|
- Would you say I was handsome?
- Yakışıklı olduğumu söyler misiniz?
- Mary told me that she thought Tom was handsome.
- Mary, bana Tom'un yakışıklı olduğunu düşündüğünü söyledi.
- I used to think Tom was handsome.
- Tom'un yakışıklı olduğunu düşünürdüm.
- You said I was handsome.
- Yakışıklı olduğumu söylemiştin.
- I used to think Tom was handsome.
- Eskiden Tom'un yakışıklı olduğunu düşünürdüm.
- Mary told me that she thought Tom was handsome.
- Mary bana Tom'un yakışıklı olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Would you say I was handsome?
- Yakışıklı olduğumu söyleyebilir misin?
- Unfortunately, princes don't tend to be handsome.
- Ne yazık ki, prensler yakışıklı olma eğiliminde değiller.
- She said that he was handsome.
- O, yakışıklı olduğunu söyledi.
- Tom said he thought that I was handsome.
- Tom yakışıklı olduğumu düşündüğünü söyledi.
- Do you think Tom is handsome?
- Tom'un yakışıklı olduğunu düşünüyor musun?
- Tom said he thought I was handsome.
- Tom, yakışıklı olduğumu düşündüğünü söyledi.
- She said that he was handsome.
- Onun yakışıklı olduğunu söyledi.
- Mary said she thought Tom was handsome.
- Mary, Tom'un yakışıklı olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom said he thought I was handsome.
- Tom yakışıklı olduğumu düşündüğünü söyledi.
- Tom said he thought that I was handsome.
- Tom benim yakışıklı olduğumu düşündüğünü söyledi.
- I know that Tom is handsome.
- Tom'un yakışıklı olduğunu biliyorum.
- Being handsome also has its downside.
- Yakışıklı olmanın dezavantajları da var.
Show More (15)
|
