adequately - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
adequately yeterince adv.
  • The difficulty for Parliament is that its involvement is not, or not adequately, regulated.
  • Parlamento için zorluk, katılımının düzenlenmemiş olması ya da yeterince düzenlenmemiş olmasıdır.
  • The Union has not yet adequately accepted its responsibility in this area.
  • Birlik bu alandaki sorumluluğunu henüz yeterince üstlenmiş değildir.
  • At the present time, these cross-sector financial groups are not adequately regulated by current legislation.
  • Şu anda, bu sektörler arası mali gruplar mevcut mevzuat tarafından yeterince düzenlenmemektedir.
Show More (26)
adequately yeterli adv.
  • Only through education can a country develop, only through an adequately educated population can a country progress.
  • Bir ülke ancak eğitim yoluyla kalkınabilir, bir ülke ancak yeterli eğitim almış bir nüfusla ilerleyebilir.
  • The programme must be adequately funded.
  • Programa yeterli finansman sağlanmalıdır.
  • Substantial administrative reforms are necessary in order to implement and adequately enforce the different EC policies.
  • Farklı AT politikalarını uygulamak ve yeterli biçimde icra etmek için esaslı idari reformlar gereklidir.
Show More (2)
adequately yeterli şekilde adv.
  • Thus, all types of crews serving on Community ships must be adequately trained.
  • Bu nedenle Topluluk gemilerinde görev yapan her tür mürettebat yeterli şekilde eğitilmelidir.
  • Your visitors from Greece will be adequately covered.
  • Yunanistan'dan gelen ziyaretçileriniz yeterli şekilde karşılanacaktır.
Show More (-1)
adequately layıkıyla adv.
  • The internal auditor must have sufficient assistance to do his job adequately.
  • İç denetçi, işini layıkıyla yapabilmesi için yeterli desteğe sahip olmalıdır.
Show More (-2)