salad - Turco Inglés Diccionario

salad

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "salad" en diccionario turco inglés : 4 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
salad n. salata
She at once made herself a salad and ate it happily.
Hemen kendine bir salata yaptı ve mutlulukla yedi.

More Sentences
General
salad n. karmaşa
salad n. karmakarışık şey
salad n. yeşillik

Significados de "salad" con otros términos en diccionario inglés turco: 189 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
russian salad n. rus salatası
Russian salad is made with potatoes, olives, tuna, and other vegetables.
Rus salatası patates, zeytin, ton balığı ve diğer sebzelerle yapılır.

More Sentences
General
salad fork n. salata çatalı
Tom mistakenly ate his entree with his salad fork.
Tom yanlışlıkla salata çatalıyla antreyi yedi.

More Sentences
green salad n. yeşil salata
You don't need anything else with it except a green salad.
Yanında yeşil salata dışında başka bir şeye ihtiyacınız yok.

More Sentences
herring salad n. ringa salatası
He devoured the herring salad.
Ringa salatasını yuttu.

More Sentences
fruit salad n. meyve salatası
I'm going to make a little fruit salad for everyone.
Herkese biraz meyve salatası yapacağım.

More Sentences
eat a salad v. salata yemek
I ate a salad for lunch.
Öğle yemeği için bir salata yedim.

More Sentences
make a salad v. salata yapmak
They are making a salad.
Salata yapıyorlar.

More Sentences
Colloquial
greek salad n. yunan salatası
Tom ate a Greek salad.
Tom bir Yunan salatası yedi.

More Sentences
Gastronomy
tomato salad n. domates salatası
Put the tomato salad in the refrigerator.
Domates salatasını buzdolabına koy.

More Sentences
cucumber salad n. hıyar salatası
A horse doesn't eat cucumber salad.
Bir at hıyar salatası yemez.

More Sentences
potato salad n. patates salatası
I like potato salad.
Patates salatasını severim.

More Sentences
salad dressing n. salata sosu
After you've mixed everything well, add salad dressing and a little pepper!
Her şeyi iyice karıştırdıktan sonra, salata sosu ve biraz biber ekleyin!

More Sentences
cucumber salad n. salatalık salatası
A horse doesn't eat cucumber salad.
Bir at salatalık salatası yemez.

More Sentences
tuna salad n. ton balıklı salata
I ate a tuna salad.
Ton balıklı salata yedim.

More Sentences
egg salad n. yumurta salatası
Tom had an egg salad sandwich for lunch.
Tom öğle yemeği için yumurta salatalı bir sandviç yedi.

More Sentences
salad oil n. salata yağı
There's no salad oil left.
Salata yağı kalmadı.

More Sentences
General
salad plate n. salata tabağı
tuna salad n. tuna balığı salatası
haricot bean salad n. piyaz
waldorf salad n. ceviz
salad bar n. salata barı
salad bowl n. salata kasesi
tuna fish salad n. tuna balığı salatası
russian salad n. amerikan salatası
corn salad n. mısır salatası
corn salad n. kuzu gevreği
chef's salad n. şefin salatası
side salad n. ana yemeğin yanında verilen salata
salad knife n. salata bıçağı
chilean salad n. şili salatası
salad servers n. salata maşası
salad servers n. salata servis seti
toss a salad v. salatanın malzemelerini hafifçe karıştırmak
prepare salad v. salata hazırlamak
make salad v. salata yapmak
used for making salad adj. salatalık
Colloquial
toss salad v. salata yapmak
toss salad v. malzemeleri karıştırıp salata yapmak/haline getirmek
the cucumber has left the salad expr. dükkanın açık kalmış
the cucumber has left the salad expr. fermuarın açık kalmış
in one's salad days expr. gençken
in one's salad days expr. gençliğinde
Idioms
salad years n. toy zamanlar/yıllar
salad years n. kaygısız zamanlar/yıllar
salad years n. dertsiz tasasız zamanlar/yıllar
salad years n. gençlik zamanları/yılları
salad years n. masum yıllar/zamanlar
salad years n. tecrübesiz yıllar/zamanlar
salad years n. acemilik zamanları/yılları
salad days n. toyluk zamanı
salad days n. toy zamanlar
salad days n. kaygısız zamanlar
salad days n. dertsiz tasasız zamanlar/günler
salad days n. acemilik zamanları
salad days n. gençlik
salad days n. başında kavak yelleri estiği zamanlar
salad days n. masum ve tecrübesiz olunan gençlik zamanları
salad days n. gençlik günleri
your salad days n. gençliği
your salad days n. en parlak dönemi
be in one's salad days v. başında kavak yelleri esmek
in salad days expr. gençlikte
in salad days expr. gençken
Technical
combination salad n. karışık salata
Computer
angry garden salad n. grafik olarak kötü yapılmış, işlevleri birbirine karıştıran kullanıcı arayüzü
Psychology
word salad n. laf salatası
word salad n. sözcük salatası
Food Engineering
salad ingredients n. salata malzemeleri
Gastronomy
tossed salad n. soslanmış salata
bean salad with tahini n. antalya piyazı
mediterranean salad n. akdeniz salatası
burghul salad with walnuts n. batırık
garden salad n. bahçe salatası
fish salad n. balık salatası
spring salad n. bahar salatası
pepper salad n. biber salatası
salad with black eyed peas, mushrooms, green onion and parsley n. börülce salatası
sheep’s brain salad n. beyin salatası
dried mackerel salad n. çiroz salatası
shepherd salad n. çoban salata
salad of fine bulghur, green lentils, tomato paste and crushed walnut on vine leaves n. cevizli bat
shepherd’s salad n. çoban salatası
shepherd salad n. çoban salatası
sea food salad n. deniz ürünleri salatası
tomatoes and cucumber salad n. domates ve salatalık söğüş
tomato salad or cold soup similar to gazpacho n. ezme salata
bean salad n. fasulye salatası
white bean and onions salad n. fasulye piyazı
bean salad n. fasulye pilaki
lettuce salad n. göbek salatası
salad of carrots n. havuç salatası
carrot salad n. havuç salatası
brussels chicory salad n. hindiba
italian meat salad n. İtalyan et salatası
lobster salad n. ıstakoz salatası
italian salad n. italyan salatası
lobster salad n. istakozlu salata
cauliflower salad n. karnabahar salatası
shrimp salad n. karides salatası
carmen salad n. karmen salatası (kırmızı biber, tavuk göğsü, bezelye ve pirinç)
shrimp salad n. karides salatası
mixed salad n. karışık salata
burghul salad n. kısır
celery salad n. kereviz salatası
red beet salad n. kırmızı pancar salatası
celery root salad n. kereviz salatası
bulgur salad n. kısır
turkish spoon salad (a finely chopped salad) n. kaşık salata
red chicory salad n. kırmızı hindiba salatası
red cabbage salad n. kırmızı lahana salatası
salad made with tomatoes, cucumbers, green pepper, yoghurt and unripe melon n. köleş
asparagus salad n. kuşkonmaz salatası
black-eyed bean salad n. kuru börülce salatası
black-eyed bean salad n. kuru börülce piyazı
corn salad n. kuzu marulu
macaroni salad n. makarnalı salata
fruit salad with liqueur or cream n. likörlü veya kremalı meyve salatası
cabbage salad n. lahana salatası
lamb brain salad n. kuzu beyin salatası
mimosa salad n. mimoza salatası
salad of mussels n. midye salatası
season salad n. mevsim salatası
seasonal salad n. mevsim salatası
salad in season n. mevsim salatası
fruid salad n. meyve salatası
ninon salad n. ninon salatası
chickpea and parsley salad n. nohut döğmesi
nicoise salad n. nis salatası
cheese salad n. peynirli salata
aubergine salad n. patlıcan salatası
white bean onion salad vinaigrette n. piyaz
eggplant salad n. patlıcan salatası
beetroot salad n. pancar salatası
salad bowl n. salata kasesi
salad tongs n. salata maşası
salad sauce n. salata sosu
types of salad n. salata çeşitleri
chicory salad n. radika salatası
russian salad n. rus salatası
salad plate n. salata tabağı
caesar salad n. sezar salata
caesar salad n. sezar salatası
saveloy salad n. sosis salatası
tuna pasta salad n. ton balıklı makarna salatası
chicken salad n. tavuklu salata
radish salad n. turp salatası
chicken caesar salad n. tavuklu sezar salata
chicken salad n. tavuk salatası
tuna fish salad n. ton balıklı salata
summer salad n. yaz salatası
aubergine salad with yogurt n. yoğurtlu patlıcan salatası
peanut apple salad n. yerfıstıklı elma salatası
quinoa salad n. quinoa salatası
a relish and salad made principally from roasted eggplants and garlic n. köpoğlu
molded salad n. jöle içinde sunulan et veya sebze salatası
congealed salad [dialect] n. kalıpta hazırlanan jelatinli meyve salatası
congealed salad [dialect] n. kalıpta hazırlanan jelatinli sebze salatası
salad burnet n. küçük çayırdüğmesi
salad cream n. mayoneze benzer kremalı salata sosu
salad green n. çiğ yenebilen yeşillikler
salad greens n. çiğ yenebilen yeşillikler
salad oil n. zeytinyağı dışındaki sofralık bitkisel yağ
salad spinner n. salata kurutucu
american salad n. amerikan salatası
american salad n. içerisinde yağlı malzemeler bulunan salata
poke salad n. haşlanmış şekerciboyası yapraklarından yapılan bir yiyecek
prepare salad v. salata hazırlamak
salad croutons v. salata için kavrulmuş ekmek
Botanic
common corn salad n. kuzu marulu
common corn salad n. soluk mavimsi çiçekleri olan ve salatalarda yeşillik olarak kullanılan bir bitki
fruit salad plant n. devetabanı
rocket salad n. roka
rocket salad n. avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki
indian salad n. beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir bitki
shawnee salad n. beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir bitki
salad burnet n. çayırdüğmesi
indian salad n. asya'da yetişen, küçük sarı çiçekleri ve uzun ince yaprakları olan çok yıllık yenebilir bir yabani marul
Sport
salad bowl n. davis kupası turnuvasında kazanana verilen gümüş kupa
Slang
tossing the salad n. anal-oral seks
tossing the salad n. anüse dille girme
fruit salad n. gay
fruit salad n. eşcinsel erkek
fruit salad n. top
fruit salad n. nonoş
fruit salad n. ibne
toss salad v. anüse dille girmek
toss salad v. anüsünü yalamak
British Slang
salad dodger n. şişko
salad dodger n. yağ tulumu