|
- I think the doctor's just trying to figure out cause and effect.
- Bence doktor sadece neden ve sonucu anlamaya çalışıyor.
- I finally figured out how money could make me happy.
- Sonunda paranın beni nasıl mutlu edebileceğini anladım.
- We're still trying to figure out how the reporter got the information.
- Hâlâ muhabirin bilgiyi nasıl aldığını anlamaya çalışıyoruz.
- I'm just trying to figure out how to do this.
- Ben sadece bunu nasıl yapacağımı anlamaya çalışıyorum.
- I need to figure out what's going on.
- Neler olduğunu anlamalıyım.
- I can't figure out what she really wants.
- Onun gerçekten ne istediğini anlayamıyorum.
- Tom says he can't figure out what Mary wants.
- Tom, Mary'nin ne istediğini anlayamadığını söylüyor.
- I wish I could figure out how to control my appetite.
- Keşke iştahımı nasıl kontrol edeceğimi anlayabilsem.
- We couldn't figure out what Paul wanted to do.
- Paul'un ne yapmak istediğini anlayamadık.
- Fadil figured out that his wife was cheating on him.
- Fadıl, karısının onu aldattığını anladı.
- Let's see if we can figure out what happened.
- Bakalım ne olduğunu anlayabilecek miyiz?
- We couldn't figure out what they were trying to say.
- Ne söylemeye çalıştıklarını anlayamadık.
- I'm trying to figure out what's wrong.
- Sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyorum.
- I never did figure out how to get to Tom's house.
- Tom'un evine nasıl gideceğimi asla anlamadım.
- Tom is still trying to figure out why that happened.
- Tom hâlâ bunun neden olduğunu anlamaya çalışıyor.
- I'm just trying to figure out why someone would do such a thing.
- Sadece birinin neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışıyorum.
- Tom is still trying to figure out what caused the accident.
- Tom hâlâ kazaya neyin sebep olduğunu anlamaya çalışıyor.
- I still can't figure out how it happened.
- Onun nasıl olduğunu hâlâ anlayamıyorum.
- We couldn't figure out what they were trying to say.
- Onların ne söylemeye çalıştıklarını anlayamadık.
- I figured out what we should do.
- Ne yapmamız gerektiğini anladım.
- This may be our only chance to figure out what happened.
- Bu bizim ne olduğunu anlamak için tek şansımız olabilir.
- Tom is still trying to figure out what caused the accident.
- Tom hâlâ kazaya neyin neden olduğunu anlamaya çalışıyor.
- I can't figure out what you're trying to tell me.
- Bana ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.
- I've been trying to figure out who Tom might have given the money to.
- Tom'un parayı kime vermiş olabileceğini anlamaya çalışıyordum.
- Tom is still trying to figure out what's going on.
- Tom hala neler olduğunu anlamaya çalışıyor.
- Have you figured out what went wrong?
- Neyin yanlış gittiğini anladın mı?
- Tom was clever enough to figure out what was wrong.
- Tom sorunun ne olduğunu anlayacak kadar zekiydi.
- I can't figure out why nobody comes here anymore.
- Neden artık kimsenin buraya gelmediğini anlayamıyorum.
- Maybe Tom can figure out how to fix this.
- Belki de Tom bunun nasıl onarılacağını anlayabilir.
- I can't figure out why nobody comes here anymore.
- Buraya artık neden kimsenin gelmediğini anlayamıyorum.
- I can't figure out why he did it.
- Neden yaptığını anlayamıyorum.
- I've figured out that the only way I can do this is to get Tom to help me.
- Bunu yapabilmemin tek yolunun Tom'un bana yardım etmesini sağlamak olduğunu anladım.
- I never could figure out why Tom didn't like me.
- Tom'un benden neden hoşlanmadığını asla anlayamadım.
- I can't figure out why he said so.
- Onun niçin öyle söylediğini anlayamıyorum.
- I'm trying to figure out why Tom left.
- Tom'un neden ayrıldığını anlamaya çalışıyorum.
- Tom couldn't figure out where the money came from.
- Tom paranın nereden geldiğini anlayamadı.
- The instructions were too complicated for me to figure out.
- Talimatlar benim anlayamayacağım kadar karmaşıktı.
- I'm trying to figure out how Tom did that.
- Tom'un bunu nasıl yaptığını anlamaya çalışıyorum.
- I can't figure out why he said so.
- Neden böyle dediğini anlayamıyorum.
- I can't figure out why she didn't come.
- Onun niçin gelmediğini anlayamıyorum.
- I couldn't figure out what Tom wanted me to do.
- Tom'un benden ne yapmamı istediğini anlayamadım.
- He'll never figure out what it is.
- O bunun ne olduğunu asla anlamayacak.
- It sure took you a long time to figure out what the problem was, didn't it?
- Sorunun ne olduğunu anlaman çok uzun sürdü, değil mi?
- I figured out what the problem is.
- Sorunun ne olduğunu anladım.
- We have to figure out whether we have enough money to do that.
- Onu yapmak için yeterli paramız olup olmadığını anlamak zorundayız.
- Tom is trying to figure out why Mary is mad at him.
- Tom, Mary'nin ona neden kızgın olduğunu anlamaya çalışıyor.
- I can't figure out what he really wants.
- Onun gerçekten ne istediğini anlayamıyorum.
- Sami was trying to figure out what kind of car Layla drove.
- Sami, Leyla'nın ne tür bir araba kullandığını anlamaya çalışıyordu.
- Give me some time to figure out what went wrong.
- Neyin yanlış gittiğini anlamam için bana biraz zaman ver.
- It's hard to figure out what's going on.
- Ne olduğunu anlamak zor.
- Tom is trying to figure out why Mary is mad at him.
- Tom Mary'nin neden ona kızgın olduğunu anlamaya çalışıyor.
- I can't figure out why he did it.
- Onu niçin yaptığını anlayamıyorum.
- I can't figure out what she really wants.
- Gerçekten ne istediğini anlayamıyorum.
- Tom couldn't figure out what Mary was talking about.
- Tom, Mary'nin ne hakkında konuştuğunu anlayamadı.
- I can't figure out what's causing the problem.
- Soruna neyin sebep olduğunu anlayamıyorum.
- Tom couldn't figure out what Mary meant.
- Tom Mary'nin ne demek istediğini anlamadı.
- I wish I could figure out how to fix this.
- Keşke bunu nasıl onaracağımı anlayabilsem.
- I couldn't figure out how to do it.
- Onu nasıl yapacağımı anlayamadım.
- When he came to, he needed a little bit of time to figure out where he was.
- Kendine geldiğinde, nerede olduğunu anlamak için biraz zamana ihtiyacı vardı.
- Tom is still trying to figure out what needs to be done.
- Tom hala ne yapılması gerektiğini anlamaya çalışıyor.
- I can't figure out why he didn't tell the truth.
- Neden doğruyu söylemediğini anlayamıyorum.
- I couldn't figure out the answer.
- Cevabı anlayamadım.
- Tom is still trying to figure out why that happened.
- Tom hala bunun neden olduğunu anlamaya çalışıyor.
- It took me a long time to figure out what the problem was.
- Sorunun ne olduğunu anlamam uzun zaman aldı.
- I'm trying to figure out where I should go.
- Nereye gitmem gerektiğini anlamaya çalışıyorum.
- Tom couldn't figure out how Mary managed to stay alive.
- Tom, Mary'nin hayatta kalmayı nasıl başardığını anlayamadı.
- Tom was smart enough to figure out what was wrong.
- Tom sorunun ne olduğunu anlayacak kadar zekiydi.
- I'm trying to figure out how you managed to do that.
- Bunu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.
- Tom will eventually figure out it was Mary who did that.
- Tom eninde sonunda bunu yapanın Mary olduğunu anlayacak.
- We have to figure out what our options are.
- Seçeneklerimizin ne olduğunu anlamak zorundayız.
- Tom can't figure out how to fill out this application form.
- Tom başvuru formunu nasıl dolduracağını anlayamıyor.
- It's hard to figure out who's telling the truth.
- Kimin gerçeği söylediğini anlamak zordur.
- At first, I couldn't figure out what he was saying.
- Başlangıçta, onun ne söylediğini anlayamadım.
- Tom couldn't figure out what Mary was trying to say.
- Tom, Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.
- Tom figured out what the problem was.
- Tom sorunun ne olduğunu anladı.
- He'll never figure out what it is.
- Ne olduğunu asla anlayamayacak.
- I'm trying to figure out what you do for fun.
- Ben senin eğlenmek için ne yaptığını anlamaya çalışıyorum.
- Tom figured out why the machine wasn't working.
- Tom makinenin neden çalışmadığını anladı.
- She was trying to figure out what just happened.
- Az önce ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
- Tom was trying to figure out what to do.
- Tom ne yapacağımı anlamaya çalışıyordu.
- I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.
- Tom'un sonunda Mary'nin ondan gerçekten hoşlanmadığını anlayacağını hayal ediyorum.
- I can't figure out how this happened.
- Bunun nasıl olduğunu anlayamıyorum.
- Tom can't figure out how Mary was able to plan a surprise party without him knowing about it.
- Tom, Mary'nin kendisinin haberi olmadan nasıl sürpriz bir parti planlayabildiğini anlayamıyor.
- Let's figure out what needs to be done.
- Ne yapılması gerektiğini anlayalım.
- I still can't figure out how it happened.
- Hala nasıl olduğunu anlayamıyorum.
- I've been trying to figure out what Tom might have been doing at that time.
- Tom'un o sırada ne yapıyor olabileceğini anlamaya çalışıyorum.
- Tom finally figured out what he'd been doing wrong.
- Tom sonunda neyi yanlış yaptığını anladı.
- Trying to figure out how this software works is a pain in the neck.
- Bu yazılımın nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak tam bir eziyet.
- Have you figured out how Tom did that?
- Tom'un bunu nasıl yaptığını anladın mı?
- I can't figure out what he means.
- Ne demek istediğini anlayamıyorum.
- Tom will probably figure out it was Mary who did that.
- Tom muhtemelen bunu yapanın Mary olduğunu anlayacaktır.
- Tom has agreed to help us figure out what's wrong.
- Tom sorunun ne olduğunu anlamamıza yardım etmeyi kabul etti.
- Let me know when you figure out what we need to do.
- Ne yapmamız gerektiğini anladığında bana haber ver.
- I can't figure out what he wants.
- Ne istediğini anlayamıyorum.
- Even the repairman couldn't figure out what had gone wrong with the microwave.
- Tamirci bile mikrodalgada neyin yanlış gittiğini anlayamadı.
- Tom is still trying to figure out what caused the problem.
- Tom hala soruna neyin yol açtığını anlamaya çalışıyor.
- I wish I could figure out how to control my appetite.
- Keşke iştahımı nasıl kontrol edebileceğimi anlayabilsem.
- It's hard to figure out who's telling the truth.
- Kimin doğruyu söylediğini anlamak zor.
- I can't figure out what he means.
- Onun ne demek istediğini anlayamıyorum.
- What are you trying to figure out?
- Neyi anlamaya çalışıyorsun?
- They'll figure out it was Tom who did it.
- Tom'un yaptığını anlayacaklardır.
- Tom couldn't figure out what Mary really wanted.
- Tom, Mary'nin gerçekten ne istediğini anlayamadı.
- The police are still trying to figure out how Tom escaped.
- Polis hâlâ Tom'un nasıl kaçtığını anlamaya çalışıyor.
- Tom said he couldn't figure out how to do that.
- Tom, bunu nasıl yapacağını anlayamadığını söyledi.
- I wish I could figure out how to make Tom happy.
- Keşke Tom'u nasıl mutlu edeceğimi anlayabilsem.
- We're still trying to figure out what to do.
- Hâlâ ne yapacağımızı anlamaya çalışıyoruz.
- Tom needs to figure out what's going on.
- Tom'un neler olduğunu anlaması gerek.
- Tom couldn't figure out what Mary really wanted.
- Tom Mary'nin gerçekten ne istediğini anlayamadı.
- It was difficult for us to figure out how it works.
- Nasıl çalıştığını anlamak bizim için zor oldu.
- I can't figure out what he wants.
- Onun ne istediğini anlayamıyorum.
- I'm trying to figure out how Tom did that.
- Tom'un onu nasıl yaptığını anlamaya çalışıyorum.
- I figured out what we need to do.
- Ne yapmamız gerektiğini anladım.
- What are you trying to figure out?
- Ne anlamaya çalışıyorsun?
- I never did figure out how to do that.
- Onu nasıl yapacağımı asla anlamadım.
- We're trying to figure out what needs to be done.
- Ne yapılması gerektiğini anlamaya çalışıyoruz.
- This may be our only chance to figure out what happened.
- Olanları anlamak için tek şansımız bu olabilir.
- I can't figure out why you don't like jazz.
- Cazdan neden hoşlanmadığını anlayamıyorum.
- I'm trying to figure out what you do for fun.
- Eğlenmek için ne yaptığınızı anlamaya çalışıyorum.
- Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other.
- Tom Mary'yi daha önce birden fazla kez John'la birlikte görmüş ve sonunda birbirleriyle görüştüklerini anlamıştı.
- I can't figure out what he really wants.
- Gerçekten ne istediğini anlayamıyorum.
- I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.
- Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak.
- I can't figure out what happened.
- Ne olduğunu anlayamıyorum.
- It sure took you a long time to figure out what the problem was, didn't it?
- Sorunun ne olduğunu anlamanız şüphesiz uzun sürdü, değil mi?
- It's hard to figure out what Tom wants.
- Tom'un ne istediğini anlamak zor.
- I figured out what I need to do.
- Ne yapmam gerektiğini anladım.
- Tom couldn't figure out what Mary was talking about.
- Tom Mary'nin ne hakkında konuştuğunu anlayamadı.
- I'm trying to figure out how it happened.
- Nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorum.
- Tom couldn't figure out how to lock the door.
- Tom kapıyı nasıl kilitleyeceğini anlayamadı.
- Tom figured out how to fix the engine on his own.
- Tom, motoru tek başına nasıl tamir edeceğini anladı.
- It was hard to figure out what Tom was trying to say.
- Tom'un ne söylemeye çalıştığını anlamak zordu.
- Tom finally figured out the problem.
- Tom nihayet sorunu anladı.
- How did you figure out Tom was the one who did it?
- Tom'un yaptığını nasıl anladınız?
- I can't figure out whether you're stubborn or stupid.
- İnatçı mı yoksa aptal mı olduğunu anlayamıyorum.
- Tom is still trying to figure out how to fix that.
- Tom hala bunu nasıl düzelteceğini anlamaya çalışıyor.
- I can't figure out what the writer is trying to say.
- Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.
- Do you think they'll figure out we're from Boston?
- Sence Boston'dan geldiğimizi anlarlar mı?
- Can you figure out what Tom's doing?
- Tom'un ne yaptığını anlayabilir misin?
- I can't figure out why someone would do something like that.
- Birinin neden böyle bir şey yaptığını anlayamıyorum.
- I had planned on doing that, but I couldn't figure out how.
- Bunu yapmayı planlamıştım ama nasıl olduğunu anlayamadım.
- They'll figure out it was Tom who did it.
- Onlar bunu yapanın Tom olduğunu anlayacaklar.
- Tom figured out why the machine wasn't working.
- Tom makinenin niçin çalışmadığını anladı.
- I need you to help me figure out what's happened.
- Ne olduğunu anlamama yardım etmeni istiyorum.
- I'm trying to figure out why Tom left.
- Tom'un neden gittiğini anlamaya çalışıyorum.
- Tom is trying to figure out how much money he owes.
- Tom ne kadar para borçlu olduğunu anlamaya çalışıyor.
- Tom will eventually figure out it was Mary who did that.
- Tom bunu yapanın Mary olduğunu er geç anlayacaktır.
- I can't figure out how Tom managed to lose so much weight so quickly.
- Tom'un bu kadar çok kiloyu bu kadar çabuk nasıl kaybettiğini anlayamıyorum.
- I figured out why the machine wouldn't work.
- Makinenin niçin çalışmadığını anladım.
- We're still trying to figure out how Tom escaped.
- Hâlâ Tom'un nasıl kaçtığını anlamaya çalışıyoruz.
- At first, I couldn't figure out what he was saying.
- İlk başta, ne dediğini anlayamadım.
- Have you figured out how to fix that?
- Onu nasıl düzelteceğini anladın mı?
- Tom couldn't figure out what Mary meant.
- Tom, Mary'nin ne demek istediğini anlayamadı.
- Tom couldn't figure out what Mary was trying to say.
- Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.
- I couldn't figure out what Tom wanted me to do.
- Tom'un yapmamı istediği şeyi anlayamadım.
- Can you figure out why the boss is so unfriendly this week?
- Patronun bu hafta niçin çok soğuk olduğunu anlayabiliyor musun?
- Let me know when you figure out what we need to do.
- Ne yapmamız gerektiğini anladığınızda bana bildir.
- I've been trying to figure out how Tom did what he did.
- Tom'un yaptığı şeyi nasıl yaptığını anlamaya çalışıyordum.
- I can't figure out how to operate this machine.
- Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı anlamıyorum.
- Can you figure out what this means?
- Bunun ne anlama geldiğini anlayabilir misiniz?
- I can't figure out why she didn't come.
- Neden gelmediğini anlayamıyorum.
- I've figured out why Tom is always late.
- Tom'un niçin her zaman geç kaldığını anladım.
- Can you figure out why he won't go with us?
- Neden bizimle gelmeyeceğini anlayabiliyor musun?
- I'm still trying to figure out what went wrong.
- Hâlâ neyin yanlış gittiğini anlamaya çalışıyorum.
- Tom is trying to figure out how much money he owes.
- Tom ne kadar borcu olduğunu anlamaya çalışıyor.
- We have to figure out what this all means.
- Bütün bunun ne anlama geldiğini bulmak zorundayız.
- I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out.
- Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.
- I couldn't figure out what Tom wanted.
- Ben de Tom'un ne istediğini anlayamadım.
- It's hard to figure out what's going on.
- Neler olduğunu anlamak zor.
- Tom was trying to figure out what to do.
- Tom ne yapacağını anlamaya çalışıyordu.
- Tom is trying to figure out what to do.
- Tom ne yapacağını anlamaya çalışıyor.
- I need to figure out what's going on.
- Neler olduğunu anlamam lazım.
- I've figured out why Tom is always late.
- Tom'un neden hep geç kaldığını anladım.
- I'm trying to figure out something.
- Bir şeyi anlamaya çalışıyorum.
- I think I've figured out where we need to install the fire alarm.
- Sanırım yangın alarmını nereye kurmamız gerektiğini anladım.
- I couldn't figure out what Tom was going to do.
- Tom'un ne yapacağını anlayamadım.
- The investigator tried to figure out the intricacies of the crime.
- Müfettiş suçun inceliklerini anlamaya çalıştı.
- Tom couldn't figure out how to do it.
- Tom onu nasıl yapacağını anlayamadı.
- I just figured out what the problem is.
- Az önce sorunun ne olduğunu anladım.
- I'm trying to figure out why the engine won't start.
- Motorun neden çalışmadığını anlamaya çalışıyorum.
- I can't figure out how Tom managed to lose so much weight so quickly.
- Tom'un bu kadar çabuk kilo vermeyi nasıl başardığını anlayamıyorum.
- I can't figure out why you don't like jazz.
- Niçin cazdan hoşlanmadığınızı anlayamıyorum.
- Tom is still trying to figure out what's going on.
- Tom hâlâ neler olduğunu anlamaya çalışıyor.
- Fadil figured out that his wife was cheating on him.
- Fadıl karısının kendisine ihanet ettiğini anladı.
- I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out.
- Kimsenin haberi olmadan bunu nasıl başardığınızı anlamaya çalışıyorum.
Show More (180)
|
|
- I can't figure out the passcode to this flash drive.
- Bu flaş belleğin şifresini çözemiyorum.
- I'm going to figure out who did this.
- Bunu kimin yaptığını çözeceğim.
- How did you figure out this problem?
- Bu sorunu nasıl çözdün?
- We couldn't figure out what Paul wanted to do.
- Biz, Paul'ün ne yapmak istediğini çözemedik.
- Tom just figured out how to do that.
- Tom bunu nasıl yapacağını çözdü.
- I'm trying to figure out where I should go.
- Nereye gitmem gerektiğini çözmeye çalışıyorum.
- I think I've figured out how to do it.
- Sanırım onu nasıl yapacağımı çözdüm.
- I'm still trying to figure out what went wrong.
- Neyin yanlış gittiğini hâlâ çözmeye çalışıyorum.
- I doubt that Tom will be able figure out how to do that.
- Tom'un bunu nasıl yapacağını çözebileceğinden şüpheliyim.
- We tried to figure out the problem our professor had given us, but it seemed confusing.
- Profesörün bize verdiği problemi çözmeye çalıştık fakat karışık görünüyordu.
- Can you figure out this problem?
- Bu sorunu çözebilir misin?
- I can't figure out how to solve this problem.
- Bu problemi nasıl çözeceğimi bilemiyorum.
- I wish I could figure out how to convince Tom to stay.
- Keşke Tom'u kalması için nasıl ikna edebileceğimi çözebilsem.
- We need to figure out what works and what doesn't work.
- Neyin işe yaradığını ve neyin işe yaramadığını çözmemiz gerekiyor.
- I can't figure out this mathematics problem easily.
- Bu matematik problemini kolay kolay çözemiyorum.
- I'm sure you'll figure out how to do it.
- Onu nasıl yapacağını çözeceğinden eminim.
- That's what we have to figure out.
- Çözmemiz gereken şey bu.
- I couldn't figure out what Tom wanted.
- Tom'un ne istediğini çözemedim.
- I can't figure out whether you're stubborn or stupid.
- İnatçı mı yoksa aptal mı olduğunu çözemiyorum.
- I've figured out the puzzle.
- Yapbozu çözdüm.
- Even the repairman couldn't figure out what had gone wrong with the microwave.
- Tamirci bile mikrodalgada neyin yanlış gittiğini çözemedi.
- Can you figure out this problem?
- Bu sorunu çözebilir misiniz?
- This shouldn't be hard for us to figure out.
- Bunu çözmek bizim için zor olmamalı.
- It was difficult for us to figure out how it works.
- Onun nasıl çalıştığını çözmemiz zordu.
- I can't figure out how to solve the puzzle.
- Bulmacayı nasıl çözeceğimi bilemiyorum.
- I think I've figured out how to solve this problem.
- Sanırım bu sorunu nasıl çözeceğimi buldum.
- I can't figure out how to solve the puzzle.
- Bulmacayı nasıl çözeceğimi bulamıyorum.
- Tom couldn't figure out how to solve the puzzle.
- Tom bilmeceyi nasıl çözeceğini bulamadı.
- Tom couldn't figure out how to export JPEG files.
- Tom JPEG dosyalarını nasıl dışa aktaracağını çözemedi.
- Tom couldn't figure out how to solve the puzzle.
- Tom bulmacayı nasıl çözeceğini bulamadı.
- I think I have it figured out.
- Sanırım her şeyi çözdüm.
- I think I've figured out how to solve this problem.
- Sanırım bu sorunu nasıl çözeceğimi anladım.
- How do you figure out this problem?
- Bu sorunu nasıl çözersin?
- I've figured out the puzzle.
- Bulmacayı çözdüm.
- How did you figure out this problem?
- Bu sorunu nasıl çözdünüz?
- How do you figure out this problem?
- Bu sorunu nasıl çözeceksin?
- Have you figured out the math problem yet?
- Matematik problemini çözebildin mi?
- We have to figure out what this all means.
- Tüm bunların ne anlama geldiğini çözmeliyiz.
- I can't figure out your motives.
- Sebeplerini çözemiyorum.
- I can't figure out what's causing the problem.
- Soruna neyin neden olduğunu çözemiyorum.
- I can't figure out what happened.
- Ne olduğunu çözemiyorum.
- I think I've figured out how to fix this.
- Sanırım bunu nasıl tamir edeceğimi çözdüm.
- Can you figure out what Tom's doing?
- Tom'un ne yaptığını çözebiliyor musun?
- Have you figured out the math problem yet?
- Matematik problemini henüz çözemedin mi?
- We tried to figure out the problem our professor had given us, but it seemed confusing.
- Profesörümüzün bize verdiği problemi çözmeye çalıştık ama kafa karıştırıcı görünüyordu.
- I figured out every word in the crossword puzzle except the last one.
- Son kelime hariç bulmacadaki her kelimeyi çözdüm.
- I've been trying to figure out where Tom hid the money.
- Tom'un parayı nereye sakladığını çözmeye çalışıyorum.
- I can't figure out what to make of Tom.
- Tom hakkında ne yapacağımı çözemiyorum.
- I still can't figure out this puzzle.
- Hâlâ bu bulmacayı çözemiyorum.
- Can you figure out what this means?
- Bunun ne anlama geldiğini çözebilir misin?
- We must figure out how to fix this.
- Bunu nasıl düzeltebileceğimizi çözmeliyiz.
- I want to figure out how to do that.
- Bunu nasıl yapacağımı çözmek istiyorum.
- The passwords were easy to figure out.
- Şifreleri çözmek kolaydı.
- I still can't figure out this puzzle.
- Bu bulmacayı hala çözemedim.
- Tom watched very closely, but couldn't figure out the magician's trick.
- Tom çok yakından izledi ama sihirbazın numarasını çözemedi.
- I think I've figured out what time we need to leave.
- Sanırım ne zaman gitmemiz gerektiğini çözdüm.
- We'll figure out how to solve the problem later.
- Sorunu nasıl çözeceğimizi sonra düşünürüz.
- Can you figure out this problem?
- Bu problemi çözebilir misin?
- I'm really good at figuring out these kinds of problems.
- Bu tür problemleri çözmekte çok iyiyimdir.
- I wish I could figure out how to make Tom happy.
- Keşke Tom'u nasıl mutlu edeceğimi çözebilsem.
- The passwords were easy to figure out.
- Şifreleri çözmesi kolaydı.
- Sam couldn't figure out how to use the machine.
- Sam, makinenin nasıl kullanıldığını çözemedi.
- I can't figure out anything.
- Hiçbir şeyi çözemiyorum.
- I figured out how to solve the problem.
- Sorunu nasıl çözeceğimi buldum.
- I'm still trying to figure out this problem.
- Hâlâ bu sorunu çözmeye çalışıyorum.
- I wish I could figure out how to finish this project without asking for help.
- Keşke yardım istemeden bu projeyi nasıl bitirebileceğimi çözebilsem.
- Tom is trying to figure out a way to solve the problem.
- Tom sorunu çözmenin bir yolunu bulmaya çalışıyor.
- We spent hours trying to figure out how to fix it.
- Onu nasıl düzelteceğimizi çözmeye çalışırken saatler harcadık.
- Tom has it all figured out.
- Tom her şeyi çözmüş.
- I couldn't figure out what Tom was going to do.
- Tom'un ne yapacağını çözemedim.
- Tom needs to figure out what's going on.
- Tom neler olduğunu çözmeli.
- I wish I could figure out how to disable comments on my blog.
- Keşke blogumdaki yorumları nasıl devre dışı bırakacağımı çözebilsem.
- I can't figure out how to solve this problem.
- Bu sorunu nasıl çözeceğimi bulamıyorum.
- Maybe Tom can help us figure out how to solve this problem.
- Belki Tom bu sorunu nasıl çözeceğimizi bulmamıza yardım edebilir.
- I'm trying to figure out where we met before.
- Daha önce nerede karşılaştığımızı çözmeye çalışıyorum.
- Tom finally figured out the problem.
- Tom sonunda sorunu çözdü.
- We easily figured out the password.
- Şifreyi kolayca çözdük.
- We never figured out why.
- Nedenini hiç çözemedik.
- I can't figure out this mathematics problem easily.
- Bu matematik problemini kolayca çözemem.
- I need you to help me figure out what's happened.
- Ne olduğunu çözmeme yardım etmeni istiyorum.
- I've been trying to figure out how Tom did what he did.
- Tom'un yaptığı şeyi nasıl yaptığını çözmeye çalışıyordum.
- Tom doesn't have it all figured out yet.
- Tom henüz her şeyi çözmüş değil.
Show More (79)
|
