Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | roadblock n. | bariyer | ||
The police had set up a roadblock to check for drunk drivers on the highway. Polis, otoyolda alkollü sürücüleri tespit etmek amacıyla bir barikat kurmuştu. More Sentences |
||||
General | roadblock n. | engel | ||
The sudden roadblock in the project's progress was a lack of funding. Projenin ilerlemesinin önündeki asıl engel, maddi kaynakların yetersiz oluşuydu. More Sentences |
||||
General | roadblock n. | barikat | ||
General | roadblock n. | mania | ||
General | roadblock n. | ilerlemeyi engelleyen koşul | ||
General | roadblock n. | önlem | ||
General | roadblock n. | amaca ulaşmayı güçleştiren şey | ||
General | roadblock n. | hedefe ulaşılmasını engelleyen gerçek | ||
General | roadblock n. | kolluk kuvvetleri tarafından kurulan yol barikatı | ||
General | roadblock n. | yoldaki tıkanıklık | ||
General | roadblock n. | yolu kapayarak geçmeyi önleyen şey | ||
General | roadblock v. | barikat kurmak | ||
General | roadblock v. | mani olmak | ||
General | roadblock v. | yolu kapamak | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | roadblock v. | önlemek | ||
Colloquial | roadblock v. | engellemek |