peşinden

Significados de "peşinden" en diccionario inglés turco : 6 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	peşinden	in pursuit of prep.
Therefore the fusion budget is a financial black hole in pursuit of an ever-receding holy grail of fusion energy. Bu nedenle füzyon bütçesi, füzyon enerjisinin sürekli uzaklaşan kutsal kasesi peşinde koşan finansal bir kara deliktir. More Sentences
2	General	peşinden	after prep.
Dorian heard him first stopping, and then hurrying after him. Dorian onun önce durduğunu, sonra da peşinden koştuğunu duydu. More Sentences
3	General	peşinden	hotly adv.
4	General	peşinden	with prep.
Idioms
5	Idioms	peşinden	on the back of expr.
6	Idioms	peşinden	on the coattails of expr.

Significados de "peşinden" con otros términos en diccionario inglés turco: 129 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	peşinden sürüklemek	trail v.
The child was trailing the toy all over the house. Çocuk oyuncağını evin her yerine peşinden sürüklüyordu. More Sentences
2	General	peşinden gitmek	follow v.
Mary says she will follow through on her ambitions. Mary hırslarının peşinden gideceğini söylüyor. More Sentences
3	General	peşinden koşmak	run after v.
The bear ran after me. Ayı peşimden koştu. More Sentences
4	General	peşinden gitmek	go after v.
Thirty years of murderous assault and still he goes after the remnants of those unfortunate people. Otuz yıl süren ölümcül saldırı ve hala o talihsiz insanlardan geriye kalanların peşinden gidiyor. More Sentences
5	General	peşinden gitmek	pursue v.
He, the Danish Government and especially the civil servants have pursued the goal, and have achieved it. He, Danimarka Hükümeti ve özellikle kamu görevlileri hedefin peşinden gitmiş ve bunu başarmışlardır. More Sentences
6	General	hayallerinin peşinden gitmek	pursue your dreams v.
Keep pursuing your dreams. Hayallerinin peşinden gitmeye devam et. More Sentences
7	General	peşinden koşmak	pursue v.
He ardently pursued her for years, but she just wasn't interested. Adam, yıllarca tutkuyla kadının peşinden koşmuştu ama kadın onunla ilgilenmiyordu. More Sentences
Phrasals
8	Phrasals	peşinden gelmek	come after v.
He'll come after me. O benim peşimden gelecek. More Sentences
9	Phrasals	peşinden gelmek	come after v.
They'll be coming after you. Senden peşinden geliyor olacaklar. More Sentences
10	Phrasals	peşinden koşmak	chase after v.
The cat is chasing after the squirrel. Kedi sincabın peşinden koşuyor. More Sentences
Idioms
11	Idioms	(birinin veya bir şeyin) peşinden gitmek	after (someone or something) v.
They took off after him. Onun peşinden gittiler. More Sentences
General
12	General	peşinden ayrılmayan hayvan	shadow n.
13	General	kadın peşinden koşan erkek	womanizer n.
14	General	kadın peşinden koşan erkek	ladies' man n.
15	General	kadın peşinden koşan erkek	philanderer n.
16	General	kadın peşinden koşan erkek	gallivanter n.
17	General	kadın peşinden koşan erkek	womaniser n.
18	General	kitleleri peşinden sürükleme özelliği	charisma n.
19	General	kitleleri peşinden sürükleme özelliği	charism n.
20	General	ideallerin peşinden gidilmesi gerektiğine inanma	noble-mindedness n.
21	General	kararlı bir şekilde (bir şeyin) peşinden koşma	birddogging n.
22	General	ideallerin peşinden koşulması gerektiği inancı	high-mindedness n.
23	General	azimle peşinden koşma	desire n.
24	General	peşinden koşmaya değmeyen önemsiz hedef	small deer n.
25	General	peşinden gitmek	take out after v.
26	General	peşinden koşturmak	tag v.
27	General	av peşinden koşmak	course v.
28	General	peşinden koşmak	go after v.
29	General	peşinden gitmek	dog v.
30	General	hayal peşinden koşmak	run after a dream v.
31	General	hayal peşinden koşmak	go after a dream v.
32	General	peşinden ayrılmamak	shadow v.
33	General	birinin peşinden gitmek	flock after someone v.
34	General	(birinin peşinden koşup elde ederek) evlenmek	catch v.
35	General	hemen peşinden gitmek	underfollow v.
36	General	peşinden koşmak	ert [dialect] [uk] v.
37	General	peşinden gelmek	upfollow v.
38	General	(özellikle karşı cinsin) peşinden koşmak	gallant v.
39	General	peşinden koşmak	run v.
40	General	peşinden koşmak	shag v.
41	General	peşinden gitmek	stalk v.
42	General	peşinden gitmek	sue [obsolete] v.
43	General	peşinden gelmek	sue [obsolete] v.
44	General	peşinden koşulmayan	unpursued adj.
45	General	peşinden gelmeyen	unsuccessive adj.
46	General	peşinden koşulan	birddogged adj.
47	General	önemli ve temel bir şeyin veya kimsenin, peşinden gelen başka bir tanesiyle kombininden oluşan	one-two adj.
48	General	peşinden (somut anlamda)	behind prep.
49	General	peşinden (somut anlamda)	ahind prep.
Phrasals
50	Phrasals	yorulmak bilmez bir şekilde peşinden gitmek	follow up v.
51	Phrasals	birinin peşinden gitmek/peşine takılmak	trail behind someone v.
52	Phrasals	birinin peşinden koşmak (arayıp durmak)	chase around after someone v.
53	Phrasals	peşinden gitmek	trot after v.
54	Phrasals	peşinden gitmek	come after v.
55	Phrasals	peşinden kovalamak	come after v.
56	Phrasals	(bir şeyi elde etmek için) peşinden koşmak	strive after something v.
57	Phrasals	(romantik olarak) peşinden gitmek	call on v.
58	Phrasals	arkasından/peşinden koşup yakalamak	run down v.
59	Phrasals	arkasından/peşinden koşup yakalamak	run down v.
60	Phrasals	bir amacın peşinden gitmek	go for v.
61	Phrasals	birilerinin peşinden gitmek	follow along v.
62	Phrasals	(birinin/bir şeyin) peşinden koşmak	chase (someone or something) around v.
63	Phrasals	peşinden koşmak	chase around v.
64	Phrasals	(birinin) peşinden/dibinden ayrılmamak	cling on (to someone) v.
65	Phrasals	peşinden gitmek	flock after v.
66	Phrasals	(birinin/bir şeyin) peşinden gitmek	flock after (someone or something) v.
67	Phrasals	(birinin/bir şeyin) peşinden ayrılmamak	follow (someone or something) about v.
68	Phrasals	(birinin/bir şeyin) peşinden ayrılmamak	follow (someone or something) around v.
69	Phrasals	peşinden ölmek	follow on v.
70	Phrasals	(birinin/bir şeyin) peşinden gitmek	go after (someone or something) v.
71	Phrasals	(bir şeyin) peşinden gitmek	go after (something) v.
72	Phrasals	(birinin) peşinde/peşinden koşmak	run after (someone) v.
73	Phrasals	(birinin/bir şeyin) peşinde/peşinden koşturmak	run around after (someone or something) v.
74	Phrasals	peşinden koşmak	run behind v.
75	Phrasals	peşinden koşarak takip etmek	run behind v.
76	Phrasals	(birinin/bir şeyin) arkasından/peşinden göndermek	send after (someone or something) v.
77	Phrasals	peşinden koşmak	strive after v.
78	Phrasals	peşinden gitmek	trail behind v.
79	Phrasals	(birinin/bir şeyin) peşinden/peşinde koşturmak	trot after (someone or something) v.
Phrases
80	Phrases	(birinin) peşinden	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
81	Phrases	(bir şeyin) peşinden	in the wake of (something) expr.
Proverb
82	Proverb	zamanında yapılan hatalar/düşüncesizlikler insanın peşinden gelmeye devam eder	old sins have long shadows
Colloquial
83	Colloquial	olmayacak işler peşinden koşan kimse	john-a-dreams n.
84	Colloquial	(aşık olunan birinin) peşinden koşmak	chase v.
85	Colloquial	(terfi, intikam gibi bir şey) peşinde olmak/peşinden koşmak	be out for (something) v.
86	Colloquial	(birinin) peşinden ayrılmamak	be all over (one) v.
87	Colloquial	birinin peşinden ayrılmamak	be all over somebody v.
Idioms
88	Idioms	olmayacak birşeyin peşinden koşma	a wild goose chase n.
89	Idioms	olmayacak bir işin peşinden gitme	a wild goose chase n.
90	Idioms	hayali bir şeyin peşinden gitme	snipe hunt n.
91	Idioms	küçük bir zaferin/başarının peşinden koşup asıl savaşı/mücadeleyi kaybetmek	win the battle, but lose the war v.
92	Idioms	gerçek tutkusunu keşfedip onun peşinden koşmak	find (one's) calling v.
93	Idioms	hemen peşinden gitmek	come on the heels of v.
94	Idioms	olmayacak bir şeyin peşinden koşturmak	send someone on a wild-goose chase v.
95	Idioms	(birinin peşinden) dünyanın öbür ucuna kadar gitmek	follow to the ends of the earth v.
96	Idioms	yüksek bir ideal peşinden koşmak	hitch one's wagon to a star v.
97	Idioms	asıl tutkularının peşinden gitmek	find (one's) calling v.
98	Idioms	(birinin) peşinden koşmak	throw (oneself) at (someone's) head v.
99	Idioms	(birinin) peşinden ayrılmamak	throw (oneself) at (someone's) head v.
100	Idioms	(birinin) peşinden dünyanın öbür ucuna kadar gitmek	follow (one) to the ends of the earth v.
101	Idioms	(biri) dünyanın öbür ucuna gitse peşinden gitmek	follow (one) to the ends of the earth v.
102	Idioms	(birinin/bir şeyin) peşinden gitmek/gelmek	follow (someone or something) in stride v.
103	Idioms	(birinin/bir şeyin) yanından/peşinden ayrılmamak	glom on (to someone or something) v.
104	Idioms	(birinin) yanından/peşinden/dibinden ayrılmamak	be glued to (someone) v.
105	Idioms	olmayacak bir işin peşinden gitmek	go on a wild goose chase v.
106	Idioms	olmayacak bir şeyin peşinden koşmak	go on a wild goose chase v.
107	Idioms	(birinin/bir şeyin) peşinden gitmek	make (out) after (someone or something) v.
108	Idioms	olmayacak bir şeyin peşinden koşturmak	send on a wild-goose chase v.
109	Idioms	(birinin/bir şeyin) peşinde/peşinden	hot on the heels of (someone or something) adj.
110	Idioms	(birinin) peşinden	in (one's) train expr.
111	Idioms	birinin peşinden	in somebody’s train expr.
112	Idioms	hemen arkasından/peşinden	hard on the heels expr.
113	Idioms	(birinin) hemen arkasından/peşinden	hard on (one's) the heels expr.
114	Idioms	(birinin/bir şeyin) peşinden	hard on the heels of (someone or something) expr.
115	Idioms	birinin/bir şeyin peşinden	hard on the heels of something expr.
116	Idioms	birinin/bir şeyin peşinden	hot on the heels of something expr.
117	Idioms	(bir şeyin) peşinden	on the back of (something) expr.
118	Idioms	(birinin/bir şeyin) peşinde/peşinden	on the heels of (someone or something) expr.
Speaking
119	Speaking	peşinden koşmayacağım	I'm not running after you expr.
120	Speaking	peşinden gelelim mi?	do you want us to follow you? expr.
Forestry
121	Forestry	eskiden ingiltere'de köpeklerin geyiklerin peşinden koşmasını önlemek için yapılan bir orman mahkemesi	court of regard n.
122	Forestry	eskiden ingiltere'de köpeklerin geyiklerin peşinden koşmasını önlemek için yapılan bir orman mahkemesi	survey of dogs n.
Religious
123	Religious	katolik kilisesinin ekmek ve şarap ayininin ilk bölümü olan sanctus'un peşinden gelen kısım	canon of the mass n.
Sport
124	Sport	(avustralya futbolunda) sahada sabit bir konumları olmayıp topun peşinden giden üç oyuncu	ruck n.
Slang
125	Slang	erkeği peşinden koşturan kadın	cock-teaser n.
126	Slang	(birinin/bir şeyin) peşinden düşmemek	stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
127	Slang	aşağılık bir arzunun peşinden gitmek	whore v.
128	Slang	peşinden gitmek	dogg v.
129	Slang	(birinin) peşinden ayrılmayan	in (one's) face adj.