Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
skriptbezeichnung
defined contribution retirement scheme
one down
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historia
Frases
Significados de
"one down"
en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Technical
1
Technical
one down
expr.
eksi bir
Significados de
"one down"
con otros términos en diccionario inglés turco: 239 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
one-down position
n.
bir alt pozisyon
2
General
one-down position
n.
bir alt konum
3
General
be down to one number
v.
bir numarayla kaybetmek
4
General
be down to one number
v.
bir sayıyla kaçırmak
5
General
be down to one number
v.
altılıda beşte kalmak
Phrasals
6
Phrasals
bring something crashing down (around one)
v.
(bir şeyi) yerle bir etmek
7
Phrasals
bring something crashing down (around one)
v.
(bir şeyin) yıkılmasına sebep olmak
8
Phrasals
bring something crashing down (around one)
v.
(bir şeyi) göçürtmek
9
Phrasals
bring something crashing down (around one)
v.
(bir yapının) çökmesine sebep olmak
10
Phrasals
bring something crashing down (around one)
v.
hayatını derinden etkileyecek (bir şeye) sebep olmak
11
Phrasals
bring something crashing down (around one)
v.
hayatını alt üst etmek
12
Phrasals
peg (one) down as (something)
v.
olarak düşünmek
13
Phrasals
peg (one) down as (something)
v.
olduğunu düşünmek
14
Phrasals
peg (one) down as (something)
v.
olduğuna inanmak
15
Phrasals
peg (one) down as (something)
v.
olarak bilmek
16
Phrasals
peg (one) down to (something)
v.
uyum sağlatmak
17
Phrasals
peg (one) down to (something)
v.
uymasını sağlamak (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine)
18
Phrasals
peg (one) down to (something)
v.
(kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine) uydurmaya çalışmak
19
Phrasals
see (one) down (to something or some place)
v.
-e kadar geçirmek
20
Phrasals
see (one) down (to something or some place)
v.
uğurlamak
21
Phrasals
see (one) down (to something or some place)
v.
yolcu etmek
22
Phrasals
see (one) down (to something or some place)
v.
aşağıya kadar eşlik etmek
23
Phrasals
write down to (one)
v.
birini/okuyucuyu aşağılar bir dille yazmak
24
Phrasals
write down to (one)
v.
birini/okuyucuyu küçümser bir dille yazmak
25
Phrasals
jew (one) down
v.
bir şey için pazarlık etmek
26
Phrasals
jew (one) down
v.
bir şeyin fiyatını indirmeye çalışmak
27
Phrasals
get (one) down
v.
(birinin) moralini bozmak
28
Phrasals
get (one) down
v.
(birinin) canını sıkmak
29
Phrasals
get (one) down
v.
(birini) üzmek
30
Phrasals
get (one) down
v.
(birinin) keyfini kaçırmak
31
Phrasals
hand down from (someone) to (one)
v.
(birinden birine) geçmek
32
Phrasals
hand down from (someone) to (one)
v.
(birinden birine) devrolmak
33
Phrasals
hand down from (someone) to (one)
v.
(birinden/birine) miras kalmak
34
Phrasals
haul (one) down to (some place)
v.
(birini bir yere) düşürmek/çekmek
35
Phrasals
hoot (one) down
v.
(birini) yuhalamak
36
Phrasals
hoot (one) down
v.
(birini) ıslıklamak
37
Phrasals
hoot (one) down
v.
(birini) yuhalayıp/ıslıklayıp sahneden indirmek
38
Phrasals
howl (one) down
v.
(birini) yuhalayarak/ıslıklayarak susturmak
39
Phrasals
howl (one) down
v.
(birini) yuhalayarak/ıslıklayarak sahneden indirmek
40
Phrasals
look (one) up and down
v.
(birini) baştan aşağı süzmek
41
Phrasals
look (one) up and down
v.
(birini) baştan aşağı incelemek
42
Phrasals
set (one) down as (something)
v.
(birini olumsuz bir şey) olarak değerlendirmek
43
Phrasals
set (one) down as (something)
v.
(birini olumsuz bir şey olarak) düşünmek
44
Phrasals
set (one) down as (something)
v.
(birini olumsuz bir şey) olarak farz etmek
45
Phrasals
set (one) down as (something)
v.
(birini olumsuz bir şey) olarak görmek
46
Phrasals
set (one) down as (something)
v.
(birine olumsuz bir şey) olarak bakmak
47
Phrasals
set (one) down as (something)
v.
(birine olumsuz bir şey) gözüyle bakmak
48
Phrasals
talk down to (one)
v.
(birini) aşağılayarak konuşmak
49
Phrasals
talk down to (one)
v.
(biriyle) küçümseyici bir biçimde konuşmak
50
Phrasals
talk down to (one)
v.
(birinin) seviyesinde/seviyesine inerek konuşmak
51
Phrasals
talk down to (one)
v.
(biriyle) yüksekten konuşmak
Phrases
52
Phrases
one down, one to go
expr.
biri gitti biri kaldı
53
Phrases
two down one to go
expr.
ikisi gitti, biri kaldı
Colloquial
54
Colloquial
(horse race betting) I was down to one number
v.
altılıda beşte kalmak
55
Colloquial
(horse race betting) I was down to one number
v.
1 numarayla kaçırmak
56
Colloquial
be down to (one)
v.
(birinin) görevi olmak
57
Colloquial
be down to (one)
v.
(birinin) işi olmak
58
Colloquial
be down to (one)
v.
(birinin) sorumluluğu olmak
59
Colloquial
be down to (one)
v.
(birinin) kararı olmak
60
Colloquial
be down to (one)
v.
(birine) düşmek
61
Colloquial
be down to (one)
v.
(birine) kalmak
62
Colloquial
one-down
adj.
menfaatinden ödün vermiş
63
Colloquial
one-down
adj.
önceliği başkasına vermiş
64
Colloquial
one-down
adj.
geride durmuş
Idioms
65
Idioms
up one side and down the other
n.
baştan ayağa
66
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
yakıp yıkmak
67
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
mahvetmek
68
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
yakıp yıkmak
69
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
mahvetmek
70
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
yere devirmek
71
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
yerle bir etmek
72
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
yere devirmek
73
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
yerle bir etmek
74
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
yıkıp geçmek
75
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
yıkıp geçmek
76
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
darmaduman etmek
77
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
darmaduman etmek
78
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
yıkmak
79
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
yerle bir etmek
80
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
yerle yeksan etmek
81
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
hâk ile yeksan etmek
82
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birinin) hayatını mahvetmek
83
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birinin) hayatını cehenneme çevirmek
84
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birinin) hayatını yerle bir etmek
85
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birinin) hayatını darmaduman etmek
86
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birinin) hayatını duman etmek
87
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birinin) hayatını kaydırmak
88
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birinin) dünyasını başına/tepesine yıkmak
89
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birine) dünyayı zindan etmek
90
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
(birine) dünyayı zehir etmek
91
Idioms
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
dünyayı (birinin) başına dar etmek
92
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
kendi üstüne yıkılmasına neden olmak
93
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birinin) hayatını mahvetmek
94
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birinin) hayatını cehenneme çevirmek
95
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birinin) hayatını yerle bir etmek
96
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birinin) hayatını darmaduman etmek
97
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birinin) hayatını duman etmek
98
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birinin) hayatını kaydırmak
99
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birinin) dünyasını başına/tepesine yıkmak
100
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birine) dünyayı zindan etmek
101
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
(birine) dünyayı zehir etmek
102
Idioms
bring something crashing down (around one)
v.
dünyayı (birinin) başına dar etmek
103
Idioms
catch one with one's pants down
v.
hazırlıksız yakalamak
104
Idioms
sell one down the river
v.
öperken ısırmak
105
Idioms
catch one with one's pants down
v.
rezil bir durumda/halde yakalamak
106
Idioms
catch one with one's pants down
v.
savunmasız yakalamak
107
Idioms
catch one with one's pants down
v.
suçüstü yakalamak
108
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
kariyerinin zirvesindeyken ölmek
109
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
hayatının baharında ölmek
110
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
hayatının en parlak evresinde ölmek
111
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
bir şeyin yarıda kesilmesine neden olmak
112
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
yarıda kesilmek
113
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
en parlak/başarılı döneminde bir engelle karşılaşmak
114
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
en parlak/başarılı dönemi yarıda kalmak
115
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
en güzel zamanların yarıda kalmasına neden olmak
116
Idioms
cut (one) down in (one's) prime
v.
zirvede bırakmak zorunda kalmak
117
Idioms
give (one) the low-down
v.
(birine) hesap vermek
118
Idioms
give (one) the low-down
v.
gerçeği anlatmak
119
Idioms
give (one) the low-down
v.
gerekli bilgileri paylaşmak
120
Idioms
let (one) down easy
v.
alıştıra alıştıra söylemek
121
Idioms
let (one) down easy
v.
birine bir şeyi onu kırmadan söylemek
122
Idioms
sell (one) down the river
v.
birini satmak
123
Idioms
sell (one) down the river
v.
adam satmak
124
Idioms
sell (one) down the river
v.
ihanet etmek
125
Idioms
sell (one) down the river
v.
kendi çıkarları için birini satmak
126
Idioms
sell (one) down the river
v.
sırtından vurmak/bıçaklamak
127
Idioms
sell (one) down the river
v.
arkasından vurmak
128
Idioms
whistle (one) down the wind
v.
birini salmak/salıvermek
129
Idioms
whistle (one) down the wind
v.
birini terk etmek
130
Idioms
whistle (one) down the wind
v.
birine yol vermek (terk etmek)
131
Idioms
whistle (one) down the wind
v.
birini karalamak
132
Idioms
whistle (one) down the wind
v.
birine çamur atmak/iftira atmak
133
Idioms
whistle (one) down the wind
v.
birini kötülemek
134
Idioms
whistle (one) down the wind
v.
adına leke çalmak
135
Idioms
be down on (one) like a ton of bricks
v.
(birinin) tepesine balyoz gibi inmek
136
Idioms
be down on (one) like a ton of bricks
v.
(birinin) tepesine gülle gibi inmek
137
Idioms
be down on (one) like a ton of bricks
v.
(birini) bir güzel benzetmek
138
Idioms
be down on (one) like a ton of bricks
v.
(birini) eşekten düşmüşe çevirmek
139
Idioms
kick (one) when (one) is down
v.
düşene bir tekme daha vurmak
140
Idioms
kick (one) when (one) is down
v.
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
141
Idioms
kick (one) when (one) is down
v.
kötü durumdaki birine zarar vermek/üzmek
142
Idioms
beat (one) down to size
v.
(birinin) boyunun ölçüsün almak
143
Idioms
beat (one) down to size
v.
(birine) dersini vermek
144
Idioms
beat (one) down to size
v.
(birine) haddini bildirmek
145
Idioms
beat (one) down to size
v.
(birinin) burnunu sürtmek
146
Idioms
beat (one) hands down
v.
(birini) kolayca/hiç zorluk çekmeden yenmek
147
Idioms
beat (one) hands down
v.
(birini) açık ara farkla yenmek/alt etmek
148
Idioms
beat (one) hands down
v.
(birini) açık ara farkla mağlup etmek
149
Idioms
beat (one) hands down
v.
(birine) açık ara farkla galip gelmek
150
Idioms
beat (one) hands down
v.
(birini) kolayca bozguna/hezimete uğratmak
151
Idioms
bring (one) back (down) to earth
v.
(birini) gerçeklerle tekrar yüzleştirmek
152
Idioms
bring (one) back (down) to earth
v.
(birinin) ayaklarını tekrar yere bastırmak
153
Idioms
bring (one) back (down) to earth
v.
(birini) hayal aleminden uyandırmak
154
Idioms
bring (one) back (down) to earth
v.
(birini) gerçek dünyaya döndürmek
155
Idioms
bring (one) down a peg (or two)
v.
(birinin) ağzının payını vermek
156
Idioms
bring (one) down a peg (or two)
v.
(birinin) burnunu sürtmek
157
Idioms
bring (one) down a peg (or two)
v.
(birinin) fiyakasını bozmak
158
Idioms
bring (one) down a peg (or two)
v.
(birinin) karizmasını çizmek
159
Idioms
bring (one) down a peg (or two)
v.
(birini) rezil etmek
160
Idioms
bring (one) down a peg (or two)
v.
(birinin) maskesini düşürmek
161
Idioms
bring (one) down to earth
v.
(birini) gerçeklerle yüzleştirmek
162
Idioms
bring (one) down to earth
v.
(birinin) ayaklarını yere bastırmak
163
Idioms
bring (one) down to earth
v.
(birini) hayal aleminden uyandırmak
164
Idioms
bring (one) down to earth
v.
(birini) gerçek dünyaya döndürmek
165
Idioms
get down on one knee
v.
(evlenme teklif etmek için) diz çökmek
166
Idioms
get down on one knee
v.
diz çöküp evlenme teklif etmek
167
Idioms
get down on one knee
v.
evlenme teklif etmek
168
Idioms
hit (one) when (one) is down
v.
düşene tekme atmak
169
Idioms
hit (one) when (one) is down
v.
düşene bir tekme daha vurmak
170
Idioms
hit (one) when (one) is down
v.
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
171
Idioms
hit (one) when (one) is down
v.
kötü durumdaki birine zarar vermek/üzmek
172
Idioms
knock (one) down a notch (or two)
v.
(birinin) ağzının payını vermek
173
Idioms
knock (one) down a notch (or two)
v.
(birinin) egosunu yerle bir etmek
174
Idioms
knock (one) down a notch (or two)
v.
(birine) gününü göstermek
175
Idioms
knock (one) down a notch (or two)
v.
(birini) rezil etmek
176
Idioms
knock (one) down a notch (or two)
v.
(birini) yerin dibine sokmak
177
Idioms
knock (one) down a peg (or two)
v.
(birinin) ağzının payını vermek
178
Idioms
knock (one) down a peg (or two)
v.
(birinin) egosunu yerle bir etmek
179
Idioms
knock (one) down a peg (or two)
v.
(birine) gününü göstermek
180
Idioms
knock (one) down a peg (or two)
v.
(birini) rezil etmek
181
Idioms
knock (one) down a peg (or two)
v.
(birini) yerin dibine sokmak
182
Idioms
knock (one) down a peg (or two)
v.
(birine) dersini vermek
183
Idioms
knock (one) down to size
v.
(birinin) ağzının payını vermek
184
Idioms
knock (one) down to size
v.
(birinin) egosunu yerle bir etmek
185
Idioms
knock (one) down to size
v.
(birine) gününü göstermek
186
Idioms
knock (one) down to size
v.
(birini) rezil etmek
187
Idioms
knock (one) down to size
v.
(birini) yerin dibine sokmak
188
Idioms
knock (one) down to size
v.
(birine) dersini vermek
189
Idioms
lead (one) down the garden path
v.
(birini) aldatmak
190
Idioms
lead (one) down the garden path
v.
(birini) kandırmak
191
Idioms
lead (one) down the garden path
v.
(birine) karşı dürüst olmamak
192
Idioms
let (one) down gently
v.
(birini) yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak
193
Idioms
let (one) down gently
v.
(birine) kötü haberi alıştıra alıştıra vermek
194
Idioms
put (one) down for (something)
v.
(birini bir şey) için bir listeye yazmak/eklemek
195
Idioms
put (one) down for (something)
v.
(birinin adını bir şey) için bir listeye yazmak
196
Idioms
put (one) down for (something)
v.
(birinin ismini bir şey) için not almak
197
Idioms
put (one) down for (something)
v.
(birini/birinin ismini bir şeye) yazmak/eklemek
198
Idioms
take (one) down memory lane
v.
(birini) anılara götürmek
199
Idioms
take (one) down memory lane
v.
(birini) eski günlere/maziye götürmek
200
Idioms
take (one) down memory lane
v.
(birini) geçmişe götürmek
201
Idioms
take (one) down memory lane
v.
(birine) anıları hatırlatmak
202
Idioms
take (one) down memory lane
v.
(birine) eskiyi anımsatmak
203
Idioms
up one side and down the other
expr.
bir uçtan bir uca
204
Idioms
up one side and down the other
expr.
iyiden iyiye
205
Idioms
up one side and down the other
expr.
tamamen
206
Idioms
up one side and down the other
expr.
tamamıyla
207
Idioms
(one) doesn't know which way is up or down
expr.
(birinin) kafası allak bullak olmuş
208
Idioms
(one) doesn't know which way is up or down
expr.
(birinin) aklı iyice karışmış
209
Idioms
(one) doesn't know which way is up or down
expr.
(birinin) zihni karman çorman olmuş
210
Idioms
(one's) whole world came crashing down around (one)
expr.
(birinin) bütün dünyası başına yıkılmış
211
Idioms
(one's) whole world came crashing down around (one)
expr.
(birinin) her şeyi başına yıkılmış
212
Idioms
(one's) whole world came crashing down around (one)
expr.
(birinin) dünyası yıkılmış
213
Idioms
down on one knee
expr.
tek dizinin üzerine çökmüş
214
Idioms
down on one knee
expr.
(evlilik teklifi için) diz çökmüş
Computer
215
Computer
move down one paragraph
n.
bir paragraf aşağı taşı
Automotive
216
Automotive
one touch up-down driver's power window
n.
tek dokunuşla açılıp-kapanan sürücü camı
Sport
217
Sport
knocking down of all pins at one time
n.
bowlingde tek atışta bütün labutların devrilmesi
Slang
218
Slang
pick up what (one) is putting down
v.
çakmak (anlamak)
219
Slang
pick up what (one) is putting down
v.
ne demek istediğini anlamak
220
Slang
pick up what (one) is putting down
v.
ne kast ettiğini/ima ettiğini anlamak
221
Slang
go down on (one)
v.
(birine) oral seks yapmak
222
Slang
go down on (one)
v.
(birine) sakso çekmek
223
Slang
come down on (one) like a ton of bricks
v.
(birine) bir ton laf söylemek
224
Slang
come down on (one) like a ton of bricks
v.
(birine) bir ton fırça çekmek/atmak
225
Slang
come down on (one) like a ton of bricks
v.
(birini) fena halde azarlamak
226
Slang
come down on (one) like a ton of bricks
v.
(birini) fena halde paylamak
227
Slang
come down on (one) like a ton of bricks
v.
(birini) fena halde haşlamak
228
Slang
come down on (one) like a ton of bricks
v.
(birine) bir güzel giydirmek
229
Slang
come down on (one) like a ton of bricks
v.
öfkeyle birinin üstüne gelmek/yürümek
230
Slang
jaw (one) down
v.
(birini) azarlamak
231
Slang
jaw (one) down
v.
(birini) küçük düşürmek
232
Slang
jaw (one) down
v.
(birini) bastırmak
233
Slang
run it down (to one)
v.
(birine) tüm gerçeği anlatmak/açıklamak
234
Slang
run it down (to one)
v.
(birine) her şeyi anlatmak
235
Slang
run it down for (one)
v.
(birine) tüm gerçeği anlatmak/açıklamak
236
Slang
run it down for (one)
v.
(birine) her şeyi anlatmak
237
Slang
run it down for (one)
v.
(biri) için açıklamak/açıklama yapmak
British Slang
238
British Slang
curl one off/down
v.
kaka yapmak
239
British Slang
curl one off/down
v.
sıçmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of one down
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy