grab - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
grab almak v.
  • Would you like to grab a sandwich from the deli?
  • Şarküteriden bir sandviç almak ister misin?
  • Did you grab this information from Wikipedia?
  • Bu bilgiyi Wikipedia'dan mı aldın?
  • You grabbed this job because you knew it was a rare opportunity.
  • Bu işi aldın çünkü bunun nadir bir fırsat olduğunu biliyordun.
Show More (40)
grab yakalamak v.
  • He grabbed the opportunity to go backpacking in Europe.
  • Sırt çantasıyla Avrupa'ya gitme fırsatını yakaladı.
  • What we need is the political courage to grab this opportunity and resolve the Cyprus question now.
  • İhtiyacımız olan şey, bu fırsatı yakalamak ve Kıbrıs sorununu şimdi çözmek için siyasi cesarettir.
  • They grabbed him with no explanation whatsoever and they let him go with no explanation whatsoever.
  • Hiçbir açıklama yapmadan onu yakaladılar ve yine hiçbir açıklama yapmadan bıraktılar.
Show More (16)
grab kapmak v.
  • If you get there early, try to grab a good table for us.
  • Oraya erken gidersen, bizim için iyi bir masa kapmaya çalış.
  • He grabbed his keys and stormed out the door.
  • Anahtarlarını kaptı ve hışımla kapıdan çıktı.
  • In making our proposal we were not seeking to grab posts.
  • Teklifimizi yaparken makam kapma peşinde değildik.
Show More (14)
grab tutmak v.
  • Grab a cab and get over here.
  • Bir taksi tut ve buraya gel.
  • Sami grabbed my arm.
  • Sami kolumu tuttu.
  • I grabbed my little sister's hand and started running.
  • Küçük kız kardeşimin elini tuttum ve koşmaya başladım.
Show More (14)
grab ele geçirme n.
  • They used the crisis as a massive power grab to push their agenda.
  • Krizi kendi gündemlerini dayatmak için büyük bir gücü ele geçirme aracı olarak kullandılar.
Show More (-2)
grab (dikkat) çekmek v.
  • The brightly colored painting immediately grabbed my attention.
  • Parlak renkli tablo hemen dikkatimi çekti.
Show More (-2)
grab ele geçirmek v.
  • In making our proposal, we were not seeking to grab posts.
  • Teklifimizi yaparken makamları ele geçirmeye çalışmıyorduk.
Show More (-2)
grab kavramak v.
  • He grabbed me by the neck.
  • Boynumdan kavradı.
Show More (-2)