kaldıraç - Turco Inglés Diccionario

kaldıraç

Significados de "kaldıraç" en diccionario inglés turco : 23 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kaldıraç lever n.
In the area of partnerships, assessments, discipline and planning, the role they fulfil is that of a lever.
Ortaklıklar, değerlendirmeler, disiplin ve planlama alanında, yerine getirdikleri rol bir kaldıraç rolüdür.

More Sentences
Trade/Economic
kaldıraç leverage n.
This brings greater leverage in mobilising private-sector and other public-sector funding.
Bu, özel sektör ve diğer kamu sektörü fonlarının harekete geçirilmesinde daha büyük bir kaldıraç sağlar.

More Sentences
Politics
kaldıraç leverage n.
That gives us enormous potential leverage, and we should be using it.
Bu bize muazzam bir potansiyel kaldıraç sağlıyor ve bunu kullanmalıyız.

More Sentences
Technical
kaldıraç lever n.
Without a lever of this kind a central bank can fail to achieve its objectives.
Bu tür bir kaldıraç olmadan bir merkez bankası hedeflerine ulaşmada başarısız olabilir.

More Sentences
Automotive
kaldıraç lever n.
They lifted the rock by means of a lever.
Kayayı bir kaldıraç yardımıyla kaldırdılar.

More Sentences
Common Usage
kaldıraç hoist n.
General
kaldıraç prize n.
kaldıraç pry n.
kaldıraç jack n.
kaldıraç rank n.
kaldıraç crowbar n.
kaldıraç handspike n.
kaldıraç elevator n.
Technical
kaldıraç nipper n.
kaldıraç crowbar n.
kaldıraç ripping bar n.
kaldıraç pinch bar n.
kaldıraç wrecking bar n.
kaldıraç hoistaway n.
kaldıraç hoister n.
Construction
kaldıraç fork lift n.
Hunting
kaldıraç well n.
Archaic
kaldıraç porter n.

Significados de "kaldıraç" con otros términos en diccionario inglés turco: 72 resultado(s)

Turco Inglés
General
(çeşitli nesneleri kaldıraç gibi kullanarak) kaldırmak underspore n.
My own group has tabled a number of amendments which seek to undo some of the potential damage.
Kendi grubum, potansiyel zararın bir kısmını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir dizi değişiklik önergesi sunmuştur.

More Sentences
Common Usage
kaldıraç gücü leverage n.
General
manivela veya kaldıraç olarak kullanılan bir çubuk lever n.
kancalı kaldıraç cant hook n.
kollu kaldıraç/vinç jib crane n.
kollu kaldıraç/vinç jib hoist n.
kaldıraç kuvveti prise n.
Phrasals
bir şeyi kaldıraç/levye ile kaldırmak pry something up v.
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek pry something off v.
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek pry something out (of something) v.
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek pry something from something v.
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek pry something off (of) something v.
Trade/Economic
aşırı kaldıraç extreme leverage n.
bileşik kaldıraç etkisi combined leverage effect n.
finansal kaldıraç oranı financial leverage ratio n.
finansal kaldıraç financial leverage n.
kaldıraç katsayısı leverage coefficient n.
kaldıraç işlemi leverage procedure n.
kaldıraç şirket leveraged company n.
kaldıraç katsayıları leverage ratios n.
mali kaldıraç financial leverage n.
toplam kaldıraç total leverage n.
kaldıraç oranını azaltmak deleverage v.
Politics
aşırı finansal kaldıraç excessive leverage n.
kaldıraç oranı leverage ratio n.
kaldıraç oranını azaltmak delever v.
Technical
kütükleri hareket ettirmek için kullanılan kancalı kaldıraç cant dog n.
kancalı kaldıraç cant dog n.
ayak pedallı kaldıraç foot-treadle n.
birinci derecede kaldıraç first order lever n.
kaldıraç göbeği lever hub n.
kaldıraç düğmesi lever knob n.
kaldıraç bağlaması lever link n.
kaldıraç tamponu lever stop n.
kaldıraç kiti lever kit n.
kaldıraç segmanı lever segment n.
kaldıraç kilidi lever lock n.
kaldıraç kolu kuralı lever arm principle n.
kaldıraç kuralı lever rule n.
kaldıraç kolu lever arm n.
kaldıraç kilidi lever locking n.
kaldıraç montajı lever mounting n.
ters kaldıraç kuralı inverse lever rule n.
yük kolu (kaldıraç) weight-arm n.
ucu kama şeklindeki kaldıraç anchor bar n.
kaldıraç kuvveti leverage of a force n.
kaldıraç operatörü hoistman n.
büyük metal kaldıraç dwang n.
denge yayında kullanılan kaldıraç benzeri regülatör index n.
kaldıraç olarak kullanılan spiral biçimli bir kam çeşidi snail cam n.
kaldıraç kullanmak handspike v.
Computer
kaldıraç tepsi elevator tray n.
Mechanic
evrensel kaldıraç universal lever n.
(yük hareketi için) kaldıraç kolunu hareket ettirmek luff v.
Textile
örgü makinesinde ilmekleri iğneler üzerinde kaydıran kaldıraç jack n.
Construction
kaldıraç etkisi dowel action n.
kaldıraç kuralı lever rule n.
Automotive
kaldıraç kollu süspansiyon lever-arm shock absorber n.
Marine
bir tür kaldıraç yöntemi parbuckling n.
Food Engineering
kaldıraç kuralı lever arm rule n.
Forestry
keskin, çelik uçlu kaldıraç canthook n.
keskin, çelik uçlu kaldıraç cant dog n.
kancalı kaldıraç canthook n.
kancalı kaldıraç cant dog n.
kütükleri hareket ettirmeye yarayan kaldıraç canthook n.
kütükleri hareket ettirmeye yarayan kaldıraç cant dog n.
Theatre
kaldıraç dekoru barrel system n.
Engineering
bir ambarda yükleri taşıyan kaldıraç teagle n.
kaldıraç freni centrifugal brake n.
kaldıraç sistemli emniyet freni centrifugal brake n.
iki kollu bir tür kaldıraç bell crank n.
iki kollu bir tür kaldıraç bell crank n.