Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | rahat (iş) | cushy adj. | ||
He enjoys a cushy job with flexible hours. Adamın esnek saatleri olan rahat bir işi var. More Sentences |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | iş yerinde rahat giyim | business casual n. |
General | kolay, rahat ve iyi maaşlı iş | feather-bed n. |
General | kolay, rahat ve iyi maaşlı iş | featherbed n. |
Colloquial | ||
Colloquial | rahat iş | soft job n. |
Idioms | ||
Idioms | rahat iş/görev | a soft berth n. |
Idioms | rahat iş/görev | soft berth n. |
Idioms | rahat ve sorunsuz iş | smooth sailing n. |
Idioms | rahat ve sorunsuz iş | plain sailing n. |
Industry | ||
Industry | yumuşak zeminde inşaat makinelerinin rahat hareket edebilmesi için yere şilte seren veya kalas döşeyen, aynı zamanda iş makinelerinin temizlenmesine ve çalıştırılmasına yardım eden işçi | matman n. |
Psychology | ||
Psychology | kişilerin iş yeri gibi yakın çevrelerini güvende, rahat veya her şey kontrol altında gibi hissettikleri şekilde ayarlaması eğilimi | nesting n. |
Slang | ||
Slang | kolay ve rahat yapılan iş | cakewalk n. |