|
- With Tom, it would've been different.
- Tom olsaydı, her şey farklı olurdu.
- Everything is going to be different now.
- Artık her şey farklı olacak.
- Tom told me he was different from all the other guys.
- Tom bana tüm diğer adamlardan farklı olduğunu söyledi.
- If Tom had been there, it would've been different.
- Tom orada olsaydı, her şey farklı olurdu.
- Many things will be different.
- Birçok şey farklı olacak.
- This time will be different.
- Bu sefer farklı olacak.
- I knew Tom was different.
- Tom'un farklı olduğunu biliyordum.
- That would be different.
- Bu farklı olurdu.
- You know this is different.
- Bunun farklı olduğunu biliyorsun.
- This time is going to be different.
- Bu sefer farklı olacak.
- What's going to be different?
- Farklı olan ne?
- This time is going to be different.
- Bu defa farklı olacak.
- It'll be different now.
- O şimdi farklı olacak.
- I thought Tom was different.
- Tom'un farklı olduğunu düşünmüştüm.
- I thought you'd be different.
- Ben senin farklı olacağını düşündüm.
- It'll be different.
- Farklı olacak.
- It'll be different now.
- Şimdi farklı olacak.
- I don't know why I thought it would be different this time.
- Neden bu sefer farklı olacağını düşündüm bilmiyorum.
- I wish I were different.
- Keşke farklı olsaydım.
- This time's going to be different.
- Bu sefer farklı olacak.
- Politeness is just a protocol that is different in every society.
- Nezaket, her toplumda farklı olan bir protokoldür.
- I thought you were different.
- Farklı olduğunu sanmıştım.
- It'll be different.
- Bu farklı olacak.
- Tom quickly realized that he was different from the other children.
- Tom çabucak diğer çocuklardan farklı olduğunu fark etti.
- I know things are different here.
- Burada her şeyin farklı olduğunu biliyorum.
- Why would Tom be different?
- Tom neden farklı olsun ki?
- It's not a secret that Tom's opinion is different than yours.
- Tom'un görüşünün seninkilerden farklı olduğu bir sır değil.
- This time is going to be different.
- Bu kere farklı olacak.
- I know what it's like to be different.
- Farklı olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
- I thought Tom would be different.
- Tom'un farklı olacağını düşünmüştüm.
- This'll be different.
- Bu farklı olacak.
- With Tom, it would've been different.
- Tom ile farklı olurdu.
- We know God's plan was different.
- Tanrı'nın planının farklı olduğunu biliyoruz.
- After coming to Australia, I’ve become aware of many things that are different than in Japan.
- Avustralya'ya geldikten sonra, Japonya'dakinden farklı olan birçok şeyin farkına vardım.
- How has your experience been different?
- Senin deneyimin nasıl farklı oldu?
- I thought Tom was different.
- Tom'un farklı olduğunu düşündüm.
- I thought Tom would be different.
- Tom'un farklı olacağını düşündüm.
- I want things to be different this time.
- İşlerin bu sefer farklı olmasını istiyorum.
- What's going to be different?
- Ne farklı olacak?
- I know things are different here.
- Burada işlerin farklı olduğunu biliyorum.
- Things will be different now.
- Artık her şey farklı olacak.
- Will this year be different?
- Bu yıl farklı olacak mı?
- It'll be different, for sure.
- Kesinlikle bu farklı olacak.
- You always have to be different.
- Her zaman farklı olmak zorundasın.
- I thought you were different.
- Senin farklı olduğunu düşündüm.
- It's going to be different now.
- Şimdi farklı olacak.
- This time's going to be different.
- Bu kez farklı olacak.
- From now on, I'll be different and I'll try to become a most obedient boy.
- Bundan sonra farklı olacağım ve çok itaatkar bir çocuk olmaya çalışacağım.
- It'll be different, for sure.
- Kesinlikle farklı olacak.
- Tom told me he was different from all the other guys.
- Tom bana diğer çocuklardan farklı olduğunu söyledi.
- I know that Tom is different.
- Tom'un farklı olduğunu biliyorum.
- If Cleopatra's nose had been shorter, the history of the world would be different.
- Kleopatra'nın burnu daha kısa olmuş olsaydı, dünya tarihi farklı olurdu.
- I wish things were different.
- Keşke her şey farklı olsaydı.
- You said Tom was different.
- Tom'un farklı olduğunu söyledin.
- I knew she was different.
- Onun farklı olduğunu biliyordum.
- Something must be different.
- Bir şey farklı olmalı.
- I knew he was different.
- Onun farklı olduğunu biliyordum.
- I want things to be different this time.
- Bu sefer her şeyin farklı olmasını istiyorum.
- I want it to be different this time.
- Bu sefer farklı olmasını istiyorum.
- Tom's approach will be different.
- Tom'un yaklaşımı farklı olacak.
- I know Tom is different.
- Tom'un farklı olduğunu biliyorum.
- If Cleopatra's nose had been shorter, the history of the world would be different.
- Kleopatra'nın burnu daha kısa olsaydı, dünya tarihi farklı olurdu.
- Tom said you were different.
- Tom senin farklı olduğunu söyledi.
- If Tom had been there, it would've been different.
- Tom orada olsaydı farklı olurdu.
- Did you really think it would be different this time?
- Bu sefer gerçekten farklı olacağını mı düşündün?
- After coming to Australia, I’ve become aware of many things that are different than in Japan.
- Avustralya'ya geldikten sonra, birçok şeyin Japonya'dakinden farklı olduğunu fark ettim.
- Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
- Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
- From now on, I'll be different and I'll try to become a most obedient boy.
- Şu andan itibaren, farklı olacağım ve en itaatkar çocuk olmaya çalışacağım.
- Something must be different.
- Bir şeyler farklı olmalı.
- Everything is going to be different now.
- Şimdi her şey daha farklı olacak.
- Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
- Delilik, sonuçların farklı olmasını bekleyerek aynı deneyimi tekrarlamaktır.
- Tom quickly realized that he was different from the other children.
- Tom diğer çocuklardan farklı olduğunu hemen fark etti.
- You always have to be different.
- Sen her zaman farklı olmak zorundasın.
- It would be different.
- Bu farklı olurdu.
- I wish the circumstances were different.
- Keşke şartlar farklı olsaydı.
- She has a view that is different from mine.
- Onun benimkinden farklı olan bir fikri var.
- It's not a secret that Tom's opinion is different than yours.
- Tom'un fikrinin sizinkinden farklı olduğu bir sır değil.
- That would be different.
- Bu farklı olur.
- I want it to be different this time.
- Bu defa onun farklı olmasını istiyorum.
- Why should it be different?
- Neden farklı olsun?
- This year will be different.
- Bu yıl farklı olacak.
- Today will be different.
- Bugün farklı olacak.
- The dog knew that today was going to be different.
- Köpek bugünün farklı olacağını biliyordu.
- It would be different.
- Farklı olurdu.
- Did you really think it would be different this time?
- Bu defa farklı olacağını gerçekten düşündün mü?
- It's going to be different now.
- Artık farklı olacak.
Show More (83)
|
