Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | oatmeal n. | yulaf ezmesi | ||
Tom never puts raisins in his oatmeal. Tom yulaf ezmesine asla kuru üzüm koymaz. More Sentences |
||||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | oatmeal n. | yulaf ezmesi | ||
I like oatmeal. Yulaf ezmesini severim. More Sentences |
||||
Gastronomy | oatmeal n. | yulaf lapası | ||
I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal. Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder. More Sentences |
||||
General | ||||
General | oatmeal adj. | yulaf unundan yapılmış | ||
General | oatmeal adj. | yulaf ezmesi içeren | ||
Technical | ||||
Technical | oatmeal n. | yulaf unu | ||
Textile | ||||
Textile | oatmeal n. | ince çözgü iplikleri ve sert dolgu iplikleri ile yapılan, kaba çakıllı yüzeye sahip bir tür kumaş | ||
Dyeing | ||||
Dyeing | oatmeal n. | grimsi sarı renk | ||
Dyeing | oatmeal adj. | yulaf ezmesi renginde olan | ||
Dyeing | oatmeal adj. | açık grimsi kahverengi | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | oatmeal n. | yulaf bulamacı | ||
Gastronomy | oatmeal n. | kabuğundan ayıklanan yulafların öğütülmesiyle hazırlanan bir yemek | ||
Geography | ||||
Geography | oatmeal n. | teksas eyaletinde şehir |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Gastronomy | ||||
Gastronomy | oatmeal cookies n. | yulaf ezmeli kurabiye | ||
I'll send you the recipe for my mother's oatmeal cookies. Annemin yulaf ezmeli kurabiyelerinin tarifini sana göndereceğim. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | oatmeal paper n. | elyafa talaş ilavesiyle kaba bir yüzey verilen bir tür duvar kağıdı | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | oatmeal cookie n. | yulaf ezmeli kurabiye |