|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
hırsızlık yapmak |
steal v.
|
|
She told me how it was wrong to steal.
Bana hırsızlık yapmanın ne kadar yanlış olduğunu anlattı.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
hırsızlık (dükkan) |
shoplifting n.
|
|
Tom was arrested in Boston for shoplifting.
Tom, hırsızlık nedeniyle Boston'da tutuklandı.
More Sentences
|
3 |
General |
(hırsızlık amacıyla) girmek |
break into v.
|
|
The expectation is that they will break into the Ministry of Economy tonight, and presumably do exactly the same thing.
Beklenti, bu gece Ekonomi Bakanlığı'na girecekleri ve muhtemelen aynı şeyi yapacakları yönünde.
More Sentences
|
4 |
General |
hırsızlık yapmak |
steal v.
|
|
She told me how it was wrong to steal.
Bana hırsızlık yapmanın ne kadar yanlış olduğunu anlattı.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
5 |
Trade/Economic |
hırsızlık yapmak |
steal v.
|
|
She told me how it was wrong to steal.
Bana hırsızlık yapmanın ne kadar yanlış olduğunu anlattı.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
hırsızlık çetesi elemanı |
dacoit n.
|
|
7 |
General |
hırsızlık yapma |
housebreaking n.
|
|
8 |
General |
ufak hırsızlık |
petite larceny n.
|
|
9 |
General |
hırsızlık önlenmesi |
theft prevention n.
|
|
10 |
General |
hırsızlık maksadıyla eve giren şahıs |
house breaker n.
|
|
11 |
General |
hırsızlık mağduru |
burglary victim n.
|
|
12 |
General |
hırsızlık mağduru |
robbery victim n.
|
|
13 |
General |
hırsızlık yapma |
burgling n.
|
|
14 |
General |
hırsızlık teşebbüsü |
theft attempt n.
|
|
15 |
General |
hırsızlık teşebbüsü |
attempt of theft n.
|
|
16 |
General |
kanca kullanarak hırsızlık yapan kimse |
nuthook [obsolete] n.
|
|
17 |
General |
(oliver twist romanında) erkek çocuklara hırsızlık yaptıran kötü yaşlı adam |
fagin n.
|
|
18 |
General |
hırsızlık (banka veya müzeden) |
heist n.
|
|
19 |
General |
küçük hırsızlık |
pilfering n.
|
|
20 |
General |
kerhanede hırsızlık |
panel game n.
|
|
21 |
General |
hırsızlık yapmak |
commit a theft v.
|
|
22 |
General |
hırsızlık amacıyla bir yere girmek |
break into v.
|
|
23 |
General |
hırsızlık yaparken yakalanmak |
be caught in the act of burglary v.
|
|
24 |
General |
hırsızlık etmek |
steal v.
|
|
25 |
General |
hırsızlık etmek |
rob v.
|
|
26 |
General |
hırsızlık yapmak |
thieve v.
|
|
27 |
General |
hırsızlık amacıyla bir yere girmek |
break in v.
|
|
28 |
General |
hırsızlık yapmak |
rob v.
|
|
29 |
General |
hırsızlık olayını üstlenmek |
claim responsibility for the alleged theft v.
|
|
30 |
General |
hırsızlık çağrısına/anonsuna yanıt vermek |
respond to a burglary call v.
|
|
31 |
General |
hırsızlık yaparak çalmak |
burgle v.
|
|
|
32 |
General |
hırsızlık yaparak çalmak |
burglarize v.
|
|
33 |
General |
hırsızlık yaparak çalmak |
burglarise v.
|
|
34 |
General |
(küçük çapta) hırsızlık yapmak |
appropriate v.
|
|
35 |
General |
(özellikle mağazalarda veya yankesicilikle) hırsızlık yapmak |
boost v.
|
|
36 |
General |
hırsızlık yapmak |
depredate v.
|
|
37 |
General |
hırsızlık yapmak |
condiddle [dialect] [uk] v.
|
|
38 |
General |
(maymuncuk kullanarak) hırsızlık için girmek |
screw v.
|
|
39 |
General |
(hırsızlık amacıyla) gözünü dikmek |
set [obsolete] v.
|
|
40 |
General |
(hırsızlık amacıyla) gözü ile takip etmek |
set [obsolete] v.
|
|
41 |
General |
hırsızlık yapmak |
poach v.
|
|
42 |
General |
hırsızlık yapmak |
strike [obsolete] v.
|
|
43 |
General |
hırsızlık yapan |
thievish adj.
|
|
44 |
General |
hırsızlık gibi |
thievish adj.
|
|
45 |
General |
hırsızlık yapmaya eğilimli |
thievish adj.
|
|
46 |
General |
hırsızlık ile ilgili |
burglarious adj.
|
|
47 |
General |
hırsızlık yapmaya meyilli (kimse) |
theftuous [scottish] adj.
|
|
48 |
General |
hırsızlık yapan |
sticky-fingered adj.
|
|
49 |
General |
hırsızlık yapan |
sticky-handed adj.
|
|
50 |
General |
hırsızlık yaparak |
burglariously adv.
|
|
51 |
General |
hırsızlık yoluyla |
thievingly adv.
|
|
Phrasals |
|
52 |
Phrasals |
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek |
break in (to something or some place) v.
|
|
53 |
Phrasals |
hırsızlık yaparken yakalamak |
find out v.
|
|
Proverb |
|
54 |
Proverb |
adil takas hırsızlık değildir |
a fair exchange is no robbery
|
|
Colloquial |
|
55 |
Colloquial |
hırsızlık veya dolandırıcılık için seçilen kurban |
mark n.
|
|
56 |
Colloquial |
hırsızlık amacıyla girme |
break-in n.
|
|
57 |
Colloquial |
hırsızlık yapmak |
relieve v.
|
|
Idioms |
|
58 |
Idioms |
ayinlerde hırsızlık veya yankesicilik yapan kişi |
autem diver [obsolete] n.
|
|
59 |
Idioms |
gece sinsice yapılan hırsızlık |
moonlight requisition n.
|
|
60 |
Idioms |
gece hissettirmeden/çaktırmadan yapılan hırsızlık |
moonlight requisition n.
|
|
61 |
Idioms |
gece fark ettirmeden yapılan hırsızlık |
moonlight requisition n.
|
|
62 |
Idioms |
gece yarısı yapılan hırsızlık |
moonlight requisition n.
|
|
63 |
Idioms |
hırsızlık eğilimi |
sticky fingers n.
|
|
64 |
Idioms |
hırsızlık yapmak |
have sticky fingers v.
|
|
65 |
Idioms |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off the back of a lorry v.
|
|
66 |
Idioms |
(hırsızlık yapmak amacıyla) bir yeri gözetlemek |
case the joint v.
|
|
67 |
Idioms |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off the back of a truck v.
|
|
68 |
Idioms |
(bir hırsızlık vb. olurken) uyumak |
be asleep at the switch v.
|
|
69 |
Idioms |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off a lorry v.
|
|
70 |
Idioms |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off a truck v.
|
|
Speaking |
|
71 |
Speaking |
o hırsızlık yapma eğilimindedir |
he tends to steal expr.
|
|
Trade/Economic |
|
72 |
Trade/Economic |
adi hırsızlık |
petty larceny n.
|
|
73 |
Trade/Economic |
hırsızlık sigortası |
theft insurance n.
|
|
74 |
Trade/Economic |
hırsızlık riski |
theft risk n.
|
|
75 |
Trade/Economic |
hırsızlık yapan kimse |
grafter n.
|
|
76 |
Trade/Economic |
hırsızlık sigortası |
burglary insurance n.
|
|
77 |
Trade/Economic |
hırsızlık sigortası |
robbery insurance n.
|
|
Law |
|
78 |
Law |
adi hırsızlık |
petty larceny n.
|
|
79 |
Law |
ağır cezayı gerektiren hırsızlık |
aggravated larceny n.
|
|
80 |
Law |
ağır hırsızlık |
aggravated larceny n.
|
|
81 |
Law |
ağır hırsızlık suçu |
aggravated larceny n.
|
|
82 |
Law |
başkasına ait bir eşyayı kullanmak amacıyla yapılan hırsızlık |
wrongful appropriation n.
|
|
83 |
Law |
başka suçlarla bir arada yapılan hırsızlık |
compound larceny n.
|
|
84 |
Law |
basit hırsızlık |
simple larceny n.
|
|
85 |
Law |
başka suçlarla bir arada yapılan hırsızlık |
mixed larceny n.
|
|
86 |
Law |
bir kimsenin evine girip zor kullanmak gibi başka suçlarla birlikte yapılan hırsızlık |
compound larceny n.
|
|
87 |
Law |
bir şeyi hırsızlık maksadıyla alma |
asportation n.
|
|
88 |
Law |
bir şeyi bir yerden hırsızlık maksadıyla alma |
felonious removal of goods from the place n.
|
|
89 |
Law |
büyük hırsızlık |
grand larceny n.
|
|
90 |
Law |
bir kimsenin evinden bir şey çalmak suretiyle işlenen hırsızlık suçu |
compound larceny n.
|
|
91 |
Law |
bir kimsenin evine girip zor kullanmak veya darp gibi başka suçlarla birlikte yapılan hırsızlık suçu |
mixed larceny n.
|
|
92 |
Law |
ceza davası (cinayet, gasp, hırsızlık gibi) |
criminal trial n.
|
|
93 |
Law |
evden hırsızlık yapan |
burgler n.
|
|
94 |
Law |
evde hırsızlık yapan |
housebreaker n.
|
|
95 |
Law |
evde yapılan hırsızlık suçu |
compound larceny n.
|
|
96 |
Law |
evden hırsızlık yapan |
house breaker n.
|
|
97 |
Law |
evden hırsızlık yapma |
house breaking n.
|
|
98 |
Law |
evden hırsızlık yapan |
burglar n.
|
|
99 |
Law |
evden hırsızlık yapma |
burglary n.
|
|
100 |
Law |
hırsızlık girişimi |
robbery attempt n.
|
|
101 |
Law |
hırsızlık sigortası |
burglary insurance n.
|
|
102 |
Law |
hırsızlık niyeti |
larcenous intent n.
|
|
103 |
Law |
hırsızlık girişimi |
burglary attempt n.
|
|
104 |
Law |
hırsızlık amacıyla saldırıda bulunma |
assault with intent to rob n.
|
|
105 |
Law |
ikinci derecede büyük hırsızlık |
grand larceny in the second degree n.
|
|
106 |
Law |
kullanma amaçlı hırsızlık |
using theft n.
|
|
107 |
Law |
mala yönelik hırsızlık suçu |
serious acquisitive crime n.
|
|
108 |
Law |
küçük hırsızlık |
petty larceny n.
|
|
109 |
Law |
mevsuf hırsızlık |
mixed larceny n.
|
|
110 |
Law |
nitelikli hırsızlık |
qualified theft n.
|
|
111 |
Law |
ufak çapta hırsızlık |
pilferage n.
|
|
112 |
Law |
ufak tefek ve değersiz şeylerin çalınması ile yapılan hırsızlık |
pickery n.
|
|
113 |
Law |
ufak hırsızlık |
petty larceny n.
|
|
114 |
Law |
hırsızlık yaptığından şüphelenilen kimse |
robbery suspect n.
|
|
115 |
Law |
küçük çapta hırsızlık |
misdemeanor larceny n.
|
|
116 |
Law |
küçük çaplı hırsızlık |
misdemeanor larceny n.
|
|
117 |
Law |
cinayet, tecavüz, hırsızlık ve kundaklama suçlarıyla ilgili davalar |
pleas of the crown n.
|
|
118 |
Law |
adi hırsızlık |
petty n.
|
|
119 |
Law |
küçük hırsızlık |
petty theft n.
|
|
120 |
Law |
adi hırsızlık |
petty theft n.
|
|
121 |
Law |
hırsızlık amacıyla bir yere girmek |
break a house v.
|
|
122 |
Law |
hırsızlık amacıyla eve girmek |
burgle v.
|
|
123 |
Law |
hırsızlık amacıyla eve girmek |
commit a burglary v.
|
|
124 |
Law |
hırsızlık amacıyla eve girmek |
burglarise v.
|
|
125 |
Law |
hırsızlık amacıyla eve girmek |
burglarize v.
|
|
126 |
Law |
hırsızlık etmek |
purloin v.
|
|
127 |
Law |
hırsızlık yaparak soymak |
loot v.
|
|
Politics |
|
128 |
Politics |
iş yerleri hırsızlık sigortası |
business premises burglary insurance n.
|
|
Insurance |
|
129 |
Insurance |
hırsızlık sigortası |
theft protection n.
|
|
130 |
Insurance |
hırsızlık sigorta |
burglary insurance n.
|
|
131 |
Insurance |
hırsızlık riski |
pilferage risk n.
|
|
132 |
Insurance |
hırsızlık sigortası |
theft insurance n.
|
|
133 |
Insurance |
hırsızlık riski |
theft risk n.
|
|
134 |
Insurance |
hırsızlık rizikosu |
pilferage risk n.
|
|
135 |
Insurance |
hırsızlık rizikosu |
theft risk n.
|
|
136 |
Insurance |
yangın, soygun, hırsızlık |
fire, burglary, theft n.
|
|
137 |
Insurance |
yangın ve hırsızlık |
fire and theft n.
|
|
138 |
Insurance |
hırsızlık sigortası |
floating policy n.
|
|
139 |
Insurance |
üçüncü şahıs mali sorumluluğu, yangın, hırsızlık ve hasar gibi çoğu riske karşı koruyan (kasko poliçesi) |
comprehensive adj.
|
|
Technical |
|
140 |
Technical |
hırsızlık önleme kaseti |
anti-theft cassette n.
|
|
141 |
Technical |
hırsızlık önleme contası |
anti-theft gasket n.
|
|
142 |
Technical |
araç radyolarına yönelik hırsızlık karşıtı bir sistem markası |
benzi box® n.
|
|
Automotive |
|
143 |
Automotive |
edilgen hırsızlık önleme düzeni |
passive anti-theft system n.
|
|
144 |
Automotive |
hırsızlık önleme düzeni |
anti-theft system n.
|
|
145 |
Automotive |
hırsızlık önleme sistemi |
antitheft system n.
|
|
146 |
Automotive |
hırsızlık önleme sistemi |
anti theft system n.
|
|
147 |
Automotive |
ültrasonik hırsızlık alarm sistemi |
ultrasonic anti-theft alarm system n.
|
|
Education |
|
148 |
Education |
akademik hırsızlık |
plagiarism n.
|
|
Sport |
|
149 |
Sport |
yaralanma, lekelenme, bozulma, hırsızlık ve kayba karşı koruma oluşturması için tasarlanmış sabit eşya veya ek parça |
guard n.
|
|
Abbreviation |
|
150 |
Abbreviation |
yangın ve hırsızlık |
f and t (fire and theft) n.
|
|
Archaic |
|
151 |
Archaic |
hırsızlık yapmak |
rieve v.
|
|
152 |
Archaic |
hırsızlık yapmak |
smouch [uk] v.
|
|
Ornithology |
|
153 |
Ornithology |
kuzey amerika'ya özgü siyah başlı ve hırsızlık yapmasıyla ünlü bir alakarga |
whisker jack n.
|
|
Slang |
|
154 |
Slang |
hırsızlık, soygun benzeri yasadışı eylem |
caper n.
|
|
155 |
Slang |
hırsızlık ganimetleri |
haul n.
|
|
156 |
Slang |
soygun veya hırsızlık yoluyla elde edilen bir şey (para, mücevher) |
heist n.
|
|
157 |
Slang |
hırsızlık filmi |
heist n.
|
|
158 |
Slang |
hırsızlık veya dolandırıcılık kurbanı |
score n.
|
|
159 |
Slang |
hırsızlık yapmak |
hustle v.
|
|
British Slang |
|
160 |
British Slang |
hırsızlık yapmak için mağazaya araçla dalan kişi |
ram-raider n.
|
|
161 |
British Slang |
hırsızlık yapma amacıyla araç ile mağazaya girmek |
ram-raid v.
|
|
Modern Slang |
|
162 |
Modern Slang |
hırsızlık, gasp gibi yöntemlerle elde edilen kazanç |
alternative acquisition n.
|
|