widely - Turco Inglés Diccionario

widely

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "widely" en diccionario turco inglés : 20 resultado(s)

Inglés Turco
General
widely adv. genişce
We should not define the concept of human rights so widely that every human desire and affliction is embraced.
İnsan hakları kavramını, her türlü insani arzu ve sıkıntıyı kucaklayacak kadar geniş tanımlamamalıyız.

More Sentences
widely adv. geniş ölçüde
In the candidate countries, enlargement is widely supported.
Aday ülkelerde genişleme geniş ölçüde desteklenmektedir.

More Sentences
widely adv. geniş çapta
The work was also widely praised.
Çalışma ayrıca geniş çapta övgüyle karşılandı.

More Sentences
widely adv. büyük ölçüde
In my group, too, opinions on the GALILEO project differ widely.
Benim grubumda da GALILEO projesine ilişkin görüşler büyük ölçüde farklılık göstermektedir.

More Sentences
widely adv. yaygın bir şekilde
I hope that the Commission will apply this method more widely.
Komisyon'un bu yöntemi daha yaygın bir şekilde uygulayacağını umuyorum.

More Sentences
widely adv. geniş bir şekilde
I should actually recommend that the Commission circulate that report widely.
Aslında Komisyon'a bu raporu geniş bir şekilde dağıtmasını tavsiye etmeliyim.

More Sentences
widely adv. geniş bir alanda
These insects are widely distributed.
Bu böcekler geniş bir alana yayılmıştır.

More Sentences
widely adv. iyice
widely adv. enli
widely adv. her tarafa
widely adv. oldukça
widely adv. sağa sola
widely adv. yaygın biçimde
widely adv. geniş çaplı
widely adv. geniş bir biçimde
widely adv. doğru düzgün
widely adv. çok sayıda kişi tarafından
widely adv. çok sayıda kişi arasında
widely adv. birçok konuda
Colloquial
widely adv. adamakıllı

Significados de "widely" con otros términos en diccionario inglés turco: 42 resultado(s)

Inglés Turco
General
widely-used adj. yaygın
Steel is a widely-used material in civil construction.
Çelik, inşaatlarda yaygın olarak kullanılan bir malzemedir.

More Sentences
widely accepted adj. yaygın kabul gören
The two-state solution is still the most widely accepted solution.
İki devletli çözüm hala en yaygın kabul gören çözümdür.

More Sentences
widely read adj. çok okunan
This book has become widely read in our country.
Bu, ülkemizde çok okunan bir kitap oldu.

More Sentences
widely used adj. yaygın kullanılan
Iron is the most widely used metal.
Demir en yaygın kullanılan metaldir.

More Sentences
be widely disseminated v. geniş bir kitleye yayılmak
be widely criticized v. geniş kitleler tarafından eleştirilmek
be widely criticized v. geniş kitlelerce eleştirilmek
be widely accepted v. geniş kabul görmek
be widely acclaimed v. geniş ölçüde takdir edilmek
be widely acclaimed v. geniş ölçüde kabul görmek
be widely acclaimed v. geniş kitleler tarafından beğenilmek
make widely known v. yayınlamak
make widely known v. tanıtmak
make widely known v. sergilemek
be discussed broadly/widely v. çokça tartışılmak
be widely criticized v. çok eleştiri almak
vary widely v. çok farklılık göstermek
widely spaced adj. mesafeli
widely traveled adj. gezgin
widely distributed adj. yaygın
widely-used adj. çokça kullanılan
widely-used adj. yaygın kullanımlı
widely-esteemed adj. topluma mal olmuş
widely-esteemed adj. çok saygı duyulan
widely acclaimed adj. geniş ölçüde kabul gören
widely acclaimed adj. geniş ölçüde takdir edilen
widely acclaimed adj. geniş kitleler tarafından beğenilen
widely acclaimed adj. iyi eleştiriler almış
widely used adj. kullanımı yaygın
widely used adj. yaygın kullanımlı
widely accepted adj. yaygın olarak kabul gören
widely accepted adj. yaygın olarak kabul edilen
widely read adj. çokça okunan
widely spoken adj. yaygın konuşulan
widely utilized adj. yaygın kullanılan
widely varied adj. geniş ölçüde çeşitlilik gösteren
widely distributed adj. dünyanın birçok yerinde yetişen
widely distributed adj. dünyanın birçok yerinde olan
Phrases
more widely known as expr. daha çok bilinen adıyla
Trade/Economic
widely-held company n. halka açık şirket
Medical
widely spaced nipples n. ayrık meme ucu
Social Sciences
widely-held middle-class values n. geniş şekilde benimsenen orta-sınıf değerleri