company - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
company şirket n.
  • With an SE, a transfer will not result in the company being dissolved or in a new legal entity being created.
  • Bir Avrupa Şirketi'nde devir, şirketin feshedilmesi veya yeni bir tüzel kişilik oluşturulmasıyla sonuçlanmayacaktır.
  • If these patents are awarded, this US company will have a monopoly on the BRCA gene and consequently on the DNA test.
  • Bu patentler alınırsa bu ABD şirketi BRCA geni ve dolayısıyla DNA testi üzerinde tekel sahibi olacaktır.
  • In my country, in my region, workers have taken the managers of their company hostage.
  • Benim ülkemde, benim bölgemde işçiler şirket yöneticilerini rehin aldılar.
Show More (1111)
company arkadaşlık n.
  • Therefore the Schröder government is not isolated, it is in good company.
  • Bu nedenle Schröder hükümeti yalnız değildir, iyi bir arkadaştır.
  • All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
  • Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
  • I've got company.
  • Yanımda arkadaşım var.
Show More (60)
company firma n.
  • My brother-in-law and that company president are good people.
  • Eniştem ve o firma müdürü iyi insanlardır.
  • Our company is engaged in manufacturing and marketing of stainless steel tanks, food machinery and equipment.
  • Firmamız paslanmaz çelik tanklar, gıda makine ve ekipmanlarının imalat ve pazarlamasını yapmaktadır.
  • Our company is engaged in manufacturing and marketing of stainless steel tanks, food machinery and equipment.
  • Firmamız paslanmaz çelik tanklar, gıda makine ve ekipmanlarının imalat ve pazarlamasını yürütmektedir.
Show More (30)
company eşlik etmek v.
  • I kept him company while his wife was in surgery.
  • Karısı ameliyattayken ona eşlik ettim.
  • We've got company again.
  • Bize eşlik eden birileri var yine.
  • I can keep you company.
  • Sana eşlik edebilirim.
Show More (17)
company misafir n.
  • Tom is expecting company.
  • Tom misafir bekliyor.
  • I didn't know we had company.
  • Misafirimiz olduğunu bilmiyordum.
  • I didn't know we were having company.
  • Misafirimiz olacağını bilmiyordum.
Show More (14)
company kumpanya n.
  • We are like a travelling theatre company.
  • Biz gezici bir tiyatro kumpanyası gibiyiz.
  • We are like a travelling theatre company.
  • Gezici bir tiyatro kumpanyası gibiyiz.
  • The Royal Shakespeare Company is presenting The Merchant of Venice next week.
  • Kraliyet Shakespeare Kumpanyası, gelecek hafta Venedik Taciri'ni sahneleyecek.
Show More (1)
company topluluk n.
  • A person who is only a pawn in the game often talks big in company.
  • Oyunda sadece bir piyon olan bir kişi genelde toplulukta büyük konuşur.
  • You must speak clearly in company.
  • Topluluk içindeyken anlaşılır şekilde konuşmalısınız.
Show More (-1)
company tiyatro topluluğu n.
  • The company presented a three-act play.
  • Tiyatro topluluğu, üç perdelik bir oyun sahneye koydu.
Show More (-2)
company bölük n.
  • These companies needed equipment and other supplies.
  • Bu bölüklerin teçhizata ve diğer malzemelere ihtiyacı vardı.
Show More (-2)
company eşlik n.
  • Come and keep me company.
  • Gel ve bana eşlik et.
Show More (-2)