1 |
embarrassed |
utanmış |
adj. |
|
- Tom was clearly embarrassed.
- Tom açıkça utanmıştı.
- Tom looked embarrassed.
- Tom utanmış görünüyordu.
- Tom seemed embarrassed.
- Tom utanmış görünüyordu.
- Sami would sometimes get embarrassed.
- Sami bazen utanıyordu.
- I didn't feel embarrassed.
- Utanmadım.
- Tom is probably still embarrassed.
- Tom muhtemelen hala utanıyordur.
- He was too embarrassed to do it.
- Bunu yapmaktan çok utanıyordu.
- Tom looked vaguely embarrassed.
- Tom belli belirsiz utanmış görünüyordu.
- He looked embarrassed.
- Utanmış görünüyordu.
- Tom's embarrassed.
- Tom utanıyor.
- Tom would get embarrassed.
- Tom utanacaktı.
- I'm really embarrassed.
- Gerçekten utandım.
- Tom is looking a little embarrassed.
- Tom biraz utanmış görünüyor.
- Tom didn't seem embarrassed.
- Tom utanmış görünmüyordu.
- I feel so embarrassed.
- Çok utanıyorum.
- He was clearly embarrassed.
- Açıkça utanmıştı.
- Tom seems a little embarrassed.
- Tom biraz utanmış görünüyor.
- Tom was evidently embarrassed.
- Tom'un utandığı belliydi.
- Tom seems to be embarrassed.
- Tom utanmış gibi görünüyor.
- I was a bit embarrassed.
- Biraz utandım.
- Why are you embarrassed?
- Neden utandın?
- Tom told Mary that he thought John wasn't embarrassed.
- Tom Mary'ye, John'un utanmadığını düşündüğünü söyledi.
- Tom looks a bit embarrassed.
- Tom biraz utanmış görünüyor.
- Tom is a little embarrassed.
- Tom biraz utandı.
- Dan didn't even feel embarrassed.
- Dan utanmadı bile.
- I'm very embarrassed.
- Çok utanıyorum.
- Tom looked a little embarrassed.
- Tom biraz utanmış görünüyordu.
- We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
- I felt embarrassed at first.
- İlk başta utandım.
- Tom is getting embarrassed.
- Tom utanmaya başladı.
- Why is Tom embarrassed?
- Tom neden utanıyor?
- I wasn't embarrassed.
- Utanmadım.
- I was too embarrassed to look her in the eye.
- Onun gözlerinin içine bakmaya utandım.
- I was too embarrassed to tell you.
- Sana söylemeye çok utandım.
- Tom was a bit embarrassed.
- Tom biraz utanmıştı.
- She seemed embarrassed.
- Utanmış görünüyordu.
- You don't look embarrassed.
- Utanmış görünmüyorsun.
- He was a bit embarrassed.
- Biraz utanmıştı.
- My room is so cluttered that I'm too embarrassed to invite anyone in.
- Odam o kadar dağınık ki kimseyi içeri davet etmeye utanıyorum.
- Tom is really embarrassed.
- Tom gerçekten utanıyor.
- Tom was very embarrassed.
- Tom çok utanmıştı.
- I was so embarrassed.
- Çok utanmıştım.
- Tom felt embarrassed.
- Tom utanmış hissediyor.
- I wonder why Tom was so embarrassed.
- Tom'un neden bu kadar utandığını merak ediyorum.
- Tom looked totally embarrassed.
- Tom tamamen utanmış görünüyordu.
- I'm feeling embarrassed right now.
- Şu anda utanıyorum.
- I was very embarrassed.
- Çok utandım.
- Layla was very embarrassed.
- Layla çok utanıyordu.
- Tom said that he wasn't embarrassed.
- Tom utanmadığını söyledi.
- Aren't you embarrassed?
- Utanmıyor musunuz?
- He seemed embarrassed.
- Utanmış görünüyordu.
- Tom said I looked embarrassed.
- Tom utanmış göründüğümü söyledi.
- Don't feel embarrassed.
- Utanma.
- Tom looked very embarrassed.
- Tom çok utanmış görünüyordu.
- Aren't you embarrassed?
- Utanmıyor musun?
- Don't feel embarrassed.
- Utanmana gerek yok.
- Are you embarrassed to be seen with me?
- Benimle görülmekten utanıyor musun?
- Tom and Mary looked embarrassed when John caught them kissing.
- Tom ve Mary, John onları öpüşürken yakaladığında utanmış görünüyorlardı.
- Tom would get embarrassed.
- Tom olsa utanırdı.
- Tom looked a bit embarrassed.
- Tom biraz utanmış görünüyordu.
- Tom is getting embarrassed.
- Tom utanıyor.
- Tom looks embarrassed.
- Tom utanmış görünüyor.
- My fiancee arrived without notifying me beforehand, and I felt embarrassed.
- Nişanlım bana önceden haber vermeden geldi ve ben utandım.
- I felt embarrassed.
- Utandım.
- I'm so embarrassed.
- Çok utanıyorum.
- Tom sometimes gets embarrassed.
- Tom bazen utanır.
- Tom said he felt embarrassed.
- Tom utandığını söyledi.
- I'm embarrassed for us both.
- İkimiz adına da utanıyorum.
- I've never been so embarrassed in all my life.
- Hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım.
- You looked embarrassed.
- Utanmış görünüyordun.
- Tom seems embarrassed.
- Tom utanmış görünüyor.
- Teenagers are often embarrassed to be seen in public with their parents.
- Gençler genellikle anne babaları ile topluluk önünde görülmekten utanırlar.
- Tom said that he was very embarrassed.
- Tom çok utandığını söyledi.
- I was so embarrassed.
- Ben çok utanmıştım.
- Tom got embarrassed.
- Tom utandı.
- You look a little embarrassed.
- Biraz utanmış görünüyorsun.
- She looked embarrassed.
- O utanmış görünüyordu.
- Tom is looking a bit embarrassed.
- Tom biraz utanmış görünüyor.
Show More (75)
|
2 |
embarrassed |
mahcup |
adj. |
|
- Tom looked vaguely embarrassed.
- Tom belli belirsiz mahcup görünüyordu.
- Tom looked a bit embarrassed.
- Tom biraz mahcup görünüyordu.
- Tom is really embarrassed.
- Tom gerçekten mahcup.
- Tom said I seemed embarrassed.
- Tom mahçup göründüğümü söyledi.
- Tom looks kind of embarrassed.
- Tom biraz mahcup görünüyor.
- Tom was very embarrassed.
- Tom çok mahcuptu.
- Tom looks a bit embarrassed.
- Tom biraz mahcup görünüyor.
- Tom looked embarrassed.
- Tom mahcup görünüyordu.
- Tom looked like he was embarrassed.
- Tom mahcup gibi görünüyordu.
- Tom felt embarrassed.
- Tom mahcup hissetti.
- Why are you embarrassed?
- Sen neden mahcupsun?
- You don't look embarrassed.
- Sen mahçup görünmüyorsun.
- He seemed embarrassed.
- O mahçup görünüyordu.
- Tom's embarrassed.
- Tom mahcup.
- Tom is looking a bit embarrassed.
- Tom biraz mahcup görünüyor.
- I was very embarrassed.
- Çok mahçuptum.
- Tom looked a little embarrassed.
- Tom biraz mahcup görünüyordu.
Show More (14)
|
3 |
embarrassed |
utangaç |
adj. |
|
- I wonder why Tom was so embarrassed.
- Tom'un neden bu kadar utangaç olduğunu merak ediyorum.
- He was too embarrassed to do it.
- O bunu yapamayacak kadar çok utangaçtı.
- I wasn't embarrassed.
- Ben utangaç değildim.
- I felt embarrassed at first.
- Başlangıçta utangaç hissettim.
- Don't be embarrassed, Tom.
- Utangaç olma, Tom.
Show More (2)
|