kutu - Turco Inglés Diccionario

kutu

Significados de "kutu" en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)

Inglés Turco
Linguistics
kutu n. tanzanya'da konuşulan bir bantu dili

Significados de "kutu" en diccionario inglés turco : 45 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kutu box n.
Nonetheless, the de minimis rule would keep all this within the green box.
Bununla birlikte de minimis kuralı tüm bunları yeşil kutu içerisinde tutacaktır.

More Sentences
kutu case n.
She put her necklace in a jewelry case.
Kolyesini mücevher kutusuna koydu.

More Sentences
General
kutu carton n.
And so you see, our son was just playing a joke, and the little fat kid put it on the milk carton.
Oğlumuz sadece şaka yapıyordu ve küçük şişman çocuk da onu süt kutusunun üzerine koydu.

More Sentences
kutu case n.
She put her necklace in a jewelry case.
Kolyesini mücevher kutusuna koydu.

More Sentences
kutu box n.
Nonetheless, the de minimis rule would keep all this within the green box.
Bununla birlikte de minimis kuralı tüm bunları yeşil kutu içerisinde tutacaktır.

More Sentences
kutu can n.
If you were to list every phobia you can think of, you'd have to tick off many boxes after seeing this film.
Aklınıza gelen her fobiyi listeleseydiniz, bu filmi izledikten sonra birçok kutuyu işaretlemeniz gerekirdi.

More Sentences
kutu bin n.
Please put your waste in the bins outside.
Lütfen çöplerinizi dışarıdaki kutulara atın.

More Sentences
Trade/Economic
kutu box n.
Nonetheless, the de minimis rule would keep all this within the green box.
Bununla birlikte de minimis kuralı tüm bunları yeşil kutu içerisinde tutacaktır.

More Sentences
kutu case n.
She put her necklace in a jewelry case.
Kolyesini mücevher kutusuna koydu.

More Sentences
Technical
kutu can n.
If you were to list every phobia you can think of, you'd have to tick off many boxes after seeing this film.
Aklınıza gelen her fobiyi listeleseydiniz, bu filmi izledikten sonra birçok kutuyu işaretlemeniz gerekirdi.

More Sentences
kutu case n.
She put her necklace in a jewelry case.
Kolyesini mücevher kutusuna koydu.

More Sentences
kutu bin n.
Please put your waste in the bins outside.
Lütfen çöplerinizi dışarıdaki kutulara atın.

More Sentences
Computer
kutu bin n.
Please put your waste in the bins outside.
Lütfen çöplerinizi dışarıdaki kutulara atın.

More Sentences
Automotive
kutu can n.
If you were to list every phobia you can think of, you'd have to tick off many boxes after seeing this film.
Aklınıza gelen her fobiyi listeleseydiniz, bu filmi izledikten sonra birçok kutuyu işaretlemeniz gerekirdi.

More Sentences
General
kutu junction n.
kutu repository n.
kutu cassette n.
kutu cartridge n.
kutu coffer n.
kutu chest n.
kutu enclosure n.
kutu etui n.
kutu ark n.
kutu casket n.
kutu pyxis n.
kutu tin n.
kutu casquet n.
kutu boist n.
kutu bx. (box) n.
kutu pot [dialect] [uk] n.
kutu scryne n.
kutu shrine n.
kutu pyx n.
kutu canned adj.
kutu ctn (carton) abrev.
kutu ctg. (cartridge) abrev.
Technical
kutu container n.
kutu junction box n.
Computer
kutu boxes n.
Mechanic
kutu housing n.
Marine
kutu caisson n.
Medical
kutu outer carton n.
Anatomy
kutu pyx n.
Archaic
kutu scrine n.
Slang
kutu growler n.

Significados de "kutu" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
teneke kutu can n.
This can is leaking.
Bu teneke kutu sızdırıyor.

More Sentences
teneke kutu tin can n.
This would be difficult to explain to consumers lugging their tin cans or to workers losing their jobs.
Bunu teneke kutularını taşıyan tüketicilere ya da işlerini kaybeden işçilere açıklamak zor olacaktır.

More Sentences
teneke kutu tin n.
It is very annoying to have to return your tins to the place where you bought them.
Teneke kutularınızı satın aldığınız yere iade etmek zorunda kalmak çok can sıkıcı bir durum.

More Sentences
kap (kutu/şişe vb) container n.
The characteristics of the material make the recovery of the used ceramic containers pointless.
Malzemenin özellikleri kullanılmış seramik kapların geri kazanımını anlamsız kılmaktadır.

More Sentences
karton kutu carton n.
Tom took the eggs out of the carton one by one.
Tom yumurtaları karton kutudan birer birer çıkardı.

More Sentences
metal kutu metal box n.
I'm strong enough to carry those heavy metal boxes.
O ağır metal kutuları taşıyacak kadar güçlüyüm.

More Sentences
teneke (kutu) tin n.
Mary played the tin whistle when she was young.
Mary gençken teneke düdük çalardı.

More Sentences
karton kutu cardboard box n.
Tom reached into the cardboard box and pulled out a photo album.
Tom karton kutuya uzandı ve bir fotoğraf albümü çıkardı.

More Sentences
karton kutu cardboard box n.
Tom reached into the cardboard box and pulled out a photo album.
Tom karton kutuya uzandı ve bir fotoğraf albümü çıkardı.

More Sentences
kutu oyunu board game n.
Sami liked board games.
Sami kutu oyunlarını seviyordu.

More Sentences
Colloquial
teneke kutu tin can n.
This would be difficult to explain to consumers lugging their tin cans or to workers losing their jobs.
Bunu teneke kutularını taşıyan tüketicilere ya da işlerini kaybeden işçilere açıklamak zor olacaktır.

More Sentences
Technical
teneke kutu tin n.
It is very annoying to have to return your tins to the place where you bought them.
Teneke kutularınızı satın aldığınız yere iade etmek zorunda kalmak çok can sıkıcı bir durum.

More Sentences
Medical
karton kutu cardboard box n.
Tom reached into the cardboard box and pulled out a photo album.
Tom karton kutuya uzandı ve bir fotoğraf albümü çıkardı.

More Sentences
Food Engineering
teneke kutu tin can n.
This would be difficult to explain to consumers lugging their tin cans or to workers losing their jobs.
Bunu teneke kutularını taşıyan tüketicilere ya da işlerini kaybeden işçilere açıklamak zor olacaktır.

More Sentences
General
mukavva kutu bandbox n.
mukavva kutu cardboard box n.
küçük kutu casket n.
kutu veya sandık dolusu box n.
kapalı kutu secretive n.
teneke kutu (çay/kahve vb konulan) canister n.
kutu gibi olma boxiness n.
karton kutu box n.
kapalı kutu a dark horse n.
köpüklü kutu foam case n.
teneke kutu canister n.
özellikle tahta bir kutu içinde çapa yerine denize atılan büyükçe taş killick n.
kutu dolusu canful n.
boy (şişe/kutu için) size n.
kara kutu flight recorder n.
kilitli kutu lockbox n.
kutu kola'nın çekilerek açılan kapağı ring pull n.
seramik işleminde narin seramik parçalarının yerleştirildiği ateşe dayanıklı tuğladan yapılmış kutu sagger n.
tahta taşımak için kullanılan kutu woodbox n.
mukavva kutu carton n.
kapalı kutu closed book n.
kutu sementasyonu pack cementing n.
tuz muhafaza etmek için olan bir kutu saltbox n.
evrak üzerinde bulunan resmi ya da şahsi mühür koruyan küçük yuvarlak kutu skippet n.
hasır kutu hanaper n.
kağıt kutu makinesi paper box machinery n.
kutu kaplumbağası box tortoise n.
kutu kaplumbağası box turtle n.
kapalı kutu close-tongued n.
kapalı kutu close-lipped n.
kalem kutu pencil case n.
bir kutu/teneke kola a can of coke n.
yastık kutu pillow pack n.
japonya'da özellikle çocukların beslenme çantalarına konulacak şekilde yapılan kutu yemek obento n.
bir kutu boya a tin of paint n.
kutu bira can beer n.
bir kutu puro a box of cigars n.
kutu sanatı box art n.
bir kutu kibrit a box of matches n.
sprey teneke kutu spray can n.
teneke kutu kapağı pop-top n.
kutu biçiminde kızak pung n.
(bir paket veya kutu içindeki) adet ya da tane Count n.
kutu harf box letter n.
renkli kutu color bin n.
kutu mendil facial tissue n.
kalp şeklinde kutu heart shaped box n.
içine çikolata koyulan özel dekoratif kutu ballotin n.
bir kutu dolusu (miktar) can n.
küçük teneke kutu canakin n.
bir kutlama ya da yıldönümü için içinde not olan bir kutu dolusu şeker veya çikolata candygram n.
küçük teneke kutu veya kupa cannikin n.
küçük teneke kutu veya kupa canakin n.
küçük teneke kutu veya kupa canikin n.
teneke kutu cannister n.
bir kutu, kitap ya da paketi açmak için çekip atılan bant tear strip n.
balık ve ıstakoz saklanan kutu car n.
karton kutu card basket n.
mukavvadan yapılmış kutu card basket n.
seyahat edenler için tasarlanmış, üstten saplı kutu biçiminde portatif saat carriage clock n.
filipinlere özgü iki tekerlekli kutu şeklinde kabini olan at arabası carromata n.
bir karton kutu dolusu miktar cartonful n.
kutu ile satılan gıda ürünleri case goods n.
kutu dolusu caseful n.
şişe koymaya yarayan kutu cellar [obsolete] n.
kül, kömür veya tuz gibi maddeleri taşımak için kullanılan, fazla derin olmayan kutu backet [scottish] n.
kutsal emanetlerin saklandığı kutu reliquary n.
ufak tefek nesnelerin konduğu kutu tidy n.
kavın saklandığı kutu tinder box n.
içinde kibrit yakmaya yarayan kav olan kutu touch-box n.
içinde kibrit yakmaya yarayan kav olan kutu touchbox n.
makyaj malzemelerinin konduğu ufak kutu train case n.
ufak kutu trousse n.
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu yakhdan n.
(iran'da) yük hayvanı üzerinde buz taşımak için kullanılan kutu yakhdan n.
seramik işleminde narin seramik parçalarının yerleştirildiği ateşe dayanıklı tuğladan yapılmış kutu saggar n.
kutu gibi yapı bandbox n.
tuz kurutulan hasır kutu barrow n.
içinden yaylı palyaço fırlayan kutu oyuncak jack-in-a-box n.
içinden yaylı palyaço fırlayan kutu oyuncak jack-in-the-box n.
inka yapımı ahşap kutu kero n.
küçük dekoratif kutu etui n.
küçük dekoratif kutu etwee n.
kıyafet gibi eşyaları taşımaya yarayan sandık, kutu veya çanta mail n.
kutu dolusu binful n.
sert malzemeden yapılmış kutu hardcase n.
bir bardak, kutu inek sütü milk n.
cankurtaranlıkta kullanılan uzun ip sarılı kutu faking box n.
kozmetik ve mücevher gibi küçük eşyaları taşımaya yarayan ufak dekoratif kutu minaudière n.
kutu içinde duran para box [uk] n.
kutu gibi ev box n.
kutu gibi ofis box n.
kutu ceket box jacket n.
kutu malzemesi boxing n.
kutu şeklinde kapak boxing n.
boynuzdan yapılan kutu horn n.
içindekileri sabit bir nemde tutmak için tasarlanmış kutu humidor n.
yiyecek koyulan kutu mocock n.
yiyecek koyulan kutu mocuck n.
su canlılarını canlı tutmak için suya yerleştirilen kutu live box n.
kutu rafı rick n.
(kutu kapağı veya çıngırak gibi) ses çıkaran dilenci eşyası clapper n.
kapalı kutu olan kimse dark horse n.
obje veya malzemelerin döndürülerek cilalama, kaplama, yumuşama, kuruma gibi işlemlere tabi tutulduğu döner varil veya kutu rumble n.
kutu ebatları box dimensions n.
kutu boyutları box dimensions n.
kutu ebatları box sizes n.
kutu boyutları box sizes n.
kutu/paket taşıyan çocuk a box boy n.
özellikle 1930'lu yıllarda kullanılan kutu şekilli bir araba modeli coach n.
kutu içerisindekileri serpmek için deliklerin bulunduğu kısım dredge n.
kutu içerisindekileri serpmek için deliklerin bulunduğu kısım dredger n.
nesnenin içine bırakıldığı kutu drop n.
küçük kutu pack [obsolete] n.
koruyucu kutu packer n.
(kutu, tepsi, süs yapımında kullanılan) kağıt, un ve su karışımı paper n.
(kutu, tepsi, süs yapımında kullanılan) kağıt, un ve su karışımı paper mache n.
deriyi yıkayıp yumuşatmak için kullanılan silindir kutu pinwheel n.
teneke kutu pop-top n.
kutu kartonu containerboard n.
kimono kuşağına takılan ufak işlemeli kutu inro n.
(plaser madenciliğinde) metal ayrıştırmada kullanılan yuvarlak sığ kutu pan n.
kutu yüzü panel n.
kutu üzerindeki düz alan panel n.
kutu üzerindeki pürüzsüz alan panel n.
kutu üzerindeki işaretsiz alan panel n.
(askeri ambulansta) cerrahi alet ve ilaçların konduğu kapaklı kutu panier n.
(askeri ambulansta) cerrahi alet ve ilaçların koyulduğu kapaklı kutu pannier n.
(kutu oyunlarında) taşları yerleştirme pebbling n.
parfüm yayan kapağı delikli kutu pouchet box n.
tütün taşımak veya geçici olarak saklamak için kullanılan kutu saratoga n.
tevrat'tan parça taşıyan küçük deri kutu phylactery n.
prince albert tütünü konan metal kutu prince albert can n.
fırında pişirilen çömleğin pişirme esnasında saklandığı kutu seggar n.
kutsal eşyaların saklandığı kutu shrine n.
altı şişelik kutu six pack n.
altı konservelik kutu six pack n.
altı şişelik kutu sixpack n.
altı konservelik kutu sixpack n.
bir kutu gazoz a can of soda n.
kutu piramidi pyramid n.
mağaracıların dar alanlarda sürünme alıştırması yaparken kullandığı ayarlanabilir kutu squeeze box n.
genellikle insan şekli verilerek imal edilen kutu oyunu piyonu meeple n.
kutu içine koymak case v.
kutu içine koymak incase v.
teneke kutu içine koymak tin v.
karton levhalardan kutu yapmak carton v.
kutu haline getirmek box v.
(deriyi) silindir kutu içinde yıkayıp yumuşatmak pinwheel v.
(konteyner, kutu) düz yüzey yaratmak panel v.
kutu gibi small and cosy adj.
kutu gibi (oda, yer vb) boxy adj.
kapalı kutu cagey adj.
kapalı kutu cagy adj.
sert malzemeden yapılmış kutu ile ilgili hardcase adj.
kutu şeklinde box adj.
kutu gibi box adj.
kutu ile kaplı boxed adj.
kutu ile kaplı boxed-in adj.
kutu gibi boxlike adj.
kutu şeklinde box-shaped adj.
(kutu, tepsi, süs yapımında kullanılan) kağıt, un ve su karışımı paper-mache adj.
(teneke kutu) kapaktan açılabilen pop-top adj.
kutu gibi boxily adv.
Phrasals
birini kutu gibi bir yere kapatmak box someone up v.
(metni) kutu içine almak box (in) v.
Colloquial
bir kutu bira brewster n.
bir kutu soğuk bira chill n.
bir kutu çikolata a box of chocolates n.
bir kutu/şişe/bardak bira brew n.
çeşitli whiteman's (bir amerikan şekerleme markası) çikolatalarından oluşan kutu whitman's sampler [us] n.
Idioms
dilenme (teneke kutu tutarak) tin cup n.
kapalı kutu gibi olan şey a riddle wrapped in an enigma n.
kapalı kutu gibi olan şey a riddle, wrapped in a mystery, inside an enigma n.
kara kutu black box n.
kara kutu black box n.
kara kutu a black box n.
kara kutu a black box n.
kapalı kutu wild card n.
kapalı kutu wild card n.
kapalı kutu a closed book n.
kapalı kutu a wild card n.
kapalı kutu a hard egg to crack n.
kapalı kutu tough egg (to crack) n.
kapalı kutu tough egg to crack n.
kapalı kutu tough nut to crack n.
yılanlar ve merdivenler (çocuklar için bir kutu oyunu) snakes and ladders n.
hapishane penceresinden (olta gibi) aşağı iple bir kutu/kap sarkıtarak dilenme angling for farthings [obsolete ] [uk] n.
(biri için) kapalı kutu a closed book (to somebody) n.
kapalı kutu a hard nut (to crack) n.
kapalı kutu an unknown quantity n.
karton kutu içinde plastik bir torbada satılan şarap cask wine n.
kutu şarap cask wine n.
kapalı kutu olmak be a closed book v.
hapishane penceresinden (olta gibi) aşağı iple bir kutu/kap sarkıtarak dilenmek angle for farthings [obsolete] [uk] v.
kapalı kutu gibi as deep as a well expr.
Trade/Economic
kutu şeklindeki diyagram box diagram n.
kutu şirketi a box company n.
kutu diyagramı box diagram n.
madeni paraların ayarının tespitine yarayan kutu pyx n.
mukavva kutu carton n.
alınan hizmet için içine para konulan, başında görevli bulunmayan kutu honesty box n.
Politics
(ingiltere'de) devlet bakanlarının resmi belgelerini taşımak için kullanılan kırmızı deriyle kaplı kutu red box n.
yasama organı tarafından değerlendirilmeden önce yasa tasarılarının konulduğu kutu the hopper n.
yasama organına resmi olarak sunulmayı bekleyen bir yasa tasarısının konduğu kutu hopper n.
Industry
endüstriyel operasyonlar sırasında malzemelerin depolanması, taşınması ve dağıtımında kullanılan kutu tote-box n.
kutu katlama işçisi bender n.
pamuk üretiminde kullanılan kutu şeklinde bir makine cotton sled n.
kutu içine konarak paket içeriğini sabitleyen fıstık şekilli nesne packing nut n.
Media
gazete kapağında üst köşelerdeki küçük kutu ya da alanlar ear n.
Technical
atık içecek alüminyum kutu hurdası scrap consisting of used aluminium beverage cans n.
açık kutu kalibre open box pass n.
açık kutu geçisi open box pass n.
açılır kutu combo box n.
alüminyum kutu aluminium box n.
beyaz kutu testi white box testing n.
beyaz kutu modeli glass box model n.
beyaz kutu testi translucent box testing n.
bina dışı kutu outdoor box n.
beyaz kutu testi transparent box testing n.
beyaz kutu modeli white box model n.
beyaz kutu testi glass box testing n.
beyaz kutu testi clear box testing n.
çelik içeren kutu tinderbox n.
cam petri kutu glass petri dish n.
cam kutu glass box n.
çelik kutu steel box n.
değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa coffer n.
dişli kutu gear housing with pinion n.
dikdörtgen kutu rectangular can n.
elektronik kutu çizimler electronic spreadsheets n.
hızlı kilitlenir alt kutu fastlock bottom box n.
iki bölmeli kutu kiriş double-cell box girder n.
ikizkenar yamuk kutu trapezoidal can n.
ışıklı kutu light box n.
kalibre edilmiş ve mahfazalı sıcak kutu calibrated and guarded hot box n.
kalsinasyon işleminde kullanılan kap/kutu calcinatory n.
kara kutu modeli black box model n.
karton mukavva kutu cardboard box n.
kapalı kutu tavı close box annealing n.
kara kutu flight data recorder n.
kara kutu black box n.
kara kutu digital flight data n.
kutu-muhafaza housing n.
kutu profil box sections n.
kutu fırında tavlama box annealing n.
kutu tipinde soğutucu chest freezer n.
kutu kiriş box beam n.
kutu strüktür box-type structure n.
kontrplak kutu plywood box n.
kutu paleti box pallet n.
kutu menfez box culvert n.
kutu yapımına elverişli karton box board n.
kutu kirişli döşeme hollow beam floor n.
kutu kesitli kiriş box beam n.
kutu kesitli çelik taşıyıcı steel box girder n.
kutu temel box foundation n.
kutu profil box section n.
kutu-kutu pasosu box-box pass n.
kutu çerçevesi box frame n.
kutu sifon box siphon n.
kutu çerçeve box-frame n.
kutu yükleme box charging n.
kutu profil box profile n.
kutu çerçeve konstrüksiyon box framed construction n.
kutu çerçeve boxed frame n.
kutu döndürme tertibatı box turning device n.
kutu profil hollow section n.
kutu karter box frame n.
kutu kiriş box girder n.
kuşe kutu kartonu coated box board n.
kutu set box set n.
kutu profiller empty sections n.
kutu geçi box-pass n.
kutu paso box-pass n.
kutu fırın box furnace n.
kutu borlama pack boronizing n.
kutu kamera box camera n.
kutu kazık box-pile n.
kutu dibi box bottom n.
kutu dolusu boxful n.
kutu omurga box keel n.
kutu-kutu geçisi box-box pass n.
kutu contası box gasket n.
kutu dren box drain n.
kutu profil tubular steel n.
oluklu karton kutu corrugated paper box n.
oval kutu oval can n.
plastik kutu plastic box n.
plastik kutu plastic can n.
sıcak kutu metodu hot box method n.
sıcak kutu süreci hot-box process n.
soğuk kutu süreci cold box process n.
sıcak kutu metodu ile ısıl geçirgenliğinin belirlenmesi determination of thermal transmittance by hot box method n.
sıcak kutu reçinesi hot-box resin n.
soğuk kutu reçinesi cold box resin n.
sekizgen kutu octabin n.
sonradan gerilmeli kutu kiriş posttensioned box girder n.
teleskopik kutu telescopic box n.
tahta kutu wooden box n.
teneke kutu canister n.
üstü açık yuvarlak kutu open-top round can n.
üstü açık kutu open-top can n.
üç parça içe büküm kenetli teneke aerosol kutu three-piece necked-in tinplate aerosol can n.
yarıklı kutu slotted box n.
yapı tipine göre kutu büyüklüklerinin sınıflandırılması classification of can sizes by construction type n.
yuvarlak olmayan üstü açık kutu non-round open-top can n.
yuvalı kutu slotted box n.
borulu orgda körüklerden gelen havanın borulara iletmeden önce basınçlı bir şekilde depolandığı bir kutu wind chest n.
kovalı elevatörün tabanındaki oda ve kutu boot n.
kutu kartonu boxboard n.
kutu profil box-iron n.
saatin ana yayını çevreleyen düz ve silindirik metal kutu hub n.
ayin ekmeğinin koyulduğu hilal şeklinde kristal kutu lunette n.
yumuşatma valfli kutu clack box n.
istiridye biçimli kutu clam n.
istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı ruche n.
kutu yüzeyinde silindirik yükselti bead n.
makine besleme mekanizmasını içine alan bir kutu feedbox n.
(madencilikte) cevherin yerleştirildiği huni biçimli kutu flosh n.
iskambil oyunlarında üç veya daha fazla destenin içine konulup en üstteki kartın tek başına çekilebildiği kutu shoe n.
(kutu yapımı) testere ile keresteden kesilen ince ahşap parçası slab n.
dikdörtgen kutu profil square n.
arı kovanına eklenen boş kutu superhive n.
Computer
açılan kutu combo n.
açılan kutu drop-down box n.
açılan kutu drop-down n.
açılan kutu dropdown box n.
açılan kutu combo box n.
açılan kutu combobox n.
açılır kutu drop-down box n.
açılır kutu dropbox n.
araç kutu tool box n.
arç kutu tool box n.
aşağı yönde kutu face down tray n.
aşağı yönde kutu face down bin n.
beyaz kutu modeli glass box model n.
boş kutu hollow box n.
büyüyen kutu box out n.
çoklu kutu birimi multibin unit n.
csf kutu csf bin n.
doldurulacak kutu fill-in box n.
dolu kutu filled box n.
eğimli kutu tilted box n.
kara kutu black box n.
kara kutu modeli black box model n.
kutu kenar boşluğu box margin n.
karma kutu combo box n.
kutu gölgesi box shadow n.
kutu çizimi box drawing n.
kutu mailbin bin mailbin n.
kutu karakterleri box drawing characters n.
kutu karakterleri line drawing characters n.
köşeleri-yuvarlanmış kutu rounded-corner box n.
kutu noktaları box dots n.
kutu karakterleri pseudographics n.
küçülen kutu box in n.
sınırlayıcı kutu bounding box n.
süper kutu super box n.
varsayılan kutu default bin n.
4-kutu posta kutusu 4-bin mailbox n.
yukarı yönde kutu face up bin n.
kutu bulanıklığı box blur n.
metnin gösterildiği yatay kutu bar n.
kutu yukarı can up expr.
kutu aşağı can down expr.
kutu göster show box expr.
kutu gizle hide box expr.
yeni grafikler için standart 4-kutu şablonunu kullan use standard 4-box template for new charts expr.
yeni grafikler için standart 1-kutu şablonunu kullan use standard 1-box template for new charts expr.
Informatics
beyaz kutu modeli white-box model n.
Electric
ondalık kutu decade box n.
Textile
kutu pili box pleat n.
çırçır makinesinde kumaş tiftiğinin sıkıştırıldığı kutu press box n.
Architecture
jaluzi mekanizmasının bulunduğu kutu benzeri dar kılıf headrail n.
Construction
çelik kutu profil structural steel tube n.
kutu basınç test cihazı corrugated box test device n.
kutu kiriş hollow beam n.
sıcak kutu metoduyla ısıl geçirgenliğin belirlenmesi determination of thermal transmittance by hot box method n.
tabliye kutu kesiti deck sections n.
tabliye kutu kesiti deck section n.
Automotive
kamyonun arkasına sabitlenmiş içine alet edevat konulan kutu truck box n.
direksiyon kutu taşıyıcısı steering support n.
elektronik kutu e-box n.
kutu profilli panel box section n.
kutu formlu otomobil shoe box n.
şeffaf kutu transparent case n.
transfer kutu muhafazası transfer box housing n.
kutu profilli box member adj.
Traffic
çelik kutu kesitli köprü steel box girder bridge n.
kutu kiriş box girder n.
kutu kavşak box junction n.
kutu kiriş hollow girder n.
kutu kesitli kiriş box girder n.
kutu menfez box culvert n.
iki yolun kesişiminde araçların durmasının yasak olduğu kutu şeklinde alan box n.
Aeronautic
kara kutu black box n.
kara kutu flight recorder n.
kutu biçiminde susturucu box silencer n.
kutu nervür box rib n.
siyah kutu black box n.
kara kutu event recorder n.
uçan makinenin kutu uçurtmaya benzeyen kuyruğu box tail n.
Marine
gemi kamaralarındaki kilitli kutu ya da dolap locker n.
kutu sekstant box sextant n.
batık gemi ile kıyı arasındaki hattı izleyen su sızdırmaz tekne veya kutu life car n.
Mining
alçak damarlarda çalışan madencilerin kullandığı bir kutu cracket n.
Medical
karton kutu/taşıyıcı cardboard shipper n.
küçük kutu respiratörü small-box respirator n.
küçük kutu respiratörü small box respirator n.
Pharmaceutics
(ilaç) siyah kutu uyarısı black-box warning n.
Printing
sert kutu rigid box n.
Food Engineering
kağıt-teneke kombine kutu canister n.
kapatılmış kutu anma brüt kapasitesi nominal gross lidded capacity n.
kutu içi torba bag-in-box n.
metal kutu can n.
(bira kutusunda) kutu açıldığında biranın içine nitrojen gazı salınmasına neden olan küçük bir cihaz widget n.
Gastronomy
kutu bira canned beer n.
kutu konserve can n.
kutu konserve canned food n.
kokulu malzemeleri koymak için kullanılan üstü delikli süslü kutu veya şişe vinaigrette n.
amonyum tuzu gibi maddeleri saklamak için kullanılan üstü delikli küçük dekoratif şişe veya kutu vinegarette n.
amonyum tuzu gibi maddeleri saklamak için kullanılan üstü delikli küçük dekoratif şişe veya kutu vinegarrette n.
tuz fabrikalarında kaynatmada kullanılan tavalardan alınan tuzun koyulduğu bir ahşap kutu drab n.
Math
açık kutu open box n.
kapalı kutu closed box n.
Statistics
kutu grafiği box plot n.
kutu diyagramı box plot n.
kutu grafiği box-and-whisker diagram/plot n.
kutu diyagramı boxplot n.
kutu diyagramı box-and-whisker diagram/plot n.
kutu grafiği boxplot n.
kutu grafiğindeki maksimum ve minimum değerleri gösteren grafik çizim whisker n.
Marine Biology
kutu denizanası box jellyfish n.
kutu denizanası sea wasp [australia] n.
Botanic
kerestesi genellikle kutu yapımında kullanılan tropik amerikan sedir ağacı spanish cedar (cedrela odorata) n.
kerestesi genellikle kutu yapımında kullanılan tropik amerikan sedir ağacı spanish cedar tree n.
botanik örneklerin taşındığı metal kutu vasculum n.
Agriculture
biçilen çimin toplandığı, çim biçme makinesine entegre edilmiş kutu grass box n.
fidelerin konulduğu sığ kutu flat n.
Tobacco
karton kutu case n.
Fishery
yakalanan balıkları canlı tutmak için kullanılan kutu trunk n.
yem olarak kullanılan yapay sineklerin taşındığı kutu fly book n.
yapay sineklerin konduğu kitap şeklinde küçük kutu flybook n.
Education
okula götürülecek atıştırmalıkların saklandığı kutu tuck box [brit] n.
okula götürülecek atıştırmalıkların saklandığı kutu tuckbox [brit] n.
Religious
bir azizin kutsal eşyalarının saklandığı kutu veya tapınak chassé n.
kilisede hz isa'nın etinin ve kanının temsil edildiği kutsal ekmek ve şarabın içinde saklandığı süslü ve gösterişli kutu tabernacle n.
ibadet edenlerin bağışlarını attıkları kutu offertory box n.
(tibet budizmi'nde) içinde muska bulunan ve kolye olarak takılan küçük kutu gau n.
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu sepulcher [us] n.
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu sepulchre [uk] n.
kutu örtüsü pyx cloth n.
Environment
kutu menfez box culvert n.
Meteorology
kutu modeli box model n.
Geology
kutu içine alma casing n.
kutu kıvrım box fold n.
Military
bombeleşmiş kutu springer n.
içinde gaz maskeleri için antidime batırılmış bez parçası bulunan kutu antidim set n.
kutu düzeni taciz pususu box formation harassing ambush n.
kutu şarjör box magazine n.
iki tekerlekli at arabasında mühimmatı taşımak için kullanılan kutu limber box n.
kutu barajı yapmak box in v.
Hunting
değiştirilebilen kutu şarjör clip n.
kutu şarjör box magazine n.
Basketball
baklava ve bir kutu ve bir savunma şeklinin benzeri dört savunma diamond-and-one n.
Card
briçte önceden dağıtılan kartların koyulduğu dört bölümlü kutu tray n.
briçte önceden dağıtılan kartların koyulduğu dört bölümlü kutu board n.
Art
röliklerin saklandığı kutu reliquaire n.
içinde resim malzemeleri olan küçük kutu thumb box n.
kara kutu tiyatrosu black box theatre n.
röliklerin saklandığı kutu reliquary n.
Music
orgda kamış borularının olduğu kutu boot n.
(orgda) sesi kontrol eden kutu bölümünde ses geçişine izin veren bir mekanizma shade n.
Theatre
göstericinin eşyalarının yer aldığı kutu showbox n.
Cinema
madeni kutu can n.
Photography
aydınlık kutu camera lucida n.
kutu fotoğraf makinesi box camera n.
kutu fotoğraf makinesi box kodak n.
plaka kamerada kullanılan film tabakalarını içeren kutu film pack n.
Printery
emici kutu suction box n.
eski oluklu kutu old corrugated container n.
katlanır kutu kartonu folding box board n.
kuşe kutu karton coated box board n.
kutu kartonu box board n.
kutu kartonu container board n.