı |
|
190 |
General |
half a cup of water n.
|
yarım bardak su |
|
191 |
General |
half teaspoon n.
|
yarım çay kaşığı |
|
192 |
General |
half shirt n.
|
yarım tişört |
|
193 |
General |
brick-and-half wall n.
|
kalın bir tuğla duvar |
|
194 |
General |
half socks n.
|
yarım çorap |
|
195 |
General |
half smile n.
|
yarım ağız gülme |
|
196 |
General |
half eternity ring n.
|
yarımtur yüzük |
|
197 |
General |
half eternity ring n.
|
yarım tur yüzük |
|
198 |
General |
one and a half year n.
|
bir buçuk yıl |
|
199 |
General |
half sovereign n.
|
10 şilin değerinde eski bir ingiliz altın parası |
|
200 |
General |
half aunt n.
|
annenin veya babanın üvey kız kardeşi |
|
201 |
General |
half wit n.
|
geri zekâlı |
|
202 |
General |
half [obsolete] n.
|
altı aylık dönem |
|
203 |
General |
half [obsolete] n.
|
kenar |
|
204 |
General |
half [obsolete] n.
|
yan |
|
205 |
General |
half [scotland] n.
|
ufak kadeh içki |
|
206 |
General |
half n.
|
ortak |
|
207 |
General |
half n.
|
önemli bölüm |
|
208 |
General |
half n.
|
yarım pint |
|
209 |
General |
half n.
|
önemli kısım |
|
210 |
General |
half n.
|
yarım kron |
|
211 |
General |
half n.
|
yarım dolar |
|
212 |
General |
half bathroom n.
|
(klozet ve lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
|
213 |
General |
half boarder n.
|
yarı yatılı öğrenci |
|
214 |
General |
half boarder n.
|
yarım pansiyoner |
|
215 |
General |
half cap n.
|
şapkayla hafifçe verilen selam |
|
216 |
General |
half cock n.
|
hazırlıksızlık |
|
217 |
General |
half cock n.
|
fevrilik |
|
218 |
General |
half cock n.
|
zihin bulanıklığı |
|
219 |
General |
half door n.
|
hollanda kapısı |
|
220 |
General |
half door n.
|
yarım kapı |
|
221 |
General |
half heck n.
|
kapının alt yarısı |
|
222 |
General |
half life n.
|
düşüş veya eskimeden önceki popülerlik veya kullanışlılık dönemi |
|
223 |
General |
half mile n.
|
yarım millik yarış |
|
224 |
General |
half pay n.
|
fiili hizmette olmayan veya emeklilik dönemindeki ingiliz ordu subayına ödenen indirilmiş maaş |
|
225 |
General |
half pint n.
|
yarım pint |
|
226 |
General |
half pound n.
|
yarım libre |
|
227 |
General |
half time n.
|
devre arası |
|
228 |
General |
half-a-crown n.
|
iki buçuk şilin |
|
229 |
General |
half-a-dollar n.
|
elli sent |
|
230 |
General |
half-and-half [uk] n.
|
iki çeşit bira karışımı |
|
231 |
General |
half-and-half n.
|
melez |
|
232 |
General |
half-and-half n.
|
çifte vatandaş |
|
233 |
General |
half-and-half n.
|
iki şeyin eşit oranda karışımı |
|
234 |
General |
half-birthday n.
|
yarı doğum günü |
|
235 |
General |
half-birthday n.
|
birisinin gerçek doğum gününden yaklaşık 6 ay önceki gün |
|
236 |
General |
half-blood n.
|
orta incelikte yün |
|
237 |
General |
half-bred n.
|
kırma hayvan |
|
238 |
General |
half-century n.
|
ellili grup |
|
239 |
General |
half-circle n.
|
yarım daire şeklindeki şey |
|
240 |
General |
half-cock n.
|
hazırlıksızlık |
|
241 |
General |
half-cock n.
|
fevrilik |
|
242 |
General |
half-cock n.
|
zihin bulanıklığı |
|
243 |
General |
half-gallon n.
|
yarım galon |
|
244 |
General |
half-inch n.
|
yarım inç |
|
245 |
General |
half-lie n.
|
yalan yanlış şey |
|
246 |
General |
half-lie n.
|
tam olarak doğru olmayan şey |
|
247 |
General |
half-mile n.
|
800 metre |
|
248 |
General |
half-mile n.
|
yarım millik yarış |
|
249 |
General |
half-minute n.
|
kısa süre |
|
250 |
General |
half-minute n.
|
yarım dakika |
|
251 |
General |
half-minute n.
|
lahza |
|
252 |
General |
half-minute n.
|
an |
|
253 |
General |
half-mourning n.
|
yarım matem dönemi kıyafetleri |
|
254 |
General |
half-mourning n.
|
yarı matem dönemi |
|
255 |
General |
half-second n.
|
yarım saniye |
|
256 |
General |
half-second n.
|
dakikanın 120'de 1'i |
|
257 |
General |
half-second n.
|
an |
|
258 |
General |
half-sword n.
|
yarım kılıç |
|
259 |
General |
half-sword n.
|
yakın dövüş |
|
260 |
General |
half-sword [obsolete] n.
|
küçük kılıç |
|
261 |
General |
half-turn n.
|
yarım dönüş |
|
262 |
General |
half-way house n.
|
yarıyol hanı |
|
263 |
General |
half-way house n.
|
orta nokta |
|
264 |
General |
half-way house n.
|
uyum evi |
|
265 |
General |
one-half n.
|
bütünün eşit iki parçasından her biri |
|
266 |
General |
half-sibling n.
|
yarı kardeş |
|
267 |
General |
half-brother n.
|
sadece bir ebeveynin ortak olduğu erkek kardeş |
|
268 |
General |
half-sister n.
|
sadece bir ebeveynin ortak olduğu kız kardeş |
|
269 |
General |
paternal half-sister n.
|
baba tarafından yarı-öz kardeş |
|
270 |
General |
cut in half v.
|
yarıya bölmek |
|
271 |
General |
be too clever by half v.
|
zekasına çok güvenmek |
|
272 |
General |
meet half way v.
|
uzlaşmak |
|
273 |
General |
go off at half cocked v.
|
hazırlıksız iş görmek |
|
274 |
General |
be left half finished v.
|
yarıda kalmak |
|
275 |
General |
half finish v.
|
yarılamak |
|
276 |
General |
be left half finished v.
|
yarım kalmak |
|
277 |
General |
half close v.
|
aralık bırakmak |
|
278 |
General |
be left half open v.
|
aralık kalmak |
|
279 |
General |
finish the half v.
|
devreyi kapatmak |
|
280 |
General |
fold in half v.
|
ikiye kıvırmak |
|
281 |
General |
fold in half v.
|
ikiye katlamak |
|
282 |
General |
break in half v.
|
ikiye bölmek (ekmeği vb) |
|
283 |
General |
put half the money in the bank v.
|
paranın yarısını bankaya yatırmak |
|
284 |
General |
split the work half and half v.
|
yapılacak işi yarı yarıya bölmek |
|
285 |
General |
go off at half cocked v.
|
yolunu şaşırmak |
|
286 |
General |
draw a half moon v.
|
yarımay çizmek |
|
287 |
General |
fly the flag at half-mast v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
288 |
General |
lower the flag to half-mast v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
289 |
General |
half-open v.
|
biraz açmak |
|
290 |
General |
fly the flag at half-mast v.
|
bayrakları yarıya indirmek |
|
291 |
General |
half-sole v.
|
ayakkabıya yarım pençe vurmak |
|
292 |
General |
half-sole v.
|
yarım pençe vurmak |
|
293 |
General |
go off at half-cocked v.
|
sinirlenmek |
|
294 |
General |
have half a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
295 |
General |
have half a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
296 |
General |
lower the flag to half-staff v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
297 |
General |
go off at half-cocked v.
|
yolunu şaşırmak |
|
298 |
General |
half-open v.
|
aralamak |
|
299 |
General |
half-sole v.
|
yarım pençe vurmak (ayakkabıya) |
|
300 |
General |
lower a flag to half-staff v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
301 |
General |
half-fall v.
|
neredeyse düşmek |
|
302 |
General |
be scared half to death v.
|
çok korkmak |
|
303 |
General |
cut the expenses in half v.
|
masrafları yarıya indirmek |
|
304 |
General |
complete half of v.
|
yolu yarılamak |
|
305 |
General |
turn back half-way v.
|
yarı yoldan dönmek |
|
306 |
General |
last a day and a half v.
|
bir buçuk gün sürmek |
|
307 |
General |
take half v.
|
(ilacı) yarım almak |
|
308 |
General |
spend half of his/her life in the music business v.
|
hayatının yarısını müzik piyasasında harcamak |
|
309 |
General |
spend half of one's life in something v.
|
hayatının yarısını bir şeye/bir yerde harcamak |
|
310 |
General |
spend half of one's life in something v.
|
hayatının yarısını bir şeyle geçirmek |
|
311 |
General |
fold into half v.
|
(kağıdı vb) ikiye katlamak |
|
312 |
General |
take a half day off from work v.
|
işten yarım gün izin almak |
|
313 |
General |
take a half day off v.
|
yarım gün izin almak |
|
314 |
General |
take a half day off v.
|
yarım gün izin kullanmak |
|
315 |
General |
be half dead with a bullet hole in one's shoulder v.
|
omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak |
|
316 |
General |
fly the flag at half-staff v.
|
bayrakları yarıya indirmek |
|
317 |
General |
take half measures v.
|
yarım yamalak yapmak |
|
318 |
General |
split in half v.
|
ikiye ayrılmak |
|
319 |
General |
cut in half v.
|
yarıya indirgemek |
|
320 |
General |
cut in half v.
|
yarıya düşürmek |
|
321 |
General |
fall by half v.
|
yarı yarıya düşmek |
|
322 |
General |
half believe v.
|
şüphelenmek |
|
323 |
General |
pay half for something v.
|
bir şeyin yarısını ödemek |
|
324 |
General |
half cock v.
|
(silahın horozunu) yarı tetik haline getirmek |
|
325 |
General |
half-cock v.
|
hazırlıksızlık nedeniyle başarısız olmak |
|
326 |
General |
half-fill v.
|
yarısını doldurmak |
|
327 |
General |
half-mast v.
|
(bayrağı) yarıya indirmek |
|
328 |
General |
half-staff v.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
329 |
General |
half breed adj.
|
melez |
|
330 |
General |
half blooded adj.
|
melez |
|
331 |
General |
not half bad adj.
|
hiç de fena olmayan |
|
332 |
General |
half way adj.
|
yetersiz |
|
333 |
General |
half baked adj.
|
yarı pişmiş |
|
334 |
General |
half-witted adj.
|
salak |
|
335 |
General |
half-witted adj.
|
ebleh |
|
336 |
General |
half hearted adj.
|
isteksiz |
|
337 |
General |
half cocked adj.
|
düşüncesiz |
|
338 |
General |
half breed adj.
|
kırma |
|
339 |
General |
half adj.
|
yarı |
|
340 |
General |
half adj.
|
nısıf |
|
341 |
General |
more than half of adj.
|
yarısından çoğu |
|
342 |
General |
half oval adj.
|
yarımyuvarlak |
|
343 |
General |
half size adj.
|
yarı ölçekli |
|
344 |
General |
half trained adj.
|
yarı eğitilmiş |
|
345 |
General |
half size adj.
|
yarım boy |
|
346 |
General |
half duplex adj.
|
yarı çift yönlü |
|
347 |
General |
half trained adj.
|
yarı yetişmiş |
|
348 |
General |
one more than half adj.
|
yarısından bir fazlası |
|
349 |
General |
too clever by half adj.
|
anasının gözü |
|
350 |
General |
too clever by half adj.
|
kaçın kurası |
|
351 |
General |
half-witted adj.
|
aptal |
|
352 |
General |
half-breed adj.
|
melez |
|
353 |
General |
half-baked adj.
|
deneyimsiz |
|
354 |
General |
half-length adj.
|
yarım boy |
|
355 |
General |
half-cock adj.
|
tetiklemeye hazır |
|
356 |
General |
half-timbered adj.
|
yarı ahşap |
|
357 |
General |
half-hearted adj.
|
isteksiz |
|
358 |
General |
half-assed adj.
|
beceriksiz |
|
359 |
General |
half-breed adj.
|
azma |
|
360 |
General |
half-bred adj.
|
melez |
|
361 |
General |
half-light adj.
|
loş |
|
362 |
General |
half-witted adj.
|
gebeş |
|
363 |
General |
half-way adj.
|
yarım yamalak |
|
364 |
General |
half-witted adj.
|
açık ağızlı |
|
365 |
General |
half-hour adj.
|
yarım saatlik |
|
366 |
General |
half-time adj.
|
yarım günlük |
|
367 |
General |
half-way adj.
|
yetersiz |
|
368 |
General |
half-witted adj.
|
dangalak |
|
369 |
General |
half-baked adj.
|
yarı pişmiş |
|
370 |
General |
half-witted adj.
|
budala |
|
371 |
General |
half-time adj.
|
yarım günlük (iş/çalışma) |
|
372 |
General |
half-read adj.
|
yüzeysel |
|
373 |
General |
half-open adj.
|
aralık |
|
374 |
General |
half-witted adj.
|
ahmak |
|
375 |
General |
half-baked adj.
|
aptalca |
|
376 |
General |
half-blooded adj.
|
melez |
|
377 |
General |
half-baked adj.
|
düşüncesiz |
|
378 |
General |
half-caste adj.
|
melez |
|
379 |
General |
half-baked adj.
|
acemi |
|
380 |
General |
half-read adj.
|
yarım okunmuş |
|
381 |
General |
half-assed adj.
|
işe yaramaz |
|
382 |
General |
half-breed adj.
|
kırma |
|
383 |
General |
half-baked adj.
|
iyi düşünülmemiş |
|
384 |
General |
half-size adj.
|
yarı boyut |
|
385 |
General |
half duplex adj.
|
yarı dubleks |
|
386 |
General |
less than half adj.
|
yarıdan daha az |
|
387 |
General |
half-breed adj.
|
yarımkan |
|
388 |
General |
half-bred adj.
|
yarımkan |
|
389 |
General |
half-witted adj.
|
kalın kafalı |
|
390 |
General |
half full adj.
|
yarı dolu |
|
391 |
General |
one and a half adj.
|
bir buçuk katı |
|
392 |
General |
half blind adj.
|
yarı kör |
|
393 |
General |
half sunk adj.
|
yarıya kadar gömülmüş |
|
394 |
General |
half-buried adj.
|
yarıya kadar gömülü |
|
395 |
General |
half-buried adj.
|
yarı gömülü |
|
396 |
General |
half-buried adj.
|
(toprağa) yarısına kadar gömülü |
|
397 |
General |
at half-mast adj.
|
yarıya indirilmiş (bayrak) |
|
398 |
General |
at half-staff adj.
|
yarıya indirilmiş (bayrak) |
|
399 |
General |
a half-carat adj.
|
bir buçuk karatlık |
|
400 |
General |
half-clothed adj.
|
yarı giyinik |
|
401 |
General |
half-stunned adj.
|
yarı baygın |
|
402 |
General |
half-dark adj.
|
yarı karanlık |
|
403 |
General |
half empty adj.
|
yarıya kadar boş |
|
404 |
General |
half empty adj.
|
yarı yarıya boş |
|
405 |
General |
half-blind adj.
|
yarı kör |
|
406 |
General |
half hidden adj.
|
belli belirsiz |
|
407 |
General |
split half adj.
|
ikiye bölünmüş |
|
408 |
General |
split half adj.
|
yarıya bölünmüş |
|
409 |
General |
half adj.
|
mesafenin yarısına ulaşan |
|
410 |
General |
half adj.
|
sadece yarısını kapsayan |
|
411 |
General |
half adj.
|
omurgayı ve panoların dörtte birini kaplayan |
|
412 |
General |
half [dialect] [uk] adj.
|
küçük |
|
413 |
General |
half adj.
|
kısmi zamanlı |
|
414 |
General |
half adj.
|
yarı zamanlı |
|
415 |
General |
half adj.
|
kısmen |
|
416 |
General |
half adj.
|
yarım yamalak |
|
417 |
General |
half adj.
|
tam olmayan |
|
418 |
General |
half adj.
|
kısmi |
|
419 |
General |
half adj.
|
tek ebeveyni ortak olan |
|
420 |
General |
half mile adj.
|
yarım millik |
|
421 |
General |
half-time adj.
|
yarım zamanlı |
|
422 |
General |
half-time adj.
|
kısmi zamanlı |
|
423 |
General |
half-time adj.
|
yarı hızlı |
|
424 |
General |
half-and-half adj.
|
iki şeyi eşit olarak birleştiren |
|
425 |
General |
half-and-half adj.
|
eşit katılım gerektiren |
|
426 |
General |
half-arsed adj.
|
düşüncesiz |
|
427 |
General |
half-arsed adj.
|
sağduyu göstermeyen |
|
428 |
General |
half-arsed adj.
|
iyi planlanmamış |
|
429 |
General |
half-asleep adj.
|
uyuruyanık |
|
430 |
General |
half-blooded adj.
|
üvey |
|
431 |
General |
half-blooded adj.
|
ebeveynlerinden biri ortak olan |
|
432 |
General |
half-bred adj.
|
üvey |
|
433 |
General |
half-bred adj.
|
ebeveynlerinden biri ortak olan |
|
434 |
General |
half-bred adj.
|
iyi eğitilmemiş |
|
435 |
General |
half-bred adj.
|
iyi terbiye edilmemiş |
|
436 |
General |
half-clad adj.
|
kısmen giyinmiş |
|
437 |
General |
half-clad adj.
|
yarı giyinik |
|
438 |
General |
half-clammed adj.
|
yarı dolu |
|
439 |
General |
half-closed adj.
|
kısmen kapalı |
|
440 |
General |
half-closed adj.
|
yarı kapalı |
|
441 |
General |
half-completed adj.
|
kısmen tamamlanmış |
|
442 |
General |
half-concealed adj.
|
kısmen gizlenmiş |
|
443 |
General |
half-conscious adj.
|
yarı bilinçli |
|
444 |
General |
half-conscious adj.
|
kısmen uyanık |
|
445 |
General |
half-convinced adj.
|
tam ikna olmamış |
|
446 |
General |
half-convinced adj.
|
yarı emin |
|
447 |
General |
half-cooked adj.
|
tam pişmemiş |
|
448 |
General |
half-cooked adj.
|
yarı pişmiş |
|
449 |
General |
half-covered adj.
|
kısmen örtülü |
|
450 |
General |
half-covered adj.
|
yarı kapalı |
|
451 |
General |
half-cracked adj.
|
yarı bunak |
|
452 |
General |
half-cracked adj.
|
ahmak |
|
453 |
General |
half-cracked adj.
|
salak |
|
454 |
General |
half-crazed adj.
|
çileden çıkarılmış |
|
455 |
General |
half-crazed adj.
|
yarı kaçık |
|
456 |
General |
half-crazy adj.
|
delimsirek |
|
457 |
General |
half-crazy adj.
|
delice |
|
458 |
General |
half-crazy adj.
|
kafası gidik |
|
459 |
General |
half-cut adj.
|
yarıya bölünmüş |
|
460 |
General |
half-cut adj.
|
kısmen ayrılmış |
|
461 |
General |
half-dazed adj.
|
biraz şaşkın |
|
462 |
General |
half-dazed adj.
|
biraz kafası karışık |
|
463 |
General |
half-deaf adj.
|
iyi duyamayan |
|
464 |
General |
half-deserted adj.
|
yarı ıssız |
|
465 |
General |
half-deserted adj.
|
yarı tenha |
|
466 |
General |
half-digested adj.
|
tam olarak asimile edilmemiş |
|
467 |
General |
half-drowned adj.
|
neredeyse ölmüş |
|
468 |
General |
half-drowned adj.
|
neredeyse boğulmuş |
|
469 |
General |
half-eaten adj.
|
kısmen tüketilmiş |
|
470 |
General |
half-english adj.
|
yarı ingiliz |
|
471 |
General |
half-faced adj.
|
yarım yüz |
|
472 |
General |
half-faced adj.
|
profil gösteren |
|
473 |
General |
half-filled adj.
|
yarı dolu |
|
474 |
General |
half-forgotten adj.
|
neredeyse unutulmuş |
|
475 |
General |
half-formed adj.
|
tam şekilli olmayan |
|
476 |
General |
half-frozen adj.
|
çok soğuk |
|
477 |
General |
half-frozen adj.
|
kısmen donmuş |
|
478 |
General |
half-gallon adj.
|
yarım galonluk |
|
479 |
General |
half-grown adj.
|
tam olgunlaşmamış |
|
480 |
General |
half-heard adj.
|
kısmen duyulmuş |
|
481 |
General |
half-heard adj.
|
yarı işitilmiş |
|
482 |
General |
half-heard adj.
|
yarısı duyulmuş |
|
483 |
General |
half-hoping adj.
|
biraz umutlu |
|
484 |
General |
half-human adj.
|
yarı insan |
|
485 |
General |
half-joking adj.
|
şakayla karışık |
|
486 |
General |
half-joking adj.
|
yarı şaka yarı ciddi |
|
487 |
General |
half-learned adj.
|
yanlış öğrenilmiş |
|
488 |
General |
half-learned adj.
|
yarım yamalak öğrenilmiş |
|
489 |
General |
half-mad adj.
|
tam olarak akla yatmayan |
|
490 |
General |
half-mad adj.
|
akıllıca olmayan |
|
491 |
General |
half-mile adj.
|
yarım millik |
|
492 |
General |
half-price adj.
|
yarı fiyatlı |
|
493 |
General |
half-remembered adj.
|
kısmen hatırlanan |
|
494 |
General |
half-remembered adj.
|
yarım yamalak anımsanan |
|
495 |
General |
half-right adj.
|
yarı doğru |
|
496 |
General |
half-right adj.
|
tam doğru olmayan |
|
497 |
General |
half-ruined adj.
|
çürümüş |
|
498 |
General |
half-ruined adj.
|
harap olmuş |
|
499 |
General |
half-ruined adj.
|
ağır hasarlı |
|
500 |
General |
half-serious adj.
|
yarı ciddi |
|