Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Historia
iyi olan
Significados de
"iyi olan"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Colloquial
1
Colloquial
iyi olan
doing ok
adj.
Significados de
"iyi olan"
con otros términos en diccionario inglés turco: 126 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
maaşı daha iyi olan iş
better paid job
n.
2
General
insanlar ile iletişimi iyi olmayan/zayıf olan kimse
poor communicator
n.
3
General
yaygın olarak bilinen ve genellikle iyi bir ünü olan marka adı
name brand
n.
4
General
maddi durumu iyi olan kimse
nonpoor
n.
5
General
garip işlerde iyi olan kimse
thronner [dialect]
n.
6
General
her şeyde en iyi olan kimse
all-timer [us]
n.
7
General
öngörüleri iyi olan kimse
anticipant
n.
8
General
maddi durumu iyi olan aileler
affluent families
n.
9
General
blöfte iyi olan kimse
kidologist
n.
10
General
aynı anda hem iyi bir eş olan hem de profesyonel bir kariyere sahip olabilen bir kadın
wonder woman
n.
11
General
çok iyi durumda olan sikke
mint
n.
12
General
çok iyi durumda olan damga
mint
n.
13
General
manzarası iyi olan nokta
box seat
n.
14
General
içe bakış konusunda iyi olan kimse
yogi
n.
15
General
iyi mizah anlayışı olan kimse
dag
n.
16
General
iyi olan şey
goods
n.
17
General
yapılmaması daha iyi olan bir şeyi yapma dürtüsü
irresistible impulse
n.
18
General
organizasyon konusunda iyi olan kimse
organization man
n.
19
General
organizasyon konusunda iyi olan kimse
organisation man
n.
20
General
kolay ve iyi maaşlı işi olan kimse
sinecurist
n.
21
General
derdi iyi vakit geçirmek olan kimse
freewheeler
n.
22
General
iyi maaşlı bir işi bırakıp daha az stresli olan bir işi seçmek
downshift
v.
23
General
ancak yer yer iyi olan
spotty
adj.
24
General
teknik bilgisi iyi olan
skilled
adj.
25
General
aynı zamanda iyi ve kötü olan
dulcamara
adj.
26
General
ancak ara sıra iyi olan
spotty
adj.
27
General
daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün
nearly-new
adj.
28
General
muhakeme yetenekleri oldukça iyi olan
twenty-twenty
adj.
29
General
idrak yetenekleri oldukça iyi olan
twenty-twenty
adj.
30
General
sezgileri oldukça iyi olan
twenty-twenty
adj.
31
General
iyi bir işçi gibi çevik, yaratıcı ve becerikli olan
mechanic
adj.
32
General
iyi gün dostu olan
fair-weather
adj.
33
General
iyi zevki ve yüksek standartları olan
high-toned
adj.
34
General
en iyi ticari değerde olan
prime
adj.
35
General
en iyi döneminde olan
primy [obsolete]
adj.
36
General
kolay ve iyi maaşlı iş yapısında olan
sinecural
adj.
37
General
kredi geçmişi iyi olan
solid
adj.
38
General
sayısalı iyi olan
numerate
adj.
39
General
iyi veya kötü olan bir şeyi yaşaması kesin
in for
expr.
Phrases
40
Phrases
iyi olan kazansın
may the best man win
expr.
Proverb
41
Proverb
kadın için iyi olan eşi için de iyidir
what's good for the goose is good for the gander
42
Proverb
kadın için iyi olan eşi için de iyidir
what's sauce for the goose is sauce for the gander
43
Proverb
senin/benim için iyi/geçerli/yeterli olan benim/senin için de iyidir/geçerlidir/yeterlidir
what's sauce for the goose is sauce for the gander
44
Proverb
senin/benim için iyi/geçerli/yeterli olan benim/senin için de iyidir/geçerlidir/yeterlidir
what's good for the goose is good for the gander
45
Proverb
işin içinde olan daha iyi bilir
only the wearer knows where the shoe pinches
Colloquial
46
Colloquial
öncekilerden daha iyi olan şaka
topper
n.
47
Colloquial
uçuş veya helikopterler konusunda çok iyi olan kimse
rotorhead
n.
48
Colloquial
sofistike zevkleri ve iyi kazancı olan genç yetişkin
yupster
n.
49
Colloquial
sofistike zevkleri ve iyi kazancı olan genç yetişkin
yindie
n.
50
Colloquial
iyi/güçlü durumda olan
going strong
adj.
51
Colloquial
iyi olan kazansın
let the best man win
expr.
52
Colloquial
iyi olan kazansın
may the best man/woman win
expr.
Idioms
53
Idioms
kötü olan özelliği örten iyi özellik
redeeming feature
n.
54
Idioms
kötü olan özelliği örten iyi özellik
a redeeming feature
n.
55
Idioms
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey
a better bet
n.
56
Idioms
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey
better bet
n.
57
Idioms
(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey
a safer bet
n.
58
Idioms
(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey
safest bet
n.
59
Idioms
(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey
best bet
n.
60
Idioms
alanında hızla en iyi/en yetkin olan
number one with a bullet
n.
61
Idioms
sinema ve edebiyatta iyi huylu veya sihirli güçleri olan, siyahi yardımcı oyuncu
saintly black character
n.
62
Idioms
başlangıçta kötü sonrasında iyi olan şey
blessing in disguise
n.
63
Idioms
başlangıçta iyi olup sonradan ciddi sorunlara neden olan şey
a poisoned chalice
n.
64
Idioms
hep iyi olan, asla kötü olamayan, mükemmel davrandığını sanan kişi
goody two shoes person
n.
65
Idioms
dışarıdan iyi görünüp iç yüzü kötü olan bir şey/biri
devil in disguise
n.
66
Idioms
genel olarak kötü fakat bazı iyi tarafları da olan durum
horse and rabbit stew
n.
67
Idioms
hem iyi hem kötü tarafı olan durum
a double-edged sword
n.
68
Idioms
hem iyi hem kötü tarafı olan durum
a double-edged weapon
n.
69
Idioms
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz sonuçları olan bir durum
a mixed blessing
n.
70
Idioms
hem iyi hem kötü yanları olan bir resim
a mixed picture
n.
71
Idioms
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz yanları olan bir durumun tanımı
a mixed picture
n.
72
Idioms
bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey
the fly in the ointment
n.
73
Idioms
bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey
a fly in the ointment
n.
74
Idioms
hem iyi hem kötü sonuçları olan şey
mixed bag
n.
75
Idioms
hem iyi hem kötü özellikleri olan şey
mixed bag
n.
76
Idioms
takım/grup çalışmasında iyi olan kimse
team player
n.
77
Idioms
hem iyi hem kötü yönleri olan şey
curate's egg
n.
78
Idioms
iyi olan tarafa katılmak
jump on the bandwagon
v.
79
Idioms
iyi olan tarafa katılmak
climb on the bandwagon
v.
80
Idioms
iyi olan tarafa katılmak
get on the bandwagon
v.
81
Idioms
(birine) hep iyi olan şeyleri söylemek
pour honey in (one's) ear
v.
82
Idioms
iyi bir sonuca varmayacak olan
no-win
adj.
83
Idioms
son anda güzel/iyi olan
all right on the night
adj.
84
Idioms
günün sonunda iyi olan
all right on the night
adj.
85
Idioms
son anda güzel/iyi olan
all right on the night
adj.
86
Idioms
günün sonunda iyi olan
all right on the night
adj.
87
Idioms
mesleğinde iyi olan
any (teacher etc.) worth their salt
expr.
88
Idioms
mesleğinde iyi olan hiçbir öğretmen, oyuncu
no teacher/actor worth their salt
expr.
89
Idioms
iyi olan tarafa
on the bandwagon
expr.
Speaking
90
Speaking
iyi olan kazansın
may the best win
expr.
91
Speaking
iyi olan kazansın
may the best team win
expr.
92
Speaking
iyi olan taraf kazansın
may the best team win
expr.
93
Speaking
iyi olan taraf kazansın
may the best win
expr.
Trade/Economic
94
Trade/Economic
bir oyuncu için diğer oyuncunun stratejisi ne olursa olsun en iyi olan strateji
dominant strategy
n.
95
Trade/Economic
daha iyi olan eski durumuna getirme
rehabilitation
n.
Law
96
Law
taraflarının iyi niyetle imzaladıkları ancak hukuken geçersiz olan evlilik
putative marriage
n.
Politics
97
Politics
iyi durumda olan banka
good bank
n.
Technical
98
Technical
iyi görüşü olan kurp
high visibility curve
n.
99
Technical
iyi görüşü olan viraj
high visibility curve
n.
Furniture
100
Furniture
içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev
weather house
n.
Mining
101
Mining
eskiden fransız kraliyet hazinesinin en ilgi çekici taşı olan 137 karat ağırlığında iyi kalite elmas
regent diamond
n.
Medical
102
Medical
olan iyi tanımlanmış yaygın olmayan bir nörovasküler sendrom
an uncommon well-defined neurovascular syndrome
n.
Pathology
103
Pathology
yuvarlak bir kitle halinde olan iyi huylu bir epitel tümör
villoma
n.
104
Pathology
yuvarlak bir kitle halinde olan iyi huylu bir epitel tümör
papillary tumor
n.
105
Pathology
yuvarlak bir kitle halinde olan iyi huylu bir epitel tümör
papillary tumour
n.
106
Pathology
yuvarlak bir kitle halinde olan iyi huylu bir epitel tümör
papilloma
n.
107
Pathology
çiçek virüsü ile yakın akraba olup insanlarda iyi huylu jelatinimsi urlara sebep olan bir poksvirüs
myxoma virus
n.
Food Engineering
108
Food Engineering
taze domuz eti üretimi için uygun olan hafif ama iyi işlenmiş domuz
yorker
n.
Physics
109
Physics
merceğinde iyi işlenmiş tel çaprazları olan (optik cihaz)
filar
adj.
Zoology
110
Zoology
(hayvan) iyi durumda olan
forward [new zealand]
adj.
Agriculture
111
Agriculture
durumu çok iyi olan (toprak)
in good heart
expr.
Linguistics
112
Linguistics
imlası iyi olan kimse
orthographer
n.
Philosophy
113
Philosophy
insanlık için en iyi olan ideal öz
god
n.
Sport
114
Sport
ribaundda çok iyi olan oyuncu
rebounder
n.
115
Sport
sadece iyi günde takımının yanında olan taraftar
fair-weather fan
n.
116
Sport
top yakalamada iyi olan
sticky-fingered
adj.
Mythology
117
Mythology
iyi huylu perilerden olan
seelie
adj.
Archaic
118
Archaic
en iyi kalitede olan kadife
three-pile
n.
Slang
119
Slang
birçok konuda uzman olan iyi dans eden karşı cinsle konuşma konusunda iyi olan kişi
brofessional
n.
120
Slang
bir konuda iyi olan kimse
nailer [dated]
n.
121
Slang
iyi sonuçlanması garanti olan
no-lose
adj.
122
Slang
yatakta iyi olan
beddable
adj.
123
Slang
yatakta iyi olan
bedworthy
adj.
Modern Slang
124
Modern Slang
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş
all-weather friend
n.
125
Modern Slang
daha iyi olan şey
allyness
n.
126
Modern Slang
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş
always friend
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of iyi olan
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy