girl - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
girl kız n.
  • Lastly, a final word to young Europe, our Europe, this young girl that we are creating.
  • Son olarak, genç Avrupa'ya, bizim Avrupa'mıza, yaratmakta olduğumuz bu genç kıza son bir söz.
  • A few days ago in Britain, a nineteen-year-old Muslim girl and a taxi driver were the victims of an unprovoked attack.
  • Birkaç gün önce İngiltere'de on dokuz yaşında bir Müslüman kız ve bir taksi şoförü sebepsiz bir saldırının kurbanı oldu.
  • We had the case of Leah Betts, a young girl who died taking ecstasy, an amphetamine.
  • Bir amfetamin olan ecstasy kullanırken ölen genç kız Leah Betts vakasını yaşadık.
Show More (1920)
girl kız çocuğu n.
  • The dead included a four-year old boy, a ten-year old girl and a sixteen-year old boy.
  • Ölenler arasında dört yaşında bir erkek çocuğu, on yaşında bir kız çocuğu ve on altı yaşında bir erkek çocuğu vardı.
  • Any girl born today has the chance to live to a hundred.
  • Bugün doğan her kız çocuğunun yüz yaşına kadar yaşama şansı var.
  • Sadly, a 15-year-old girl, Katherine Fish, was killed.
  • Ne yazık ki 15 yaşındaki Katherine Fish adlı bir kız çocuğu hayatını kaybetti.
Show More (10)
girl kız arkadaş n.
  • Fadil didn't mind that his girl would be with other men.
  • Fadıl kız arkadaşının başka erkeklerle birlikte olmasına aldırmıyordu.
  • Do you have a girl?
  • Kız arkadaşın var mı?
  • You have to show compassion to your girl.
  • Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın.
Show More (7)
girl sevgili n.
  • That's Tom's girl.
  • O Tom'un sevgilisi.
  • You're my girl now.
  • Artık benim sevgilimsin.
  • He has a new car and a new girl.
  • Onun yeni bir arabası ve yeni bir sevgilisi var.
Show More (1)