|
- Three years of drought have made the supply situation untenable.
- Üç yıldır süren kuraklık arz durumunu savunulamaz hale getirdi.
- This summer, disaster struck southern Europe because of the drought and the heatwave.
- Bu yaz, kuraklık ve sıcak hava dalgası nedeniyle Güney Avrupa'yı felaket vurdu.
- Of course, in a drought, the farmers cannot grow alternative crops.
- Tabii ki kuraklık durumunda çiftçiler alternatif ürünler yetiştiremezler.
- Natural disasters, droughts, floods and desertification are but some of these factors.
- Doğal afetler, kuraklıklar, seller ve çölleşme bu faktörlerden sadece bazılarıdır.
- Let us not forget that we found a country ravaged by 23 years of war and years of drought.
- Unutmayalım ki 23 yıl süren savaş ve yıllarca süren kuraklık nedeniyle harap olmuş bir ülke bulduk.
- It has been aggravated by natural disasters, both drought and floods.
- Bu durum, hem kuraklık hem de sel gibi doğal afetler nedeniyle daha da kötüleşmiştir.
- Yet this is the largest drought for at least 300 years.
- Yine de bu, en az 300 yıldır yaşanan en büyük kuraklıktır.
- It has been aggravated by natural disasters, both drought and floods.
- Hem kuraklık hem de sel gibi doğal afetler nedeniyle daha da kötüleşmiştir.
- State terrorism combined with corruption and drought are converging to create a national catastrophe.
- Devlet terörizmi, yolsuzluk ve kuraklıkla birleşerek ulusal bir felaket yaratıyor.
- There is also a very real drought in southern Africa.
- Afrika'nın güneyinde de çok ciddi bir kuraklık var.
- Of course in a drought the farmers cannot grow alternative crops.
- Tabii ki kuraklıkta çiftçiler alternatif ürün yetiştiremezler.
- The current drought in these countries is certainly the worst since the one caused by El Niño in 1997.
- Bu ülkelerdeki mevcut kuraklık, 1997 yılında El Niño'nun neden olduğu kuraklıktan bu yana yaşanan en kötü kuraklıktır.
- Unfortunately, poppies grow extremely well in drought.
- Ne yazık ki haşhaşlar kuraklıkta son derece iyi büyür.
- It is clear that the drought is causing damage in the Aral Sea area and particularly in Western Uzbekistan.
- Kuraklığın Aral Denizi bölgesinde ve özellikle Batı Özbekistan'da hasara yol açtığı açıktır.
- One Member has already mentioned the acute drought.
- Bir Üye zaten ciddi kuraklıktan bahsetti.
- Of course in a drought the farmers cannot grow alternative crops.
- Tabii ki kuraklık durumunda çiftçiler alternatif ürünler yetiştiremezler.
- We must not forget that, since then, it has suffered an earthquake, drought and famine.
- O zamandan bu yana deprem, kuraklık ve kıtlık yaşandığını da unutmamalıyız.
- Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklıktan dolayı, çim soldu.
- I'm sure that the last time we had a drought like this was in 1998.
- En son 1998'de böyle bir kuraklık yaşadığımıza eminim.
- Unless it rains in Ethiopia soon, there could be severe drought problems.
- Etiyopya'da yakında yağmur yağmazsa, ciddi kuraklık sorunları yaşanabilir.
- Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklık yüzünden çimler soldu.
- Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklık yüzünden çimler kurudu.
- Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
- Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunlarının hepsi zaman zaman modern toplumu etkilemiştir.
- The long drought was followed by famine.
- Uzun kuraklığın ardından kıtlık geldi.
- Many trees died during the long drought.
- Uzun süren kuraklık sırasında birçok ağaç öldü.
- I'm sure that the last time we had a drought like this was in 1998.
- Bunun gibi bir kuraklığı en son 1998'de yaşadığımıza eminim.
- The long drought was followed by famine.
- Uzun süren kuraklığı kıtlık takip etti.
- The drought is over.
- Kuraklık bitti.
- There's a drought in California.
- Kaliforniya'da kuraklık var.
- Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklık nedeniyle çimler kurudu.
- Unless it rains in Ethiopia soon, there could be severe drought problems.
- Yakında Etiyopya'da yağmur yağmazsa, ciddi kuraklık problemleri olabilir.
- Many peasants died during the drought.
- Kuraklık sırasında birçok köylü öldü.
- The spell of drought did severe damage to the harvest.
- Kuraklık dönemi hasada ciddi zarar vermiştir.
- During droughts, farmers are barely able to eke out a living.
- Kuraklık sırasında çiftçiler geçimlerini zar zor sağlayabiliyor.
- Many trees died during the long drought.
- Uzun kuraklık döneminde birçok ağaç kurudu.
- There's a drought in California.
- Kaliforniya'da bir kuraklık var.
- The spell of drought did severe damage to the harvest.
- Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.
- Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years.
- Orta Çin'de Yangtze Nehri boyunca uzanan şehirler ve eyaletler, ülkenin 50 yıldan uzun süredir yaşadığı en kötü kuraklıkla boğuşuyor.
- There's a drought.
- Kuraklık var.
- The drought did severe damage to the harvest.
- Kuraklık hasada ciddi zarar verdi.
- The long drought followed by weeks of rain caused some of Tom's crops to fail.
- Uzun süren kuraklığın ardından haftalarca yağan yağmur Tom'un ekinlerinden bir kısmına zarar verdi.
- In the drought, many people and animals starved to death.
- Kuraklıkta, pek çok insan ve hayvan açlıktan öldü.
- Ancient people thought that droughts and earthquakes meant that the gods were displeased.
- Eski insanlar kuraklıkların ve depremlerin Tanrıların memnuniyetsizlikleri anlamına geldiklerini düşünürlerdi.
- Ancient people thought that droughts and earthquakes meant that the gods were displeased.
- Eski insanlar kuraklık ve depremlerin tanrıların hoşnutsuz olduğu anlamına geldiğini düşünüyorlardı.
- The long drought followed by weeks of rain caused some of Tom's crops to fail.
- Uzun süren kuraklığın ardından haftalarca yağan yağmur Tom'un bazı mahsullerinin bozulmasına neden oldu.
- The drought damaged all the crops there.
- Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
- Many peasants died during the drought.
- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
Show More (44)
|