uğultu - Turco Inglés Diccionario

uğultu

Significados de "uğultu" en diccionario inglés turco : 40 resultado(s)

Turco Inglés
General
uğultu buzzing n.
Do you hear that buzzing?
Şu uğultuyu duyuyor musun?

More Sentences
uğultu roar n.
The roar of the fire drowned the screams.
Yangının uğultusu çığlıkları bastırdı.

More Sentences
uğultu hum n.
What's causing that hum?
Bu uğultuya ne sebep oluyor?

More Sentences
Technical
uğultu hum n.
What's causing that hum?
Bu uğultuya ne sebep oluyor?

More Sentences
Automotive
uğultu hum n.
What's causing that hum?
Bu uğultuya ne sebep oluyor?

More Sentences
General
uğultu whish n.
uğultu gabble n.
uğultu howl n.
uğultu humming n.
uğultu singing n.
uğultu sough n.
uğultu boom n.
uğultu clatter n.
uğultu buzz n.
uğultu resonance n.
uğultu background noise n.
uğultu murmur n.
uğultu roaring n.
uğultu babble n.
uğultu ground noise n.
uğultu humming noise n.
uğultu wuther n.
uğultu thrum n.
uğultu birl n.
uğultu whur n.
uğultu resonancy n.
uğultu bombination [rare] n.
uğultu lumber [obsolete] n.
uğultu bum [scotland] n.
uğultu bummel [scotland] n.
uğultu rumor [us] n.
uğultu rumour [uk] n.
uğultu churme n.
uğultu curmurring n.
uğultu curr n.
uğultu pudder n.
uğultu shrill n.
Colloquial
uğultu buzzin n.
Technical
uğultu background noise n.
Automotive
uğultu rumble n.

Significados de "uğultu" con otros términos en diccionario inglés turco: 29 resultado(s)

Turco Inglés
General
uğultu (şiddetli rüzgarın çıkardığı) bluster n.
uğultu (rüzgarın yaptığı) sough n.
tiz uğultu trumpet n.
kaba uğultu burr n.
uğultu yapmak whirry v.
uğultu sesi çıkarmak bloop v.
uğultu çıkaran bir radyo alıcısını çalıştırmak bloop v.
(rüzgar, fırtına) uğultu sesi çıkarmak blow v.
uğultu çıkarmak bummel [scotland] v.
uğultu yapan lumbering adj.
uğultu yapan lumberly adj.
Colloquial
bir grupta heyecandan kaynaklı mırıldanmalar/uğultu ripple of excitement n.
dalga dalga yayılan heyecandan kaynaklı bir uğultu ripple of excitement n.
Technical
hışırtı ve uğultu hiss and hum n.
uğultu önleme bobini hum-bucking coil n.
uğultu çizgisi hum bar n.
yakınındaki alıcı setlerinde uğultu yapan radyo alıcı seti blooper n.
uğultu sesini susturmak bloop v.
uğultu önleyici antihum adj.
Telecom
FM uğultu ve gürültü FM hum and noise n.
uğultu ve gürültü hum and noise n.
Television
uğultu çizgisi hum bar n.
Medical
anemide boyun damarlarının dinlenmesi sırasında duyulan uğultu veya üfürüm venous hum n.
Meteorology
(fırtına) uğultu yapan squalling adj.
Music
seslere uğultu tınısı eklemeye yarayan üflemeli bir alet gazoo n.
Engineering
yükseltilmiş sinyal kaynaklı uğultu sesi feed-back n.
yükseltilmiş sinyal kaynaklı uğultu sesi feedback n.
Entomology
(bombus arısı gibi) uğultu yaratan kanatlı bir böcek türü dor n.
Slang
sürekli bir uğultu rolling buzz n.