|
- You asked to take the floor.
- Söz almak istediniz.
- During our meetings in Georgia, Azerbaijan and Armenia, we have been asked to speak many times.
- Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan'daki toplantılarımız sırasında birçok kez konuşmamız istendi.
- There are questions here that we shall be asked to answer.
- Burada bizden cevaplamamız istenecek sorular var.
- The Committee on Petitions has asked the Ombudsman to report to us on the problems that citizens are presenting to him.
- Dilekçe Komisyonu, Ombudsmandan vatandaşların kendisine ilettiği sorunlar hakkında bize rapor vermesini istemiştir.
- In the field of in-use compliance testing, the Commission has also been asked to produce proposals.
- Kullanımdaki uygunluk testi alanında da Komisyondan teklifler hazırlaması istenmiştir.
- One is asked in advance if one wants something.
- Kişiye bir şey isteyip istemediği önceden sorulur.
- We are being asked to deny them the right to life.
- Onlara yaşam hakkı tanımamamız isteniyor.
- I learnt from transit travellers that foreigners are often asked to pay EUR 5 to customs officials.
- Transit geçiş yapan yolculardan öğrendiğime göre yabancılardan gümrük memurlarına 5 Avro ödemeleri isteniyormuş.
- We have not asked you not to present the legislative programme, nor after the deadline.
- Sizden ne yasama programını sunmamanızı ne de süre dolduktan sonra sunmanızı istedik.
- We have made progress in this area too, and the Commission is being asked to propose measures to deal with this problem.
- Bu alanda da ilerleme kaydettik ve Komisyondan bu sorunun üstesinden gelmek için tedbirler önermesi isteniyor.
- Understandably, therefore, the Commission has asked the French Government for additional information.
- Bu nedenle Komisyon'un Fransız Hükümetinden ek bilgi istemesi anlaşılır bir durumdur.
- It is ridiculous even to think the Zimbabwean government could be asked to investigate its own activities.
- Zimbabve hükûmetinden kendi faaliyetlerini soruşturmasının istenebileceğini düşünmek bile gülünçtür.
- He asked the PKK to end its struggle as of the 1st September 1999.
- PKK'dan 1 Eylül 1999 tarihi itibariyle mücadelesine son vermesini istemiştir.
- In the previous discharge report, the Bureau and the Secretary-General were asked to publish a study on this.
- Bir önceki görevden alma raporunda, Büro ve Genel Sekreter'den bu konuda bir çalışma yayınlamaları istenmişti.
- I was asked at that time to launch an appeal on her behalf.
- O dönemde benden onun adına bir çağrı yapmam istenmişti.
- With this vote, Parliament is being asked to ratify the decisions taken at the Barcelona European Council.
- Bu oylama ile Parlamento'dan Barselona Avrupa Konseyi'nde alınan kararları onaylaması istenmektedir.
- We have asked in any case that these discussions should not be bilateral but multilateral.
- Her halükarda bu tartışmaların iki taraflı değil çok taraflı olmasını istedik.
- All parties concerned will be asked to contribute all relevant information.
- İlgili tüm taraflardan ilgili tüm bilgilere katkıda bulunmaları istenecektir.
- The African countries have asked us to clear their debts.
- Afrika ülkeleri bizden borçlarını silmemizi istediler.
- I specifically asked the members of the troika to take certain measures and to report back to us.
- Troyka üyelerinden özellikle bazı tedbirler almalarını ve bize rapor vermelerini istedim.
- Mr Fischler says that he always comes to the House when asked.
- Bay Fischler, istendiğinde her zaman Meclis'e geldiğini söylüyor.
- The Commission is therefore already doing what you asked me to do at the end of your statement.
- Dolayısıyla Komisyon, açıklamanızın sonunda benden yapmamı istediğiniz şeyi zaten yapıyor.
- Parliament has been asked to give its opinion on this issue.
- Parlamento'dan bu konuda görüş bildirmesi istenmiştir.
- I have been asked to report on the readmission agreement with Hong Kong.
- Benden Hong Kong ile yapılan geri kabul anlaşması hakkında rapor vermem istendi.
- You asked me to give you the figures for the other countries.
- Benden diğer ülkelerle ilgili rakamları vermemi istediniz.
- We are being asked to agree to increase the average retirement age by 5 years and to establish a pension fund.
- Bizden ortalama emeklilik yaşının 5 yıl arttırılmasını ve bir emeklilik fonu kurulmasını kabul etmemiz isteniyor.
- We shall look into this, as you have asked.
- İstediğiniz gibi bu konuyu inceleyeceğiz.
- We have asked Members of Parliament to volunteer to follow budget lines.
- Parlamento Üyelerinden bütçe hatlarını takip etmek için gönüllü olmalarını istedik.
- We are being asked to express our views on a subject which in itself involves a very broad spectrum of activities.
- Kendi içinde çok geniş bir faaliyet yelpazesini barındıran bir konu hakkında görüşlerimizi ifade etmemiz isteniyor.
- That is precisely what the Commission has asked the German Government to do.
- Komisyonun Alman Hükûmeti'nden yapmasını istediği şey de tam olarak budur.
- We shall do as you have asked.
- İstediğinizi yapacağız.
- I have also been asked to say a word about implementation.
- Ayrıca uygulama hakkında da bir şeyler söylemem istendi.
- In this report, the Commission is being asked to distribute information on the concept of parity democracy.
- Bu raporda, Komisyon'dan eşitlikçi demokrasi kavramı hakkında bilgi dağıtması istenmektedir.
- We were asked to try and arrive at the broadest possible consensus.
- Bizden mümkün olan en geniş mutabakatı sağlamaya çalışmamız istendi.
- We have only asked this of Cuba.
- Biz bunu sadece Küba'dan istedik.
- Please allow me very briefly to mention two issues which I had been asked to mention.
- Lütfen benden bahsedilmesi istenen iki konuya kısaca değinmeme izin verin.
- That is precisely what the Commission has asked the German Government to do.
- Komisyon'un Alman Hükümeti'nden yapmasını istediği şey de tam olarak budur.
- The House is being asked to vote on a compromise approved by the Conciliation Committee.
- Meclisten, Uzlaşma Komisyonu tarafından onaylanan bir uzlaşmayı oylaması isteniyor.
- Today we are being asked to consider the future development of our planet.
- Bugün bizden gezegenimizin gelecekteki gelişimini değerlendirmemiz isteniyor.
- That was vital for us to undertake the task asked of us.
- Bu, bizden istenen görevi üstlenmemiz için hayati önem taşıyordu.
- We asked the Hong Kong authorities to ensure that the Article 23 proposal would not be used to silence opposition.
- Hong Kong yetkililerinden 23. Madde teklifinin muhalefeti susturmak için kullanılmayacağından emin olmalarını istedik.
- The monster asked his creator to give him a female companion, if you remember.
- Hatırlarsanız canavar, yaratıcısından kendisine bir dişi arkadaş vermesini istemişti.
- They must be asked to keep that in mind and act on it.
- Onlardan bunu akıllarında tutmaları ve buna göre hareket etmeleri istenmelidir.
- The least that can be asked is that the Council and the Commission ensure that the demand is carried out in practice.
- En azından Konsey ve Komisyon'dan talebin pratikte yerine getirilmesini sağlamaları istenebilir.
- We all, therefore, asked the World Trade Organisation for mediation last autumn.
- Bu nedenle hepimiz geçtiğimiz sonbaharda Dünya Ticaret Örgütü'nden arabuluculuk yapmasını istedik.
- And then Parliament is asked not to make any more amendments.
- Ardından Parlamento'dan daha fazla değişiklik yapmaması istenir.
- Parliament asked the Commission to waive its excessive privileges.
- Parlamento, Komisyon'dan aşırı ayrıcalıklarından feragat etmesini istemiştir.
- The Council has now asked the ECB to draw up its own proposal on this issue.
- Konsey şimdi Avrupa Merkez Bankası'ndan bu konuda kendi önerisini hazırlamasını istemiştir.
- I think that is the question that is being asked and the question to which you are asking us to reply.
- Bence sorulan soru ve bizden yanıtlamamızı istediğiniz soru budur.
- Within the legislation, the Commission is asked to produce further reports.
- Mevzuat kapsamında Komisyon'dan daha fazla rapor hazırlaması istenmektedir.
- In the previous discharge report, the Bureau and the Secretary-General were asked to publish a study on this.
- Bir önceki görevden alma raporunda Büro ve Genel Sekreter'den bu konuda bir çalışma yayınlamaları istenmişti.
- I asked at the very last minute to give an explanation of vote on both the Müller and Grossetête reports.
- Son dakikada hem Müller hem de Grossetête raporlarının oylamasına ilişkin bir açıklama yapılmasını istedim.
- That, in any case, is the message which the Committee on Development and Cooperation has asked me to pass on to you.
- Her halükarda Kalkınma ve İşbirliği Komitesi'nin benden size iletmemi istediği mesaj budur.
- Mr Färm also asked what we intended to do as a Commission.
- Sayın Färm ayrıca Komisyon olarak ne yapmak istediğimizi sordu.
- We have asked time and time again for a 'sinners list'.
- Defalarca bir 'günahkârlar listesi' istedik.
- We asked CEDEFOP for verification of how cooperation with the European Training Foundation in Turin could be improved.
- CEDEFOP'tan Torino'daki Avrupa Eğitim Vakfı ile işbirliğinin nasıl geliştirilebileceğinin doğrulanmasını istedik.
- Now, however, they are asked to continue the work which they have begun.
- Ancak şimdi onlardan başladıkları işe devam etmeleri isteniyor.
- He had asked me to wait for it.
- Benden beklememi istemişti.
- I know that he asked to put a question.
- Soru sormak istediğini biliyorum.
- I asked the floor to raise the same point.
- Ben de aynı konuyu gündeme getirmek için söz istedim.
- The Latin American States have asked us to open up our trade frontiers.
- Latin Amerika Devletleri bizden ticaret sınırlarımızı açmamızı istediler.
- As you said, it is not the first time that I have been asked to do this.
- Dediğiniz gibi, bunu yapmam ilk defa istenmiyor.
- That was vital for us to undertake the task asked of us.
- Bizden istenen görevi yerine getirebilmemiz için hayati önem taşıyordu.
- The Council for TRIPS was asked to find an expeditious solution to this problem.
- Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Konseyi'nden bu soruna hızlı bir çözüm bulması istenmiştir.
- We asked to have this modified when working with the UN family and the Red Cross, but not others.
- BM ailesi ve Kızıl Haç ile çalışırken bunun değiştirilmesini istedik, ancak diğerleriyle değil.
- I shall, of course, do what you have asked me to do.
- Benden yapmamı istediğiniz şeyi elbette yapacağım.
- The government is now asked by the Court to propose a revised law.
- Hükümetten şimdi Mahkeme tarafından revize edilmiş bir yasa önermesi isteniyor.
- On several occasions, I asked the Member States to tell us how much additional funding they required.
- Çeşitli vesilelerle Üye Devletlerden ne kadar ek finansmana ihtiyaç duyduklarını bize bildirmelerini istedim.
- What is being asked of us involves the adaptation of the acquis communautaire.
- Bizden istenen şey, topluluk müktesebatının uyarlanmasıdır.
- We are told to open a delegation in one place or another, and at the same time we are asked to stick to that limit.
- Bir yerde bir delegasyon açmamız söyleniyor ve aynı zamanda bu sınıra sadık kalmamız isteniyor.
- I urge the Commission not to keep having to be asked and to provide assistance for the victims of the storms.
- Komisyon'u, fırtına mağdurları için sürekli yardım istemek ve yardım sağlamak zorunda kalmamaya çağırıyorum.
- Member States are asked to publish switch-over intentions by the end of 2003.
- Üye Devletlerden 2003 yılı sonuna kadar geçiş niyetlerini yayınlamaları istenmektedir.
- I, like other Members, asked to speak in relation to the setting of the agenda.
- Ben de diğer Üyeler gibi gündemin belirlenmesiyle ilgili olarak söz almak istedim.
- That is precisely what the Lisbon European Council asked us to do.
- Lizbon Avrupa Konseyi'nin bizden yapmamızı istediği şey de tam olarak budur.
- We asked that attention be paid to this area as well.
- Bu alana da dikkat edilmesini istedik.
- We have been asked to check that we have a quorum.
- Yeterli çoğunluğa sahip olup olmadığımızı kontrol etmemiz istendi.
- Two days later, I asked the European Commission for maximum openness and the application of the Seveso II Directive.
- İki gün sonra Avrupa Komisyonu'ndan azami açıklık ve Seveso II Direktifinin uygulanmasını istedim.
- We were asked to treat these as a matter of urgency.
- Bizden bunları acil bir mesele olarak ele almamız istendi.
- Several Members have asked to speak.
- Birkaç Üye söz almak istemiştir.
- Staff should not be asked to work under these conditions.
- Personelden bu koşullar altında çalışması istenmemelidir.
- We were asked to treat these as a matter of urgency.
- Bunları acil bir mesele olarak ele almamız istendi.
- That is why we asked the Turkish government to take action.
- Bu nedenle Türk hükümetinden harekete geçmesini istedik.
- Mr von Wogau asked me at lunchtime today what the Socialists really want.
- Bay von Wogau bugün öğle yemeğinde bana Sosyalistlerin gerçekten ne istediğini sordu.
- I asked to speak at this ridiculous hour of the night in order to make three simple points.
- Gecenin bu saçma saatinde üç basit noktaya değinmek için konuşmak istedim.
- The Council has now asked the ECB to draw up its own proposal on this issue.
- Konsey şimdi ECB'den bu konuda kendi önerisini hazırlamasını istemiştir.
- We are being asked to discuss directives about breakfast at the end of the morning.
- Sabahın sonunda kahvaltı ile ilgili direktifleri görüşmemiz isteniyor.
- In this report, the Commission is being asked to distribute information on the concept of parity democracy.
- Bu raporda Komisyondan eşitlikçi demokrasi kavramı hakkında bilgi dağıtması istenmektedir.
- I know that he asked to put a question.
- Kendisinin bir soru sormak istediğini biliyorum.
- We should not be asked to work under these conditions.
- Bizden bu koşullar altında çalışmamız istenmemelidir.
- I was asked to highlight the result of the storms in Ireland.
- Benden İrlanda'daki fırtınaların sonuçlarını vurgulamam istendi.
- On this basis, producers and eventually their customers, are being asked to sign a blank cheque.
- Bu temelde üreticilerden ve nihayetinde müşterilerinden açık bir çek imzalamaları istenmektedir.
- Perhaps the President of the Commission might be asked to make a statement on this matter.
- Belki de Komisyon Başkanı'ndan bu konuda bir açıklama yapması istenebilir.
- I have been asked to deal with the question of the moratorium.
- Benden moratoryum konusunu ele almam istendi.
- In the past we have asked ISIS to investigate this matter in detail.
- Geçmişte ISIS'ten bu konuyu detaylı bir şekilde araştırmasını istemiştik.
- Furthermore, nine candidate countries were asked to take part in the MEDIA Plus programme.
- Ayrıca dokuz aday ülkeden MEDIA Plus programına katılmaları istenmiştir.
- It has actually tackled this issue as we asked it to do.
- Aslında bu konu, bizim de istediğimiz gibi ele alınmıştır.
- The whole time you were together, he never asked you for anything?
- Beraber olduğunuz onca zaman boyunca senden hiçbir şey istemedi mi?
- The whole time you were together, he never asked you for anything?
- Birlikte olduğunuz süre boyunca senden hiç mi bir şey istemedi?
- All I asked you to do this morning was to sit here and eat quietly.
- Bu sabah sizden tek istediğim burada oturmanız ve sessizce yemenizdi.
- The whole time you were together, he never asked you for anything?
- Birlikte olduğunuz süre boyunca sizden hiçbir şey mi istemedi?
- All I asked you to do this morning was to sit here and eat quietly.
- Bu sabah senden tek istediğim burada oturup sessizce yemek yemendi.
- Tom couldn't do that, so I asked Mary to.
- Tom bunu yapamadı, bu yüzden Mary'nin yapmasını istedim.
- I asked Tom to describe it.
- Tom'dan tarif etmesini istedim.
- I asked Tom to go to the supermarket and buy some bread.
- Tom'dan süpermarkete gitmesini ve bir ekmek almasını istedim.
- I've been asked to quit the company.
- Şirketten ayrılmam istendi.
- I have no choice but to do what Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği şeyi yapmaktan başka seçeneğim yok.
- I could've helped you if you had asked me.
- Benden isteseydin sana yardım edebilirdim.
- I've been asked to give you a message.
- Benden size bir mesaj vermem istendi.
- I was asked to put away all the papers we used at the meeting.
- Toplantıda kullandığımız tüm kağıtları kaldırmam istendi.
- I asked Tom to react with moderation.
- Tom'dan ölçülü tepki vermesini istedim.
- Tom told Mary that he couldn't do what she asked him to do.
- Tom, Mary'ye ondan yapmasını istediği şeyi yapamayacağını söyledi.
- I asked Jamal to stay, but for a different reason.
- Ben Jamal'ın kalmasını istedim ama farklı bir neden için.
- He does not speak unless he is asked to.
- Kendisinden istenmedikçe konuşmaz.
- I've finished translating everything you asked me to translate.
- Çevirmemi istediğin her şeyi bitirdim.
- I asked Tom to tell me why he did that.
- Tom'dan onu neden yaptığını bana anlatmasını istedim.
- I asked Tom to take over for me.
- Tom'dan benim yerime geçmesini istedim.
- Tom isn't the one who asked Mary to do that.
- Mary'den onu yapmasını isteyen kişi Tom değil.
- Tom asked me whether I'd rather eat Chinese food or Italian food.
- Tom bana Çin yemeği mi yoksa İtalyan yemeği mi yemek istediğimi sordu.
- I've asked Tom to lend me his car, but he won't.
- Tom'dan arabasını bana ödünç vermesini istedim, ama vermiyor.
- Did you do what I asked you to do?
- Senden yapmanı istediğim şeyi yaptın mı?
- I asked Tom to give us more time to do that.
- Tom'dan bunu yapmak için bize daha fazla zaman vermesini istedim.
- I asked the boss for a raise.
- Patrondan bir zam istedim.
- Why haven't you asked me to help?
- Neden yardım etmemi istemedin?
- I know I don't have to do anything Tom has asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği her şeyi yapmak zorunda olmadığımı biliyorum.
- I asked him to teach me French.
- Ondan bana Fransızca öğretmesini istedim.
- I asked Tom not to post my picture on his website.
- Tom'dan resmimi web sitesine koymamasını istedim.
- I've asked Tom for help many times.
- Tom'dan birçok kez yardım istedim.
- You're the only one who hasn't done what I asked, aren't you?
- İstediğimi yapmayan bir tek sen varsın, değil mi?
- Tom wouldn't have asked you to do the job if he didn't think you could do it.
- Tom, eğer bunu yapabileceğini düşünmeseydi işi yapmanızı istemezdi.
- I asked them the same thing.
- Onlardan da aynı şeyi istedim.
- Tom couldn't get the tickets you asked him to buy.
- Tom satın almasını istediğin biletleri alamadı.
- Tom eventually did everything we asked him to do.
- Tom sonunda ondan yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- I asked Tom to keep an open mind.
- Tom'dan açık fikirli olmasını istedim.
- Do you really want to know why I didn't do what you asked me to do?
- Benden yapmamı istediğin şeyi neden yapmadığımı gerçekten bilmek istiyor musun?
- Tom wouldn't have done that if we hadn't asked him to.
- Biz istemeseydik Tom bunu yapmazdı.
- I did just like you asked.
- Tam istediğin gibi yaptım.
- Don't you want to know why I didn't do what you asked me to do?
- Benden yapmamı istediğin şeyi neden yapmadığımı bilmek istemiyor musun?
- I asked him to stop.
- Onun durmasını istedim.
- Tom has finally finished doing everything we asked him to do.
- Tom sonunda ondan yapmasını istediğimiz her şeyi bitirdi.
- Tom would've helped us if we'd asked him.
- Eğer ondan isteseydik Tom bize yardım ederdi.
- We should've done what Tom asked us to do.
- Tom'un bizden istediği şeyi yapmalıydık.
- Tom was asked to prepare a ten-minute presentation.
- Tom'dan on dakikalık bir sunum hazırlaması istendi.
- We asked Tom to let us stay.
- Tom'dan kalmamıza izin vermesini istedik.
- I'm sure Tom wouldn't have come this early if Mary hadn't asked him to.
- Eğer Mary istemeseydi eminim Tom bu kadar erken gelmezdi.
- What do you think he said when I asked him for a favor?
- Ondan bir iyilik istediğimde sence ne dedi?
- I was asked to do this.
- Bunu yapmam istendi.
- I'm glad you asked me to join you.
- Sana katılmamı istemene sevindim.
- We asked you not to do that.
- Onu yapmamanı istedik.
- You asked me for help.
- Benden yardım istedin.
- I should've asked Tom to do that for me.
- Tom'dan bunu benim için yapmasını istemeliydim.
- Have you already done everything I've asked you to do?
- Senden yapmanı istediğim her şeyi çoktan yaptın mı?
- I haven't asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını istemedim.
- I asked him to call you.
- Onun seni aramasını istedim.
- If Tom had asked me for help, I would've helped him.
- Tom benden yardım isteseydi, ona yardım ederdim.
- Tom should do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan istediği şeyi yapmalı.
- I asked them to stop.
- Onlardan durmalarını istedim.
- I asked them to come with me.
- Onlardan benimle gelmelerini istedim.
- I asked you to leave her alone.
- Onu yalnız bırakmanı istedim.
- Tom went from one shop to another trying to find what Mary had asked him to buy.
- Tom Mary'nin onun almasını istediği şeyi bulmaya çalışırken bir mağazadan diğerine gitti.
- Tom hasn't had time to do what you asked him to do.
- Tom'un yapmasını istediğin şeyi yapacak zamanı yoktu.
- Tom asked Mary if she'd like a cup of coffee.
- Tom Mary'ye bir fincan kahve isteyip istemediğini sordu.
- I think Tom should've asked Mary to help him do that.
- Bence Tom bunu yapmak için Mary'den yardım istemeliydi.
- I never asked your advice.
- Ben asla tavsiyeni istemedim.
- I knew what they'd do to me if I didn't do what they asked.
- İstediklerini yapmazsam bana ne yapacaklarını biliyordum.
- Why aren't you doing what I asked you to do?
- Senden yapmanı istediğim şeyi neden yapmıyorsun?
- I asked Tom to meet me in the morning.
- Tom'un sabahleyin beni karşılamasını istedim.
- I was asked to fix the bicycle.
- Bisikleti tamir etmem istendi.
- I asked Tom to wait for a few more minutes.
- Tom'dan birkaç dakika daha beklemesini istedim.
- Tom didn't buy everything we asked him to buy.
- Tom ondan almasını istediğimiz her şeyi almadı.
- Tom should've asked Mary to help him.
- Tom, Mary'den yardım etmesini istemeliydi.
- Tom was unable to do what we asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.
- I asked Tom to join us.
- Tom'un bize katılmasını istedim.
- Did you bring everything we asked you to?
- Senden istediğimiz her şeyi getirdin mi?
- I asked Tom to lend me some money, but he refused.
- Tom'dan bana biraz borç vermesini istedim ama reddetti.
- That isn't what I asked.
- Benim istediğim bu değildi.
- We're still waiting for Tom to do what he's been asked to do.
- Hâlâ Tom'un yapması istenen şeyleri yapmasını bekliyoruz.
- Tom shouldn't have asked Mary to do that.
- Tom Mary'den bunu yapmasını istememeliydi.
- I didn't do what Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği şeyi yapmadım.
- I asked Tom to do that.
- Tom'un onu yapmasını istedim.
- Tom asked Mary whether she'd like to go shopping in the afternoon.
- Tom Mary'ye öğleden sonra alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.
- I'd be surprised if they asked me to give a speech.
- Benden bir konuşma yapmamı isterlerse şaşırırım.
- I asked him to open the door.
- Onun kapıyı açmasını istedim.
- I asked her to wait a moment.
- Ondan biraz beklemesini istedim.
- I asked him to help.
- Ondan yardım etmesini istedim.
- My mistake was doing what Tom asked.
- Benim hatam Tom'un istediğini yapmaktı.
- I asked him to close the door.
- Ondan kapıyı kapatmasını istedim.
- I wasn't willing to do what Tom asked.
- Tom'un istediğini yapmaya istekli değildim.
- Tom has made up his mind to do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmaya karar verdi.
- Tom has finally finished doing what we asked him to do.
- Tom nihayet yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı bitirdi.
- I asked him to introduce her to me.
- Onu benimle tanıştırmasını istedim.
- I asked Tom to confirm my findings.
- Tom'un bulgularımı tasdik etmesini istedim.
- You should've asked Tom for advice.
- Tom'dan tavsiye istemeliydin.
- We asked Hanako to play the piano.
- Hanako'dan piyano çalmasını istedik.
- I've asked them to help us.
- Onların bize yardım etmesini istedim.
- I asked Tom to do that today.
- Tom'dan onu bugün yapmasını istedim.
- Tom hasn't had time to do what you asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğin şeyi yapacak zamanı olmadı.
- I knew Tom wouldn't do what we asked.
- Tom'un istediğimizi yapmadığını biliyordum.
- I asked her to dance.
- Ondan dans etmesini istedim.
- Tom was unwilling to do what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmaya isteksizdi.
- I was asked to rewrite the report.
- Raporu yeniden yazmam istendi.
- I asked Tom to do that, but he refused.
- Tom'dan bunu yapmasını istedim ama reddetti.
- Tom would've helped us if we'd asked him.
- Tom'dan isteseydik bize yardım ederdi.
- I asked Tom to proofread my report.
- Tom'dan raporumu düzeltmesini istedim.
- Tom got angry because I wasn't doing what he asked me to do.
- Tom benden yapmamı istediği şeyi yapmadığım için kızdı.
- I asked you not to involve me in this.
- Senden beni bu işe karıştırmamanı istemiştim.
- I've already done everything Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yaptım.
- I've asked Tom to stay.
- Tom'dan kalmasını istedim.
- I've asked Tom many times not to do that.
- Tom'dan onu yapmamasını defalarca istedim.
- Tom and Mary asked John to babysit their children.
- Tom ve Mary John'un çocuklarına bakmasını istediler.
- I asked Tom for money.
- Tom'dan para istedim.
- Tom was unable to do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.
- I asked Tom to take some pictures.
- Tom'dan bazı fotoğraflar çekmesini istedim.
- They asked Kate to babysit their child.
- Kate'ten çocuklarına bakmasını istediler.
- I asked Tom to wait a moment.
- Tom'dan bir dakika beklemesini istedim.
- I asked Tom to stop.
- Tom'dan durmasını istedim.
- Neither Tom nor Mary has been asked to do that.
- Ne Tom'dan ne de Mary'den bunu yapması istendi.
- I asked them to keep quiet.
- Onlardan sessiz kalmalarını istedim.
- Tom is ready to do exactly what you've asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğin şeyi yapmaya hazır.
- You asked to see me.
- Beni görmeyi istedin.
- I asked Tom to tell me what he wanted.
- Tom'dan bana ne istediğini söylemesini istedim.
- Tom asked me if I wanted a cup of coffee.
- Tom bir fincan kahve isteyip istemediğimi sordu.
- I've asked Tom to lend me his car, but he won't.
- Tom'dan arabasını bana ödünç vermesini istedim ama vermedi.
- Those who have not paid their dues are asked to see me at the end of class.
- Aidatlarını ödemeyenlerin ders sonunda beni görmeleri istenir.
- I was asked to show my passport at the border.
- Sınırda pasaportumu göstermem istendi.
- She was asked to write her name in ink.
- Ondan adını mürekkeple yazması istendi.
- I've been asked to help Tom.
- Tom'a yardım etmem istendi.
- I asked Tom not to wait for us.
- Tom'dan bizi beklememesini istedim.
- I asked her not to overreact.
- Ondan aşırı tepki vermemesini istedim.
- I've been asked to teach Tom French.
- Benim Tom'a Fransızca öğretmem isteniyor.
- I wonder whether or not Tom can do what we've asked.
- Tom'un istediğimiz şeyi yapıp yapamayacağını merak ediyorum.
- I asked her to stop.
- Ondan durmasını istedim.
- Why haven't you asked me to help?
- Neden benden yardım istemedin?
- I asked them not to interfere.
- Karışmamalarını istedim.
- I asked Tom to lend me some money.
- Tom'dan bana biraz borç vermesini istedim.
- They said they couldn't do what you asked them to do.
- Onlardan yapmalarını istediğin şeyi yapamayacaklarını söylediler.
- If Tom had asked me for some money, I'd have given it to him.
- Eğer Tom benden biraz para isteseydi, ona verirdim.
- We asked Tom to do that last year.
- Geçen yıl Tom'un onu yapmasını istedik.
- Why didn't you do what I asked you to do?
- Senden yapmanı istediğim şeyi neden yapmadın?
- Tom and his friends asked me to come with them.
- Tom ve arkadaşları benim de onlarla gelmemi istediler.
- Tom was asked to appear on television.
- Tom'dan televizyona çıkması istendi.
- Tom should be asked to leave.
- Tom'dan gitmesi istenmeli.
- I asked her to call me at five o'clock.
- Saat beşte beni aramasını istedim.
- Tom and Mary asked John to help them with their homework.
- Tom ve Mary John'dan ödevlerine yardım etmesini istediler.
- I asked Tom to wait for a few more minutes.
- Tom'un birkaç dakika daha beklemesini istedim.
- I should've asked Tom to help.
- Tom'dan yardım istemeliydim.
- Tom does what is asked of him.
- Tom ondan isteneni yapar.
- If you'd asked me for it, I would've given it to you.
- Eğer onu benden isteseydin, onu sana verirdim.
- I asked Tom to take my picture.
- Tom'dan resmimi çekmesini istedim.
- What if I asked you to stay?
- Ya senden kalmanı istesem?
- I asked Tom not to wear his sister's clothes.
- Tom'dan kız kardeşinin kıyafetlerini giymemesini istedim.
- Beth was asked by her lazy boyfriend to do his history homework.
- Beth'ten tembel erkek arkadaşı ondan tarih ödevini yapmasını istemişti.
- This is the girl you asked to see.
- Bu, görmek istediğin kız.
- I didn't buy everything you asked me to buy.
- Benden istediğin her şeyi almadım.
- I was asked to leave.
- Gitmem istendi.
- I've asked him to stay.
- Ondan kalmasını istedim.
- I asked my boss for a pay raise.
- Patronumdan ücret artışı istedim.
- I saw the look on your face when Tom asked you to wait for Mary.
- Tom Mary'yi beklemeni istediğinde yüzündeki ifadeyi gördüm.
- I'll do as you asked.
- İstediğini yapacağım.
- We're ready to do exactly as you've asked.
- Tam olarak istediğiniz gibi yapmaya hazırız.
- I asked her to send us the book.
- Ondan kitabı bize göndermesini istedim.
- He did the reverse of what I asked.
- O, istediğimin tersini yaptı.
- Tom still hasn't done what we asked him to do.
- Tom hala ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmadı.
- You haven't told me why you asked me to come here.
- Neden buraya gelmemi istediğini bana söylemedin?
- I asked him to unlock the door.
- Ondan kapıyı açmasını istedim.
- Did you do what I asked you to do?
- Senden yapmanı istediğimi yaptın mı?
- They asked me to leave.
- Ayrılmamı istediler.
- I don't think Tom can do what you've asked him to do.
- Tom'un ondan istediğin şeyi yapabileceğini sanmıyorum.
- I asked Tom to come.
- Tom'un gelmesini istedim.
- I asked Tom not to do that anymore.
- Tom'dan artık bunu yapmamasını istedim.
- I asked Tom to make sure that he didn't show up late.
- Tom'un geç kalmadığından emin olmasını istedim.
- Tom should've asked us for help.
- Tom bizden yardım istemeliydi.
- I brought what she asked me to get.
- Benden almamı istediği şeyi getirdim.
- I didn't buy everything you asked me to buy.
- Satın almamı istediğin her şeyi almadım.
- I asked them to sign the papers.
- Onların evrakları imzalamasını istedim.
- I asked Tom if he wanted something to eat and he said yes.
- Tom'a yiyecek bir şey isteyip istemediğini sordum ve o evet dedi.
- Tom wouldn't have sung if we hadn't asked him to.
- Eğer istemeseydik Tom şarkı söylemezdi.
- Tom couldn't do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.
- Tom said he'd hurt my family if I didn't do what he asked.
- Tom, istediğini yapmazsam aileme zarar vereceğini söyledi.
- What was it you asked Tom to do?
- Tom'un yapmasını istediğin şey neydi?
- As expected, Tom asked Mary to marry him.
- Beklendiği gibi, Tom Mary'den onunla evlenmesini istemiş.
- I asked her to do it for me.
- Ondan benim için yapmasını istedim.
- I've been asked to sing tonight.
- Bu gece şarkı söylemem istendi.
- I've already been asked not to do that.
- Zaten bunu yapmamam istendi.
- Tom wouldn't have asked you for help if he could've done that by himself.
- Tom bunu kendi başına yapabilseydi senden yardım istemezdi.
- I didn't tell Tom everything Mary asked me to tell him.
- Mary'nin ona söylememi istediği her şeyi Tom'a söylemedim.
- You never asked what I wanted.
- Ne istediğimi asla sormadın.
- I asked Tom to open the door.
- Tom'un kapıyı açmasını istedim.
- If you'd asked me for it, I would've given it to you.
- Benden isteseydin, sana verirdim.
- I asked her to do it for me.
- Ben ondan bunu benim için yapmasını istedim.
- I've asked them to help us.
- Onlardan bize yardım etmelerini istedim.
- Tom has finally finished doing everything we asked him to do.
- Tom sonunda onun yapmasını istediğimiz her şeyi yapmayı bitirdi.
- I asked Tom to clean his room.
- Tom'un odasını temizlemesini istedim.
- I've asked her to help us.
- Ondan bize yardım etmesini istedim.
- I asked Tom to help Mary do that.
- Tom'dan Mary'ye yardım etmesini istedim.
- I did everything I was asked to do.
- Benden istenen her şeyi yaptım.
- I asked you to be quiet.
- Ben sessiz olmanı istedim.
- I asked her to join us.
- Ondan bize katılmasını istedim.
- Tom was asked to leave the meeting.
- Tom'dan toplantıyı terk etmesi istendi.
- Did you do what I asked?
- İstediğimi yaptın mı?
- No one ever asked me to do that.
- Kimse benden bunu yapmamı hiç istemedi.
- I asked him to do it for me.
- Bunu benim için yapmasını istedim.
- I asked Tom for a favor.
- Ben Tom'dan bir iyilik istedim.
- Why won't you do as I asked?
- Neden istediğim gibi yapmayacaksın?
- She was asked to convince him to get his son or someone else to paint the house.
- Evi boyaması için oğlunu ya da başka birini ikna etmesi istendi.
- I asked you to wait for me.
- Beni beklemeni istedim.
- I asked you to do that.
- Bunu yapmanı ben istedim.
- I asked Tom to lend me some money.
- Tom'un bana biraz ödünç para vermesini istedim.
- Tom said he wouldn't do that, so I asked Mary to.
- Tom bunu yapmayacağını söyledi, ben de Mary'den yapmasını istedim.
- At the entrance of a Japanese house, visitors are generally asked to take off their shoes.
- Bir Japon evinin girişinde, ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkarmaları istenir.
- I asked Tom to teach me how to drive.
- Tom'dan bana araba kullanmayı öğretmesini istedim.
- You should've asked me to do that for you.
- Bunu senin için yapmamı istemeliydin.
- You asked me to love you.
- Benden seni sevmemi istedin.
- You should have asked her for help.
- Ondan yardım istemeliydin.
- I asked him to stop talking, but he still went on.
- Ondan susmasını istedim ama yine de devam etti.
- I asked Tom to be here.
- Tom'un burada olmasını istedim.
- I asked Jamal to stay, but for a different reason.
- Jamal'dan kalmasını istedim ama farklı bir sebepten.
- Tom knows Mary won't do what John asked her to do.
- Tom, Mary'nin John'un ondan istediği şeyi yapmayacağını biliyor.
- Don't ignore the signs you asked God to show you.
- Tanrı'dan size göstermesini istediğiniz işaretleri görmezden gelmeyin.
- I asked Tom to drive me home.
- Tom'un beni eve götürmesini istedim.
- I should've known Tom wouldn't do what we asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayacağını bilmeliydim.
- I asked Tom to do that, but he refused.
- Tom'dan bunu yapmasını istedim, ama reddetti.
- I asked my boss for a pay raise.
- Patronumdan maaşıma zam istedim.
- I asked Tom to help us do that.
- Tom'un onu yapmamıza yardım etmesini istedim.
- Tom should be asked to resign.
- Tom'dan istifa etmesi istenmeli.
- I asked Tom to help me get out of trouble.
- Tom'dan başımı beladan kurtarmak için bana yardımcı olmasını istedim.
- I've already been asked to leave.
- Zaten ayrılmam istendi.
- When was the last time that you asked someone for help?
- En son ne zaman birinden yardım istediniz?
- I know I shouldn't have asked you to do that.
- Bunu yapmanı istememem gerektiğini biliyorum.
- I asked him to begin his trip at once.
- Yolculuğuna hemen başlamasını istedim.
- We've been asked to investigate.
- Araştırmamız istendi.
- Tom has been asked to never do that again.
- Tom'dan bunu bir daha yapmaması istendi.
- I asked Tom if he wanted something to eat and he said yes.
- Tom'a bir şeyler yemek isteyip istemediğini sordum ve evet dedi.
- I asked Tom for help.
- Tom'dan yardım istedim.
- Maybe Tom asked Mary to lie.
- Belki Tom Mary'den yalan söylemesini istemiştir.
- When I asked him to lend me some money, he turned down my request.
- Bana biraz borç vermesini istediğimde, isteğimi geri çevirdi.
- I asked him for his phone number.
- Ondan telefon numarasını istedim.
- We can't do what Tom has asked us to do.
- Tom'un yapmamızı istediklerini yapamayız.
- Tom continued to play his banjo even after everybody asked him to stop.
- Herkes durmasını istedikten sonra bile Tom banjosunu çalmaya devam etti.
- Aren't you the one who asked Tom to help?
- Tom'dan yardım etmesini isteyen sen değil miydin?
- I have asked you to listen.
- Senden dinlemeni istedim.
- Tom said Mary was asked to do that again.
- Tom, Mary'den bunu tekrar yapması istendiğini söyledi.
- Tom never asked me to do that.
- Tom asla onu yapmamı istemedi.
- I asked him to keep quiet.
- Onun sessiz kalmasını istedim.
- Tom and his friends were asked to leave.
- Tom ve arkadaşlarından gitmeleri istendi.
- I asked Tom to go to Boston with me.
- Tom'dan benimle Boston'a gelmesini istedim.
- I wouldn't have come here if Tom hadn't asked me to.
- Tom gelmemi istemeseydi buraya gelmezdim.
- I did what she'd asked me to.
- Benden istediği şeyi yaptım.
- I've asked Tom many times to stop doing that.
- Tom'dan bunu yapmayı bırakmasını defalarca istedim.
- Tom has been asked to do that again.
- Tom'un bunu tekrar yapması istendi.
- He was asked not to close the window.
- Ondan pencereyi kapatmaması istenmişti.
- I've asked her to help us.
- Onun bize yardım etmesini istedim.
- If Tom doesn't do what we've asked him to do, he'll regret it.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmazsa pişman olur.
- We're still waiting for Tom to do what we asked him to do.
- Hâlâ Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmasını bekliyoruz.
- I asked Tom to stay out of it.
- Tom'dan bu işin dışında kalmasını istedim.
- You should have asked her to join us.
- Onun bize katılmasını istemeliydin.
- I asked her to sign the papers.
- Ondan kağıtları imzalamasını istedim.
- Tom refused to do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- Tom didn't give me what I asked him for.
- Tom ondan istediğimi bana vermedi.
- I've been asked to never do that again.
- Bunu bir daha asla yapmamam istendi.
- Tom was unable to do what we asked.
- Tom istediğimiz şeyi yapamadı.
- I was prepared to do anything they asked me to do.
- Ben onların yapmamı istediği her şeyi yapmaya hazırdım.
- I still haven't done what Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği şeyi hala yapmadım.
- We were asked to do that.
- Bunu yapmamız istendi.
- I only quit because you asked me to.
- Sadece sen istediğin için bıraktım.
- Tom shouldn't have asked Mary to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasını istememeliydi.
- Have you asked Tom to help us?
- Tom'dan bize yardım etmesini istedin mi?
- Why not just do what you were asked to do?
- Neden yapman istenilen şeyi yapmıyorsun?
- What you asked me to do wasn't possible.
- Benden yapmamı istediğin şey mümkün değildi.
- Tom asked Mary if she wanted something to drink.
- Tom Mary'ye içecek bir şey isteyip istemediğini sordu.
- I have no reason not to do what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yapmamak için hiçbir nedenim yok.
- I asked Tom to make tea.
- Tom'dan çay yapmasını istedim.
- Tom was asked to leave.
- Tom'dan gitmesi istendi.
- I asked Tom not to leave.
- Tom’dan ayrılmamasını istedim.
- Tom never did what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi hiç yapmadı.
- I asked them to turn around.
- Onlardan geri dönmelerini istedim.
- I asked them to be here.
- Onların burada olmasını istedim.
- I was asked to fix the bicycle.
- Benden bisikleti tamir etmem istendi.
- I was asked by my uncle what I intended to be when I graduated from college.
- Amcam bana üniversiteden mezun olduğumda ne olmak istediğimi sordu.
- I asked her to be here.
- Ondan burada olmasını istedim.
- I've never been asked to do anything like this before.
- Daha önce benden böyle bir şeyi yapmam istenmedi.
- You asked me for help.
- Sen benden yardım istedin.
- I could've helped you if you had asked me.
- Eğer benden isteseydin sana yardım edebilirdim.
- I never would've asked Tom to do that.
- Tom'dan onu yapmasını hiçbir zaman istemezdim.
- I've never asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını hiç istemedim.
- I got those pictures you asked me to take.
- Çekmemi istediğin resimleri aldım.
- We asked him to let us stay.
- Ondan kalmamıza izin vermesini istedik.
- I asked Tom to call you.
- Tom'un seni aramasını istedim.
- I asked him to go to my room for my glasses.
- Gözlüğüm için odama gitmesini istedim.
- Tom asked Mary if she would mind doing that later.
- Tom Mary'ye bunu daha sonra yapmasını isteyip istemediğini sordu.
- I asked Tom to tell me the secret, but he wouldn't.
- Tom'dan bana sırrını söylemesini istedim ama söylemedi.
- I asked him for a favor.
- Ondan bir iyilik istedim.
- If Tom does what we asked him to do, there will be no problem.
- Eğer Tom ondan istediğimizi yaparsa, hiçbir sorun kalmayacak.
- Tom forgot to buy what Mary asked him to buy.
- Tom Mary'in ona satın almasını istediği şeyi almayı unuttu.
- She has been asked to sit on the committee.
- Komiteye üye olması istendi.
- I asked Tom for advice.
- Tom'dan tavsiye istedim.
- I've asked them to stay.
- Onlardan kalmalarını istedim.
- I asked Tom to play my favorite song.
- Tom'dan en sevdiğim şarkıyı çalmasını istedim.
- Did you remember to tell Tom what I asked you to tell him?
- Senden söylemeni istediğim şeyi Tom'a söylemeyi unutmadın değil mi?
- I suppose Tom might not do what we asked him to do.
- Sanırım Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmayabilir.
- I asked you for an explanation, but the one you gave me is unsatisfactory.
- Senden bir açıklama istemiştim ama bana verdiğin açıklama tatmin edici değildi.
- Tom apparently didn't do what we asked him to do.
- Görünüşe göre Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmadı.
- I wasn't able to buy everything Tom asked me to buy.
- Tom'un almamı istediği her şeyi alamadım.
- Tom would've helped you if you'd asked him.
- Eğer isteseydin Tom sana yardım ederdi.
- I've been asked to leave.
- Benden gitmem istendi.
- Tom wasn't the one who asked me to do that.
- Bunu yapmamı isteyen Tom değildi.
- I asked Tom not to post my picture on his website.
- Ben Tom'un benim resmimi onun web sitesinde ilan etmemesini istedim.
- I've done as you've asked.
- İstemiş olduğunuz şekilde yaptım.
- I'm not sure you'll have enough time to do everything we've asked you to do.
- Sizden yapmanızı istediğimiz her şeyi yapmak için yeterli zamanınız olacağından emin değilim.
- Tom said I should've asked Mary for help.
- Tom, Mary'den yardım istemem gerektiğini söylemişti.
- I asked him to teach me French.
- Onun bana Fransızca öğretmesini istedim.
- I was too short to reach the top shelf, so I asked Tom to get the book for me.
- En üst rafa ulaşamayacak kadar kısaydım, bu yüzden Tom'dan kitabı benim için almasını istedim.
- Tom did what Mary asked him to do.
- Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yaptı.
- I asked Tom to do that quietly.
- Tom'dan bunu sessizce yapmasını istedim.
- You asked me to help.
- Benden yardım istedin.
- Tom hasn't yet done what we've asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi henüz yapmadı.
- You may be asked to give a speech.
- Senden bir konuşma yapman istenebilir.
- If Tom had asked me for some money, I'd have given it to him.
- Eğer Tom benden biraz para istemiş olsaydı ona verirdim.
- Tom did what his wife asked.
- Tom karısının istediğini yaptı.
- Tom said Mary was asked to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasının istendiğini söyledi.
- Tom has done more than we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimizden fazlasını yaptı.
- Tom should've asked Mary to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasını istemeliydi.
- I asked my father to bring me to the circus.
- Babamdan beni sirke getirmesini istedim.
- Tom had no sooner arrived than he was asked to leave.
- Tom gelir gelmez gitmesi istendi.
- I was asked to leave the classroom.
- Sınıftan çıkmam istendi.
- I've never asked you for a favor.
- Senden hiç iyilik istemedim.
- I would've helped you if you had asked.
- İsteseydin sana yardım ederdim.
- Tom is doing what we asked, isn't he?
- Tom istediğimiz şeyi yapıyor, değil mi?
- We asked him to let us stay.
- Kalmamıza izin vermesini istedik.
- You asked me to help.
- Yardım etmemi istedin.
- I shouldn't have asked Tom to sing.
- Tom'dan şarkı söylemesini istememem gerekirdi.
- I've asked Tom to assign you a bodyguard.
- Tom'dan sana bir koruma atamasını istedim.
- I think it's time we asked Tom to leave.
- Sanırım Tom'un gitmesini istememizin zamanı geldi de geçiyor.
- I asked her to make four copies of the letter.
- Ondan mektubun dört kopyasını çıkarmasını istedim.
- I hope Tom didn't do what you asked him not to do.
- Umarım Tom senin onun yapmamasını istediğin şeyi yapmamıştır.
- That isn't what I asked.
- İstediğim bu değil.
- Tom didn't know why Mary asked him to do that.
- Tom, Mary'nin bunu neden yapmasını istediğini bilmiyordu.
- I asked him to be here.
- Ondan burada olmasını istedim.
- Tom never did anything Mary asked him to do.
- Tom Mary'nin yapmasını istediği hiçbir şeyi yapmadı.
- I asked Tom to help me clean up after the party.
- Tom'dan partiden sonra temizlik için bana yardım etmesini istedim.
- I asked you for an explanation, but the one you gave me is unsatisfactory.
- Senden bir açıklama istedim ama bana verdiğin tatmin edici değildi.
- Tom was asked not to do that anymore.
- Tom'dan artık onu yapmaması istendi.
- I asked Tom to take some pictures.
- Tom'dan birkaç fotoğraf çekmesini istedim.
- We asked everybody to leave.
- Herkesten gitmesini istedik.
- Tom did neither of the two things I asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğim iki şeyi de yapmadı.
- She was asked to convince him to get his son to paint the house.
- Oğlunun evi boyaması için onu ikna etmesi istendi.
- I asked Tom to sign the papers.
- Tom'dan belgeleri imzalamasını istedim.
- I asked her to help out today.
- Ondan bugün yardım etmesini istedim.
- I wouldn't be here today if Tom hadn't asked me to come.
- Tom gelmemi istemeseydi bugün burada olmazdım.
- I did everything you asked.
- İstediğin her şeyi yaptım.
- I asked her to be here by six.
- Ondan saat altıya kadar burada olmasını istedim.
- I guess I'll do what Tom asked me to do.
- Sanırım Tom'un benden istediği şeyi yapacağım.
- I've asked Tom to do that again.
- Tom'dan bunu tekrar yapmasını istedim.
- The manual they asked him to read was two inches thick.
- Ondan okumasını istedikleri kitapçık iki inç kalınlığındaydı.
- I've already bought what Tom asked me to buy.
- Tom'un almamı istediği şeyi çoktan aldım.
- The reason I'm here is because I was asked to come.
- Burada olmamın sebebi, gelmemin istenmesi.
- Tom has been asked to leave.
- Tom'dan gitmesi istendi.
- I asked my brother to repair my bicycle.
- Kardeşimden bisikletimi tamir etmesini istedim.
- We've been asked to leave.
- Bizden gitmemiz istendi.
- I was asked to sit on the platform with the speakers.
- Konuşmacılarla birlikte platforma oturmam istendi.
- I've been asked to give you a message.
- Sana bir mesaj vermem istendi.
- Tom may not do what we've asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayabilir.
- Tom said he wouldn't do what I asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğim şeyi yapmayacağını söyledi.
- Tom hasn't asked me for anything.
- Tom benden hiçbir şey istemedi.
- I asked them for some advice.
- Onlardan tavsiye istedim.
- I suggest you don't do what Tom asked you to do.
- Tom'un yapmanı istediği şeyi yapmamanı öneririm.
- Tom wasn't the one who asked Mary to do that.
- Mary'nin onu yapmasını isteyen kişi Tom değildi.
- I asked her to unlock the door.
- Onun kapıyı açmasını istedim.
- Tom is the one I asked to help us.
- Bize yardım etmesini istediğim kişi Tom'dur.
- I've asked Tom not to do that here.
- Tom'dan bunu burada yapmamasını istedim.
- Did you bring everything we asked you to?
- Getirmeni istediğimiz her şeyi getirdin mi?
- Is that why you asked me to come here?
- O yüzden mi buraya gelmemi istedin?
- Tom said he'd do that for you if you asked him to.
- Tom, eğer istersen bunu senin için yapacağını söyledi.
- Tom did everything Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin istediği her şeyi yaptı.
- I asked her to open the door.
- Ondan kapıyı açmasını istedim.
- Tom signed the papers that Mary asked him to sign.
- Tom Mary'nin imzalamasını istediği kağıtları imzaladı.
- I asked Tom to come see me.
- Tom'un beni görmeye gelmesini istedim.
- I've done what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yaptım.
- I asked Tom to stop pounding on the wall.
- Tom'dan duvara vurmayı kesmesini istedim.
- I asked Tom to take my picture.
- Tom'dan fotoğrafımı çekmesini istedim.
- I asked Tom if he'd like to do that with me.
- Tom'a bunu benimle yapmak isteyip istemediğini sordum.
- I asked him not to interfere.
- Onun karışmamasını istedim.
- I asked her to close the door.
- Onun kapıyı kapatmasını istedim.
- Tom was asked to do that today.
- Tom'dan onu bugün yapması istendi.
- Tom forgot to buy what Mary asked him to buy.
- Tom, Mary'nin almasını istediği şeyi almayı unuttu.
- I asked Tom to wait for me at the train station.
- Tom'dan beni tren istasyonunda beklemesini istedim.
- I'm not willing to do what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yapmaya istekli değilim.
- I hope Tom remembered to do what we asked him to do.
- Umarım Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı hatırlamıştır.
- I've been asked to give this to you.
- Bunu size vermem istendi.
- It's because I was asked to come that I'm here.
- Gelmem istendiği için buradayım.
- Do as I asked.
- İstediğimi yap.
- You still haven't done what I've asked you to do.
- Hâlâ yapmanı istediğim şeyi yapmadın.
- We're doing exactly what Tom asked us to do.
- Tom'un tam da bizden yapmamızı istediği şeyi yapıyoruz.
- We've been asked to help.
- Bizden yardım etmemiz istendi.
- I've never asked Tom to do that.
- Tom'dan onu yapmasını asla istemedim.
- I should've asked Tom for advice.
- Tom'dan tavsiye istemeliydim.
- I asked Tom to come.
- Tom'dan gelmesini istedim.
- I've asked Tom to do that for Mary.
- Tom'dan Mary için bunu yapmasını istedim.
- I admit I did what Tom asked me not to do.
- Tom'un yapmamamı istediği şeyi yaptığımı itiraf ediyorum.
- Tom asked us what we wanted.
- Tom bize ne istediğimizi sordu.
- Tom said Mary has been asked to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapması istendiğini söyledi.
- I've already asked Tom to leave early.
- Tom'dan erken ayrılmasını istedim.
- I'd be depressed if they asked me to quit the team.
- Takımdan ayrılmamı isterlerse üzülürüm.
- I was asked to deliver this.
- Bunu teslim etmem istendi.
- Tom refused to do what we asked.
- Tom istediğimizi yapmayı reddetti.
- I've asked Tom not to do that here.
- Tom'dan onu burada yapmamasını istedim.
- Tom should've asked Mary to help him.
- Tom Mary'nin ona yardım etmesini istemeliydi.
- I asked him not to drive fast.
- Hızlı sürmemesini istedim.
- This is the first time I've ever asked Mary to help me.
- İlk defa Mary'den yardım istedim.
- The manager asked me if I wanted my old job back.
- Müdür bana eski işimi isteyip istemediğimi sordu.
- We've been asked to not do this anymore.
- Bizden artık bunu yapmamamız istendi.
- I've asked Tom to babysit for us on Monday night.
- Tom'dan Pazartesi gecesi bizim için bebek bakmasını istedim.
- I didn't buy everything Sami asked me to buy.
- Sami'nin satın almamı istediği her şeyi satın almadım.
- Tom has never asked anyone for a favor.
- Tom hiç kimseden bir iyilik istemedi.
- I was asked to come here.
- Buraya gelmem istendi.
- I asked him to turn around.
- Ondan geri dönmesini istedim.
- I asked him to send us the book.
- Ondan kitabı bize göndermesini istedim.
- Tom washed the dishes even though no one asked him to.
- Tom hiç kimse ondan istememesine rağmen bulaşıkları yıkadı.
- I was asked to deliver this.
- Benden bunu teslim etmem istendi.
- Both Tom and Mary asked me to help them write love letters.
- Hem Tom hem de Mary aşk mektupları yazmak için benden yardım istediler.
- I tried to do what you asked me to do.
- Benden istediğin şeyi yapmaya çalıştım.
- That's why I asked Tom to leave.
- Bu yüzden Tom'dan gitmesini istedim.
- I'm glad that you asked Tom for advice.
- Tom'dan tavsiye istemene sevindim.
- Tom should've asked Mary to help him do that.
- Tom bunu yapmak için Mary'den yardım istemeliydi.
- I was asked to be quiet.
- Sessiz olmam istendi.
- Tom apparently didn't do what we asked him to do.
- Tom görünüşe göre yapmasını istediğimiz şeyi yapmadı.
- I've asked Tom to help you.
- Tom'un sana yardım etmesini istedim.
- Tell Tom I'm not going to do what he asked me to do.
- Tom'a benden istediği şeyi yapmayacağımı söyle.
- I asked him to go to my room for my glasses.
- Gözlüklerimi almak için odama gitmesini istedim.
- Tell Tom what Mary asked you to tell him.
- Tom'a Mary'nin senden söylemeni istediği şeyi söyle.
- Tom has finally done what we asked him to do.
- Tom sonunda ondan yapmasını istediğimiz şeyi yaptı.
- Tom asked Mary if she'd like to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmak isteyip istemediğini sordu.
- I thought I asked you to come alone.
- Yalnız gelmeni istediğimi düşündüm.
- I still haven't done what you've asked me to do.
- Yapmamı istediğin şeyi hâlâ yapmadım.
- Have you asked Tom for help?
- Tom'dan yardım istedin mi?
- I asked him to introduce her to me.
- Onu bana tanıtmasını istedim.
- I asked Tom to do that on Monday.
- Tom'dan onu pazartesi yapmasını istedim.
- He opened the door, even though I asked him not to.
- Ben istemememe rağmen kapıyı açtı.
- Tom is just waiting for Mary to do what he asked her to do.
- Tom sadece Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmasını bekliyor.
- I'm glad you asked me to come.
- Gelmemi istediğine sevindim.
- I wasn't the only one who asked Tom to stop doing that.
- Tom'dan bunu yapmayı bırakmasını isteyen tek kişi ben değildim.
- Unable to pay the rent, I asked him for assistance.
- Kirayı ödeyemediğim için ondan yardım istedim.
- Tom asked Mary what she wanted for her birthday.
- Tom Mary'ye doğum günü için ne istediğini sordu.
- Don't forget to do what I asked.
- İstediğimi yapmayı unutma.
- Tom isn't the one who asked Mary to do that.
- Mary'den bunu yapmasını isteyen Tom değildi.
- I'd be surprised if they asked me to give a speech.
- Eğer benden konuşma yapmamı isteseler, şaşırırım.
- Tom asked me if I wanted a drink.
- Tom bana içki isteyip istemediğimi sordu.
- Tom has finally done what we asked him to do.
- Tom nihayet onun yapmasını istediğimiz şeyi yaptı.
- I asked him to do that.
- Ondan bunu yapmasını istedim.
- He asked us what we wanted.
- O bize ne istediğimizi sordu.
- I've done what you've asked.
- Ne istediysen yaptım.
- I asked them to sign the papers.
- Onlardan kağıtları imzalamalarını istedim.
- I asked Tom to go to the supermarket and buy some bread.
- Tom'dan süpermarkete gidip biraz ekmek almasını istedim.
- I asked you to leave her alone.
- Ben onu yalnız bırakmanı istedim.
- I've asked Tom to do that for Mary.
- Tom'dan onu Mary için yapmasını istedim.
- Tom wouldn't have asked you for help if he could've done that by himself.
- Tom bunu kendi başına yapabilseydi yardım istemezdi.
- Tom isn't the one who asked me to do that.
- Bunu yapmamı isteyen Tom değildi.
- I was asked to look into the matter.
- Konuyu araştırmam istendi.
- I asked Tom what he wanted for Christmas.
- Tom'a Noel için ne istediğini sordum.
- I asked Tom for his phone number.
- Ben Tom'dan telefon numarasını istedim.
- Tom asked Mary if she wanted a sandwich and she said yes.
- Tom, Mary'ye sandviç isteyip istemediğini sordu ve Mary evet dedi.
- I wasn't able to buy what Tom asked me to buy.
- Tom'un satın almamı istediği şeyi satın alamadım.
- I suppose Tom might not do what we asked him to do.
- Sanırım Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayabilir.
- It was Tom who asked Mary to come here.
- Mary'nin buraya gelmesini isteyen Tom'du.
- I asked Tom for his phone number.
- Tom'dan telefon numarasını istedim.
- None of us could do what Tom asked.
- Hiçbirimiz Tom'un istediğini yapamadık.
- Tom and Mary are both doing what we asked, aren't they?
- Tom ve Mary istediğimiz şeyi yapıyorlar, değil mi?
- I asked Tom for his address.
- Tom'dan adresini istedim.
- I have absolutely no intention of telling Tom what you've just asked me to tell him.
- Benden söylememi istediğin şeyi Tom'a söylemeye hiç niyetim yok.
- I asked them not to interfere.
- Onların karışmamasını istedim.
- I'm pretty sure Tom did what we asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi yaptığından eminim.
- I've asked Tom to take my place.
- Tom'dan yerime geçmesini istedim.
- I wouldn't have asked you to come if it weren't absolutely necessary.
- Çok gerekli olmasaydı senden gelmeni istemezdim.
- I wasn't able to do what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yapamadım.
- Tom asked Mary what she really wanted.
- Tom Mary'ye gerçekten ne istediğini sordu.
- I asked the jeweler to inscribe my initials on the back my watch.
- Kuyumcudan saatimin arkasına ismimin baş harflerini kazımasını istedim.
- We wouldn't have asked Tom to come if we didn't want him here.
- Tom'u burada istemeseydik gelmesini istemezdik.
- I hope Tom sings the song I asked him to sing.
- Umarım Tom ondan istediğim şarkıyı söyler.
- Tom should've never been asked to do that.
- Tom'dan bunu yapması asla istenmemeliydi.
- Why didn't you do what we asked?
- Neden istediğimizi yapmadın?
- I brought what Tom asked me to bring.
- Tom'un getirmemi istediklerini getirdim.
- I've been asked to tell you something.
- Size bir şey söylemem istendi.
- I asked Tom not to interfere.
- Tom'un karışmamasını istedim.
- I asked Tom to come with me.
- Tom'dan benimle gelmesini istedim.
- I wonder why Tom asked Mary to do that.
- Tom'un Mary'den bunu yapmasını neden istediğini merak ediyorum.
- I asked Tom to sing that song he used to always sing.
- Tom'dan her zaman söylediği şarkıyı söylemesini istedim.
- I've done everything Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği her şeyi yaptım.
- Tom said Mary was asked not to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmamasının istendiğini söyledi.
- I asked Tom to go shopping with Mary.
- Tom'dan Mary ile alışverişe gitmesini istedim.
- I've already done everything you've asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin her şeyi yaptım zaten.
- If she asked you to jump off a bridge, would you do it?
- O bir köprüden atlamanı istese, bunu yapar mısın?
- Tom didn't do what you asked him to do.
- Tom yapmasını istediğin şeyi yapmadı.
- I asked Tom to leave Mary alone.
- Tom'dan Mary'yi yalnız bırakmasını istedim.
- Tell me why you didn't do what I asked you to do.
- Senden yapmanı istediğim şeyi neden yapmadığını söyle.
- Tom wasn't the one who asked Mary to do that.
- Mary'den bunu yapmasını isteyen Tom değildi.
- Tom went on doing that even though we asked him to stop doing it.
- Tom'dan bunu yapmamasını istememize rağmen Tom yapmaya devam etti.
- I asked Tom to sign the papers.
- Tom'un evrakları imzalamasını istedim.
- I asked her to watch my things.
- Eşyalarımı gözlemesini istedim.
- Tom told Mary he couldn't do what she asked him to do.
- Tom, Mary'ye onun istediği şeyi yapamayacağını söyledi.
- She asked him to stay, but he had to go to work.
- Kalmasını istemiş ama işe gitmesi gerekiyormuş.
- Have I ever asked you to work on a Sunday?
- Ben hiç bir pazar günü çalışmanı istedim mi?
- Tom asked Mary what she wanted him to do.
- Tom, Mary'ye ne yapmasını istediğini sordu.
- Why didn't you do what we asked you to do?
- Senden yapmanı istediğimiz şeyi neden yapmadın?
- Is this why you asked me to come here?
- Bu yüzden mi buraya gelmemi istedin?
- I've been asked to help out.
- Yardım etmem istendi.
- I asked him to come over.
- Ondan gelmesini istedim.
- Tom didn't do what he was asked.
- Tom kendinden istenileni yapmadı.
- Tom asked Mary where she wanted him to put the bag of dog food.
- Tom, Mary'ye köpek maması poşetini nereye koymasını istediğini sordu.
- I asked them to describe it.
- Onlardan tarif etmelerini istedim.
- I've asked Tom to do that for me.
- Tom'dan bunu benim için yapmasını istedim.
- I've never asked Tom to work on a Sunday.
- Ben asla bir pazar günü Tom'un çalışmasını istemedim.
- I asked Tom to help me find a place to stay.
- Tom'dan kalacak bir yer bulmama yardım etmesini istedim.
- I'm glad I didn't do everything Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği her şeyi yapmadığım için memnunum.
- I asked Tom to give me more time to do that.
- Tom'dan bunu yapmak için bana biraz daha zaman vermesini istedim.
- Tom was asked to resign.
- Tom'dan istifa etmesi istendi.
- I don't know why Tom didn't do what I asked him to do.
- Tom'un yapmasını istediğim şeyi niçin yapmadığını bilmiyorum.
- I asked him to turn around.
- Onun geriye dönmesini istedim.
- Tom was asked to go back home.
- Tom'un eve geri gitmesi istendi.
- Tom probably should've asked Mary to help him.
- Tom muhtemelen Mary'den ona yardım etmesini istemeliydi.
- Would you mind if I asked you a question about Tom?
- Sakıncası yoksa sana Tom hakkında bir soru sormak istiyorum.
- Tom is the one I asked to help us.
- Bize yardım etmesini istediğim kişi Tom.
- I was prepared to do anything they asked me to do.
- Benden yapmamı istedikleri her şeyi yapmaya hazırdım.
- I'm not going to do everything Tom has asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yapmayacağım.
- I asked him to make four copies of the letter.
- Ondan mektubun dört kopyasını çıkarmasını istedim.
- I asked her to call you.
- Ondan seni aramasını istedim.
- Tom is trying to do what you asked him to do.
- Tom yapmasını istediğin şeyi yapmaya çalışıyor.
- I've asked them to help you.
- Onların sana yardım etmesini istedim.
- I asked Tom for his keys.
- Tom'dan anahtarlarını istedim.
- Tom didn't do what he was asked.
- Tom ondan isteneni yapmadı.
- She asked him to call her later.
- Daha sonra aramasını istemiş.
- I asked many people for help, but so far I haven't had any luck.
- Çok kişiden yardım istedim ama şimdiye kadar hiç şansım olmadı.
- Tom said Mary has been asked to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasının istendiğini söyledi.
- They asked his brother to help them with their homework.
- Onun erkek kardeşinden ev ödevlerine yardım etmesini istediler.
- When I asked Dad for more money, he really blew up and started to yell at me.
- Babamdan daha fazla para istediğimde çok sinirlendi ve bana bağırmaya başladı.
- I was asked to help Tom.
- Tom'a yardım etmem istendi.
- Don't come back until you've done what I've asked you to do.
- Senden yapmanı istediğim şeyi yapana kadar geri gelme.
- I asked them the same thing.
- Onlardan aynı şeyi istedim.
- I wasn't willing to do what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yapmaya istekli değildim.
- I wonder if Tom can do what we've asked.
- Tom istediğimiz şeyi yapabilir mi?
- I asked Tom to take over for me.
- Tom'un yerime geçmesini istedim.
- Tom hopes that he won't be asked to do that.
- Tom bunu yapmasının istenmeyeceğini umuyor.
- Tom said he'd hurt my family if I didn't do what he asked.
- Tom onun istediğini yapmazsam ailemi inciteceğini söyledi.
- Did you remember to do what I asked you to do?
- Senden yapmanı istediğim şeyi yapmayı hatırladın mı?
- You asked me to talk to Tom, remember?
- Benden Tom'la konuşmamı istemiştin, hatırladın mı?
- I asked Tom what he wanted.
- Tom'a ne istediğini sordum.
- I've already been asked to do that.
- Bunu yapmam istendi zaten.
- I asked them to help out today.
- Bugün yardım etmelerini istedim.
- I was surprised when Tom asked me to play tennis with him.
- Tom onunla tenis oynamamı istediğinde çok şaşırdım.
- She was asked to account for her conduct.
- Davranışları için hesap vermesi istendi.
- I asked Tom to do the same thing that Mary was doing.
- Tom'dan Mary'nin yaptığının aynısını yapmasını istedim.
- At the border, I was asked to show my passport.
- Sınırda pasaportumu göstermem istendi.
- Neither Tom nor Mary has been asked to do that.
- Ne Tom'dan ne de Mary'den bunu yapmaları istendi.
- Tom didn't know how to do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi nasıl yapacağını bilmiyordu.
- I've asked Tom to do that again.
- Tom'dan onu tekrar yapmasını istedim.
- I asked them to join us.
- Bize katılmalarını istedim.
- No one asked me not to do that.
- Kimse onu yapmamamı istemedi.
- We think it may take a few weeks to finish doing what you asked us to do.
- Bizden yapmamızı istediğin şeyi bitirmenin birkaç hafta alabileceğini düşünüyoruz.
- I've been asked to do that.
- Bunu yapmam istendi.
- I'm not going to do everything Tom has asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği her şeyi yapmayacağım.
- Tom wouldn't do what I asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğim şeyi yapmayacaktı.
- Tom wouldn't do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmadı.
- I've done what you've asked.
- İstediğini yaptım.
- You asked us to do that.
- Siz bunu yapmamızı istediniz.
- Stop complaining and do the work you were asked to do.
- Şikayet etmeyi bırak ve senden istenen işi yap.
- I asked Tom to wait for me.
- Tom'dan beni beklemesini istedim.
- I asked to see Tom.
- Tom'u görmek istedim.
- I asked Mom to get some for you.
- Annemden senin için biraz getirmesini istedim.
- You're the only one who hasn't done what I asked, aren't you?
- İstediğimi yapmayan tek kişi sensin, değil mi?
- Tom washed the dishes even though no one asked him to.
- Kimse istemediği halde Tom bulaşıkları yıkadı.
- In 1853, Perry asked Japan to open the door to America.
- 1853 yılında Perry Japonya'dan Amerika'ya kapılarını açmasını istemiştir.
- When was the last time that you asked somebody for help?
- En son ne zaman birinden yardım istedin?
- I'd have helped you if you'd asked.
- İsteseydin sana yardım ederdim.
- I asked him the same thing.
- Ondan aynı şeyi istedim.
- I asked him to join us.
- Onun bize katılmasını istedim.
- Tom didn't know why Mary asked him to do that.
- Tom, Mary'nin neden ondan bunu yapmasını istediğini bilmiyordu.
- I'm really glad Tom asked us to come.
- Tom'un gelmemizi istemesine çok sevindim.
- Tom agreed to do what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı kabul etti.
- I thought I asked you to come alone.
- Senden yalnız gelmeni istediğimi sanıyordum.
- I asked Tom for advice because I wasn't sure what I should do.
- Tom'dan tavsiye istedim çünkü ne yapmam gerektiğinden emin değildim.
- I asked Tom to do that by himself.
- Tom'dan bunu kendi başına yapmasını istedim.
- My daughter was not reasonable when I asked her to spend less money.
- Kızımdan daha az para harcamasını istediğimde makul davranmadı.
- Tom didn't see how he could manage to do everything he'd been asked to do.
- Tom, kendisinden istenen her şeyi nasıl başarabileceğini anlayamadı.
- I wasn't in the room when Tom asked Mary to help him.
- Tom, Mary'den yardım istediğinde odada değildim.
- I asked Tom to behave himself.
- Tom'dan uslu durmasını istedim.
- I asked Tom for Mary's phone number.
- Tom'dan Mary'nin telefon numarasını istedim.
- I asked Tom to turn around.
- Tom'un geriye dönmesini istedim.
- We do everything we're asked.
- Bizden istenen her şeyi yapıyoruz.
- Tom and Mary didn't do everything that John asked them to do.
- Tom ve Mary, John'un onların yapmasını istediği her şeyi yapmadı.
- I've asked you not to do that.
- Senden bunu yapmamanı istedim.
- I asked him to help out today.
- Onun bugün yardım etmesini istedim.
- I just couldn't do everything Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yapamadım.
- I was asked to identify the body.
- Cesedi teşhis etmem istendi.
- Tom wasn't able to do what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.
- Tom asked us if we'd like to do that with Mary.
- Tom, bize bunu Mary ile yapmak isteyip istemediğimizi sordu.
- Tom said Mary was asked not to do that.
- Tom Mary'den bunu yapmaması istendiğini söyledi.
- I asked her to stay out of it.
- Ondan bu işin dışında kalmasını istedim.
- I asked them to call you.
- Onların seni aramasını istedim.
- I know I don't have to do anything Tom has asked me to do.
- Tom'un benden istediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmadığımı biliyorum.
- I asked her to open the door.
- Ben ondan kapıyı açmasını istedim.
- Tom said he asked Mary to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasını istediğini söyledi.
- Tom is going to do everything he's asked to do.
- Tom kendisinden istenen her şeyi yapacak.
- I've asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını istedim.
- I asked Tom to do that on Monday.
- Tom'dan bunu pazartesi günü yapmasını istedim.
- I asked Tom to let the dog out.
- Tom'un köpeği dışarı bırakmasını istedim.
- I asked my father to bring me to the circus.
- Babamdan beni sirke götürmesini istedim.
- We're still waiting for Tom to do what he's been asked to do.
- Hâlâ Tom'un kendisinden isteneni yapmasını bekliyoruz.
- Tom wasn't able to do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.
- We're doing everything Tom asked us to do.
- Tom'un bizden yapmamızı istediği her şeyi yapıyoruz.
- I asked my mother to wake me up at four.
- Annemden beni saat dörtte uyandırmasını istedim.
- I don't think Tom can do what you've asked him to do.
- Tom'un senin ondan yapmasını istediğin şeyi yapabileceğini sanmıyorum.
- I was asked to help Tom.
- Benden Tom'a yardım etmem istendi.
- Tom won't give Mary the message that you asked him to.
- Tom, Mary'ye ondan istediğin mesajı vermeyecek.
- I asked Tom to drive me to the train station.
- Tom'dan beni tren istasyonuna götürmesini istedim.
- I just asked you for a little patience.
- Ben sadece senden biraz sabır istedim.
- I asked them to come in.
- Onların içeri girmesini istedim.
- I've done everything you've asked.
- İstediğin her şeyi yaptım.
- I've asked them to help you.
- Onlardan sana yardım etmelerini istedim.
- I've done as you've asked.
- İstediğiniz gibi yaptım.
- Tell Tom that I don't know how to do what he's asked me to do.
- Tom'a yapmamı istediği şeyi nasıl yapacağımı bilmediğimi söyle.
- I didn't know Tom had asked Mary to do that.
- Tom'un Mary'den bunu yapmasını istemiş olduğunu bilmiyordum.
- I asked Tom to drive Mary home.
- Tom'dan Mary’yi eve götürmesini istedim.
- Tom has done everything Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği her şeyi yaptı.
- I asked Tom to be quiet.
- Tom'dan sessiz olmasını istedim.
- The maid asked if we wanted the room cleaned.
- Hizmetçi odanın temizlenmesini isteyip istemediğimizi sordu.
- I've asked Tom to help us this afternoon.
- Tom'un bu öğleden sonra bize yardım etmesini istedim.
- I've been asked not do that again.
- Bunu bir daha yapmamam istendi.
- I asked you for the truth.
- Senden gerçeği istedim.
- I admitted I didn't do what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yapmadığımı itiraf ettim.
- I haven't done any of the things you've asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin şeylerin hiçbirini yapmadım.
- I've finished translating everything you asked me to translate.
- Çevirmemi istediğin her şeyi çevirmeyi bitirdim.
- Tom asked Mary what time she wanted him to come over.
- Tom, Mary'ye ne zaman gelmesini istediğini sordu.
- I asked him to help.
- Onun yardım etmesini istedim.
- Tom doesn't like being asked to give to charity.
- Tom hayır kurumlarına bağış yapmasının istenmesinden hoşlanmaz.
- I hope Tom didn't do what you asked him not to do.
- Umarım Tom ondan yapmamasını istediğin şeyi yapmamıştır.
- Tom didn't do what I asked.
- Tom istediğimi yapmadı.
- Those who have not paid their dues are asked to see me at the end of class.
- Ücretlerini ödememiş olanların dersin sonunda beni görmeleri isteniyor.
- Tom asked me if I wanted a cup of coffee.
- Tom bana bir fincan kahve isteyip istemediğimi sordu.
- Tom would've shown you how to do that if you'd asked him.
- İsteseydin Tom sana nasıl yapılacağını gösterirdi.
- I asked Tom to explain.
- Tom'dan açıklamasını istedim.
- I asked him to watch my things.
- Eşyalarıma göz kulak olmasını istedim.
- I've already bought what Tom asked me to buy.
- Tom'un benden satın almamı istediği şeyi zaten satın aldım.
- No one asked me what I wanted.
- Kimse bana ne istediğimi sormadı.
- Tom was asked to do that.
- Tom'dan bunu yapması istendi.
- When was the last time you asked somebody for help?
- En son ne zaman birinden yardım istedin?
- I've asked Tom not to do that.
- Tom'dan bunu yapmamasını istedim.
- I asked him to come with me and he agreed.
- Benimle gelmesini istedim ve o da kabul etti.
- I've already asked Tom not to do that.
- Tom'dan bunu yapmamasını istemiştim.
- I agreed to do what they've asked me to do.
- Benden yapmamı istedikleri şeyi yapmayı kabul ettim.
- I'm sure Tom wouldn't have come this early if Mary hadn't asked him to.
- Mary istemeseydi Tom'un bu kadar erken gelmeyeceğine eminim.
- Tom has been asked to never do that again.
- Tom'un onu bir daha asla yapmaması istendi.
- I asked him to leave at once.
- Hemen gitmesini istedim.
- Did Tom do what you asked him to do?
- Tom ondan yapmasını istediğin şeyi yaptı mı?
- I asked them to stay out of it.
- Onların bunun dışında kalmasını istedim.
- I should've asked Tom to do that for me.
- Tom'un bunu benim için yapmasını istemeliydim.
- I didn't know Tom had asked Mary to help him.
- Tom'un Mary'den yardım istediğini bilmiyordum.
- I still haven't found what Tom asked me to look for.
- Tom'un aramamı istediği şeyi hâlâ bulamadım.
- You're the only one who hasn't done what I asked.
- İstediğimi yapmayan tek kişi sensin.
- Tom should've asked Mary for help.
- Tom Mary'den yardım istemeliydi.
- I asked Tom to apologize to Mary.
- Tom'dan Mary'den özür dilemesini istedim.
- Tom hasn't asked me for anything.
- Tom benden bir şey istemedi.
- I've been asked to become the manager.
- Yönetici olmam istendi.
- I shouldn't have asked you to do that.
- Senden bunu yapmanı istememeliydim.
- You asked us to do that.
- Bunu yapmamızı sen istedin.
- I asked her to come.
- Onun gelmesini istedim.
- Tom couldn't get the tickets you asked him to buy.
- Tom ondan almasını istediğin biletleri alamadı.
- I asked Tom to show my some pictures of his family.
- Tom'dan ailesinin bazı resimlerini göstermesini istedim.
- Tom said Mary was asked to do that again.
- Tom, Mary'den bunu tekrar yapmasını istediğini söyledi.
- I just hope Tom does what we asked him to do.
- Umarım Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapar.
- I asked Tom to react with moderation.
- Tom'un itidal ile tepki göstermesini istedim.
- I have no choice but to do what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediğini yapmaktan başka seçeneğim yok.
- I've asked Tom for help many times.
- Tom'dan defalarca yardım istedim.
- I've never asked anyone for money.
- Kimseden para istemedim.
- Are you the one who asked Tom to do that?
- Tom'un onu yapmasını isteyen kişi sen misin?
- Tom wouldn't have asked you to do the job if he didn't think you could do it.
- Tom yapamayacağını düşünseydi senden bu işi yapmanı istemezdi.
- Tom has already done everything we've asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz her şeyi zaten yapmıştı.
- I've never asked Tom to work on a Sunday.
- Tom'dan hiç pazar günü çalışmasını istemedim.
- I'd do that if Tom asked me to.
- Tom istese yapardım.
- Tom asked me what I wanted.
- Tom bana ne istediğimi sordu.
- I've been asked to play my clarinet at a charity event.
- Hayır organizasyonunda klarnet çalmam istendi.
- I've already been asked not to do that.
- Benden onu yapmamam istenmişti.
- I asked her to come see me.
- Ondan beni görmesini istedim.
- I asked Tom to tell me why he did that.
- Tom'dan bunu neden yaptığını söylemesini istedim.
- I asked him what he wanted for his birthday.
- Ona doğum gününde ne istediğini sordum.
- Tom and Mary asked John to help them.
- Tom ve Mary, John'dan onlara yardım etmelerini istediler.
- They asked the young worker to resign.
- Genç işçiden istifa etmesini istediler.
- I'm the one who asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını isteyen benim.
- You still haven't done what I asked you to do.
- Senden yapmanı istediğim şeyi hala yapmadın.
- I've been asked to help Tom.
- Tom'a yardım etmem isteniyor.
- I've asked him to stay.
- Onun kalmasını istedim.
- They asked me to open the gate.
- Onlar kapıyı açmamı istediler.
- I asked you to stop.
- Senden durmanı istedim.
- I asked Tom to apologize to Mary.
- Tom'un Mary'den özür dilemesini istedim.
- They asked me for something to drink.
- Benden içecek bir şeyler istediler.
- I knew Tom wouldn't do what we asked.
- Tom'un istediğimizi yapmayacağını biliyordum.
- I knew Tom wouldn't do what we asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayacağını biliyordum.
- I've asked Tom to stay here and help you with your repairs.
- Tom'dan burada kalıp tamir işlerinde sana yardım etmesini istedim.
- Tom does what is asked of him.
- Tom kendisinden istenileni yapar.
- I saw the look on your face when Tom asked you to wait for Mary.
- Tom senden Mary'yi beklemeni istediğinde yüzündeki ifadeyi gördüm.
- Tom has been asked to resign.
- Tom'dan istifa etmesi istendi.
- I asked him to do it for me.
- Ondan benim için yapmasını istedim.
- They asked me to open the gate.
- Benden kapıyı açmamı istediler.
- I don't know why Tom didn't do what I asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğim şeyi neden yapmadığını bilmiyorum.
- Tom refused to do what I asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğim şeyi yapmayı reddetti.
- I hope Tom can do what we asked him to do.
- Umarım Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapabilir.
- She has been asked to sit on the committee.
- Komitede yer alması istendi.
- Tom needs to do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmalı.
- Tom hasn't yet asked Mary to leave.
- Tom henüz Mary'nin ayrılmasını istemedi.
- Why doesn't Tom just do what we've asked?
- Neden Tom sadece istediğimizi yapmıyor?
- Have I ever asked you to work on a Sunday?
- Senden hiç pazar günü çalışmanı istedim mi?
- Tom didn't give me what I asked him for.
- Tom ondan istediğim şeyi bana vermedi.
- Tell me why you didn't do what I asked.
- İstediğim şeyi neden yapmadığını söyle.
- I wasn't able to buy what Tom asked me to buy.
- Tom'un almamı istediği şeyi alamadım.
- I haven't asked you for help.
- Senden yardım istemedim.
- Tom asked Mary when she intended to leave.
- Tom, Mary'yi ne zaman ayrılmak istediğinde sordu.
- Tom wouldn't do that, so I asked Mary to do it.
- Tom bunu yapmadı, ben de Mary'den yapmasını istedim.
- I should've asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını istemeliydim.
- I asked my boss a salary advance.
- Patronumdan bir maaş avansı istedim.
- I did as Tom asked me to do.
- Tom'un istediğini yaptım.
- I admitted I didn't do what Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği şeyi yapmadığımı itiraf ettim.
- Tom was asked by Mary to leave the room.
- Tom'un Mary tarafından odayı terk etmesi istendi.
- The people next door asked us to be quieter.
- Yandaki insanlar bizden daha sessiz olmamızı istediler.
- I suppose you know why Tom didn't do what we asked him to do.
- Sanırım Tom'un ondan istediğimiz şeyi neden yapmadığını biliyorsunuz.
- I tried to do everything you asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin her şeyi yapmaya çalıştım.
- I've done everything you've asked me to do.
- Benden istediğin her şeyi yaptım.
- Tom asked me to find out what Mary wanted.
- Tom, Mary'nin ne istediğini öğrenmemi istedi.
- We've been asked to investigate.
- Bizden araştırmamız istendi.
- I've asked Tom to show Mary how to do that.
- Tom'dan Mary'ye bunu nasıl yapacağını göstermesini istedim.
- I asked her to help.
- Onun yardım etmesini istedim.
- Tom told me he asked Mary to the homecoming dance.
- Tom bana Mary'nin mezuniyet töreni dansına gelmesini istediğini söyledi.
- I've been asked to play my clarinet at a charity event.
- Bir hayır etkinliğinde klarnetimi çalmam istendi.
- Tom didn't do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmadı.
- I brought what she asked me to get.
- Onun benden istediğini getirdim.
- Tom didn't do what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi şeyi yapmadı.
- Tom got angry because I wasn't doing what he asked me to do.
- Tom yapmamı istediğini şeyi yapmadığım için sinirlendi.
- I've already been asked to do that.
- Benden bunu yapmam zaten istendi.
- I've already done everything I was asked to do.
- Benden istenen her şeyi yaptım.
- I asked her to marry me and she accepted.
- Benimle evlenmesini istedim ve o kabul etti.
- No one ever asked me what I wanted.
- Kimse bana ne istediğimi hiç sormadı.
- Tom wasn't the one who asked me to do this.
- Bunu yapmamı isteyen Tom değildi.
- Since I couldn't pay the rent, I asked him for help.
- Kirayı ödeyemediğim için ondan yardım istedim.
- Tom bought Mary everything she asked him to buy.
- Tom, Mary'nin istediği her şeyi aldı.
- You asked Tom not to do that here, didn't you?
- Tom'dan onu burada yapmamasını istedin, değil mi?
- I asked Tom to introduce Mary to me.
- Tom'dan Mary'yi benimle tanıştırmasını istedim.
- I hope he sings the song I asked him to sing.
- Umarım söylemesini istediğim şarkıyı söyler.
- It was Tom who asked Mary to do that.
- Mary'den bunu yapmasını isteyen Tom'du.
- I did what I was asked.
- Benden isteneni yaptım.
- I think I should've asked Tom to help.
- Sanırım Tom'un yardım etmesini istemeliydim.
- I've never asked anyone for help.
- Hiç kimseden yardım istemedim.
- I asked them to unlock the door.
- Onların kapıyı açmasını istedim.
- We've been asked to leave.
- Gitmemiz istendi.
- I hope he sings the song I asked him to sing.
- Umarım ondan istediğim şarkıyı söyler.
- I asked Tom to do that for us.
- Tom'dan bunu bizim için yapmasını istedim.
- Tom was unwilling to do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmaya isteksizdi.
- I asked her to describe it.
- Ondan tarif etmesini istedim.
- I asked Tom to pay his bill.
- Tom'dan faturasını ödemesini istedim.
- Was Tom asked to leave?
- Tom'dan gitmesi istendi mi?
- I asked Tom to lend me some money, but he refused.
- Tom'dan bana biraz borç para vermesini istedim, ama reddetti.
- He had no sooner arrived than he was asked to leave.
- Daha gelir gelmez gitmesi istendi.
- I asked her to introduce him to me.
- Onu benimle tanıştırmasını istedim.
- Tom didn't do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin onun yapmasını istediği şeyi yapmadı.
- I brought what Tom asked me to bring.
- Tom'un getirmemi istediği şeyi getirdim.
- I was asked to be quiet.
- Benim sessiz olmam istendi.
- Tom would've helped you if you'd asked him.
- Tom'dan isteseydin sana yardım ederdi.
- I've asked Tom to help you.
- Tom'dan sana yardım etmesini istedim.
- Tom asked Mary if she would be willing to donate some money.
- Tom Mary'ye biraz para bağışlamak isteyip istemeyeceğini sordu.
- I asked Tom to show me how to do that.
- Tom'dan bunu nasıl yapacağımı göstermesini istedim.
- You haven't done anything I've asked you to do.
- Senden yapmanı istediğim hiçbir şeyi yapmadın.
- Don't you want to know why I didn't do what you asked me to do?
- Yapmamı istediğin şeyi neden yapmadığımı bilmek istemiyor musun?
- I didn't know Tom had asked Mary to help him.
- Tom'un Mary'den ona yardım etmesini istediğini bilmiyordum.
- What was it you asked Tom to do?
- Tom'dan yapmasını istediğin şey neydi?
- I've asked Tom to stop doing that.
- Tom'dan bunu yapmamasını istedim.
- I asked Tom to close the door.
- Tom'dan kapıyı kapatmasını istedim.
- I asked her to close the door.
- Ondan kapıyı kapatmasını istedim.
- I asked Tom to help Mary do that.
- Tom'dan Mary'nin onu yapmasına yardım etmesini istedim.
- Tom did what his wife asked.
- Tom karısının her istediğini yaptı.
- I asked Tom not to overreact.
- Tom'un aşırı tepki vermemesini istedim.
- I'd be delighted if they asked me to give a speech.
- Benden bir konuşma yapmamı isterlerse çok memnun olurum.
- I asked them to stop.
- Onların durmasını istedim.
- When was the last time that you asked someone for help?
- En son ne zaman birinden yardım istedin?
- No one asked me to come here.
- Kimse buraya gelmemi istemedi.
- When I asked him to return the money, he pretended that he didn't hear me.
- Parayı ondan geri istediğimde beni duymamış gibi yaptı.
- I asked Tom not to do that at school.
- Tom'dan onu okulda yapmamasını istedim.
- She was asked to go out with him.
- Onunla birlikte dışarı çıkması istendi.
- I did just like you asked.
- Tam da istediğin gibi yaptım.
- My mistake was doing what Tom asked.
- Hatam Tom'un istediğini yapmaktı.
- Did you bring what I asked?
- İstediğim şeyi getirdin mi?
- Tom hasn't yet done what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi henüz yapmadı.
- I asked him to open the window.
- Ondan pencereyi açmasını istedim.
- I asked them not to overreact.
- Aşırı tepki vermemelerini istedim.
- Tom wouldn't do that, so I asked Mary to.
- Tom bunu yapmadı, bu yüzden Mary'nin yapmasını istedim.
- Tom has been asked to do that.
- Tom'dan bunu yapması istendi.
- I asked him to turn down the volume on his speakers.
- Ondan hoparlörlerinin sesini kısmasını istedim.
- I asked Tom not to tell Mary.
- Tom'dan Mary'ye söylememesini istedim.
- I asked Tom to drive.
- Tom'dan sürmesini istedim.
- They quietly asked to be served.
- Sessizce hizmet edilmesini istediler.
- Tom told Mary he had asked John to teach Alice how to do that.
- Tom, Mary'ye John'dan Alice'e bunu nasıl yapacağını öğretmesini istediğini söyledi.
- I asked Tom to go to Boston with me.
- Tom'un benimle birlikte Boston'a gitmesini istedim.
- Tom went from one shop to another trying to find what Mary had asked him to buy.
- Tom, Mary'nin almasını istediği şeyi bulmak için bir dükkândan diğerine dolaştı.
- I asked them to be here.
- Onlardan burada olmalarını istedim.
- Should I have asked your permission?
- İzninizi istemeli miydim?
- Why didn't you just do what we asked?
- Neden sadece istediğimizi yapmadın?
- I was asked to leave the classroom.
- Benim sınıfı terk etmem istendi.
- I asked Tom to come with me.
- Tom'un benimle gelmesini istedim.
- Don't you want to know why I didn't do what you asked?
- Neden istediğini yapmadığımı bilmek istemez misin?
- Tom did the opposite of what he was asked to do.
- Tom kendisinden istenenin tam tersini yaptı.
- I asked Tom to come yesterday, but he didn't come.
- Dün Tom'un gelmesini istedim ama o gelmedi.
- I asked you to stay out of my office.
- Senden ofisimden uzak durmanı istemiştim.
- Did you remember to tell Tom what I asked you to tell him?
- Ona söylemeni istediğim şeyi Tom'a söylemeyi hatırladın mı?
- I asked Tom to wait a minute.
- Tom'dan bir dakika beklemesini istedim.
- Tom wouldn't do that, so I asked Mary to do it.
- Tom bunu yapmadı, bu yüzden Mary'den bunu yapmasını istedim.
- Tom was asked to do that today.
- Tom'dan bunu bugün yapması istendi.
- I should've done what Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği şeyi yapmalıydım.
- Tom said he wouldn't do that, so I asked Mary to.
- Tom bunu yapmayacağını söyledi, bu yüzden Mary'nin yapmasını istedim.
- I asked him to unlock the door.
- Onun kapıyı açmasını istedim.
- Tom did everything Mary asked him to do.
- Tom Mary'nin yapmasını istediği her şeyi yaptı.
- Why haven't you asked me for help?
- Neden benden yardım istemedin?
- I asked him what he wanted for his birthday.
- Ona doğum günü için ne istediğini sordum.
- I asked them to come see me.
- Onların beni görmeye gelmesini istedim.
- I was asked not to do that anymore.
- Artık bunu yapmamam istendi.
- I asked Tom to drop me off at the train station.
- Tom'un beni tren istasyonuna bırakmasını istedim.
- I saw the look on your face when Tom asked you to help Mary.
- Tom Mary'ye yardım etmeni istediğinde yüzündeki ifadeyi gördüm.
- I asked them to do it for me.
- Onlardan bunu benim için yapmalarını istedim.
- You got better because you did everything the doctor asked.
- İyileştin çünkü doktorun istediği her şeyi yaptın.
- Tom says he's been asked to help.
- Tom yardım istendiğini söylüyor.
- I asked my friend to send me a couple coins of his country.
- Arkadaşımdan bana ülkesinden birkaç sikke göndermesini istedim.
- Tom removed the hacksaw from his toolbox and asked Mary if she wanted it.
- Tom alet çantasından demir testeresini çıkardı ve Mary'ye onu isteyip istemediğini sordu.
- I've already done everything you've asked me to do.
- Yapmamı istediğin her şeyi zaten yaptım.
- Tom asked Mary whether she'd like to go shopping in the afternoon.
- Tom, Mary'ye öğleden sonra alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.
- Tom asked Mary whether she'd like to go shopping.
- Tom Mary'ye alışverişe gitmeyi isteyip istemediğini sordu.
- I asked Tom to play a song for me.
- Tom'dan benim için bir şarkı çalmasını istedim.
- You asked me to talk to Tom, remember?
- Tom'la konuşmamı istedin, hatırlıyor musun?
- I asked them to call you.
- Onlardan seni aramalarını istedim.
- Do as I asked.
- İstediğim gibi yap.
- I asked him to stay out of it.
- Ondan bu işe karışmamasını istedim.
- Tom has been asked to leave.
- Tom'dan ayrılması istendi.
- We've been asked not to do that.
- Bunu yapmamamız istendi.
- Tom is trying to do what you asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğin şeyi yapmaya çalışıyor.
- I asked Tom not to tell my parents what had happened.
- Tom'dan olanları aileme anlatmamasını istedim.
- He was asked to appear on television.
- Televizyona çıkması istendi.
- I think it's time we asked Tom to leave.
- Bence Tom'dan gitmesini istemenin zamanı geldi.
- I asked Tom to do that for me.
- Tom'dan bunu benim için yapmasını istedim.
- I asked her to wait a minute.
- Ondan bir dakika beklemesini istedim.
- I was asked to do that.
- Bunu yapmam istendi.
- Tell Tom what Mary asked you to do.
- Mary'nin yapmanı istediği şeyi Tom'a söyle.
- I asked him to come over.
- Onun uğramasını istedim.
- If he asked you to jump off a bridge, would you do it?
- O, bir köprüden atlamanı istese, bunu yapar mısın?
- Tom and Mary didn't do everything that John asked them to do.
- Tom ve Mary, John'un yapmalarını istediği her şeyi yapmadılar.
- I tried to do everything you asked me to do.
- Benden istediğin her şeyi yapmaya çalıştım.
- Tom wasn't the one who asked me to do this.
- Bunu yapmamı isteyen kişi Tom değildi.
- I asked him to come see me.
- Ondan beni görmesini istedim.
- I've done what Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği şeyi yaptım.
- He came early, as he had been asked to do.
- Erken gelmesi istendiği için, erken geldi.
- I've asked Tom to do that for us.
- Tom'dan bunu bizim için yapmasını istedim.
- I asked Tom not to leave.
- Tom'dan gitmemesini istedim.
- I've asked you repeatedly not to do that.
- Senden defalarca böyle yapmamanı istedim.
- Tom didn't have the courage to refuse to do what Mary asked him to do.
- Tom'un Mary'nin onun yapmasını istediği şeyi reddedecek cesareti yoktu.
- Tom has already done everything we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz her şeyi zaten yaptı.
- We should've done what Tom asked us to do.
- Tom'un yapmamızı istediği şeyi yapmalıydık.
- I heard that Tom asked you to help him wash his car.
- Tom'un arabasını yıkaması için senden yardım istediğini duydum.
- I hope Tom didn't do what we asked him not to do.
- Umarım Tom yapmamasını istediğimiz şeyi yapmamıştır.
- Tom wasn't willing to do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmaya istekli değildi.
- I asked him to come.
- Onun gelmesini istedim.
- I've already done everything Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği her şeyi çoktan yaptım.
- I asked Tom to play a song for me.
- Tom'un benim için bir şarkı çalmasını istedim.
- I did what you asked.
- İstediğin şeyi yaptım.
- Why didn't you do what I asked you to do?
- Neden yapmanı istediğim şeyi yapmadın?
- I asked Tom if I could borrow thirty dollars from him.
- Tom'dan otuz dolar borç istedim.
- I asked Tom to help Mary.
- Tom'dan Mary'ye yardım etmesini istedim.
- I'm not sure I can do what you asked me to do.
- Benden istediğin şeyi yapabileceğimden emin değilim.
- Tom couldn't do what we asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.
- Tom won't be able to do everything Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan istediği her şeyi yapamayacak.
- Why didn't you do what we asked you to do?
- Neden yapmanı istediğimiz şeyi yapmadın?
- You asked Tom not to do that here, didn't you?
- Tom'dan bunu burada yapmamasını istedin, değil mi?
- He was asked to give her some money.
- Ona biraz para vermesi istendi.
- I've been asked to leave.
- Gitmem istendi.
- I asked him to describe it.
- Ondan tarif etmesini istedim.
- He has been asked to sit on the committee.
- Komiteye üye olması istendi.
- I was asked to wait here.
- Burada beklemem istendi.
- I asked Tom to do that for me.
- Tom'dan onu benim için yapmasını istedim.
- Tom might not do what you asked.
- Tom senin istediğini yapamayabilir.
- They asked me for something to drink.
- Benden içecek bir şey istediler.
- Tom is doing what we asked, isn't he?
- Tom istediğimizi yapıyor, değil mi?
- I was asked to umpire the game.
- Maçta hakemlik yapmam istendi.
- They've asked me to translate this book into French.
- Benden bu kitabı Fransızcaya çevirmemi istediler.
- I thought you asked me to come over today.
- Bugün gelmemi istediğini sanıyordum.
- Tom didn't have the courage to refuse to do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmayı reddedecek cesarete sahip değildi.
- I'm glad that you asked Tom for advice.
- Tom'dan tavsiye istemene memnun oldum.
- I asked her to help.
- Ondan yardım etmesini istedim.
- This is the young lady you asked to see.
- Görmek istediğiniz genç hanım bu.
- What you asked me to do wasn't possible.
- Yapmamı istediğin şey mümkün değildi.
- I asked Tom not to wait.
- Tom'dan beklememesini istedim.
- I asked you to leave him alone.
- Onu yalnız bırakmanı istedim.
- What was it you asked me to do?
- Yapmamı istediğin neydi?
- Did Tom remember to do what we asked him to do?
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı hatırladı mı?
- Tom did what I asked right away.
- Tom istediğimi hemen yaptı.
- Tom has never asked me for money.
- Tom benden hiç para istemedi.
- Who do you think asked me to give this to you?
- Bunu sana vermemi kimin istediğini düşünüyorsun?
- I asked him to come with me.
- Onun benimle gelmesini istedim.
- Tom probably should've asked Mary to help him do that.
- Tom muhtemelen Mary'den bunu yapmasına yardım etmesini istemeliydi.
- I asked Tom to email me the pictures he took yesterday.
- Tom'dan dün çektiği resimleri bana e-posta ile yollamasını istedim.
- Smokers are asked to occupy the rear seats.
- Sigara içenlerin arka koltuklarda oturması isteniyor.
- I think I should've asked Tom to help.
- Sanırım Tom'dan yardım istemeliydim.
- We did what you asked.
- İstediğini yaptık.
- I asked Tom to do that for us.
- Tom'un onu bizim için yapmasını istedim.
- Tom has finally finished doing what we asked him to do.
- Tom sonunda ondan yapmasını istediğimiz şeyi bitirdi.
- I had no choice but to do what Tom asked me to do.
- Tom'un istediğini yapmaktan başka seçeneğim yoktu.
- Tom didn't have the time to do everything that Mary asked him to do.
- Tom'un Mary'nin onun yapmasını istediği her şeyi yapacak zamanı yoktu.
- Tell Tom what Mary asked you to do.
- Tom'a Mary'nin senden ne istediğini söyle.
- I asked him to stop.
- Ondan durmasını istedim.
- I asked you not to go there.
- Oraya gitmemeni istedim.
- I asked Tom not to bother us.
- Tom'dan bizi rahatsız etmemesini istedim.
- I asked them to come.
- Onların gelmesini istedim.
- I asked Tom to sign the documents.
- Tom'dan belgeleri imzalamasını istedim.
- Did you bring what I asked you to bring?
- Getirmeni istediğim şeyi getirdin mi?
- Have you asked them for help?
- Onlardan yardım istedin mi?
- I asked Tom to spend the weekend with us.
- Tom'dan hafta sonunu bizimle geçirmesini istedim.
- Tom wouldn't do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmaz.
- I asked them to help.
- Onlardan yardım istedim.
- I still haven't done what Tom asked me to do.
- Tom'un benim yapmamı istediği şeyi hâlâ yapmadım.
- I asked the boss for a raise.
- Patrondan zam istedim.
- I asked Tom to talk to his parents.
- Tom'dan ailesiyle konuşmasını istedim.
- I asked him to leave.
- Ondan gitmesini istedim.
- Why aren't you doing what I asked you to do?
- Neden senden yapmanı istediğimi yapmıyorsun?
- We're waiting for Tom to finish doing what we asked him to do.
- Tom'un, onun yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı bitirmesini bekliyoruz.
- You asked us to trust you.
- Sana güvenmemizi istedin.
- The boy was asked to solve a chemical equation on the board.
- Çocuktan tahtadaki bir kimyasal denklemi çözmesi istendi.
- I was asked to lie.
- Yalan söylemem istendi.
- I asked Tom to leave.
- Tom'un gitmesini istedim.
- I asked Tom to hurry.
- Tom'dan acele etmesini istedim.
- I asked Tom to email me the pictures he took yesterday.
- Tom'dan dün çektiği resimleri bana e-posta ile göndermesini istedim.
- I asked Tom for some help.
- Tom'dan yardım istedim.
- I asked Tom a favor.
- Tom'dan bir iyilik istedim.
- Tom is doing exactly what Mary asked him to do.
- Tom tam olarak Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapıyor.
- Maybe Tom asked Mary to do that.
- Belki Tom, Mary'den bunu yapmasını istemiştir.
- Tom signed the papers that Mary asked him to sign.
- Tom, Mary'nin imzalamasını istediği kağıtları imzaladı.
- They approached the tourists and asked them for money.
- Turistlere yaklaştılar ve onlardan para istediler.
- The tourist information center gave a city map to whoever asked it.
- Turist danışma merkezi isteyen herkese bir şehir haritası verdi.
- Tom did the opposite of what he was asked to do.
- Tom yapması istenen şeyin tam tersini yaptı.
- I had no choice but to do what he asked.
- Onun istediğini yapmaktan başka seçeneğim yoktu.
- I'm not willing to do what Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği şeyi yapmaya istekli değilim.
- I asked Tom to help.
- Tom'un yardım etmesini istedim.
- He stopped smoking because his wife and children asked him to.
- Karısı ve çocukları istediği için sigarayı bıraktı.
- I asked my son what he really wanted.
- Oğluma gerçekten ne istediğini sordum.
- Tom hasn't yet asked Mary to leave.
- Tom henüz Mary'den gitmesini istemedi.
- I asked Tom for some help.
- Tom'dan biraz yardım istedim.
- I asked them to fix my car.
- Onlardan arabamı tamir etmelerini istedim.
- Tom was unable to do what we asked.
- Tom istediğimizi yapamadı.
- Nobody has asked you to agree, but can't you at least accept that there are people who hold different views from you?
- Kimse sizden aynı fikirde olmanızı istemedi, ama en azından sizden farklı görüşlere sahip insanlar olduğunu kabul edemez misiniz?
- Did you clean your room like I asked you?
- Senden istediğim gibi odanı temizledin mi?
- I asked Tom for a favor.
- Tom'dan bir iyilik istedim.
- The reason Tom and I are here is because we were asked to come.
- Tom ve benim burada olmamızın sebebi gelmemiz istendiği için.
- Tom wouldn't have done that if we hadn't asked him to.
- İstemeseydik, Tom bunu yapmazdı.
- When Tom asked me to marry him, I said yes.
- Tom onunla evlenmemi istediğinde ben evet dedim.
- What if I asked you to stay?
- Kalmanı istersem ne olacak?
- I asked Tom what he wanted.
- Tom'a istediği şeyi sordum.
- I asked Tom to show Mary how to do that.
- Tom'dan Mary'ye onun nasıl yapılacağını göstermesini istedim.
- I assume you asked Tom to tell Mary what the situation is.
- Tom'dan Mary'ye durumu anlatmasını istediğinizi varsayıyorum.
- Tom told Mary about what John asked him to do.
- Tom Mary'ye John'un ondan yapmasını istediği şeyi anlattı.
- Did you buy what I asked you to buy?
- Sizden almanızı istediğim şeyi aldınız mı?
- I shouldn't have done what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yapmamalıydım.
- I asked Tom to sing.
- Tom'dan şarkı söylemesini istedim.
- I asked Tom to teach me French.
- Tom'dan bana Fransızca öğretmesini istedim.
- Tom hasn't yet done what we've asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi henüz yapmadı.
- I asked them to join us.
- Onların bize katılmasını istedim.
- I asked her to help out today.
- Onun bugün yardım etmesini istedim.
- I've asked Tom to go to the bus stop to meet Mary.
- Tom'dan Mary ile buluşmak için otobüs durağına gitmesini istedim.
- That's not what I asked you.
- Senden istediğim bu değildi.
- We asked everybody to leave.
- Herkesin ayrılmasını istedik.
- I guess we should do what Tom asked us to do.
- Sanırım Tom'un yapmamızı istediği şeyi yapmalıyız.
- I've already done everything Tom has asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yaptım zaten.
- I shouldn't have asked Tom to help.
- Tom'dan yardım istememeliydim.
- Aren't you the one who asked Tom to do that?
- Tom'dan bunu yapmasını isteyen sen değil misin?
- I've asked Tom to work late.
- Tom'dan geç saate kadar çalışmasını istedim.
- I asked you to leave us alone.
- Bizi yalnız bırakmanı istedim.
- Tom and Mary asked John to babysit their children.
- Tom ve Mary, John'dan çocuklarına bakmasını istediler.
- I hope Tom can do what we asked him to do.
- Umarım Tom yapmasını istediklerimizi yapabilir.
- I was surprised when Tom asked me to play tennis with him.
- Tom onunla tenis oynamamı istediğinde şaşırdım.
- I asked the solicitor to make out my will.
- Avukattan vasiyetimi hazırlamasını istedim.
- I actually asked Tom to do that.
- Aslında Tom'dan bunu yapmasını ben istedim.
- We don't have time to do everything they've asked us to do.
- Bizden yapmamızı istedikleri her şeyi yapacak zamanımız yok.
- I did that the way you asked me to.
- Benden istediğin gibi yaptım.
- We asked Tom to do that last year.
- Geçen sene Tom'dan bunu yapmasını istemiştik.
- I asked Tom to help me with my homework.
- Tom'dan ödevime yardım etmesini istedim.
- That's not what I asked.
- İstediğim bu değildi.
- I asked her not to overreact.
- Ben ondan aşırı tepki vermemesini istedim.
- I asked her to come in.
- Onun içeri girmesini istedim.
- Tom asked me if I wanted some ketchup on my hamburger.
- Tom bana hamburgerime ketçap isteyip istemediğimi sordu.
- I asked him if he wanted a watch.
- Ona bir saat isteyip istemediğini sordum.
- We can't do what Tom has asked us to do.
- Tom'un bizden yapmamızı istediği şeyi yapamayız.
- Tom wouldn't do anything we asked him to.
- Tom ondan istediğimiz hiçbir şeyi yapmaz.
- Tom told Mary about what John asked him to do.
- Tom, Mary'ye John'un onun ne yapmasını istediğini anlattı.
- Should I have asked your permission?
- İznini istemeli miydim?
- Tom was surprised when Mary asked him out on a date.
- Mary bir randevu istediğinde Tom şaşırmıştı.
- I've asked Tom not to do that.
- Tom'dan onu yapmamasını istedim.
- I asked Tom to buy some rat poison.
- Tom'dan fare zehiri almasını istedim.
- Tom knew he didn't have to do anything Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan istediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmadığını biliyordu.
- You asked me to help.
- Benim yardımımı istedin.
- I just did what the boss asked me to do.
- Patronun yapmamı istediği şeyi yaptım.
- I asked Tom to keep quiet.
- Tom'dan sessiz kalmasını istedim.
- The manager asked me if I wanted my old job back.
- Müdür bana eski işimi geri isteyip istemediğimi sordu.
- Have you asked her for help?
- Ondan yardım istedin mi?
- I hope Tom sings the song I asked him to sing.
- Umarım Tom söylemesini istediğim şarkıyı söyler.
- Tom probably should've asked Mary to help him do that.
- Tom muhtemelen Mary'den onun onu yapmasına yardım etmesini istemeliydi.
- Tom has refused to do what we've asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- Tom did neither of the two things that I asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğim iki şeyden hiçbirini yapmadı.
- I asked Tom to drop me off at the airport.
- Tom'un beni havaalanında bırakmasını istedim.
- We asked them to let us stay.
- Onlardan kalmamıza izin vermelerini istedik.
- I asked you to stay out of my room.
- Senden odamdan uzak durmanı istemiştim.
- Please do what we asked you to do.
- Lütfen senden yapmanı istediğimiz şeyi yap.
- I'll do everything you've asked me to do.
- Benden istediğin her şeyi yapacağım.
- Tom didn't do what you asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğin şeyi yapmadı.
- I asked him to stay out of it.
- Onun bunun dışında kalmasını istedim.
- I had no choice but to do what he asked.
- İstediğini yapmaktan başka çarem yoktu.
- I did what Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi yaptım.
- Tom probably should've asked Mary to help him.
- Tom muhtemelen Mary'den yardım istemeliydi.
- I wouldn't have asked you to come if it weren't absolutely necessary.
- Çok gerekli olmasaydı gelmeni istemezdim.
- Tom said he was asked to help.
- Tom kendisinden yardım istendiğini söyledi.
- They asked Tom to play the guitar.
- Tom'dan gitar çalmasını istediler.
- Tom refused to do what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- I asked you to stop doing that.
- Bunu yapmayı bırakmanı istedim.
- I asked Tom not to tell Mary.
- Tom'un Mary'ye söylememesini istedim.
- I asked my friend for advice.
- Arkadaşımdan tavsiye istedim.
- I asked Tom to help me pull weeds in the garden.
- Tom'dan bahçedeki yabani otları temizlememe yardım etmesini istedim.
- I've never asked you for a favor.
- Asla senden bir iyilik istemedim.
- Tom asked if I was willing to do that for him.
- Tom bunu onun için yapmak isteyip istemediğimi sordu.
- Nobody asked me to dance.
- Kimse dans etmemi istemedi.
- I've asked her to stay.
- Ben onun kalmasını istedim.
- Tom certainly did everything we asked him to do.
- Tom kesinlikle ondan yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- I've done everything you asked me to.
- Benden istediğin her şeyi yaptım.
- Tom has been asked to do that again.
- Tom'dan bunu tekrar yapması istendi.
- Tom was asked not to do that again.
- Tom'dan bunu bir daha yapmaması istendi.
- If Tom had asked Mary for advice first, he wouldn't have had this problem.
- Tom önce Mary'den tavsiye isteseydi, bu sorunu yaşamazdı.
- Tom wouldn't do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmıyordu.
- I asked him if he wanted a watch.
- Ona saat isteyip istemediğini sordum.
- The reason I didn't do that was because Tom asked me not to.
- Bunu yapmamamın nedeni Tom'un yapmamamı istemesiydi.
- Tom is the one who asked Mary to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasını isteyen kişidir.
- I asked Tom to show Mary how to do that.
- Tom'dan Mary'ye bunu nasıl yapacağını göstermesini istedim.
- We shouldn't have done what Tom asked us to do.
- Tom'un bizden istediği şeyi yapmamalıydık.
- Have you done everything we've asked you to do?
- Yapmanı istediğimiz her şeyi yaptın mı?
- I've been asked to become the manager.
- Müdür olmam istendi.
- I asked Tom to be here 45 minutes ago.
- Tom'un 45 dakika önce burada olmasını istedim.
- I wasn't able to do everything Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yapamadım.
- Tom said he asked Mary not to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmamasını istediğini söyledi.
- Don't come back until you've done what I've asked you to do.
- Yapmanı istediğim şeyi yapıncaya kadar dönme.
- Tom says he's been asked to give a speech.
- Tom, bir konuşma yapması istendiğini söyledi.
- Tom wasn't able to do everything we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz her şeyi yapamadı.
- I asked Tom not to do that again.
- Tom'dan bunu bir daha yapmamasını istedim.
- I asked Tom to stop following us.
- Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim.
- They asked me to make a speech on short notice.
- Benden kısa sürede bir konuşma yapmamı istediler.
- If you hadn't asked me for it, I wouldn't have given it to you.
- Benden istemeseydin, sana vermezdim.
- Tom asked Mary what time she wanted him to come over.
- Tom Mary'ye onun saat kaçta uğramasını istediğini sordu.
- The question is can you do everything we've asked you to do.
- Asıl soru, senden yapmanı istediğimiz her şeyi yapabilir misin?
- Tom didn't finish the job we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz işi bitirmedi.
- I asked him not to bother me.
- Ondan beni rahatsız etmemesini istedim.
- I know I shouldn't have asked you to do that.
- Senden bunu yapmanı istememeliydim, biliyorum.
- I did that the way you asked me to.
- Onu benden istediğin şekilde yaptım.
- I asked Tom to drop me off at the airport.
- Tom'dan beni havaalanına bırakmasını istedim.
- We're ready to do exactly as you've asked.
- Tam olarak istediğinizi yapmaya hazırız.
- At the entrance of a Japanese house, visitors are generally asked to take off their shoes.
- Bir Japon evinin girişinde ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkartmaları istenir.
- Are you the one who asked Tom to help?
- Tom'dan yardım isteyen sen miydin?
- That's why I asked Tom to leave.
- Tom'un gitmesini istememin sebebi bu.
- Tom wasn't able to do everything we asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğimiz her şeyi yapamadı.
- I asked Tom not to drive so fast.
- Tom'dan o kadar hızlı sürmemesini istedim.
- Tom was asked by Mary to mow the lawn.
- Mary tarafından Tom'un çimleri biçmesi istendi.
- Did Tom tell you he asked Mary to babysit tonight?
- Tom bu gece Mary'nin çocuk bakmasını istediğini sana söyledi mi?
- I asked him to help out today.
- Ondan bugün yardım etmesini istedim.
- I asked Mary to dance with me.
- Mary'den benimle dans etmesini istedim.
- I've asked her to help you.
- Onun sana yardım etmesini istedim.
- Did Tom tell you he asked Mary to babysit tonight?
- Tom sana Mary'den bu gece bebek bakıcılığı yapmasını istediğini söyledi mi?
- I asked them to stay out of it.
- Onlardan bu işe karışmamalarını istedim.
- I asked her to join us.
- Ben ondan bize katılmasını istedim.
- Why doesn't Tom just do what we've asked?
- Tom neden istediğimizi yapmıyor ki?
- I asked Tom to meet me at the train station.
- Tom'dan benimle tren istasyonunda buluşmasını istedim.
- Tom didn't do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmadı.
- No one asked me not to do that.
- Kimse benden bunu yapmamamı istemedi.
- I asked her to keep quiet.
- Ondan sessiz olmasını istedim.
- I've been asked to help you.
- Sana yardım etmem istendi.
- Did you bring what I asked you to bring?
- Senden istediğim şeyi getirdin mi?
- Tom agreed to do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı kabul etti.
- I've asked Tom to stop doing that.
- Tom'dan onu yapmayı durdurmasını istedim.
- Tom was smart enough not to do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmayacak kadar akıllıydı.
- You don't seem to be doing what Tom asked you to do.
- Tom'un senden yapmanı istediği şeyi yapmıyor gibisin.
- We asked him to come again.
- Ondan tekrar gelmesini istedik.
- Tom should be asked to leave.
- Tom'un gitmesi istenmeli.
- No one asked me not to do this.
- Kimse bunu yapmamamı istemedi.
- That's not what I asked you.
- Senden istediğim bu değil.
- Tom wouldn't have sung if we hadn't asked him to.
- Biz istemeseydik Tom şarkı söylemezdi.
- Tom couldn't do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapamadı.
- They asked Tom to do a job, but he played the fool and pretended he didn't hear it.
- Tom'dan bir iş yapmasını istediler ama o aptalı oynadı ve duymamış gibi davrandı.
- I asked him to describe it.
- Onun bunu tanımlamasını istedim.
- I didn't have enough money to buy everything you asked me to buy.
- Benden istediğin her şeyi almaya yetecek kadar param yok.
- I did what Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği şeyi yaptım.
- I asked Tom not to call late at night.
- Tom'un gece geç saatlerde aramamasını istedim.
- Tom hasn't asked Mary to do that.
- Tom Mary'den onu yapmasını istemedi.
- Who do you think asked me to give you this?
- Bunu sana vermemi kimin istediğini düşünüyorsun?
- Tom should've asked Mary to marry him while he still had the chance.
- Tom hâlâ bir fırsatı varken Mary'nin onunla evlenmesini istemeliydi.
- I asked Tom to be here.
- Tom'dan burada olmasını istedim.
- When I asked Dad for more money, he really blew up and started to yell at me.
- Babamdan daha fazla para istediğimde gerçekten öfkelendi ve bana bağırmaya başladı.
- Tom asked Mary whether she'd like to go shopping.
- Tom Mary'ye alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.
- I asked Tom to make sure that he didn't show up late.
- Tom'dan geç gelmediğinden emin olmasını istedim.
- Why don't you do what Tom asked you?
- Neden Tom'un senden istediği şeyi yapmıyorsun?
- I asked you last night.
- Dün gece istedim.
- Because I didn't know what to do, I asked him for advice.
- Ne yapacağımı bilmediğim için ondan tavsiye istedim.
- I asked her not to interfere.
- Ben ondan karışmamasını istedim.
- I asked him for some advice.
- Ondan biraz nasihat istedim.
- The reason I did that was because Tom asked me to.
- Yapmamın nedeni, Tom'un benden istemesiydi.
- Tom says he's been asked to give a speech.
- Tom bir konuşma yapmasının istendiğini söylüyor.
- I'm not sure I can do what you asked me to do.
- Yapmamı istediğin şeyi yapabileceğimden emin değilim.
- I'm glad you asked me for advice.
- Benden tavsiye istemene sevindim.
- I asked them to play me a song.
- Onların bana bir şarkı çalmasını istedim.
- I know how to solve the problem, but I've been asked not to tell you.
- Sorunu nasıl çözeceğimi biliyorum ama sana söylememem istendi.
- She was asked to go out with him.
- Onunla dışarı çıkması istendi.
- I've asked Tom to stay here and help you with your repairs.
- Tom'un burada kalmasını ve onarımlarınızda size yardım etmesini istedim.
- I never asked you to do that.
- Onu yapmanı asla istemedim.
- Tom has done everything we've asked him to do without complaining.
- Tom yapmasını istediğimiz her şeyi şikâyet etmeden yaptı.
- No one has asked me to do that yet.
- Henüz kimse benden bunu yapmamı istemedi.
- Tom is ready to do exactly as you've asked.
- Tom tam olarak istediğinizi yapmaya hazır.
- I asked Tom for permission.
- Tom'dan izin istedim.
- The reason I did that was because Tom asked me to.
- Bunu yapmamın nedeni Tom'un benden istemesiydi.
- We still don't know why Tom didn't do what we asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi neden yapmadığını hâlâ bilmiyoruz.
- I've never asked anyone for help.
- Kimseden yardım istemedim.
- He has been asked to sit on the committee.
- Komitede yer alması istendi.
- You haven't told me why you asked me to come here.
- Buraya gelmemi neden istediğini bana söylemedin.
- I've never been asked to do anything like this before.
- Daha önce hiç böyle bir şey yapmam istenmemişti.
- I've been asked to never do that again.
- Benden bunu tekrar yapmamam istendi.
- You never asked what I wanted.
- Ne istediğimi hiç sormadın.
- Tom hasn't asked me to do anything.
- Tom benden bir şey yapmamı istemedi.
- I asked them to come see me.
- Onlardan beni görmelerini istedim.
- I'd do that if Tom asked me to.
- Eğer Tom yapmamı isterse, onu yaparım.
- We asked you not to do that.
- Senden bunu yapmamanı istemiştik.
- The young worker was asked to resign.
- Genç işçiden istifa etmesi istendi.
- Tom said he asked Mary not to do that.
- Tom Mary'den bunu yapmamasını istediğini söyledi.
- Tom has made up his mind to do what Mary asked him to do.
- Tom Mary'nin onun yapmasını istediği şeyi yapmak için karar verdi.
- I've asked him to help you.
- Ondan sana yardım etmesini istedim.
- We couldn't do what Tom asked us to do.
- Tom'un bizden istediği şeyi yapamadık.
- Are you the one that asked me to be here?
- Burada olmamı isteyen kişi sen misin?
- I asked Tom to do that before Monday.
- Tom'dan bunu pazartesiden önce yapmasını istedim.
- We're doing everything Tom asked us to do.
- Tom'un yapmamızı istediği her şeyi yapıyoruz.
- Tell me why you didn't do what I asked you to do.
- Bana yapmanı istediğim şeyi neden yapmadığını söyle.
- I should've done what Tom asked.
- Tom'un istediğini yapmalıydım.
- Tell Tom I'm not going to do what he asked me to do.
- Tom'a yapmamı istediği şeyi yapmayacağımı söyle.
- I've asked Tom to babysit for us on Monday night.
- Tom'dan Pazartesi akşamı bize bakıcılık yapmasını istedim.
- I asked them to describe it.
- Onların bunu tanımlamasını istedim.
- I just did what you asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin şeyi yaptım..
- A waitress came and asked them what they wanted.
- Bir garson geldi ve onlara ne istediklerini sordu.
- I asked Tom to do it.
- Tom'dan yapmasını istedim.
- He was asked not to close the window.
- Pencereyi kapatmaması istendi.
- Tom asked Mary if she'd like a cup of coffee.
- Tom, Mary'ye bir fincan kahve isteyip istemediğini sordu.
- I've been asked to tell you something.
- Sana bir şey söylemem istendi.
- I've done everything Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yaptım.
- I asked Tom to come over to collect my mail and feed my cat while I'm out of town.
- Tom'dan ben şehir dışındayken gelip postalarımı almasını ve kedimi beslemesini istedim.
- I was asked to rewrite the report.
- Benden raporu yeniden yazmam istendi.
- He was asked to account for his failure.
- Başarısızlığının hesabını vermesi istendi.
- If Tom asked you to jump off a bridge, would you do it?
- Tom bir köprüden atlamanı istese, bunu yapar mısın?
- I haven't done any of the things you've asked me to do.
- Yapmamı istediğin şeylerden herhangi birini yapmadım.
- You asked to see me.
- Beni görmek istedin.
- I asked them to come in.
- İçeri gelmelerini istedim.
- I asked Tom to behave himself.
- Tom'un terbiyeli davranmasını istedim.
- I asked Tom to stop following us.
- Tom'dan bizi takip etmeyi bırakmasını istedim.
- Tom eventually did everything we asked him to do.
- Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- I've asked Tom to come to Boston.
- Tom'dan Boston'a gelmesini istedim.
- We did what you asked.
- Ne istediysen yaptık.
- Why don't you do what Tom asked you to do?
- Neden Tom'un senden yapmanı istediği şeyi yapmıyorsun?
- I did as Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği gibi yaptım.
- I've asked you not to do that.
- Senden onu yapmamanı istedim.
- She was asked to write her name in ink.
- Adını mürekkeple yazması istenildi.
- I agreed to do what they've asked me to do.
- Yapmamı istedikleri şeyi yapmayı kabul ettim.
- I asked Tom to join us.
- Tom'dan bize katılmasını istedim.
- We were asked to do that.
- Bunu yapmam istendi.
- Tom asked Mary what she wanted.
- Tom Mary'ye ne istediğini sordu.
- You still haven't done what I've asked you to do.
- Senden yapmanı istediğim şeyi hâlâ yapmadın.
- You'd stop doing that if Tom asked you to, wouldn't you?
- Eğer Tom yapmanı isteseydi onu yapmayı bırakırdın, değil mi?
- I asked her to be here by six.
- Altıya kadar burada olmasını istedim.
- Tom asked us if we'd like to do that with Mary.
- Tom bize Mary ile bunu yapmak isteyip istemediğimizi sordu.
- I only asked Tom to pay his bill.
- Tom'dan sadece faturasını ödemesini istedim.
- They asked his brother to help them with their homework.
- Kardeşinden ödevlerine yardım etmesini istediler.
- I asked Mary to send me books to learn German.
- Mary'den Almanca öğrenmek için bana kitap göndermesini istedim.
- Tom asked Mary if she needed to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmak isteyip istemediğini sordu.
- They asked a medical expert to do more research.
- Bir tıp uzmanından daha fazla araştırma yapmasını istediler.
- I asked my boss a salary advance.
- Patronumdan maaş avansı istedim.
- I asked Tom to do it.
- Tom'dan bunu yapmasını istedim.
- I asked them to keep quiet.
- Sessiz olmalarını istedim.
- We asked them to let us stay.
- Kalmamıza izin vermelerini istedik.
- The manual they asked him to read was two inches thick.
- Okumasını istedikleri el kitabı iki inç kalınlığındaydı.
- I wouldn't have come here if Tom hadn't asked me to.
- Tom istemeseydi buraya gelmezdim.
- I've already done everything Tom has asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği her şeyi zaten yaptım.
- Did you buy what I asked you to buy?
- Almanı istediğim şeyi aldın mı?
- He asked us what we wanted.
- Bize ne istediğimizi sordu.
- Tom cooked the salmon the way Mary asked him to.
- Tom somonu Mary'nin istediği gibi pişirdi.
- Tom called Mary and asked her to meet him for a drink at the bar across from his office.
- Tom Mary'yi aradı ve ofisinin karşısındaki barda bir şeyler içmek için buluşmak istediğini söyledi.
- I asked them to come over.
- Ben onların uğramasını istedim.
- Are you the one that asked me to be here?
- Burada olmamı isteyen sen miydin?
- The reason I didn't do that was because Tom asked me not to.
- Bunu yapmamamın sebebi, Tom'un yapmamamı istemesiydi.
- I asked them to come over.
- Onlardan gelmelerini istedim.
- I asked them not to overreact.
- Onların aşırı tepki göstermemelerini istedim.
- I asked if you wanted a ride.
- Arabaya binmeyi isteyip istemediğinizi sordum.
- They asked me back.
- Beni geri istediler.
- I asked him to sign the papers.
- Ondan kağıtları imzalamasını istedim.
- They asked Lincoln to make a victory speech.
- Lincoln'den bir zafer konuşması yapmasını istediler.
- I asked Tom to leave me alone.
- Tom'dan beni yalnız bırakmasını istedim.
- Tom did what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yaptı.
- If you hadn't asked me for it, I wouldn't have given it to you.
- Onu benden istemeseydin, onu sana vermezdim.
- Mary told Tom about what John asked her to do.
- Mary Tom'a John'un onun yapmasını istediği şeyi söyledi.
- I can't go out today as I've been asked to watch the house.
- Eve göz kulak olmam istendiği için bugün dışarı çıkamam.
- Tom couldn't do what he was asked to do.
- Tom kendisinden istenileni yapamadı.
- You should have asked her to join us.
- Bize katılmasını istemeliydin.
- I asked Tom to make tea.
- Tom'un çay yapmasını istedim.
- Tom says he's been asked to help.
- Tom yardım etmesinin istendiğini söyledi.
- I asked her to sign the papers.
- Onun kağıtları imzalamasını istedim.
- I asked you to be quiet.
- Senden sessiz olmanı istemiştim.
- I asked him to watch my things.
- Ondan eşyalarımı gözlemesini istedim.
- I asked Tom to give me a second chance.
- Tom'un bana ikinci bir şans vermesini istedim.
- I hope Tom did what Mary asked him to do.
- Umarım Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmıştır.
- We couldn't do what Tom asked us to do.
- Tom'un yapmamızı istediklerini yapamadık.
- I still haven't done everything you asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin her şeyi hâlâ yapmadım.
- I asked the bartender for another beer.
- Barmenden bir bira daha istedim.
- Tom admitted he didn't do what we had asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmadığını itiraf etti.
- I'll see to it that Tom does everything you've asked.
- Tom'un istediğin her şeyi yaptığından emin olacağım.
- The reason I never told you is that Tom asked me not to.
- Size söylemememin nedeni Tom'un benden söylemememi istemesiydi.
- I was asked to wait here.
- Benim burada beklemem istendi.
- I asked her to play the guitar.
- Ben ondan gitar çalmasını istedim.
- When was the last time you asked someone for help?
- En son ne zaman birinden yardım istedin?
- I've asked Tom to take my place.
- Tom'un yerime geçmesini istedim.
- I asked them to leave.
- Gitmelerini istedim.
- We're doing exactly what Tom asked us to do.
- Biz tam olarak Tom'un bizim yapmamızı istediği şeyi yapıyoruz.
- When I asked him for change, he gave it to me.
- Ondan para üstünü istediğimde, onu bana verdi.
- When I asked him for change, he gave it to me.
- Ondan para üstü istediğimde bana verdi.
- I need to know that you're doing what we asked you to do.
- Yapmanı istediğimiz şeyi yaptığını bilmem gerekiyor.
- If Tom had asked me for help, I would've helped him.
- Eğer Tom benden yardım isteseydi, ona yardım ederdim.
- I asked them to turn around.
- Onların geriye dönmesini istedim.
- I've asked Tom to show me how to do that.
- Tom'dan onun nasıl yapılacağını bana göstermesini istedim.
- Are you the one who asked Tom to help?
- Tom'un yardım etmesini isteyen kişi sen misin?
- Don't you want to know why I didn't do what you asked?
- İstediğin şeyi neden yapmadığımı bilmek istemiyor musun?
- I asked her to come.
- Ondan gelmesini istedim.
- I was surprised when Tom asked me to help him write the report.
- Tom benden raporu yazmasına yardım etmemi istediğinde şaşırdım.
- Why don't you do what Tom asked you to do?
- Neden Tom'un yapmanı istediği şeyi yapmıyorsun?
- If Tom doesn't do what we've asked him to do, he'll regret it.
- Eğer Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmazsa, pişman olacak.
- The young worker was asked to resign.
- Genç çalışandan istifa etmesi istendi.
- I saw the look on your face when Tom asked you to help Mary.
- Tom senden Mary'ye yardım etmeni istediğinde yüzündeki ifadeyi gördüm.
- Witnesses are asked to call the police.
- Tanıklardan polisi aramaları isteniyor.
- I asked the butcher to trim all the fat off of the meat.
- Kasaptan etin tüm yağlarını kesmesini istedim.
- Tom asked Mary if she'd like to walk to the beach with him.
- Tom, Mary'ye onunla sahile yürümek isteyip istemediğini sordu.
- I've never asked Tom to do anything.
- Tom'dan hiçbir şey yapmasını istemedim.
- Tom removed the hacksaw from his toolbox and asked Mary if she wanted it.
- Tom alet çantasından demir testeresini çıkardı ve Mary'ye isteyip istemediğini sordu.
- Maybe you should do what Tom asked you to do.
- Belki de Tom'un senden yapmanı istediği şeyi yapmalısın.
- I've already done everything I was asked to do.
- Yapmam istenen her şeyi yaptım zaten.
- I assume you asked Tom to tell Mary what the situation is.
- Sanırım durumun ne olduğunu Tom'un Mary'ye söylemesini istedin.
- We asked everybody to help.
- Herkesten yardım istedik.
- Tom isn't able to do what we asked.
- Tom istediğimiz şeyi yapamaz.
- I asked the jeweler to inscribe my initials on the back my watch.
- Kuyumcudan saatimin arkasına baş harflerimi yazmasını istedim.
- Tom refused to do what I asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğim şeyi yapmayı reddetti.
- I asked Tom to wait here.
- Tom'un burada beklemesini istedim.
- I suppose you know why Tom didn't do what we asked him to do.
- Sanırım Tom'un yapmasını istediğimiz şeyi niçin yapmadığını biliyorsun.
- Tom readily agreed to do what we asked.
- Tom istediğimizi yapmayı kolayca kabul etti.
- I was asked to put away all the papers we used at the meeting.
- Toplantıda kullandığımız bütün kağıtları ortadan kaldırmam istendi.
- I never asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını hiç istemedim.
- Have you ever asked if Tom wants one?
- Tom'un isteyip istemediğini sordun mu hiç?
- Tom isn't able to do what we asked.
- Tom istediğimiz şeyi yapamıyor.
- Tom didn't buy everything we asked him to buy.
- Tom almasını istediğimiz her şeyi almadı.
- I shouldn't have asked Tom to help.
- Tom'un yardım etmesini istememeliydim.
- Tom has refused to do what we've asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- I asked her to watch my things.
- Eşyalarıma göz kulak olmasını istedim.
- I wasn't willing to do what Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği şeyi yapmaya istekli değildim.
- I asked Tom to help me pull weeds in the garden.
- Tom'dan bahçedeki yabani otları çekmeme yardım etmesini istedim.
- Tom was asked to prepare a PowerPoint presentation.
- Tom'dan bir PowerPoint sunumu hazırlaması istendi.
- I wasn't able to buy everything Tom asked me to buy.
- Tom'un benden satın almamı istediği her şeyi satın alamadım.
- I asked Tom to give me a second chance.
- Tom'dan bana ikinci bir şans vermesini istedim.
- I've asked Tom to sing a couple of songs.
- Tom'dan birkaç şarkı söylemesini istedim.
- I've asked Tom to go to the bus stop to meet Mary.
- Mary'yi karşılamak için Tom'un otobüs durağına gitmesini istedim.
- I've asked Tom to help.
- Tom'dan yardım etmesini istedim.
- I asked Tom to clean his room.
- Tom'dan odasını temizlemesini istedim.
- I asked Tom not to do that here.
- Tom'dan burada onu yapmamasını istedim.
- I asked him a favor.
- Ondan bir iyilik istedim.
- I should've asked Tom for permission.
- Tom'dan izin istemeliydim.
- When was the last time you asked somebody for help?
- En son ne zaman birinden yardım istediniz?
- We'd better do what they've asked us to do.
- Bizden yapmamızı istedikleri şeyi yapsak iyi olur.
- I just did what you asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin şeyi yaptım.
- Tom asked Mary if she wanted coffee.
- Tom, Mary'ye kahve isteyip istemediğini sordu.
- Visitors are usually asked to remove their shoes before they enter a Japanese house.
- Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.
- I asked Tom to come over.
- Tom'un uğramasını istedim.
- I've asked Tom for a loan.
- Tom'dan borç istedim.
- I asked the boy to throw the ball back.
- Çocuktan topu geri atmasını istedim.
- Where's that bottle of wine I asked you to buy?
- Almanı istediğim o şarap şişesi nerede?
- Tom certainly did everything we asked him to do.
- Tom kesinlikle bizim onun yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- I asked him not to overreact.
- Onun aşırı tepki göstermemesini istedim.
- Tom and his friends were asked to leave.
- Tom ve arkadaşlarının gitmesi istendi.
- I knew what they'd do to me if I didn't do what they asked.
- Onların istediğini yapmazsam bana ne yapacaklarını biliyordum.
- I've never asked anyone for money.
- Hiç kimseden para istemedim.
- I've been asked to teach Tom French.
- Tom'a Fransızca öğretmem istendi.
- I didn't know Tom had asked Mary to do that.
- Tom'un Mary'den bunu yapmasını istediğini bilmiyordum.
- I asked Tom to hang up the laundry.
- Tom'dan çamaşırları asmasını istedim.
- If Tom asked you to jump off a bridge, would you do it?
- Tom köprüden atlamanı istese atlar mıydın?
- Tom and Mary asked John to help them.
- Tom ve Mary, John'dan onlara yardım etmesini istediler.
- I asked you to do that.
- Senden bunu yapmanı istedim.
- I asked Tom to open the door.
- Tom'dan kapıyı açmasını istedim.
- Tom told Mary that he had finished the work she had asked him to do.
- Tom, Mary'ye ondan yapmasını istediği işi bitirdiğini söyledi.
- I asked you to stop doing that.
- Senden bunu yapmayı bırakmanı istemiştim.
- I asked him to take some pictures.
- Ondan birkaç fotoğraf çekmesini istedim.
- I asked him to be here.
- Onun burada olmasını istedim.
- I asked them to do it for me.
- Bunu benim için yapmalarını istedim.
- She was asked to help him paint the house.
- Evi boyamasına yardım etmesi istendi.
- I didn't do everything Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği her şeyi yapmadım.
- I asked Tom to give me more time to do that.
- Tom'dan onu yapmak için bana daha fazla zaman vermesini istedim.
- Tom was asked to prepare a PowerPoint presentation.
- Tom'dan PowerPoint sunumu hazırlaması istendi.
- How could I not agree to do what Tom asked me to do?
- Tom'un benden istediği şeyi yapmayı nasıl kabul etmeyebilirim?
- Tom didn't finish the job we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz işi bitirmedi.
- I've asked Tom to show me how to do that.
- Tom'dan bunu nasıl yapacağımı göstermesini istedim.
- I've asked him to help us.
- Onun bize yardım etmesini istedim.
- I wrote him a letter and asked him to return home soon.
- Ona bir mektup yazdım ve yakında eve dönmesini istedim.
- I asked them to close the door.
- Onlardan kapıyı kapatmalarını istedim.
- I asked Tom to go shopping with Mary.
- Tom'un Mary ile alışverişe gitmesini istedim.
- Have you done everything we've asked you to do?
- Senden yapmanı istediğimiz her şeyi yaptın mı?
- I asked Tom to help out today.
- Tom'dan bugün yardım etmesini istedim.
- I asked the lawyer to make out my will.
- Avukattan vasiyetimi hazırlamasını istedim.
- Tom has already done everything we've asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı zaten.
- I asked if you wanted a ride.
- Seni bırakmamı ister misin diye sordum.
- Tom asked me to find out what Mary wanted.
- Tom benden Mary'nin ne istediğini öğrenmemi istedi.
- I asked Tom not to do that anymore.
- Tom'dan onu bir daha yapmamasını istedim.
- Did anybody do what you asked?
- İstediğin şeyi yapan oldu mu?
- I asked Tom to come in.
- Tom'dan içeri gelmesini istedim.
- I asked the boy to throw the ball back.
- Çocuktan topu geri yollamasını istedim.
- I just did what she asked me to do.
- Benden yapmamı istediği şeyi yaptım.
- I have absolutely no intention of telling Tom what you've just asked me to tell him.
- Ona söylememi istediğin şeyi Tom'a söylemeye kesinlikle niyetim yok.
- Tom said he couldn't do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapamayacağını söyledi.
- The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
- Sosyal hizmet uzmanından Stevenson ailesi hakkındaki bilgileri araştırması istendi.
- I asked Tom to stop pounding on the wall.
- Tom'un duvara vurmasını bırakmasını istedim.
- I still haven't done everything you asked me to do.
- Hâlâ yapmamı istediğin her şeyi yapmadım.
- Tom didn't buy what I asked him to.
- Tom ondan istediğim şeyi almadı.
- I've been asked to forward this message to you.
- Bu mesajı size iletmem istendi.
- I told Tom I wouldn't do what he asked me to do.
- Tom'a benden istediği şeyi yapmayacağımı söyledim.
- I've asked her to help you.
- Ondan sana yardım etmesini istedim.
- I shouldn't have asked you to do that.
- Onu yapmanı istememeliydim.
- I asked her to teach me French.
- Ondan bana Fransızca öğretmesini istedim.
- Tom had no sooner arrived than he was asked to leave.
- Tom varır varmaz gitmesi istendi.
- I asked him to play the guitar.
- Onun gitar çalmasını istedim.
- I heard that Tom asked his boss for a raise.
- Tom'un patronundan zam istediğini duydum.
- He did the reverse of what I asked.
- İstediğimin tam tersini yaptı.
- Tom couldn't do that, so I asked Mary to.
- Tom bunu yapamadı, ben de Mary'den yapmasını istedim.
- I told Tom I wouldn't do what he asked me to do.
- Tom'a yapmamı istediği şeyi yapmayacağımı söyledim.
- I asked Tom to wait a moment.
- Tom'dan bir süre beklemesini istedim.
- I asked you to stay out of my office.
- Ofisimden uzak durmanı istedim.
- I asked Tom not to do that again.
- Tom'dan onu bir daha yapmamamasını istedim.
- Tom asked me if I wanted another beer.
- Tom bana bir bira daha isteyip istemediğimi sordu.
- I asked her to play the guitar.
- Ondan gitar çalmasını istedim.
- They asked his older brother to help them do their homework.
- Ağabeyinden ödevlerine yardım etmesini istediler.
- Why is Tom singing that song we asked him not to sing?
- Tom neden ondan söylememesini istediğimiz şarkıyı söylüyor?
- I asked you to leave me alone.
- Beni yalnız bırakmanı istedim.
- I asked God for help.
- Tanrı'dan yardım istedim.
- I never would've asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını asla istemezdim.
- You're the only one who hasn't done what I asked.
- İstediğimi yapmayan tek kişisin.
- Tom has done everything we've asked him to do without complaining.
- Tom ondan istediğimiz her şeyi şikayet etmeden yaptı.
- I asked her to come see me.
- Ben onun beni görmeye gelmesini istedim.
- Tom said he couldn't do what we asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapamadığını söyledi.
- I asked them to watch my things.
- Onlardan benim eşyalarıma göz kulak olmasını istedim.
- We never asked you to do that.
- Senden onu yapmanı asla istemedik.
- I asked you to stay out of my room.
- Odamın dışında kalmanı istedim.
- Tom has never asked me for help.
- Tom benden hiç yardım istemedi.
- This is the girl you asked to see.
- Görmek istediğin kız bu.
- Tom didn't have the time to do everything that Mary asked him to do.
- Tom'un Mary'nin ondan istediği her şeyi yapacak zamanı yoktu.
- I've asked you repeatedly to do that.
- Senden defalarca onu yapmanı istedim.
- I still haven't done what you've asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin şeyi hâlâ yapmadım.
- I asked you to stop it.
- Senden şunu kesmeni istedim.
- Tom had hoped that he wouldn't be asked to do that.
- Tom bunu yapmasının istenmeyeceğini ummuştu.
- Was that the girl who asked you to take a photo of her?
- Senden fotoğrafını çekmeni isteyen kız bu muydu?
- I asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını istedim.
- I asked Tom to help us do that.
- Tom'dan bunu yapmamıza yardım etmesini istedim.
- Tom might not do what you asked.
- Tom istediğin şeyi yapmayabilir.
- Tom is doing everything Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin kendisinden yapmasını istediği her şeyi yapıyor.
- I asked Tom to watch my things.
- Tom'dan eşyalarıma göz kulak olmasını istedim.
- We never asked you to do that.
- Senden bunu yapmanı hiç istemedik.
- If he asked you to jump off a bridge, would you do it?
- Senden köprüden atlamanı istese atlar mıydın?
- I asked Tom to help me with my homework.
- Tom'un bana ev ödevimde yardım etmesini istedim.
- I asked Tom if he'd like to do that with Mary.
- Tom'a bunu Mary ile yapmak isteyip istemediğini sordum.
- I'm really glad Tom asked us to come.
- Tom'un gelmemi istemesine çok sevindim.
- I asked Tom to sing my favorite song.
- Tom'dan en sevdiğim şarkıyı söylemesini istedim.
- I got half the things you asked me to get.
- Almamı istediğin şeylerin yarısını aldım.
- I asked you not to play with that.
- Onunla oynamamanı istemiştim senden.
- I asked Tom not to overreact.
- Tom'dan aşırı tepki vermemesini istedim.
- We'd better do what they've asked us to do.
- Yapmamızı istediklerini yapsak iyi olur.
- The reason I never told you is that Tom asked me not to.
- Sana asla söylemememin nedeni Tom'un söylemememi istemesi.
- They asked him.
- Ondan istediler.
- You asked me to love you.
- Seni sevmemi istedin.
- I would've helped you if you'd only asked.
- İsteseydin sana yardım ederdim.
- I asked Tom to help me clean up after the party.
- Tom'un partiden sonra temizlik yapmama yardım etmesini istedim.
- I need to know that you're doing what we asked you to do.
- Senden yapmanı istediğimiz şeyi yaptığını bilmem gerek.
- Tom did neither of the two things that I asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğim iki şeyi de yapmadı.
- I asked Tom to come immediately.
- Tom'dan derhal gelmesini istedim.
- Tell me why you didn't do what I asked.
- Bana istediğimi neden yapmadığını söyle.
- I asked Tom to keep an open mind.
- Tom'dan açık görüşlü olmasını istedim.
- I was asked not to do that.
- Benden onu yapmamam istendi.
- Tom asked Mary if she needed a ride home.
- Tom Mary'ye eve bırakılmak isteyip istemediğini sordu.
- Tom was asked to go back home.
- Tom'dan eve dönmesi istendi.
- I didn't tell Tom everything Mary asked me to tell him.
- Mary'nin benden istediği her şeyi Tom'a söylemedim.
- I asked Tom to drop me off at the train station.
- Tom'dan beni tren istasyonuna bırakmasını istedim.
- Tom said that Mary has been asked to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasının istendiğini söyledi.
- I asked him to come see me.
- Onun beni görmeye gelmesini istedim.
- She was asked to the party.
- O partiye istenildi.
- I asked Tom to help.
- Tom'dan yardım etmesini istedim.
- Mary told Tom about what John asked her to do.
- Mary Tom'a John'un ondan yapmasını istediği şeyi anlattı.
- Tom still hasn't done what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi hâlâ yapmadı.
- If she asked you to jump off a bridge, would you do it?
- Köprüden atlamanı isteseydi, atlar mıydın?
- I asked a friend of mine to help us.
- Bir arkadaşımdan bize yardım etmesini istedim.
- We're still waiting for Tom to do what we asked him to do.
- Onun yapmasını istediğimiz şeyi yapması için hâlâ Tom'u bekliyoruz.
- Tom said Mary was asked to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapması istendiğini söyledi.
- You still haven't done what I asked you to do.
- Yapmanı istediğim şeyi hâlâ yapmadın.
- I asked them to unlock the door.
- Onlardan kapıyı açmalarını istedim.
- I asked him to open the door.
- Ondan kapıyı açmasını istedim.
- I asked Tom for advice because I wasn't sure what I should do.
- Ne yapmam gerektiğinden emin olmadığım için Tom'dan tavsiye istedim.
- I asked her to leave.
- Ondan gitmesini istedim.
- I'm sorry I didn't do what you asked.
- İstediğin şeyi yapmadığım için özür dilerim.
- I asked Tom to leave.
- Tom'dan gitmesini istedim.
- Tom was asked not to do that anymore.
- Tom'dan artık bunu yapmaması istendi.
- Unable to pay the rent, I asked him for assistance.
- Kirayı ödeyemediğim için, ondan yardımını istedim.
- I was just doing what Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği şeyi yapıyordum.
- Nobody asked me to dance.
- Kimse benden dans etmemi istemedi.
- Tom never asked me to help Mary.
- Tom benden Mary'ye yardım etmemi hiç istemedi.
- I've asked him to help us.
- Ondan bize yardım etmesini istedim.
- Have you asked him for help?
- Ondan yardım istedin mi?
- I'm glad you asked me to join you.
- Size katılmamı istediğiniz için memnun oldum.
- I never asked Tom to do that.
- Tom'un onu yapmasını hiç istemedim.
- I asked Tom to wait for Mary.
- Tom'dan Mary'yi beklemesini istedim.
- I asked her to stay out of it.
- Ben ondan bunun dışında kalmasını istedim.
- Tom hasn't asked Mary to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasını istemedi.
- Tom said I should've asked Mary for help.
- Tom, Mary'den yardım istemem gerektiğini söyledi.
- He had no sooner arrived than he was asked to leave.
- O gelir gelmez gitmesi istendi.
- I did everything Tom asked me to do.
- Tom'un yapmamı istediği her şeyi yaptım.
- I'll see to it that Tom does everything you've asked.
- Tom'un istediğin her şeyi yapmasını sağlayacağım.
- I was asked not to do that.
- Bunu yapmamam istendi.
- Tom does everything he's asked to do.
- Tom yapması istenilen her şeyi yapar.
- I asked you to leave them alone.
- Onları yalnız bırakmanı istedim.
- I'll do everything Tom has asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yapacağım.
- I asked Tom to let the dog out.
- Tom'dan köpeği dışarı çıkarmasını istedim.
- I asked Tom to confirm my findings.
- Tom'dan bulgularımı teyit etmesini istedim.
- I asked you to wait for me.
- Senden beni beklemeni istemiştim.
- I asked Tom to drive me home.
- Tom'dan beni eve bırakmasını istedim.
- You got better because you did everything the doctor asked.
- Doktorun istediği her şeyi yaptığın için iyileştin.
- I asked you to leave Tom alone.
- Senden Tom'u yalnız bırakmanı istemiştim.
- Tom thought it over and decided not to do what Mary asked him to do.
- Tom düşündü ve Mary'nin ondan istediği şeyi yapmamaya karar verdi.
- She was asked not to speak at the meeting.
- Toplantıda konuşmaması istendi.
- No one ever asked me to do that.
- Kimse benden bunu yapmamı istemedi.
- I asked them to watch my things.
- Eşyalarıma göz kulak olmalarını istedim.
- I asked Tom to sing.
- Tom'un şarkı söylemesini istedim.
- I asked Tom to help me get out of trouble.
- Tom'dan beladan kurtulmama yardım etmesini istedim.
- They asked me to make a speech in French.
- Benden Fransızca bir konuşma yapmamı istediler.
- Tom asked us what we thought Mary wanted.
- Tom bize Mary'nin ne istediğini düşündüğümüzü sordu.
- I asked Tom to drive Mary home.
- Tom'dan Mary'yi eve bırakmasını istedim.
- I can do what you asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin şeyi yapabilirim.
- I asked Tom to unlock the door.
- Tom'dan kapıyı açmasını istedim.
- I've already asked Tom to do that.
- Ben zaten Tom'dan bunu yapmasını istedim.
- I asked Tom if he would mind helping us.
- Tom'a bize yardım etmek isteyip istemediğini sordum.
- Tom said he wouldn't be able to do what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapamayacağını söyledi.
- I asked them to help out today.
- Onların bugün yardım etmesini istedim.
- I didn't do everything Tom asked me to do.
- Tom'un benden yapmamı istediği her şeyi yapmadım.
- I've asked Tom to hang up the laundry.
- Tom'dan çamaşırları asmasını istedim.
- I've asked him to help you.
- Onun sana yardım etmesini istedim.
- Tom has already done everything we asked him to do.
- Yapmasını istediğimiz her şeyi Tom çoktan yaptı.
- I've never asked you for anything.
- Senden hiçbir şey istemedim.
- Tom wouldn't do that, so I asked Mary to.
- Tom bunu yapmazdı, ben de Mary'den yapmasını istedim.
- Witnesses are asked to call the police.
- Görgü tanıklarından polisi aramaları istendi.
- Tom thought it over and decided not to do what Mary asked him to do.
- Tom düşündü ve Mary'nin yapmasını istediği şeyi yapmamaya karar verdi.
- We asked Tom to let us stay.
- Tom'un kalmamıza izin vermesini istedik.
- I asked Tom to stay at home.
- Tom'dan evde kalmasını istedim.
- Tom never asked them what they wanted.
- Tom onlara ne istediklerini hiç sormadı.
- I wasn't willing to do what Tom asked.
- Tom'un istediğini yapmak için istekli değildim.
- I've asked Sami several times not to do that.
- Sami'den birkaç defa onu yapmamasını istedim.
- I wonder why Tom sang that song, even though Mary asked him not to.
- Mary söylememesini istediği halde Tom'un neden o şarkıyı söylediğini merak ediyorum.
- Where's that bottle of wine I asked you to buy?
- Senden almanı istediğim bir şişe şarap nerede?
- We've been asked to not do this anymore.
- Artık bunu yapmamamız istendi.
- I've asked you several times not to do that.
- Bunu yapmamanı birkaç defa istedim.
- I hope Tom didn't do what Mary asked him not to do.
- Umarım Tom, Mary'nin ondan yapmamasını istediği şeyi yapmamıştır.
- I asked Tom to show me how to do that.
- Tom'dan onun nasıl yapılacağını bana göstermesini istedim.
- I've already asked Tom to do that.
- Tom'dan bunu yapmasını çoktan istedim.
- I asked Tom to stop doing that.
- Tom'dan bunu yapmayı bırakmasını istedim.
- Tom does everything he's asked to do.
- Tom kendisinden istenen her şeyi yapar.
- I asked Tom to spend the weekend with us.
- Tom'un hafta sonunu bizimle geçirmesini istedim.
- I asked a friend to help me.
- Bir arkadaşımdan bana yardım etmesini istedim.
- Tom was asked to do that.
- Tom'dan onu yapması istendi.
- I asked Tom to do that with Mary.
- Tom'dan bunu Mary ile yapmasını istedim.
- I've never asked Tom to do anything.
- Tom'dan bir şey yapmasını asla istemedim.
- I asked him to close the door.
- Onun kapıyı kapatmasını istedim.
- I did everything Tom asked me to do.
- Tom'un benden istediği her şeyi yaptım.
- I asked Tom to come in.
- Tom'un içeri gelmesini istedim.
- Tom wasn't willing to do what Mary asked him to do.
- Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yapmaya istekli değildi.
- I asked you not to involve me in this.
- Beni buna karıştırmamanı istedim.
- Tom told Mary he had asked John to teach Alice how to do that.
- Tom, Mary'ye John'un Alice'e bunu nasıl yapacağını öğretmesini istediğini söyledi.
- I asked Tom to wait a minute.
- Tom'un bir dakika beklemesini istedim.
- Aren't you the one who asked Tom to help?
- Tom'un yardım etmesini isteyen kişi sen değil misin?
- I asked him to come in.
- Onun içeri girmesini istedim.
- I asked them to close the door.
- Onların kapıyı kapatmasını istedim.
- I hope Tom did what Mary asked him to do.
- Umarım Tom, Mary'nin onun yapmasını istediği şeyi yaptı.
- I suggest you don't do what Tom asked you to do.
- Tom'un senden yapmanı istediği şeyi yapmamanı öneririm.
- Why not just do what you were asked to do?
- Neden sadece senden isteneni yapmıyorsun?
- I asked Tom to wait for me.
- Tom'un beni beklemesini istedim.
- I was asked to identify the body.
- Benden cesedi teşhis etmem istendi.
- I asked Tom to turn around.
- Tom'dan geri dönmesini istedim.
- Aren't you the one who asked Tom to do that?
- Tom'dan bunu yapmasını isteyen sen değil miydin?
- Tom asked Mary if she'd like to walk to the beach with him.
- Tom, Mary'ye onunla plaja yürümek isteyip istemediğini sordu.
- Tom asked me if I wanted a drink.
- Tom bir içecek isteyip istemediğimi sordu.
- Tom asked Mary what she wanted for her birthday.
- Tom, Mary'ye doğum günü için ne istediğini sordu.
- Have you asked if they want one?
- İsteyip istemediklerini sordun mu?
- We're waiting for Tom to finish doing what we asked him to do.
- Tom'un ondan yapmasını istediğimiz şeyi bitirmesini bekliyoruz.
- I asked Tom to help me.
- Tom'dan bana yardım etmesini istedim.
- I've been asked to sing a couple of songs.
- Benden birkaç şarkı söylemem istendi.
- Tom asked me if I'd be willing to help him after school today.
- Tom bugün okuldan sonra ona yardım etmeyi isteyip istemediğimi sordu.
- I asked many people for help, but so far I haven't had any luck.
- Birçok kişiden yardım istedim ama şu ana kadar hiç şansım olmadı.
- He came early, as he had been asked to do.
- Kendisinden istendiği gibi erken geldi.
- I shouldn't have asked Tom to sing.
- Tom'dan şarkı söylemesini istememeliydim.
- Tom said that he asked Mary not to eat the last orange.
- Tom, Mary'den son portakalı yememesini istediğini söyledi.
- I've already been asked to leave.
- Zaten gitmem istendi.
- I just asked a little patience of you.
- Senden sadece biraz sabır istedim.
- Tom should've asked Mary to help him do that.
- Tom Mary'den bunu yapmasına yardım etmesini istemeliydi.
- No one has asked me to do that yet.
- Kimse henüz bunu yapmamı istemedi.
- I asked Tom to call you.
- Tom'dan seni aramasını istedim.
- I asked Tom to leave me alone.
- Tom'un beni yalnız bırakmasını istedim.
- I didn't buy everything Tom asked me to buy.
- Tom'un almamı istediği her şeyi almadım.
- Tom isn't the one who asked me to do that.
- Tom onu yapmamı isteyen kişi değildir.
- I asked him to come.
- Ondan gelmesini istedim.
- I had a splinter in my finger, so I asked Tom to help me get it out.
- Parmağıma kıymık battı, Tom'dan çıkarmama yardım etmesini istedim.
- Why haven't you asked me for help?
- Niye benden yardım istemedin?
- Tom never did anything Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği hiçbir şeyi yapmadı.
- I asked them to help.
- Onların yardım etmesini istedim.
- I asked Tom for his number.
- Tom'dan numarasını istedim.
- I've asked Tom to help us this afternoon.
- Tom'dan bu öğleden sonra bize yardım etmesini istedim.
- I wouldn't have asked you to come if I weren't absolutely necessary.
- Çok gerekli olmasaydı gelmeni istemezdim.
- I heard that Tom asked you to help him wash his car.
- Tom'un arabasını yıkamak için senden yardım istediğini duydum.
- I've asked Tom several times not to do that.
- Tom'dan defalarca onu yapmamasını istedim.
- Visitors are usually asked to remove their shoes before they enter a Japanese house.
- Ziyaretçilerden genellikle bir Japon evine girmeden önce ayakkabılarını çıkarmaları istenir.
- I knew Tom wouldn't do what we asked him to do.
- Tom'un ondan istediğimiz şeyi yapmayacağını biliyordum.
- I asked Tom to be quiet.
- Tom'un sessiz olmasını istedim.
- Tom never asked me to do that.
- Tom benden bunu yapmamı hiç istemedi.
- I asked them to come with me.
- Onların benimle gelmesini istedim.
- Tom should've asked Mary to do that.
- Tom Mary'den bunu yapmasını istemeliydi.
- I'll do everything you've asked me to do.
- Benden yapmamı istediğin her şeyi yapacağım.
- I asked Tom to come immediately.
- Tom'dan hemen gelmesini istedim.
- I asked him for some advice.
- Ondan tavsiye istedim.
- When I asked him to return the money, he pretended that he didn't hear me.
- Parayı iade etmesini istediğimde, beni duymamış gibi davrandı.
- Tom does almost everything he's asked to do.
- Tom neredeyse kendisinden istenen her şeyi yapar.
- I asked them for some advice.
- Onlardan biraz nasihat istedim.
- Tom asked Mary whether she'd like to go shopping.
- Tom, Mary'ye alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.
- I asked Tom to do it for me.
- Tom'dan bunu benim için yapmasını istedim.
- I didn't buy everything Sami asked me to buy.
- Sami'nin almamı istediği her şeyi almadım.
- I tried to do what you asked me to do.
- Yapmamı istediğin şeyi yapmaya çalıştım.
- Tom hasn't yet done what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi henüz yapmadı.
- Tell Tom that I don't know how to do what he's asked me to do.
- Tom'a benden istediği şeyi nasıl yapacağımı bilmediğimi söyle.
- I asked them to come.
- Onlardan gelmelerini istedim.
- I asked him to keep quiet.
- Ondan sessiz olmasını istedim.
- Is this why you asked me to come here?
- Bu yüzden mi benden buraya gelmemi istedin?
- I asked Tom to drive me to the train station.
- Tom'dan beni tren istasyonuna bırakmasını istedim.
- I believe Tom asked you to leave.
- Tom'un gitmeni istediğine inanıyorum.
- I asked Tom to come see me.
- Tom'dan beni görmesini istedim.
- Bill Clinton spoke in ambiguous language when asked to describe his relationship with Monica Lewinsky.
- Bill Clinton, Monica Lewinsky ile olan ilişkisini anlatması istendiğinde muğlak bir dille konuşmuştur.
- I asked Tom to do it for me.
- Tom'un onu benim için yapmasını istedim.
- I have no reason to believe that Tom won't do what I asked him to do.
- Tom'un ondan istediğim şeyi yapmayacağına inanmak için hiçbir nedenim yok.
- I asked Tom to stop.
- Tom'un durmasını istedim.
- No one ever asked me what I wanted.
- Kimse bana ne istediğimi sormadı.
- I've asked them to stay.
- Onların kalmasını istedim.
- The boy was asked to solve a chemical equation on the board.
- Oğlanın tahta üzerinde bir kimyasal denklemi çözmesi istendi.
- I asked him to send us the book.
- Ondan bize kitabı göndermesini istedim.
- You're not the only one who's been asked to help.
- Yardım etmesi istenen tek kişi sen değilsin.
- I've asked Tom to do that for you.
- Tom'dan bunu senin için yapmasını istedim.
- I just did what Tom asked me to do.
- Ben Tom'un benden yapmamı istediği şeyi yaptım.
- I asked them to play me a song.
- Bana bir şarkı çalmalarını istedim.
- I'm glad you asked me to come.
- Gelmemi istediğine memnun oldum.
- I asked him to call you.
- Ondan seni aramasını istedim.
- I'm glad you asked me for advice.
- Benden tavsiye istemene memnun oldum.
- Have you already done everything I've asked you to do?
- Yapmanı istediğim her şeyi zaten yaptın mı?
- I've asked her to stay.
- Ondan kalmasını istedim.
- We've even asked Tom to help.
- Tom'dan yardım bile istedik.
- I was asked to help Tom.
- Tom'a yardımcı olmam istendi.
- I never asked your advice.
- Senden hiç tavsiye istemedim.
- I never asked you to do that.
- Senden bunu yapmanı hiç istemedim.
- I asked him to play the guitar.
- Ondan gitar çalmasını istedim.
- What was it you asked me to do?
- Benden ne yapmamı istemiştin?
- You're not the only one who's been asked to help.
- Yardım istenecek tek kişi sen değilsin.
- I asked Tom to proofread my report.
- Tom'un raporumu düzeltmesini istedim.
- My mistake was doing what Tom asked.
- Benim yanlışım Tom'un istediği şeyi yapmak oldu.
- I've already asked Tom not to leave early.
- Tom'a erken ayrılmamasını çoktan istedim.
- Since I didn't know what to do, I asked him for advice.
- Ne yapacağımı bilmediğim için ondan tavsiye istedim.
- I asked Tom to tell me the secret, but he wouldn't.
- Tom'dan sırrı bana söylemesini istedim, ama söylemedi.
- I was asked to give you a message.
- Size bir mesaj iletmem istendi.
- I asked Tom to drive.
- Tom'dan araba kullanmasını istedim.
- I admit I did what Tom asked me not to do.
- Tom'un benden yapmamamı istediği şeyi yaptığımı itiraf ediyorum.
- Are you the one who asked Tom to do that?
- Tom'dan bunu yapmasını isteyen sen misin?
- Tom is the one who asked Mary to do that.
- Mary'den bunu yapmasını isteyen Tom'du.
- I just asked you for a little patience.
- Senden sadece biraz sabır istedim.
- Did Tom do what you asked him to do?
- Tom yapmasını istediğin şeyi yaptı mı?
- Is that why you asked me to come here?
- Bu yüzden mi buraya gelmemi istedin?
- I asked Tom to do that today.
- Tom'dan bunu bugün yapmasını istedim.
- I asked her to unlock the door.
- Ondan kapıyı açmasını istedim.
- Tom asked Mary if she wanted a sandwich and she said yes.
- Tom Mary'ye bir sandviç isteyip istemediğini sordu ve o evet dedi.
- I was asked to sit on the platform with the speakers.
- Hoparlörlerin olduğu platforma oturmam istendi.
Show More (1687)
|
