|
- This is quite possibly one of the most awesome places on the entire planet.
- Burası muhtemelen dünyadaki en harika yerlerden biri.
- This is quite possibly one of the most awesome places on the entire planet.
- Burası, büyük ihtimalle dünya üzerindeki en harika yerlerden birisi.
- Utilizing the stairs every day could be an awesome first move.
- Her gün merdivenleri kullanmak harika bir ilk adım olabilir.
- I'm having an awesome time.
- Harika bir gün geçiriyorum.
- That part was awesome.
- Bu kısım harikaydı.
- It was an awesome accomplishment.
- O harika bir başarıydı.
- We had an awesome time at the zoo.
- Hayvanat bahçesinde harika vakit geçirdik.
- Fadil did an awesome job.
- Fadıl harika bir iş yaptı.
- That's awesome, right?
- Bu harika, değil mi?
- This is awesome.
- Bu harika.
- You're really awesome.
- Gerçekten harikasın.
- Tom is awesome.
- Tom harika biri.
- Tonight is going to be awesome.
- Bu gece harika olacak.
- That really sounds quite awesome.
- Kulağa gerçekten harika geliyor.
- It'll be awesome.
- Harika olacak.
- Lava lamps are awesome.
- Lav lambaları harika.
- This is just awesome.
- Bu harika.
- We should be awesome next year.
- Gelecek yıl harika olmalıyız.
- I think Tom is awesome.
- Bence Tom harika.
- That was an awesome feeling.
- Bu harika bir duyguydu.
- Vegemite is awesome.
- Vegemite harikadır.
- To see this miracle of nature is awesome.
- Doğanın bu mucizesini görmek harikadır.
- That game was awesome.
- Bu oyun harikaydı.
- Thanks for the awesome dinner.
- Harika yemek için teşekkürler.
- That's just awesome.
- Bu harika.
- Nature is awesome.
- Doğa harikadır.
- The magic show was awesome today.
- Bugünkü sihirbazlık gösterisi harikaydı.
- That would be awesome, right?
- O harika olurdu, değil mi?
- This room's pretty awesome, eh?
- Bu oda oldukça harika, değil mi?
- What an awesome family!
- Ne harika bir aile!
- How awesome is that!
- Ne kadar harika bu!
- How awesome is that!
- Ne kadar harika!
- That's really awesome.
- Bu gerçekten harika.
- We're quite insignificant, but awesome nevertheless.
- Oldukça önemsiziz ama yine de harikayız.
- What an awesome deal!
- Ne harika bir anlaşma!
- The performance by the young violinist was awesome.
- Genç kemancının performansı harikaydı.
- This is going to be awesome.
- Bu harika olacak.
- That was so awesome.
- Bu çok harikaydı.
- Tom did an awesome job.
- Tom harika bir iş çıkardı.
- This party is awesome.
- Bu parti harika.
- The people in Boston were awesome.
- Boston'daki insanlar harikaydı.
- Tom is an awesome coach.
- Tom harika bir koç.
- Canada is awesome!
- Kanada harika!
- I think that would be awesome.
- Ben bunun harika olacağını düşünüyorum.
- How awesome is that?
- Ne kadar harika?
- Whenever I'm sad, I stop being sad and start being awesome instead.
- Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakıyorum ve onun yerine harika olmaya başlıyorum.
- Whenever I'm sad, I stop being sad and start being awesome instead.
- Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakırım ve onun yerine harika olmaya başlarım.
- I think that would be awesome.
- Bence bu harika olur.
- I think it's awesome.
- Bence harika.
- You were so awesome.
- Harikaydın.
- Tom is awesome.
- Tom harika.
- That's awesome.
- Bu harika.
- It was awesome to meet you in real life!
- Seninle gerçek hayatta tanışmak harikaydı!
- Studying languages is awesome.
- Dil öğrenmek harikadır.
- That would've been awesome.
- Bu harika olurdu.
- I'm having an awesome time.
- Harika vakit geçiriyorum.
- They're awesome.
- Onlar harika.
- It's really awesome.
- Bu gerçekten harika.
- Let me show you something really awesome.
- Sana gerçekten harika bir şey göstereyim.
- I can see you are having an awesome time.
- Harika vakit geçirdiğini görebiliyorum.
- You guys are awesome.
- Sizler harikasınız.
- I'm having an awesome time.
- Ben harika bir zaman geçiriyorum.
- This room's pretty awesome, eh?
- Bu oda harika, değil mi?
- I think it's an awesome deal.
- Bence bu harika bir anlaşma.
- Fadil did an awesome job.
- Fadıl harika bir iş çıkardı.
- To see this miracle of nature is awesome.
- Doğanın bu mucizesini görmek harika.
- It's an awesome organization.
- Harika bir organizasyon.
- It's really awesome.
- Gerçekten harika.
- She's awesome.
- Harika biri.
- Studying languages is awesome.
- Dil öğrenmek harika bir şey.
- That would be awesome, right?
- Bu harika olurdu, değil mi?
- That's awesome, right?
- O harika, değil mi?
- That language sounds awesome.
- O dil harika geliyor.
- This concert was awesome.
- Bu konser harikaydı.
- The magic show was awesome today.
- Sihirbazlık gösterisi bugün harikaydı.
- That would be awesome.
- Bu harika olur.
- The response has been awesome.
- Tepkiler harikaydı.
- I heard an awesome story yesterday.
- Dün harika bir hikaye duydum.
- Dinner was awesome.
- Akşam yemeği harikaydı.
- Your house is awesome.
- Evin harika.
- That would be awesome.
- Bu harika olurdu.
- I thought Tom was awesome.
- Tom'un harika olduğunu düşünmüştüm.
- Tom's attitude is awesome.
- Tom'un tavrı harika.
- Tom is having an awesome time.
- Tom harika vakit geçiriyor.
- That was awesome.
- Bu harikaydı.
- That was pretty awesome.
- Bu harikaydı.
- Tom was awesome.
- Tom harikaydı.
- Isn't it awesome?
- Harika değil mi?
- It was really awesome.
- Gerçekten harikaydı.
- I can see you are having an awesome time.
- Harika bir zaman geçirdiğini görebiliyorum.
- He is awesome.
- O harika biri.
- I think we were awesome.
- Bence harikaydık.
- That sounds awesome.
- O harika görünüyor.
- You're awesome.
- Sen harikasın.
- Vegemite is awesome.
- Vegemite harika.
- What makes Tom's so awesome?
- Tom'u bu kadar harika yapan ne?
- I'm having an awesome time.
- Ben harika zaman geçiriyorum.
- Fadil did an awesome job.
- Fadıl harika bir iş başardı.
- I thought it was awesome.
- Harika olduğunu düşünmüştüm.
- Last night was really awesome.
- Dün gece gerçekten harikaydı.
- I thought the movie was awesome.
- Filmin harika olduğunu düşündüm.
- You were so awesome.
- Sen çok harikaydın.
Show More (100)
|