Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kızarıklık | rash n. | ||
The rash never came back. Kızarıklık hiç geri gelmedi. More Sentences |
||||
General | kızarıklık | blush n. | ||
A blush came over her face. Yüzüne bir kızarıklık geldi. More Sentences |
||||
General | kızarıklık | redness n. | ||
General | kızarıklık | glow n. | ||
General | kızarıklık | bleariness n. | ||
General | kızarıklık | chilblain n. | ||
General | kızarıklık | blotch n. | ||
General | kızarıklık | mule [obsolete] n. | ||
General | kızarıklık | rud [dialect] n. | ||
Medical | ||||
Medical | kızarıklık | rubor n. | ||
Medical | kızarıklık | rubescence n. |