errand - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
errand n.
  • She is out on an errand.
  • Bir için dışarı çıktı.
  • I have an errand I need to run.
  • Yapmam gereken bir var.
  • Tom is out on an errand.
  • Tom bir için dışarı çıktı.
Show More (11)
errand ayak işi n.
  • Parliament should not be reduced to a collection of errand boys of Member State governments.
  • Parlamento, Üye Devlet hükûmetlerinin ayak işlerini yapan çocuklar topluluğuna indirgenmemelidir.
  • I went on an errand.
  • Ben ayak işi yaptım.
  • Tom is an errand boy.
  • Tom ayak işlerine bakıyor.
Show More (3)
errand iş için gönderilme n.
  • Tom has sent Mary on an errand.
  • Tom, Mary'yi bir iş için gönderdi.
  • Tom was sent on an errand to the store.
  • Tom mağazaya bir ayak işi için gönderildi.
  • He has sent the boy on an errand.
  • Çocuğu bir iş için göndermiş.
Show More (2)
errand getir götür işi n.
  • The boy often runs errands.
  • Çocuk sık sık getir götür işleri yapar.
  • Tom is an errand boy.
  • Tom getir götür işlerine bakan bir çocuk.
Show More (-1)