1 |
beast |
canavar |
n. |
|
- They were kidnapped and murdered in cold blood by beasts.
- Canavarlar tarafından kaçırıldılar ve soğukkanlılıkla öldürüldüler.
- They were kidnapped and murdered in cold blood by beasts.
- Canavarlar tarafından kaçırıldılar ve soğukkanlı bir şekilde öldürüldüler.
- Sami was in the belly of the beast.
- Sami canavarın karnındaydı.
- Don't provoke the beast.
- Canavarı kışkırtma.
- Sami was a beast that needed to be controlled.
- Sami kontrol edilmesi gereken bir canavardı.
- The beast is alive, awake and hungry.
- Canavar canlı, uyanık ve aç.
- The most dangerous beast is the beast within.
- En tehlikeli canavar, içindeki canavardır.
- These beasts are very friendly.
- Bu canavarlar çok cana yakın.
- You filthy beast, get out of here!
- Seni iğrenç canavar, buradan defol!
- The beast is alive, awake and hungry.
- Canavar yaşıyor, uyanık ve aç.
- Mary's cat is a nasty beast.
- Mary'nin kedisi iğrenç bir canavar.
- The most dangerous beast is the beast within.
- En tehlikeli canavar içindeki canavardır.
- You filthy beast, get out of here!
- Seni pis canavar, defol buradan!
- A strange beast is roaming through the woods.
- Ormanda garip bir canavar dolaşıyor.
- It's a vicious beast.
- Bu vahşi bir canavar.
- Don't provoke the beast.
- Canavarı kışkırtmayın.
- Don't provoke the beast.
- Canavarı tahrik etmeyin.
Show More (14)
|
2 |
beast |
hayvan |
n. |
|
- A bear is a friendly beast compared to a tiger.
- Kaplanla kıyaslandığında ayı dost canlısı bir hayvandır.
- It's a vicious beast.
- O yırtıcı bir hayvan.
- They say that music soothes the savage beast, but for me personally, it neither relaxes me nor calms me.
- Müziğin vahşi hayvanı yatıştırdığı söylenir ama şahsen benim için ne beni rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor.
- These beasts are very friendly.
- Bu hayvanlar çok dost canlısı.
- It was a strange beast.
- O tuhaf bir hayvandı.
- It was a strange beast.
- Garip bir hayvandı.
- He raged like a wild beast.
- O, vahşi bir hayvan gibi kudurdu.
- And Noah built an altar to the LORD; and took of every clean beast, and of every clean fowl, and offered burnt offerings on the altar.
- Nuh RAB'be bir sunak yaptı; her temiz hayvandan, her temiz kuştan alıp sunağın üzerinde yakmalık sunular sundu.
- Now the serpent was more subtle than any of the beasts of the earth which the Lord God had made.
- Yılan, Rab Tanrı'nın yeryüzünde yarattığı bütün hayvanlardan daha kurnazdı.
Show More (6)
|
3 |
beast |
yaratık |
n. |
|
- A strange beast is roaming through the woods.
- Garip bir yaratık ormanda dolaşıyor.
Show More (-2)
|