Tureng - get out - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	get out	çıkmak	v.
	We could not get out of Brussels at all; we had to go back, and in the end departed from Charleroi the next day. Brüksel'den hiç çıkamadık; geri dönmek zorunda kaldık ve sonunda ertesi gün Charleroi'den yola çıktık. They were stuck and could not get out. Sıkışmışlardı ve dışarı çıkamıyorlardı. They were stuck and could not get out. Sıkıştılar ve dışarı da çıkamadılar. Mom got out of the hospital a few days later. Annemiz birkaç gün sonra hastaneden çıktı. I'm not even sure how he knew I wanted to get out. Çıkmak istediğimi nereden bildi ondan bile emin değilim. Get inside, hit him hard, get out fast. İçeri girin, ona sert bir şekilde vurun ve hızla dışarı çıkın. I got out of the hospital three days ago. Hastaneden üç gün önce çıktım. I'd like you to get out of my house. Evimden çıkmanı istiyorum. I want to get out of town. Şehir dışına çıkmak istiyorum. What time do you get out of class? Dersten kaçta çıkıyorsun? Please get out immediately. Lütfen hemen çıkın. I got out of the swimming pool. Yüzme havuzundan çıktım. Are you trying to get out? Dışarı çıkmaya mı çalışıyorsun? Please get out of here immediately. Lütfen hemen buradan çıkın. Get out of the truck. Kamyondan çık. We have to get out of here. Buradan çıkmalıyız. Tom got out of bed. Tom yataktan çıktı. I had to get out of there. Oradan çıkmak zorundaydım. How did Tom get out of jail? Tom hapisten nasıl çıktı? Sami got out again. Sami yine dışarı çıktı. I thought we'd never get out of the burning building alive. Yanan binadan asla canlı çıkamayacağımızı düşünmüştüm. Tom got out of the bath, dried himself off, and put on his clothes. Tom banyodan çıktı, kurulandı ve kıyafetlerini giydi. How do we get out of here? Buradan nasıl çıkacağız? I can't wait to get out of here. Buradan çıkmak için sabırsızlanıyorum. You have to get out of here. Buradan çıkmalısın. I need to get out of town. Şehirden çıkmalıyım. Let's get out while we can. Yapabiliyorken çıkalım. Sami got out of the house. Sami evden dışarı çıktı. Tom just wanted to get out of the house. Tom sadece evden çıkmak istedi. Tom wants to get out of prison. Tom hapisten çıkmak istiyor. Please get out of the pool. Lütfen havuzdan çıkın. When is Tom getting out of the hospital? Tom ne zaman hastaneden çıkıyor? You should get out of the pool. Havuzdan çıkmalısın. When I got out of jail, the first thing I wanted to do was to eat at my favorite restaurant. Hapisten çıktığımda yapmak istediğim ilk şey en sevdiğim restoranda yemek yemekti. Get out of the classroom. Sınıftan çık. Tom wishes Mary would get out of his life. Tom, Mary'nin hayatından çıkmasını istiyor. I want you to help me get out of here. Buradan dışarı çıkmama yardım etmeni istiyorum. Get out of the classroom. Sınıftan çıkın. I may never get out of prison. Hapisten asla çıkamayabilirim. I wish Tom had never gotten out of prison. Keşke Tom hiç hapisten çıkmasaydı. I haven't spoken with Tom since he got out of the hospital. Hastaneden çıktığından beri Tom'la konuşmadım. I need to find a way to get out of here. Buradan çıkmanın bir yolunu bulmam lazım. You need to get out and socialize more. Dışarı çıkıp daha fazla sosyalleşmen gerekir. We have to get out of here right now. Buradan hemen çıkmalıyız. No matter how hard he tried, he could not get out of the maze. O ne kadar çok çalışırsa çalışsın labirentin dışına çıkamadı. Get out of the house. Evden çıkın. Tom wants everyone to get out of here. Tom herkesin buradan çıkmasını istiyor. His paralysis is progressing, and soon he won't be able to get out of bed. Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak. You need to get out of the house more often. Evden daha sık çıkmalısın. Tom got out of the pool and dried himself off. Tom havuzdan çıktı ve kendini kuruladı. I need to find a way to get out of here. Buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyım. When are you getting out of prison? Cezaevinden ne zaman çıkıyorsun? I could not get out of the stadium because of the crowd. Kalabalıktan dolayı stadyumdan çıkamadım. I got out of the bathtub and dried myself off. Küvetten çıktım ve kendimi kuruladım. Tom didn't get out of bed until after noon. Tom öğlene kadar yataktan çıkmadı. I couldn't get out of my garage because there was a car in the way. Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım. I wanna get out of here! Buradan çıkmak istiyorum! I got out of the water. Sudan çıktım. Tom has just gotten out of the hospital. Tom az önce hastaneden çıktı. Tom got out of the water and dried himself off. Tom sudan çıktı ve kurulandı. Get out of my bed. Yatağımdan çık. Get out of town. Şehirden çık. He doesn't want to get out of bed. O, yataktan çıkmak istemiyor. You need to get out of your comfort zone. Rahat bölgenden çıkmalısın. Please get out of my house. Lütfen evimden çıkın. They don't want to get out of bed. Yataktan çıkmak istemiyorlar. Tom got out of the pool and then jumped back in. Tom havuzdan çıktı ve sonra tekrar suya atladı. Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day. Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım. No matter how hard he tried, he could not get out of the maze. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, labirentten çıkamadı. How am I going to get out of here? Ben buradan nasıl çıkacağım? Once you're in, you can't get out. Bir kez içeri girersen, dışarı çıkamazsın. He doesn't want to get out of bed. Yataktan çıkmak istemiyor. When will you eventually get out of the bathroom? Tuvaletten nihayet ne zaman çıkacaksın? You need to get out of the house more often. Daha sık evden çıkman gerekiyor. Tom is never going to get out of prison. Tom asla hapishaneden çıkmayacak. I need to get out of town. Şehirden çıkmam lazım. Let's get out while we can. Çıkabiliyorken çıkalım. Let's get out of the car. Arabadan çıkalım. Tom may never get out of prison. Tom hapisten asla çıkamayabilir. We wanted to get out of there. Oradan çıkmak istedik. So, Tom, do you want to get out of here? Pekala, Tom, buradan çıkmak istiyor musun? Get out of here right now. Hemen buradan çıkın. I never expected Tom to get out of prison. Tom'un hapisten çıkmasını hiç beklemiyordum. When I got out of jail, I had no intention of committing another crime. Hapisten çıktığımda, başka bir suç işlemeye niyetim yoktu. I don't really get out much. Pek dışarı çıkmam. Get out while you can. Çıkabiliyorken çık. We'd better get out of here. Buradan çıksak iyi olur. Tom postponed his party until Mary got out of the hospital. Tom, Mary hastaneden çıkana kadar partisini erteledi. Tom got out of the bathtub and dried himself off. Tom küvetten çıktı ve kurulandı. I've got to get out of Boston. Boston'dan çıkmalıyım. Let's get out of here, Tom. Buradan dışarı çıkalım, Tom. When I got out of prison, my ex-wife and I got remarried. Hapishaneden çıktığımda, eski eşim ve ben yeniden evlendik. I couldn't get out of my garage because there was a car in the way. Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım. I need to get out of this hellhole. Bu bok çukurundan çıkmam gerekiyor. Tom needs to get out of here. Tom'un buradan çıkmaya ihtiyacı var. It's time for us to get out of here. Buradan çıkmamızın zamanı geldi. Just get out of here, OK? Sadece buradan çık, tamam mı? You need to get out and socialize more. Dışarı çıkıp daha çok sosyalleşmelisin. I said get out! Çık dedim! Get out of my apartment. Dairemden çıkın. Tom got out of the shower and put his clothes back on. Tom duştan çıktı ve giysilerini giydi. If you want to get out of here alive, follow me. Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni takip et. I got out of the bathtub. Ben küvetten çıktım. Nobody at the party knew that Tom had just gotten out of prison. Partideki hiç kimse Tom'un hapisten yeni çıktığını bilmiyordu. Do you want to get out of here? Buradan çıkmak ister misin? What will happen if this gets out? Bu ortaya çıkarsa ne olacak? I'm going to get out of town. Ben şehir dışına çıkıyorum. I got out of the pool. Havuzdan çıktım. Tom got out of prison on October 20th. Tom 20 Ekim'de hapisten çıktı. Tom told me to get out of his room. Tom bana odasından çıkmamı söyledi. Hey, let's get out of here. Hey, buradan çıkalım. I just got out of jail. Az önce hapisten çıktım. Let's get out of Boston. Boston'dan çıkalım. Get out of my kitchen! Çık mutfağımdan! Tom got out of jail in October. Tom Ekim ayında hapisten çıktı. Tom got out of jail on Monday. Tom pazartesi günü hapisten çıktı. They can't get out. Dışarı çıkamıyorlar. I needed to get out there. Buradan çıkmam lazım. Tom watched Mary get out of her car. Tom Mary'nin arabasından çıkmasını izledi. Tom is going to get out of jail soon. Tom yakında hapisten çıkacak. Tom will never get out of the jail. Tom hapisten asla çıkamaz. Tom couldn't wait to get out of jail. Tom hapisten çıkmak için sabırsızlanıyordu. When are you getting out of prison? Ne zaman hapishaneden çıkıyorsun? Tom helped Mary get out of the pool. Tom, Mary'nin havuzdan çıkmasına yardım etti. Tom got out of the pool and then jumped back in. Tom havuzdan çıktı ve daha sonra geri atladı. They got out of the car. Onlar araçtan çıktı. Tom helped Mary get out of the pool. Tom Mary'nin havuzdan çıkmasına yardım etti. Everyone needs to get out of here. Herkesin buradan çıkması gerek. Tom has got to get out of here. Tom buradan çıkmak zorunda. Tom got out of the shower and dried himself with a towel. Tom duştan çıktı ve kendini bir havluyla kuruttu. Get out of my kitchen. Mutfağımdan çık. Tom wanted to get out of town. Tom şehir dışına çıkmak istedi. Can we get out of here now, please? Buradan hemen çıkabilir miyiz, lütfen? I want to get out of here as fast as possible. Buradan mümkün olduğunca çabuk çıkmak istiyorum. We must get out of here. Buradan çıkmalıyız. Tom opened the car door and got out. Tom arabanın kapısını açtı ve dışarı çıktı. Sami has to get out of here. Sami buradan çıkmak zorunda. I couldn't get out of my garage because there was a car in the way. Garajımdan çıkamadım çünkü önümde bir araba vardı. You get out of class? Dersten mi çıktın? I suggest we get out of here as fast as we can. Buradan elimizden geldiğince hızlı çıkmamızı öneriyorum. I struggled to get out of the subway. Metrodan çıkmak için mücadele ettim. Tom recently got out of prison. Tom hapisten yeni çıktı. We don't get out much. Pek fazla dışarı çıkmıyoruz. Do you want to get out of here or not? Buradan çıkmak istiyor musun, istemiyor musun? Tom helped me get out of the pool. Tom havuzdan çıkmama yardım etti. When did you get out of jail? Cezaevinden ne zaman çıktın? He got out of bed. O yataktan çıktı. I may never get out of prison. Ben hapisten hiç çıkamayabilirim. Get out of my room! Odamdan çık! I think it's time to get out of here. Sanırım buradan çıkma zamanı. Tom got out of jail. Tom hapisten çıktı. The animal struggled to get out of the cage. Hayvan, kafesten çıkmak için çabaladı. I think you should get out of here. Buradan çıkman gerektiğini düşünüyorum. Tom just got out of surgery. Tom az önce ameliyattan çıktı. Tom heard his dog barking, so he got out of bed to check things out. Tom köpeğinin havladığını duydu, bu yüzden işleri kontrol etmek için yataktan çıktı. Get out of my life and never return. Hayatımdan çık ve bir daha asla dönme. It is easier to stay out than to get out. Dışarıda kalmak, dışarı çıkmaktan daha kolaydır. I had to get out of there. Oradan çıkmalıydım. I need to get out of this hellhole. Bu cehennem çukurundan çıkmam lazım. It is easier to stay out than to get out. Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır. I got out of jail in October. Ekim ayında hapisten çıktım. I just want to get out of here as quickly as I can. Sadece buradan olabildiğince çabuk çıkmak istiyorum. I had enough sense to get out of there. Oradan çıkacak kadar aklım vardı. Sami asked for money to get out of town. Sami kasabadan çıkmak için para istedi. Is Tom going to get out of prison any time soon? Tom yakın zamanda hapisten çıkacak mı? I'm trying to get out of here. Buradan çıkmaya çalışıyorum. You should get out of the pool. Havuzdan çıkman gerekir. Get out of my house. Evimden çık. Get out of here, now! Çıkın buradan, hemen! I don't get out much. Çok fazla dışarı çıkmam. Tom wishes Mary would get out of his life. Tom, Mary'nin onun hayatından çıkmasını diliyor. The lion struggled to get out of his cage. Aslan kafesinden çıkmak için mücadele etti. You need to get out of here. Buradan çıkman gerekiyor. When I got out of prison, my ex-wife and I got remarried. Hapisten çıktığımda, eski karımla yeniden evlendik. When will you eventually get out of the bathroom? Banyodan ne zaman çıkacaksın? Tom got out of prison after thirty years. Tom otuz yıl sonra hapisten çıktı. I have to get out of this mess. Ben bu karmaşadan çıkmak zorundayım. I hope we get out of this alive. Umarım buradan canlı çıkarız. Get out if you can. Çıkabiliyorsan çık. I have to get out of here. Ben buradan çıkmak zorundayım. How did you get out of your room? Odanızdan nasıl çıktınız? You'd better get out of here before you get hurt. İncinmeden önce buradan çıksan iyi olur. We can't get out. Biz çıkamayız. Get out of the truck. Kamyondan çıkın. When I got out of prison, he helped me get back on my feet. Hapisten çıkınca yeniden ayaklarımın üstünde durmama yardım etti. Tom recently got out of prison. Tom kısa süre önce hapisten çıktı. Why don't we get out of here? Neden buradan çıkmıyoruz? Just get out of there. Çık şuradan. Tom will never get out of the jail. Tom asla hapisten çıkmayacak. It's easier to stay out of jail than to get out of jail. Hapishanenin dışında kalmak hapishaneden çıkmaktan daha kolaydır. I got out of the bathtub and dried myself off. Küvetten çıktım ve kurulandım. When did you get out of jail? Ne zaman hapishaneden çıktın? If you want to get out of here alive, listen to me. Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni dinle. By the time you get out of prison, she'll have been married. Sen hapisten çıktığında, o evlenmiş olacak. Sami is not getting out of jail. Sami hapisten çıkmayacak. They'll get out of class in forty minutes. Kırk dakika içinde dersten çıkacaklar. Get out of this car. Bu arabadan çık. You need to get out of here. Buradan çıkmalısın. We should get out of the house. Evden çıkmalıyız. It's too late to shut the barn door after the horse has already gotten out. At zaten çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç. I'll be in trouble if the story gets out. Hikaye ortaya çıkarsa başım belaya girer. You have to get out of there. Oradan çıkmak zorundasın. Tom may never get out of prison. Tom ceza evinden asla çıkamayabilir. I still have three months till I get out of prison. Hapisten çıkmama daha üç ay var. We'd better get out of the way. Yoldan çıksak iyi olur. We have to get out of this storm. Bu fırtınadan çıkmak zorundayız. You'd better get out of here before somebody sees you. Biri sizi görmeden önce buradan çıksanız iyi olur. Tom quickly got out of the car. Tom hemen arabadan çıktı. Layla got out of the car. Layla arabadan çıktı. I suggest we get out of here as fast as we can. Buradan olabildiğince çabuk çıkmamızı öneriyorum. I got out of the bath. Banyodan çıktım. Get out of the water. Sudan çıkın. Everyone should get out of here before someone gets hurt. Biri zarar görmeden herkes buradan çıkmalı. After getting out of the shower, Tom wiped the fog off the mirror and shaved. Tom duştan çıktıktan sonra aynadaki sisi sildi ve tıraş oldu. In the early afternoon, Tom decided that he just had to get out of the house. Öğleden sonra Tom evden çıkması gerektiğine karar verdi. We've got to get out of here right now. Hemen buradan çıkmalıyız. Get out of my car. Arabamdan çık. When I got out of prison, he helped me get back on my feet. Hapisten çıktığımda, tekrar ayağa kalkmama yardım etti. Let's get out for a while to take a walk. Biraz dışarı çıkıp yürüyüş yapalım. Tom got out of the shower. Tom duştan çıktı. We want to get out of here as soon as we can. Buradan olabildiğince çabuk çıkmak istiyoruz. I can't get out of here. Buradan çıkamıyorum. I just want to get out of here. Sadece buradan çıkmak istiyorum. We should try to get out of here. Buradan çıkmaya çalışmalıyız. We have to figure out a way to get out of here alive. Buradan canlı çıkmanın bir yolunu bulmalıyız. When will Tom get out of prison? Tom ne zaman hapisten çıkacak? Tom got out of bed and got dressed. Tom yataktan çıktı ve giyindi. We need to get out of here. Buradan çıkmamız gerek. I'd like to get out of here. Ben buradan çıkmak istiyorum. I just got out of prison three months ago. Üç ay önce hapisten çıktım. Come on, Tom, you've got to get out of there. Haydi, Tom, oradan çıkmalısın. Can you help me get out of here? Buradan çıkmama yardım edebilir misiniz? The lion struggled to get out of his cage. Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti. I could barely get out of bed yesterday. Dün yataktan zar zor çıkabildim. Tom told me he couldn't wait to get out of there. Tom bana oradan çıkmak için sabırsızlandığını söyledi. You've got to get out of here, Tom. Buradan çıkmak zorundasın, Tom. Sami got out of the water. Sami sudan çıktı. Let's get out of this playground. Bu oyun alanından çıkalım. Everyone needs to get out of here. Herkesin buradan çıkması gerekiyor. Tom tried to get out of the car. Tom arabadan çıkmaya çalıştı. Get out of the water. Sudan çık. It's too late to get out now. Artık çıkmak için çok geç. Get out of our house. Evimizden çık. She doesn't want to get out of bed. Yataktan çıkmak istemiyor. Tom got out of the bath and put on his clothes. Tom banyodan çıktı ve giysilerini giydi. I've been told to get out of town. Bana şehir dışına çıkmam söylendi. Tom will never get out of prison. Tom asla hapisten çıkamayacak. We need to get out of here. Buradan çıkmalıyız. Tom said he needed to get out of there. Tom oradan çıkması gerektiğini söyledi. You should get out more. Daha fazla çıkmalısın. Now get out of my room. Şimdi odamdan çık. Tom was able to get out of his car before it exploded. Tom patlamadan önce arabasından çıkabildi. We're going to get out of here. Buradan çıkacağız. I just got out of a relationship. Ben bir ilişkiden yeni çıktım. You should get out of the house and have some fun. Evden çıkmalı ve biraz eğlenmelisin. Get out of this car. Bu arabadan çıkın. Tom just got out of the bath and his hair is still wet. Tom banyodan henüz çıktı ve saçları hâlâ ıslak. I haven't spoken with Tom since he got out of the hospital. O, hastaneden çıktığından beri Tom'la konuşmadım. How did the secret get out? Sır nasıl ortaya çıktı? They told me to get out of town. Onlar bana şehir dışına çıkmamı söyledi. Please get out of my office immediately. Lütfen derhal ofisimden çıkın. The animal struggled to get out of the cage. Hayvan, kafesten çıkmak için mücadele etti. Tom managed to get out of the car without any help. Tom herhangi bir yardım olmadan arabadan çıkmayı başardı. If you want to get out of here alive, listen to me. Buradan canlı çıkmak istiyorsan beni dinle. Tom postponed his party until Mary got out of the hospital. Tom Mary hastaneden çıkıncaya kadar partisini erteledi. Tom died three weeks before I got out of prison. Ben hapishaneden çıkmadan üç hafta önce Tom öldü. Please get out and vote. Lütfen çıkın ve oy verin. I'm getting out now. Şimdi çıkıyorum. Tom shaves every morning as soon as he gets out of the shower. Tom her sabah duştan çıkar çıkmaz tıraş olur. Tom got out of prison after 30 years. Tom 30 yıl sonra hapisten çıktı. Everyone should get out of here before someone gets hurt. Birinin canı yanmadan önce herkesin buradan çıkması gerek. Tom got out of the way just in time. Tom tam zamanında yoldan çıktı. Let's get out of here while we still can. Hâlâ çıkabiliyorken buradan çıkalım. I'll sure be glad to get out of here. Buradan çıktığıma elbette memnun olacağım. Can you help me get out of here? Buradan çıkmama yardım eder misin? Sami is not getting out of jail. Sami hapisten çıkmıyor. Tom wanted to get out of town. Tom kasabadan çıkmak istedi. Let's get out of here before the police come. Polis gelmeden buradan çıkalım. Tom parked his car and got out. Tom arabasını park etti ve dışarı çıktı. You've got to get out of here while you've still got a chance. Hâlâ bir şansın varken buradan çıkmalısın. I opened the door and got out of the van. Kapıyı açtım ve kamyonetten çıktım. Let's get out of here fast. Buradan çabuk çıkalım. Before it gets out in the media, I'd like to announce to all my fans that I'm pregnant. Medyaya çıkmadan önce, hamile olduğumu bütün hayranlarıma duyurmak istiyorum. I got out of the car. Arabadan çıktım. Get out of here quickly! Çabuk çıkın buradan! Tom didn't get out of bed until after noon. Tom öğleden sonrasına kadar yataktan çıkmadı. Get out while you still can! Hala çıkabiliyorken çık! Tom got out of the swimming pool. Tom yüzme havuzundan çıktı. You should get out of the house and have some fun. Evden çıkıp biraz eğlenmelisin. Get out of this house. Bu evden çıkın. It's too late to get out now. Şimdi çıkmak için çok geç. You'd better get out here. Buradan çıksan iyi olur. We have to get out of here fast. Buradan hemen çıkmalıyız. Tom died three weeks before I got out of prison. Tom ben hapisten çıkmadan üç hafta önce öldü. When I got out of prison, I couldn't find a job anywhere near my home since no one would hire an ex-con. Hapisten çıktığımda, hiç kimse eski bir mahkûmu istihdam etmediği için evime yakın bir yerde iş bulamadım. Get out of our way. Yolumuzdan çık. Get out of my house and never come back. Evimden çık ve asla geri gelme. He got out of the room in anger. Odadan öfkeyle dışarı çıktı. In another two weeks you will be able to get out of the hospital. İki hafta içinde hastaneden çıkabileceksin. You need to get out of the car. Arabadan çıkman gerek. Tom usually wakes up at about six-thirty, but he doesn't usually get out of bed until seven. Tom genellikle altı buçuk gibi uyanır ama genellikle yediye kadar yataktan çıkmaz. Sami got out on stage. Sami sahneye çıktı. I thought you wanted to get out of here. Buradan çıkmak istediğini düşündüm. I want you to help me get out of here. Buradan çıkmama yardım etmeni istiyorum. Tom wants to get out of town. Tom şehir dışına çıkmak istiyor. Once you get in, you can't get out. Bir kez içeri girersen, dışarı çıkamazsın. Tom told me to get out. Tom bana çıkmamı söyledi. Tom should get out of there. Tom oradan çıkmalı. I got out of my car. Arabamdan çıktım. Tom got out of the hospital yesterday. Tom dün hastaneden çıktı. Sami got out of that house. Sami o evden çıktı. Don't you think it's time to get out of bed? Yataktan çıkmanın zamanı geldiğini düşünmüyor musun? Can we get out of here now, please? Şimdi buradan çıkabilir miyiz, lütfen? I just want to get out of here as quickly as I can. Sadece elimden geldiğince kısa sürede buradan çıkmak istiyorum. It's impossible to get out of this cell. Bu hücreden çıkmak imkansız. Tom got out of the bath and put his clothes on. Tom banyodan çıktı ve giysilerini giydi. I needed to get out there. Oradan çıkmam gerekiyordu. You need to get out of the house. Evden çıkmalısın. Tom got out of the shower and dried himself with a towel. Tom duştan çıktı ve havluyla kurulandı. I wish we could get out of here. Keşke buradan çıkabilseydik. We have to get out of here right away. Buradan hemen çıkmamız gerekiyor. We can't get out. Buradan çıkamayız. I want to get out here as soon as possible. En kısa sürede buradan çıkmak istiyorum. Tom can't wait to get out of prison. Tom hapisten çıkmak için sabırsızlanıyor. Please get out of here. Lütfen buradan çıkın. Get out of here immediately! Hemen buradan çık! Tom got out of the hospital. Tom hastaneden çıktı. I need to get out of this hellhole. Bu cehennem çukurundan çıkmam gerekiyor. Tom got out of the water and dried himself off. Tom sudan çıktı ve kendini kuruladı. Once you're in, you can't get out. Bir kere girdin mi, bir daha çıkamazsın. I want to get out of prison. Hapisten çıkmak istiyorum. You've got to get out of there right now. Hemen oradan çıkmalısın. When I got out of jail, the first thing I bought was an economy car. Hapisten çıktığımda ilk aldığım şey ekonomik bir arabaydı. We have to get out of here tonight. Bu gece buradan çıkmalıyız. Sami asked for money to get out of town. Sami şehirden çıkmak için para istedi. Tom needs to get out of there. Tom oradan çıkmalı. Please get out of my car. Lütfen arabamdan çık. It's about time we got out of here. Buradan çıkmamızın vakti geldi. I got out of jail on October 20th. Ben 20 Ekim'de hapisten çıktım. We have to get out of here tonight. Bu gece buradan çıkmak zorundayız. I wish I could get out of here. Keşke buradan çıkabilsem. We won't be able to get out of this cell. Bu hücreden çıkamayacağız. Let's get out of here before the cops get here. Polisler buraya gelmeden buradan çıkalım. It's easier to stay out of jail than to get out of jail. Hapisten uzak durmak, hapisten çıkmaktan daha kolaydır. Tom got out of the bath and put his clothes on. Tom banyodan çıktı ve kıyafetlerini giydi. When the sun comes up, I'll get out of bed. Güneş doğduğunda yataktan çıkacağım. Tell us how to get out of here. Bize buradan nasıl çıkacağımızı söyle. We've got to get out of here right now. Hemen buradan çıkmamız gerekiyor. When can I get out of here? Ne zaman buradan çıkabilirim? Get out of my life, and don't come back. Hayatımdan çık ve bir daha geri gelme. Tom wanted to get out of prison. Tom hapisten çıkmak istiyordu. Get out of there. Oradan çık. Tom got out of the pool and dried himself off. Tom havuzdan çıktı ve kurulandı. Tom has to get out of there. Tom oradan çıkmak zorunda. Fadil asked for money to get out of town. Fadıl şehir dışına çıkmak için para istedi. Layla got out of her car. Layla arabadan çıktı. I just got out of a relationship. Bir ilişkiden yeni çıktım. We're getting out of here in a moment. Birazdan buradan çıkacağız. You have to get out of there. Oradan çıkmalısın. Get out of my life, and don't come back. Hayatımdan çık ve geri gelme. We wanted to get out of there as fast as we could. Oradan olabildiğince çabuk çıkmak istedik. You'd better get out of there. Oradan çıksan iyi olur. I could not get out. Dışarı çıkamadım. Tom shot John and got out of the house. Tom, John'u vurdu ve evden çıktı. By the time you get out of prison, she'll be married. Sen hapisten çıktığında, o evlenmiş olacak. Tom got out of the bathtub and dried himself with the new towel that Mary had given him. Tom küvetten çıkıp, Meryem'in kendisine vermiş olduğu yeni havluyla kurulandı. By the time you get out of prison, she'll have been married. Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak. Tom isn't going to get out of here. Tom buradan çıkmayacak. Sami got out of the house. Sami evden çıktı. We don't get out much. Pek dışarı çıkmıyoruz. I hope Tom never gets out of prison. Umarım Tom asla hapisten çıkmaz. I'd better get out of here. Buradan çıksam iyi olur. I want to get out of here as fast as possible. Buradan olabildiğince çabuk çıkmak istiyorum. It was high time that Tom got out of there. Tom'un oradan çıkmasının zamanı çoktan gelmişti. Please get out of here as quickly as you can. Lütfen buradan olabildiğince çabuk çıkın. Tom managed to get out of the car without any help. Tom yardım almadan arabadan çıkmayı başardı. I'm ready to get out of here. Buradan çıkmaya hazırım. We should get out of Tom's way. Tom’un yolundan çıkmalıyız. Sami immediately got out of bed. Sami hemen yataktan çıktı. Tom was barely able to get out of bed. Tom zar zor yataktan çıkabildi. Tom didn't want to get out of bed. Tom yataktan çıkmak istemedi. I had to get out of the house. Evden çıkmalıydım. When I woke us this morning, I didn't want to get out of bed. Bu sabah uyandığımda yataktan çıkmak istemedim. Everyone needs to get out of here right away. Herkesin derhal buradan çıkması gerekiyor. Tom doesn't get out of the city much. Tom şehir dışına pek çıkmaz. I suggest you all get out of this room as soon as possible. Hepinizin bir an önce bu odadan çıkmasını öneriyorum. Get out of there immediately. Hemen oradan çıkın. Tom didn't have a chance to get out. Tom'un dışarı çıkma şansı yoktu. Tom got out of the bath. Tom banyodan çıktı. Tom, get out of this body! Tom, çık şu vücuttan! Please get out of here immediately. Lütfen derhal buradan çık. I could not get out of the stadium because of the crowd. Kalabalık yüzünden stadyumdan çıkamadım. Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released. Mary yıllarca Tom'un hapisten çıkmasını bekledi ve sonunda Tom serbest kaldığında çok mutlu oldu. Tom got out of the bath and dried off. Tom banyodan çıktı ve kurulandı. I need to get out of Boston. Boston'dan çıkmam lazım. He got out from under the car. Arabanın altından çıktı. Get out of my car. Arabamdan çıkın. When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet. Hapisten çıktığımda, Tom tekrar ayağa kalkmama yardım etti. Let's get out of here before Tom sees us. Tom bizi görmeden önce buradan çıkalım. How am I going to get out of here? Buradan nasıl çıkacağım? The secret got out. Sır ortaya çıktı. We wanted to get out of there as fast as we could. Oradan elimizden geldiği kadar hızlı çıkmak istedik. Sami got out again. Sami tekrar dışarı çıktı. I want to get out of town. Ben şehir dışına çıkmak istiyorum. How do we get out of here? Buradan nasıl çıkarız? Get out of this room. Bu odadan çık. Get out of my life! Çık hayatımdan! Let's get out while we still can. Hala yapabiliyorken çıkalım. We'll get out of here one day. Bir gün buradan çıkacağız. Please get out. Lütfen çıkın. I wish Tom had never gotten out of prison. Keşke Tom hapisten hiç çıkmasaydı. You have to get out of town. Kasabadan çıkmalısın. Tom got out of the pool. Tom havuzdan çıktı. Get out of my apartment. Dairemden çık. What time did you get out of bed yesterday? Dün saat kaçta yataktan çıktın? If you can't stand the heat, get out of the kitchen. Sıcağa dayanamıyorsan, mutfaktan çık. Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs. Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi. I just got out of jail. Hapisten yeni çıktım. Tom will get out of prison in three years. Tom üç yıl içinde hapisten çıkacak. Layla got out to the roof of the prison. Leyla hapishanenin çatısına çıktı. I suggest you all get out of this room as soon as possible. En kısa sürede bu odadan çıkmanızı öneriyorum. The group of noisy boys was getting out of hand. Gürültülü cocuklar kontrolden cıkıyordu. When I got out of prison, I couldn't find a job anywhere near my home since no one would hire an ex-con. Hapisten çıktığımda evimin yakınında bir iş bulamadım çünkü kimse eski bir mahkumu işe almazdı. Let's get out of here, Tom. Buradan çıkalım, Tom. I got out of jail on October 20th. Hapisten 20 Ekim'de çıktım. Layla tried to get out of the car. Layla arabadan çıkmaya çalıştı. Tom got out of the bath, dried himself off, and put on his clothes. Tom banyodan çıktı, kurulandı ve giysilerini giydi. If you want to get out of here alive, follow me. Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle. When are you getting out of here? Buradan ne zaman çıkıyorsun? How did Tom get out of prison? Tom hapisten nasıl çıktı? It was high time that Tom got out of there. Tom'un oradan çıkmasının tam zamanıydı. Please get out of my house. Lütfen evimden çık. Get out of bed! Yataktan çık! I just need to get out of here. Sadece buradan çıkmam gerek. I waited for you to get out of prison. Hapishaneden çıkmanı bekledim. I couldn't get out of my garage because there was a car in the way. Garajımdan çıkamadım çünkü yolda bir araba vardı. We should get out of here. Buradan çıkmalıyız. Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released. Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu. In another two weeks you will be able to get out of the hospital. Bundan iki hafta sonra hastaneden çıkabileceksin. By the time you get out of prison, she'll be married. Sen hapishaneden çıkmadan önce, o evlenmiş olacak. Let's get out of this playground. Hadi şu oyun alanından çıkalım. Please get out of the kitchen. Lütfen mutfaktan çıkın. I don't get out much. Çok dışarı çıkmam. Tom just got out of jail. Tom hapisten yeni çıktı. Tom just got out of the bath and his hair is still wet. Tom banyodan yeni çıktı ve saçları hala ıslak. Getting out of bed this morning was hard. Bu sabah yataktan çıkmak zordu. I didn't want to get out of bed. Yataktan çıkmak istemedim. You get out of class? Sınıftan çıktın mı? This maze is very hard to get out of. Bu labirentten çıkmak çok zor. Please get out and vote. Lütfen dışarı çıkın ve oy verin. You've got to get out of there. Oradan çıkmak zorundasın. Tom's flashlight died on him before he could get out of the cave. Tom'un feneri mağaradan çıkamadan söndü. After I got out of the bath, my wound festered. Banyodan çıktıktan sonra yaram iltihaplandı. Tom got out of prison after thirty years. Tom 30 yıl sonra hapisten çıktı. I want you to get out of town for a while. Bir süreliğine şehir dışına çıkmanı istiyorum. In an hour my child gets out of school. Bir saat içinde çocuğum okuldan çıkacak. It's definitely time to get out of here. Kesinlikle buradan çıkmanın zamanı. I was too weak to get out of bed. Yataktan çıkamayacak kadar halsizdim. When is Tom getting out of the hospital? Tom ne zaman hastaneden çıkacak? After I got out of the bath, my wound festered. Ben banyodan çıktıktan sonra benim yara iltihaplandı. Tom just wanted to get out of the house. Tom sadece evden çıkmak istiyordu. I want you to get out of town for a while. Bir süre şehir dışına çıkmanı istiyorum. Tom didn't have a chance to get out. Tom'un çıkmak için bir şansı yoktu. All right, let's get out of here. Pekala, buradan çıkalım. I told you to get out of here. Sana buradan çıkmanı söyledim. Tom doesn't want to get out of bed. Tom yataktan çıkmak istemiyor. Are you trying to get out? Çıkmaya mı çalışıyorsun? I can't get out of here. Buradan dışarı çıkamıyorum. You've got to get out of there. Oradan çıkmalısın. Get out of the house. Evden çık. I hope you never get out of prison. Umarım hapisten hiç çıkmazsın. Tom needs to get out more. Tom'un daha fazla dışarı çıkması gerekiyor. It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon. Tom'un yakın zamanda hapisten çıkması pek olası değil. I'd like to get out of here. Buradan çıkmak istiyorum. Get out of here. Çıkın buradan. You should get out more. Daha çok dışarı çıkmalısın. Let's get out of here. Buradan çıkalım. I want to get out of here before anyone sees us. Biri bizi görmeden önce buradan çıkmak istiyorum. Get out of town. Şehirden çıkın. You have to get out of town. Şehir dışına çıkmalısın. I evidently don't get out enough. Belli ki yeterince dışarı çıkmıyorum. Get out of here, and quickly. Çıkın buradan, çabuk. Tom said he wanted to get out of town for a while. Tom bir süreliğine şehir dışına çıkmak istediğini söyledi. Let's get out of here while we can. Çıkabiliyorken buradan çıkalım. You'd better get out of here. Buradan çıksan iyi olur. I hope Tom never gets out of prison. Umarım Tom hapisten hiç çıkmaz. They don't want to get out of bed. Onlar yataktan çıkmak istemiyor. We wanted to get out of there. Biz oradan çıkmak istedik. I told you to get out. Sana çıkmanı söyledim. When did you get out of the hospital? Ne zaman hastaneden çıktın? You don't get out much, do you? Çok çıkmıyorsun, değil mi? When I got out of jail, I had no intention of committing another crime. Hapishaneden çıktığımda başka bir suç işlemeye niyetim yoktu. I know Tom will eventually get out of prison. Tom'un eninde sonunda hapisten çıkacağını biliyorum. Sami should get out of that marriage. Sami bu evlilikten çıkmalıydı. I have to get out of here. Buradan çıkmalıyım. I had to get out of the house. Ben evden çıkmak zorunda kaldım. I wake up at six, but I don't get out of bed until seven. Ben altıda uyanırım ama yediye kadar yataktan çıkmam. I want to get out here as soon as I can. En kısa sürede buradan çıkmak istiyorum. Get out of my life! Hayatımdan çık! Do you want to get out of here or not? Buradan çıkmayı istiyor musun yoksa istemiyor musun? We should get out of here as fast as we can. Buradan mümkün olduğu kadar çabuk çıkmalıyız. He got out of the room in anger. Öfkeyle odadan dışarı çıktı. Tom has just gotten out of the hospital. Tom hastaneden yeni çıktı. Tom says he's too sick to get out of bed. Tom yataktan çıkamayacak kadar hasta olduğunu söylüyor. Get out of here and never come back! Buradan çık ve asla geri gelme! We have to get out of here fast. Buradan hızla çıkmak zorundayız. Tom got out of jail in October. Tom Ekim'de hapisten çıktı. They can't get out. Onlar dışarıya çıkamaz. You don't get out much, do you? Fazla dışarı çıkmıyorsun, değil mi? We've got to get out of here. Buradan çıkmak zorundayız. The helicopter landed and Tom got out. Helikopter indi ve Tom çıktı. We have to get out of here right now. Hemen buradan çıkmak zorundayız. Get out of my office. Ofisimden çık. I don't want to get out of bed. Yataktan çıkmak istemiyorum. Get out of here immediately! Hemen çıkın buradan! We want to get out of here as soon as we can. En kısa sürede buradan çıkmak istiyoruz. We're getting out of here. Buradan çıkıyoruz. I got out of jail on Monday. Pazartesi hapisten çıktım. Dan has done a lot of nasty things since he got out of prison. Dan hapisten çıktığından beri bir sürü kötü şey yaptı. I want to get out of here. Buradan çıkmak istiyorum. Nobody's getting out of here alive. Kimse buradan canlı çıkamayacak. Let's get out of here as fast as we can. Buradan elimizden geldiği kadar çabuk çıkalım. Sami got out of the vehicle. Sami araçtan çıktı. Tom doesn't get out much. Tom pek dışarı çıkmaz. It was hard for you to get out of bed this morning, wasn't it? Bu sabah yataktan çıkman zordu, değil mi? Tom shot John and got out of the house. Tom John'u vurdu ve evden dışarı çıktı. Tom needs to get out of there. Tom'un oradan çıkması gerekiyor. I think we'd better get out of here. Sanırım buradan çıksak iyi olur. We've got to get out of here somehow. Bir şekilde buradan çıkmak zorundayız. Come on, Tom, you've got to get out of there. Hadi Tom, oradan çıkmalısın. I think we should get out of here. Sanırım buradan çıkmalıyız. Tom is dying to get out of here. Tom buradan çıkmak için ölüyor. I ordered you to get out. Sana çıkmanı emrettim. Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen. Tom nehirde yüzmeye gitti, ama o dışarı çıktığında elbiseleri çalınmıştı. The situation got out of their control. Durum kontrollerinden çıktı. How did you get out of jail? Hapisten nasıl çıktın? Sami got out. Sami dışarı çıktı. Tom got out of the bathtub. Tom küvetten çıktı. He said he wanted to get out of town for a while. Bir süreliğine şehir dışına çıkmak istediğini söyledi. Please get out of my office immediately. Lütfen ofisimden hemen çıkın. The elevator opened and Tom got out. Asansör açıldı ve Tom dışarı çıktı. I paid the driver and then got out of the cab. Şoföre ödeme yaptım ve sonra taksiden çıktım. She doesn't want to get out of bed. O, yataktan çıkmak istemiyor. Tom told me to get out. Tom çıkmamı söyledi. I want to get out here as soon as possible. Mümkün olduğunca çabuk buradan çıkmak istiyorum. Tom is never going to get out of prison. Tom asla hapisten çıkamayacak. Get out or come in. Çık ya da gel. We've got to get out of here somehow. Bir şekilde buradan çıkmalıyız. I've got to get out of here. Buradan çıkmalıyım. They'll get out of class in forty minutes. Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar. Tom got out of the bath, dried himself off, and put his clothes on. Tom banyodan çıktı, kurulandı ve giysilerini giydi. I've got to get out of here. Buradan çıkmam gerekiyor. When did you get out of the hospital? Hastaneden ne zaman çıktın? Let's get out while we still can. Hâlâ çıkabiliyorken, çıkalım. I got out of jail yesterday. Dün hapisten çıktım. Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen. Tom nehirde yüzmeye gitti, ama çıktığında giysilerinin çalındığını gördü. The secret will soon get out. Sır yakında ortaya çıkacak. Tom got out of the bathtub and dried himself off. Tom küvetten çıktı ve kendini kuruladı. Get out of here on the double. Buradan koşar adım çıkın. The share price is plummeting – get out while you can. Hisse fiyatı düşüyor. Fırsatın varken çık. Tom just got out of surgery. Tom ameliyattan yeni çıktı. Tom is never getting out of prison. Tom asla hapisten çıkmayacak. We have to get out of here right away. Buradan hemen çıkmalıyız. When can I get out of here? Buradan ne zaman çıkabilirim? Tom needs to get out of here. Tom'un buradan çıkması gerek. Tom got out of the elevator. Tom asansörden çıktı. If you run into Tom, ask him when Mary is going to get out of the hospital. Tom'a rastlarsan, Mary'nin hastaneden ne zaman çıkacağını sor. I got out of the car. Ben arabadan çıktım. Get out of the car. Arabadan çık. Tom couldn't get out in time. Tom zamanında çıkamadı. I get out of the hospital next week. Gelecek hafta hastaneden çıkıyorum. If you run into Tom, ask him when Mary is going to get out of the hospital. Eğer Tom'a rastlarsan ona Mary'nin hastaneden ne zaman çıkacağını sor. I told Tom to get out of my car. Tom'a arabamdan çıkmasını söyledim. Get out of my bed. Çık yatağımdan. I never expected Tom to get out of prison. Tom'un hapishaneden çıkmasını hiç beklemiyordum. I got out of the hospital three days ago. Üç gün önce hastaneden çıktım. Tom just got out of rehab. Tom rehabilitasyondan yeni çıktı. Get out of my room. Odamdan çık. I'm still too weak to get out of bed. Hala yataktan çıkamayacak kadar güçsüzüm. I know Tom will eventually get out of prison. Tom'un sonunda cezaevinden çıkacağını biliyorum. I got out of the way. Ben yoldan çıktım. Get out of my kitchen! Mutfağımdan dışarı çıkın! You need to get out of here. Buradan çıkman gerek. I got out of jail on Monday. Pazartesi günü hapisten çıktım. You need to get out of your comfort zone. Konfor alanından çıkman gerekiyor. Come on, let's get out of here. Hadi, çıkalım buradan. You should get out of town. Kasabadan çıkmalısın. You need to get out of the house. Senin evden çıkman gerekiyor. Get out of here while you can. Çıkabiliyorken buradan çık. I need to get out more. Daha fazla dışarı çıkmalıyım. Get out of our house. Evimizden çıkın. I told you to get out. Sana dışarı çıkmanı söyledim. How are we going to get out of here? Buradan nasıl çıkacağız? Could we get out of here? Buradan çıkabilir miyiz? I want you to get out of town. Şehir dışına çıkmanı istiyorum. How did you get out of jail? Hapisten nasıl çıktınız? You've got to get out of there right now. Şimdi oradan çıkmak zorundasın. We have to get out of here right away. Buradan hemen çıkmak zorundayız. You should get out sometime. Bir ara dışarı çıkmalısın. I wake up at six, but I don't get out of bed until seven. Altıda uyanıyorum ama yediye kadar yataktan çıkmıyorum. I got out of Tom's way. Tom'un yolundan çıktım. A cat got out from under the car. Arabanın altından bir kedi çıktı. Tom ran to the door and tried to get out. Tom kapıya koştu ve dışarı çıkmaya çalıştı. Tom was able to get out of his car before it exploded. Tom, o patlamadan önce arabasından çıkabildi. We just have to get out of here. Biz sadece buradan çıkmak zorundayız. Fadil asked for money to get out of town. Fadıl şehirden çıkmak için para istedi. Get out of the shower! Duştan çık! I got out of bed. Ben yataktan çıktım. Let's get out of here now. Şimdi buradan çıkalım. Layla got out to the roof of the prison. Layla cezaevinin çatısına çıktı. Let's get out of here before it's too late. Çok geç olmadan buradan çıkalım. Tom got out of the bathtub and dried himself with the new towel that Mary had given him. Tom küvetten çıktı ve Mary'nin ona verdiği yeni havluyla kurulandı. I'd like you to get out of my house. Evimden çıkmanızı istiyorum. The situation got out of their control. Durum onların kontrolünden çıktı. I waited for you to get out of prison. Hapisten çıkmanı bekledim. Tom quickly got out of Mary's way. Tom hızla Mary'nin yolundan çıktı. How do I get out of here? Buradan nasıl çıkabilirim? Show More (614)
2	get out	gitmek	v.
	We need to get out of here. Buradan gitmemiz gerek. Let's get out of here before it's too late. Çok geç olmadan buradan gidelim. You'd better get out here. Buradan gitsen iyi edersin. We must get out of here. Buradan gitmemiz gerek. Tom wants everyone to get out of here. Tom herkesin buradan gitmesini istiyor. I just have to get out of here. Sadece buradan gitmek zorundayım. He said he wanted to get out of town for a while. Bir süreliğine şehirden gitmek istediğini söyledi. Get out of here before I call the cops. Ben polisi aramadan önce git buradan. I wanna get out of here! Buradan gitmek istiyorum! I'm going to get out of town. Ben şehirden dışarı gideceğim. I think it's time we got out of here. Bence buradan gitme zamanımız geldi. Let's get out of here. Hadi gidelim buradan. Hey, let's get out of here. Hey, gidelim buradan. Tom has to get out of here while he's still got a chance. Tom hala şansı varken buradan gitmeli. You have to get out of here. Buradan gitmelisin. You've got to get out of here. Buradan gitmelisin. I need to get out of this place. Buradan gitmem gerek. I want to get out of this town. Bu kasabadan gitmek istiyorum. We should get out of here. Buradan gitmeliyiz. Let's get out of here while we can. Yapabiliyorken buradan gidelim. You'd better get out of here before you get hurt. Yaralanmadan önce buradan gitsen iyi olur. Now get out of my hair. Git başımdan artık. So, Tom, do you want to get out of here? Tom, buradan gitmek istiyor musun? I'd better get out of here. Buradan gitsem iyi olacak. Let's get out of here before the cops get here. Polisler gelmeden buradan gidelim. Tom had better get out of here. Tom buradan gitse iyi olur. Let's get out of here before the police come. Polis gelmeden buradan gidelim. I had to get out of Boston. Boston'dan gitmeliydim. You've got to get out of here while you've still got a chance. Hala şansın varken buradan gitmelisin. Let's get out of this place. Hadi buradan gidelim. It's about time we got out of here. Buradan gitme vaktimiz gelmişti. I think we should get out of here as soon as possible. Bence bir an önce buradan gitmeliyiz. You'd better get out of here before somebody sees you. Biri seni görmeden buradan gitsen iyi olur. Get out of my life! Çık git hayatımdan! I'm getting out of town. Şehirden gidiyorum. Just get out of here, OK? Git buradan, tamam mı? Let's just get out of here. Hadi buradan gidelim. Do you want to get out of here? Buradan gitmek istiyor musun? I told you to get out of here. Sana buradan gitmeni söyledim. I thought you wanted to get out of here. Buradan gitmek istediğini sanıyordum. I wish I could get out of here. Keşke buradan gidebilseydim. Layla needed to get out of here. Layla'nın buradan gitmesi gerekiyordu. Layla needed to get out of here. Leyla'nın buradan gitmesi gerekiyordu. All right, let's get out of here. Pekala, gidelim buradan. I'm getting out of here. Ben buradan gidiyorum. Tom should get out of here before the police get here. Polis buraya gelmeden önce Tom'un buradan gitmesi gerekiyor. I'm getting out of here. Buradan gidiyorum. I want to get out of here as soon as possible. Buradan bir an önce gitmek istiyorum. I've got to get out of here. Buradan gitmeliyim. Why don't we get out of here? Neden buradan gitmiyoruz? I'll sure be glad to get out of here. Buradan gittiğime kesinlikle memnun olacağım. Tom got out from behind his desk and went over to open a window. Tom masasından kalktı ve pencereyi açmaya gitti. I've got to get out of this town. Bu kasabadan gitmeliyim. I want to get out here as soon as I can. Elimden geldiğince çabuk gitmek istiyorum. Get out! Yürü git! Tom has to get out of here before the police get here. Polis gelmeden Tom buradan gitmeli. It's time to get out of here. Buradan gitme zamanı. Tom got out in front of the library and waited while Mary went to park the car. Tom kütüphanenin önünde indi ve Mary arabayı park etmeye giderken bekledi. Tom should get out of here before the police get here. Polis gelmeden Tom buradan gitmeli. We need to get out of here. Buradan gitmeliyiz. Please get out of here. Lütfen git buradan. Tom has got to get out of here. Tom buradan gitmek zorunda. Sami has to get out of here. Sami buradan gitmeli. I think we should get out of here. Bence buradan gitmeliyiz. Just get out of here. Çık git buradan. It's definitely time to get out of here. Kesinlikle buradan gitme vakti geldi. I've got to get out of this town. Bu şehirden gitmem gerek. Get out of here while you can. Gidebiliyorken gidin buradan. We're getting out of here. Buradan gidiyoruz. We should get out of here as fast as we can. Buradan olabildiğince çabuk gitmeliyiz. You've got to get out of Boston. Boston'dan gitmelisin. Let's get this done and get out of here. Bu işi bitirip buradan gidelim. I need to get out of town. Şehirden gitmem gerek. It's time for us to get out of here. Buradan gitme vaktimiz geldi. I want to get out of this town. Bu şehirden gitmek istiyorum. Tom wanted to get out of Boston. Tom Boston'dan gitmek istedi. Let's get out of here while we still can. Hala yapabiliyorken buradan gidelim. Let's get out of here as fast as we can. Buradan olabildiğince çabuk gidelim. I think you should get out of here. Bence buradan gitmelisin. You've got to get out of here, Tom. Buradan gitmelisin, Tom. Now get out of my hair. Artık çekil git başımdan. You should get out of town. Şehirden gitmelisin. Get out of here and never come back! Git buradan ve bir daha asla geri gelme! We've got to get out of here. Buradan gitmeliyiz. I'm going to get out of here. Buradan gideceğim. Let's get this done and get out of here. Bu işi bitirelim ve buradan gidelim. We've got to get out of this place. Buradan gitmeliyiz. I want to get out of here before anyone sees us. Kimse bizi görmeden buradan gitmek istiyorum. I think it's time to get out of here. Sanırım buradan gitme zamanı geldi. Come on, let's get out of here. Hadi, buradan gidelim. Let's get out of here before Tom sees us. Tom bizi görmeden buradan gidelim. They told me to get out of town. Bana şehirden gitmemi söylediler. Get out of my life. Çık git hayatımdan. We have to get out of here right away. Buradan derhal gitmeliyiz. You'd better get out of here. Buradan defolup gitsen iyi olur. We want to get out of here. Buradan gitmek istiyoruz. I'm ready to get out of here. Buradan gitmeye hazırım. You need to get out of here before someone sees you. Biri seni görmeden buradan gitmelisin. You'd better get out of here. Buradan gitsen iyi olur. I just have to get out of here. Buradan gitmem gerek benim. I need to get out of Boston. Boston'dan gitmeliyim. Show More (98)
3	get out	defol	expr.
	Get out of my house! Defol git evimden! You filthy beast, get out of here! Seni iğrenç canavar, buradan defol! Get out of my office! Ofisimden defol! Get out of my house and never come back. Evimden defol ve bir daha asla geri gelme. Get out. Defol. Just get out of here! Defol git buradan! Get out of here, you dog! Defol buradan, seni köpek! Just get out. Defol git. Get out of here before I call the cops. Polisi aramadan önce defol buradan. Get out of here before I throw you out! Seni dışarı atmadan önce defol git buradan. Get out of here, all of you! Hepiniz buradan defolun! Get out of my life. Hayatımdan defol! Get out! Defol! Get out of my house! Defol evimden! Get out of my country. Ülkemden defolun. Get out here, fast! Buradan defol, çabuk! I said get out! Defol dedim! Get out of here, all of you! Defolun buradan, hepiniz! Get out of here and don't ever come back! Buradan defol ve hiç geri gelme! Get out of my life and never return. Hayatımdan defol ve bir daha asla geri gelme. I said get out. Defol dedim. Get out of my life! Hayatımdan defol! Get out of here before I throw you out! Seni dışarı atmadan önce defol buradan! Now get out of my hair. Defol git başımdan artık. Everybody, get out of my house. Millet, evimden defolun. Get out of here. Defol buradan. Get out of here and don't ever come back! Defol buradan ve bir daha asla dönme! Get out of here, and quickly. Defol buradan, hemen. Get out of my office. Ofisimden defol. Now get out of my hair. Şimdi defol git başımdan. You filthy beast, get out of here! Seni pis canavar, defol buradan! Show More (28)
4	get out	çıkarmak	v.
	Mom got out of the hospital a few days later. Annem birkaç gün sonra hastaneden çıkarıldı. Tom opened the freezer and got out the ice cream. Tom dondurucuyu açtı ve dondurmayı çıkardı. Shall I get out my guitar? Gitarımı çıkarayım mı? Tom got out his pen. Tom kalemini çıkardı. Tom got out his key and opened the door. Tom anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Let's get out of these uniforms. Şu üniformaları çıkaralım. Tom opened the glove compartment and got out a pair of sunglasses. Tom torpido gözünü açtı ve bir güneş gözlüğü çıkardı. He got out a book and read. Bir kitap çıkarıp okudu. He got out a book and read. Bir kitap çıkardı ve okudu. If we get out of here alive, I'll buy you anything you want. Eğer buradan canlı çıkarsak, sana istediğin herhangi bir şeyi alırım. He got out a book and began to read it. Bir kitap çıkardı ve okumaya başladı. He got out his pen. Kalemini çıkardı. What time do you get out of class? Dersten ne zaman çıkarsın? She got out the bottle of champagne she'd been saving for a special occasion. Özel bir gün için sakladığı şampanya şişesini çıkardı. I got out my knife. Bıçağımı çıkardım. He got out his pen. O, kalemini çıkardı. I got out my knife and peeled the apple. Bıçağımı çıkardım ve elmayı soydum. He got out a book and began to read it. O, bir kitap çıkardı ve okumaya başladı. She got out the bottle of champagne she'd been saving for a special occasion. O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı. If we get out of here alive, I'll buy you anything you want. Buradan canlı çıkarsak, sana istediğin bir şeyi alacağım. Tom got out his key and opened the door. Tom anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. Show More (18)
5	get out	ayrılmak	v.
	I think we should get out here. Sanırım burada ayrılmalıyız. I've been told to get out of town. Şehirden ayrılmam söylendi. Sami got out on stage. Sami sahneden ayrıldı. I think we should get out here. Sanırım buradan ayrılmalıyız. Show More (1)
6	get out	inmek	v.
	Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs. Arabadaki herkes inmek ve bacaklarını açmak istediğini söyledi. The helicopter landed and Tom got out. Helikopter inmiş ve Tom dışarı çıkmış. The bus stopped, but no one got out. Otobüs durdu, ama hiç kimse inmedi. The bus stopped, but no one got out. Otobüs durdu ama kimse inmedi. Show More (1)
7	get out	açığa çıkmak	v.
	I'm not very good at speaking Italian but I don't want it to get out into the open. İtalyanca konuşmakta pek iyi değilim ama bunun açığa çıkmasını istemiyorum. I'm not very good at speaking Italian but I don't want it to get out into the open. İtalyanca konuşmada pek iyi değilim, ama bunun açığa çıkmasını istemiyorum. Show More (-1)
8	get out	duyulmak	v.
	I'll be in trouble if the story gets out. Hikaye duyulursa başım belaya girer. What will happen if this gets out? Bu olay duyulursa, ne olur? Show More (-1)
9	get out	yayılmak	v.
	How did the news get out? Haber nasıl yayıldı? Show More (-2)
10	get out	(haber vb) dışarı sızmak	v.
	How did the news get out? Haber nasıl dışarı sızdı? Show More (-2)