guardian - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
guardian koruyucu n.
  • The Commission is the guardian of the Treaty.
  • Komisyon Antlaşmanın koruyucusudur.
  • Within the Convention, the Commission will act as Guardian of the Treaties and promoter of the Community spirit.
  • Komisyon, Sözleşme kapsamında Antlaşmaların koruyucusu ve Topluluk ruhunun destekleyicisi olarak hareket edecektir.
  • There are no better guardians of the Treaties than the European citizens.
  • Antlaşmaların Avrupa vatandaşlarından daha iyi bir koruyucusu yoktur.
Show More (14)
guardian vasi n.
  • I regard myself as your guardian.
  • Kendimi senin vasin olarak görüyorum.
  • I need permission from your parents or guardian.
  • Ailen ya da vasinden izin almam lazım.
  • They will assign a guardian for him.
  • Ona bir vasi tayin ederler.
Show More (2)
guardian koruyan adj.
  • The judges are, in any case, the guardians of our treaties.
  • Yargıçlar her halükarda anlaşmalarımızın koruyucularıdır.
Show More (-2)
guardian veli n.
  • I regard myself as your guardian.
  • Kendimi senin velin olarak görüyorum.
Show More (-2)
guardian muhafız n.
  • Gold golems are guardians used to guard treasure.
  • Altın golemler hazineyi korumak için kullanılan muhafızlardır.
Show More (-2)