|
- We shall abide by the draft Constitutional Treaty.
- Anayasal Antlaşma taslağına uyacağız.
- Spammers do not abide by laws or regulations.
- Dolandırıcı içerik yayanlar kanun veya yönetmeliklere uymazlar.
- Iraq, like all other countries, has to abide by the decisions taken by the UN.
- Irak, diğer tüm ülkeler gibi, BM tarafından alınan kararlara uymak zorundadır.
- Most of our States abide by the Stability and Growth Pact.
- Devletlerimizin çoğu İstikrar ve Büyüme Paktı'na uymaktadır.
- We have to abide by national laws here.
- Burada ulusal yasalara uymak zorundayız.
- Parliament and the Commission have declared that they would abide by it.
- Parlamento ve Komisyon buna uyacaklarını beyan etmişlerdir.
- This means that anyone supporting this principle must abide by its decisions, including the use of veto.
- Bu, bu ilkeyi destekleyen herkesin veto kullanımı da dahil olmak üzere kararlarına uyması gerektiği anlamına gelir.
- I intend to abide by the opinion of the Legal Affairs Committee.
- Hukuk İşleri Komitesi'nin görüşüne uymak niyetindeyim.
- We want the Stability and Growth Pact; let us abide by it and implement it.
- İstikrar ve Büyüme Paktı'nı istiyoruz; buna uyalım ve uygulayalım.
- Spammers do not abide by laws or regulations.
- Spamcılar yasalara ya da yönetmeliklere uymazlar.
- We therefore appeal to our American friends to abide by the principles of human rights.
- Bu nedenle Amerikalı dostlarımıza insan hakları ilkelerine uymaları çağrısında bulunuyoruz.
- The Lebanon and Algeria will not abide by these commitments, although for different reasons, of course.
- Lübnan ve Cezayir, elbette farklı nedenlerle de olsa, bu taahhütlere uymayacaktır.
- If he made a decision he abided by it.
- Eğer bir hüküm verdiyse buna da uymuştur.
- If he made a decision he abided by it.
- Bir karar verdiyse buna uymuştur.
- The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokrasinin ilk dersi halkın iradesine uymaktır.
- They have got to abide by the rules.
- Kurallara uymak zorundalar.
- The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
- They have got to abide by the rules.
- Onlar kurallara uymak zorundalar.
- You have to abide by the laws.
- Kanunlara uymak zorundasın.
- We must abide by the rules of the game.
- Oyunun kurallarına uymalıyız.
- You have to abide by the laws.
- Yasalara uymak zorundasın.
Show More (18)
|
|
- You must abide by what you have said, namely, that all directives should be part of the same framework.
- Söylediklerinize, yani tüm direktiflerin aynı çerçevenin parçası olması gerektiğine sadık kalmalısınız.
- You must abide by what you have said, namely, that all directives should be part of the same framework.
- Söylediklerinize, yani tüm direktiflerin aynı çerçevenin bir parçası olması gerektiğine sadık kalmalısınız.
- He did not abide by his promise.
- Sözüne sadık kalmadı.
Show More (0)
|
