1 |
container |
konteyner |
n. |
|
- I am referring to the double hull, which consists of two layers of steel, with containers divided into two tanks.
- Konteynerlerin iki tanka bölündüğü, iki kat çelikten oluşan çift gövdeye atıfta bulunuyorum.
- Rather, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine binalar ve taşıma konteynerleri net bir şekilde birbirinden ayrılmalıdır.
- These containers are airtight.
- Bu konteynerler hava geçirmezler.
- Tom accidentally dropped the container from his crane.
- Tom konteyneri kazara vincinden düşürdü.
- Sami lived in a shipping container.
- Sami bir nakliye konteynerinde yaşıyordu.
- Tom built his house out of shipping containers.
- Tom evini nakliye konteynerlerinden inşa etti.
- He emptied the container of its contents.
- Konteyneri boşalttı.
- These containers are pretty inexpensive.
- Bu konteynerler oldukça ucuz.
- Do you know what's in those containers?
- Şu konteynerlerde ne olduğunu biliyor musun?
- Whose container is this?
- Bu kimin konteyneri?
- Whose container is this?
- Bu konteyner kimin?
- Tom accidentally dropped the container from his crane.
- Tom yanlışlıkla vinçten konteyneri düşürdü.
- The container is full.
- Konteyner dolu.
- He emptied the container of its contents.
- Konteynırın içindekileri boşalttı.
- Tom built his house out of shipping containers.
- Tom evini nakliye konteynırlarından inşa etti.
Show More (12)
|
2 |
container |
kap (kutu/şişe vb) |
n. |
|
- The characteristics of the material make the recovery of the used ceramic containers pointless.
- Malzemenin özellikleri kullanılmış seramik kapların geri kazanımını anlamsız kılmaktadır.
- This container is completely watertight.
- Bu kap tamamen su geçirmez.
- These containers are airtight.
- Bu kaplar hava geçirmez.
- These containers are pretty inexpensive.
- Bu kaplar oldukça ucuzdur.
- Sami found a container of antifreeze in the kitchen garbage.
- Sami mutfak çöpünde bir antifriz kabı buldu.
- Do you know what's in those containers?
- O kapların içinde ne olduğunu biliyor musun?
- Sami found a container of antifreeze in the kitchen garbage.
- Sami mutfak çöpünde bir kap antifriz buldu.
- Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir kova ekstra baharatlı kızarmış tavuk ve bir kap lahana salatası aldı.
Show More (5)
|
3 |
container |
konteynır |
n. |
|
- Instead, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine, net bir şekilde ayrılmış binalar ve net bir şekilde ayrılmış nakliye konteynırları olmalıdır.
- The people in this container still hoped they would reach their destination until they drew their dying breath.
- Bu konteynırdaki insanlar son nefeslerini verene kadar varacakları yere ulaşmayı umut ediyorlardı.
- Instead, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine, net bir şekilde ayrılmış binalar ve net bir şekilde ayrılmış taşıma konteynırları olmalıdır.
- They spent 53 hours at sea in a Force 10 gale in a container surrounded by furniture.
- Etrafı mobilyalarla çevrili bir konteynırda 10 şiddetindeki fırtınada 53 saat boyunca denizde kalmışlardır.
Show More (1)
|