good-looking - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
good-looking yakışıklı adj.
  • Her son is a young, good-looking man.
  • Oğlu, genç ve yakışıklı bir adam.
  • Tom used to be good-looking.
  • Tom yakışıklıydı.
  • I think you're both pretty good-looking.
  • Bence ikiniz de oldukça yakışıklısınız.
Show More (109)
good-looking güzel adj.
  • Tom thinks that Mary is good-looking.
  • Tom, Mary'nin güzel olduğunu düşünüyor.
  • She's a good-looking woman.
  • O güzel bir kadın.
  • Tom is only interested in good-looking girls.
  • Tom sadece güzel kızlarla ilgilenir.
Show More (16)
good-looking iyi görünümlü adj.
  • Well, he's a good-looking kid.
  • Yani, iyi görünümlü bir çocuk.
  • She's intelligent and good-looking.
  • O zeki ve iyi görünümlü.
  • Tom isn't as good-looking as John.
  • Tom John kadar iyi görünümlü değil.
Show More (11)