|
- Well then, the European Union must address both the 51 000 Porto Alegre protesters and the exclusive Davos club.
- O halde Avrupa Birliği hem 51 000 Porto Alegre protestocusuna hem de seçkin Davos kulübüne hitap etmelidir.
- The EU is no Christian club.
- AB bir Hıristiyan kulübü değildir.
- We must show the world that we are not an elite Christian club.
- Dünyaya elit bir Hıristiyan kulübü olmadığımızı göstermeliyiz.
- A lot still remains to be done, and we have to make an effort in our handball club.
- Hâlâ yapılması gereken çok şey var ve hentbol kulübümüzde çaba sarf etmeliyiz.
- How can we better educate club managers and organisers of games?
- Kulüp yöneticilerini ve oyun organizatörlerini nasıl daha iyi eğitebiliriz?
- Will it need to be more than an informal conversation club?
- Gayrı resmi bir sohbet kulübünden daha fazlası olması gerekecek mi?
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık Roketçilik kulübündeki o sıska çocuk değilsin.
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık roketçilik kulübündeki o sıska oğlan değilsin.
- You're not that skinny kid from Rocketry club anymore.
- Artık Rocketry kulübündeki o sıska çocuk değilsin.
- We belonged to the same club and regularly had games with one another.
- Aynı kulübe üyeydik ve düzenli olarak birbirimizle oyunlar oynardık.
- Tom wanted to join our club.
- Tom kulübümüze katılmak istedi.
- Our club has a secret handshake.
- Kulübümüzün gizli saklı bir anlaşması var.
- It's a pretty big club.
- Oldukça büyük bir kulüp.
- Our club has a secret handshake.
- Kulübümüzün gizli bir anlaşması var.
- Tom talked me into joining his club.
- Tom beni kulübüne katılmaya ikna etti.
- I became a member of the club ten years ago.
- On yıl önce kulübün bir üyesi oldum.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
- Bu kulübün bir üyesi olarak kalmak istiyorsan, lafı bırakıp icraata geçeceksin.
- We have no objection to your joining us in our club.
- Kulübümüzde bize katılmanıza itirazımız yok.
- Let's predrink at home before going to the club, because I would like to save some money.
- Kulübe gitmeden önce evde önceden içelim, çünkü biraz para tasarruf etmek istiyorum.
- Would one of you please tell me why I can't join your club?
- Biriniz bana kulübünüze neden katılamayacağımı söyleyebilir mi?
- How long have you been a member of this club?
- Ne zamandan beri bu kulübün bir üyesisin?
- I met her at a club.
- Onunla bir kulüpte tanıştım.
- I am not a member of the club.
- Ben kulübe üye değilim.
- He is no longer a member of our club.
- Artık kulübümüzün bir üyesi değil.
- We don't want people like Tom in our club.
- Bizim kulübümüzde Tom gibi insanları istemiyoruz.
- That club is filled with MILFs.
- O kulüp MILF'lerle dolu.
- More often than not, students prefer club activities to academic classes.
- Çoğu zaman öğrenciler, kulüp faaliyetlerini akademik derslere tercih ederler.
- I want to join your club.
- Kulübünüze katılmak istiyorum.
- Welcome to the club.
- Kulübe hoş geldiniz.
- The drunken men made derogatory remarks toward the women in the club.
- Sarhoş erkekler kulüpteki kadınlara yönelik aşağılayıcı yorumlar yapıyorlardı.
- We have a boxing club in our school.
- Okulumuzda bir boks kulübümüz var.
- I sometimes meet Tom at the club.
- Tom'la bazen kulüpte buluşuyoruz.
- Tom is a member of a motor enthusiasts' club.
- Tom motor hayranları kulübünün bir üyesidir.
- I won't be singing in this club ever again.
- Bu kulüpte bir daha şarkı söylemeyeceğim.
- Tom knows how to run a club.
- Tom bir kulübün nasıl yönetileceğini bilir.
- Can you persuade him to join our club?
- Kulübümüze katılması için onu ikna edebilir misin?
- Tom used to be a member of our club.
- Tom kulübümüzün bir üyesiydi.
- It's a boys' club.
- O bir erkekler kulübü.
- Tom doesn't like clubs where there is loud music.
- Tom yüksek sesli müzik olan kulüpleri sevmez.
- Whoever wants to join our club will be welcome.
- Kulübümüze katılmak isteyen herkes kabul edilecek.
- What time does the club open?
- Kulüp saat kaçta açılıyor?
- She is by far the best player in the club.
- Kulübün açık ara en iyi oyuncusu.
- Tom wants to join our club.
- Tom kulübümüze katılmak istiyor.
- Is Tom a member of the swimming club?
- Tom yüzme kulübünün bir üyesi mi?
- Is there a live band or a DJ in this club?
- Bu kulüpte canlı bir orkestra ya da bir DJ var mı?
- We shouldn't discuss this in a club.
- Bunu bir kulüpte tartışmamalıyız.
- I hope there are some music clubs.
- Umarım müzik kulüpleri vardır.
- The colors of the club are blue and black.
- Kulübün renkleri mavi-siyah.
- He came upon an old friend when he visited his club.
- O kulübünü ziyaret ettiğinde eski bir arkadaşına rastladı.
- Kumi did not talk about her club.
- Kumi kulübü hakkında konuşmadı.
- Our club will hold its monthly meeting next Wednesday.
- Kulübümüz önümüzdeki Çarşamba aylık toplantısını yapacak.
- I sometimes meet up with him at the club.
- Ben bazen onunla kulüpte buluşurum.
- She exercises every day at a fitness club.
- Her gün bir spor kulübünde egzersiz yapıyor.
- They excluded John from the club.
- Onlar John'ı kulüpten dışladılar.
- Masaru wants to join the English Club.
- Masaru, İngilizce Kulübü'ne katılmak istiyor.
- The colors of the club are blue and black.
- Kulübün renkleri mavi ve siyah.
- We don't want people like Tom in our club.
- Tom gibi insanları kulübümüzde istemiyoruz.
- He was a regular member of the soccer club.
- Futbol kulübünün düzenli bir üyesiydi.
- Tom is the president of the local astronomy club.
- Tom yerel astronomi kulübünün başkanı.
- John belongs to the swimming club.
- John, yüzme kulübünün bir üyesidir.
- John is in the swimming club.
- John yüzme kulübünde.
- Tom invited Mary to a party at the country club.
- Tom, Mary'yi şehir kulübündeki bir partiye davet etti.
- He was admitted to the club.
- O, kulübe kabul edildi.
- Why did they kick you out of their club?
- Neden seni kulüplerinden kovdular?
- He dropped out of the club.
- O, kulübü bıraktı.
- I meet him at the club.
- Onunla kulüpte buluşuyorum.
- She serves as the club treasurer.
- Kulüp saymanı olarak çalışmaktadır.
- Mary was the only girl in the club.
- Mary kulüpteki tek kızdı.
- Let's go to the club.
- Hadi kulübe gidelim.
- What is your favorite soccer club?
- En sevdiğin futbol kulübü hangisi?
- Tom isn't a member of our club.
- Tom kulübümüzün bir üyesi değil.
- I used to play guitar in a club.
- Eskiden bir kulüpte gitar çalardım.
- The club has more than fifty members.
- Kulübün elliden fazla üyesi var.
- I became a member of the club ten years ago.
- On yıl önce kulübe üye oldum.
- Only members of the club are entitled to use this room.
- Bu odayı sadece kulüp üyeleri kullanabilir.
- Tom used to play piano at a club I often go to.
- Tom sık sık gittiğim bir kulüpte piyano çalardı.
- Tom is the manager of the club.
- Tom kulübün menajeri.
- She was at the club at 8 o'clock.
- Saat 8'de kulüpteydi.
- The club is made up of ten women.
- Kulüp on kadından oluşuyor.
- We have thirteen clubs.
- On üç tane kulübümüz var.
- It is hard to be successful at both study and club activities.
- Hem ders hem de kulüp faaliyetlerinde başarılı olmak zordur.
- Tom became a member of this club three years ago.
- Tom üç yıl önce bu kulübe üye oldu.
- Tom didn't know Mary was at the club.
- Tom, Mary'nin kulüpte olduğunu bilmiyordu.
- That club is way too big.
- Bu kulüp aşırı büyük.
- School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year.
- Okul kulüpleri, önümüzdeki okul yılı için yapmayı planladıkları toplum hizmeti projelerini açıkça belirtmelidir.
- I told Tom it wasn't possible for him to get into our club.
- Tom'a kulübümüze girmesinin mümkün olmadığını söyledim.
- I won't be singing in this club ever again.
- Bir daha bu kulüpte şarkı söylemeyeceğim.
- You can't kick Tom out of the club.
- Tom'u kulüpten atamazsın.
- Both he and I are members of that club.
- Hem o hem de ben o kulübün üyeleriyiz.
- He's going to join our club.
- Kulübümüze katılacak.
- I don't want to join the kind of a club that accepts people like me as members.
- Benim gibileri kabul edecek bir kulübe üye olmak istemem.
- I left my tennis racket at the club.
- Tenis raketimi kulüpte bıraktım.
- I saw Tom last weekend at the club.
- Geçen hafta sonu Tom'u kulüpte gördüm.
- Tom couldn't make himself heard in the noisy club.
- Tom gürültülü kulüpte kendini duyuramadı.
- I used to play guitar in a club.
- Ben bir kulüpte gitar çalardım.
- Will you join our club?
- Kulübümüze katılacak mısınız?
- There was a dance at our club.
- Kulübümüzde bir dans vardı.
- Sami and Layla ended up leaving the club early.
- Sami ve Leyla, kulübü erken terk ettiler.
- Die at the club!
- Kulüpte geber!
- Tom and Mary went to a nudist club.
- Tom ve Mary bir çıplaklar kulübüne gittiler.
Show More (97)
|