| 1 |
host |
(konsere maça vb) ev sahipliği yapmak |
v. |
|
- Many cities showed interest in hosting the film festival.
- Birçok şehir film festivaline ev sahipliği yapma konusuna ilgi gösterdi.
- Any country which hosts the Olympic Games will have a problem if it does not enlist the support of its citizens.
- Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapan her ülke, vatandaşlarının desteğini alamazsa sorun yaşayacaktır.
- There are clearly concerns in Ireland, especially in those towns hosting these particular athletes.
- İrlanda'da, özellikle de bu sporculara ev sahipliği yapacak olan şehirlerde, endişeler olduğu açıktır.
- Next week the IOC will decide which country is to host the 2008 Olympic Games.
- Önümüzdeki hafta IOC 2008 Olimpiyat Oyunlarına hangi ülkenin ev sahipliği yapacağına karar verecek.
- The same is true for any country or city which hosts the Olympic Games.
- Aynı şey Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapan herhangi bir ülke veya şehir için de geçerlidir.
- There are clearly concerns in Ireland, especially in those towns hosting these particular athletes.
- İrlanda'da, özellikle de bu sporculara ev sahipliği yapacak olan şehirlerde endişeler olduğu açıktır.
- There are therefore a plethora of arguments as to why China should not host the Olympic Games.
- Bu nedenle Çin'in Olimpiyat Oyunlarına neden ev sahipliği yapmaması gerektiğine dair çok sayıda argüman bulunmaktadır.
- Italy has declared its willingness to host a peace conference.
- İtalya bir barış konferansına ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.
- Just as the Balkans hosted hundreds of thousands of gypsies, again expelled by the Inquisition.
- Tıpkı Balkanlar'ın Engizisyon tarafından kovulan yüz binlerce Çingeneye ev sahipliği yapması gibi.
- The Commission has agreed to host the Coalition secretariat.
- Komisyon, Koalisyon sekretaryasına ev sahipliği yapmayı kabul etmiştir.
- Is there any reason why every single Member State should host at least one of these bodies?
- Her bir Üye Devletin bu organlardan en az birine ev sahipliği yapması için herhangi bir neden var mı?
- Tanzania for as long as people can remember, has been host to more than half a million refugees in camps.
- Tanzanya, insanların hatırlayabildiği kadarıyla, kamplarda yarım milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.
- Yet today this country is preparing to host the World Conference Against Racism.
- Oysa bugün bu ülke Irkçılığa Karşı Dünya Konferansına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
- The EU hosted the UN Conference on the Least Developed Countries in May 2001 in Brussels.
- AB, Mayıs 2001'de Brüksel'de BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansına ev sahipliği yapmıştır.
- On Friday next week there is a vote on who will be hosting the 2008 Olympic Games.
- Önümüzdeki hafta Cuma günü 2008 Olimpiyat Oyunlarına kimin ev sahipliği yapacağına dair bir oylama yapılacak.
- Tanzania for as long as people can remember, has been host to more than half a million refugees in camps.
- Tanzanya, insanların hatırlayabildiği kadarıyla, kamplarda yarım milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor.
- Brazil is the host of the 2016 Summer Olympic Games.
- Brezilya 2016 Yaz Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapacak.
- Brazil is hosting the Olympic Games.
- Brezilya Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapıyor.
- The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often.
- Johnsonlar, partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanan, çok sosyal insanlardır.
- Brazil hosts the Summer Olympics in twenty sixteen.
- Brezilya iki bin on altıda Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapıyor.
- The city is hosting the fair.
- Şehir, fuara ev sahipliği yapıyor.
- The party was hosted by Dan.
- Partiye Dan tarafından ev sahipliği yapıldı.
- Tom attended a dinner hosted by John.
- Tom, John'un ev sahipliği yaptığı bir akşam yemeğine katıldı.
- When do you think the Philippines will host the Olympic Games?
- Sizce Filipinler ne zaman Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapacak?
- How many times has Japan hosted the Olympics?
- Japonya Olimpiyatlara kaç kez ev sahipliği yaptı?
- Tom hosted a party on the weekend.
- Tom haftasonunda bir partiye ev sahipliği yaptı.
- Russia will be the host of the World Cup in 2018.
- Rusya 2018'de Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak.
- How many times has Japan hosted the Olympics?
- Japonya kaç defa Olimpiyatlara ev sahipliği yapmıştır?
- Tom hosted a party on the weekend.
- Tom hafta sonu bir partiye ev sahipliği yaptı.
- Brazil hosts the Olympic Games.
- Brezilya, Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapıyor.
- Who will host the party?
- Partiye kim ev sahipliği yapacak?
- Tom hosted an extravagant party at his mansion.
- Tom konakta savurgan bir partiye ev sahipliği yaptı.
- Spain is the host country for the Olympics in 1992.
- İspanya, 1992 yılında Olimpiyatlara ev sahipliği yapmıştır.
- Tom invited Mary to a party he was hosting.
- Tom, Mary'yi kendi ev sahipliği yaptığı bir partiye davet etti.
- Ali attended an Iftar meal hosted by Sami.
- Ali, Sami'nin ev sahipliği yaptığı bir iftar yemeğine katıldı.
- Brazil hosts the Olympic Games.
- Brezilya Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapıyor.
- The party was hosted by Dan.
- Partiye Dan ev sahipliği yaptı.
- When do you think the Philippines will host the Olympic Games?
- Sizce Filipinler Olimpiyat Oyunları'na ne zaman ev sahipliği yapacak?
- Russia will be the host of the World Cup in 2018.
- 2018'de Rusya Dünya Kupası ev sahipliği yapacak.
Show More (36)
|
| 2 |
host |
ev sahibi |
n. |
|
- In January I said that you could be good hosts for the Convention, because you had not expressed your opinion.
- Ocak ayında Konvansiyon için iyi bir ev sahibi olabileceğinizi söylemiştim, çünkü görüşünüzü ifade etmemiştiniz.
- It will take place in Madrid on 23-24 October 2003, and Spain has joined the group as host.
- 23-24 Ekim 2003 tarihlerinde Madrid'de gerçekleştirilecek olan toplantıya İspanya ev sahibi olarak katılmıştır.
- In January I said that you could be good hosts for the Convention, because you had not expressed your opinion.
- Ocak ayında Kongre için iyi bir ev sahibi olabileceğinizi söylemiştim, çünkü görüşünüzü ifade etmemiştiniz.
- Our hosts were gracious and hospitable, we had useful discussions and we have a huge amount in common.
- Ev sahiplerimiz nazik ve misafirperverdi, faydalı tartışmalar yaptık ve çok sayıda ortak noktamız var.
- Daryl was also a generous host who allowed us to check in early and out late.
- Daryl ayrıca erken giriş ve geç çıkış yapmamıza izin veren cömert bir ev sahibiydi.
- I'm glad that God has chosen me to be your host.
- Tanrı beni ev sahibiniz olarak seçtiği için mutluyum.
- Our host offered us a drink.
- Ev sahibimiz bize bir içki önerdi.
- Our host opened a drawer, and a small box full of black powder was revealed.
- Ev sahibimiz bir çekmeceyi açtı ve siyah barut dolu küçük bir kutu ortaya çıktı.
- He thanked the host for the very enjoyable party.
- Çok keyifli parti için ev sahibine teşekkür etti.
- I've been a terrible host.
- Korkunç bir ev sahibi oldum.
- The party ended with a speech by the host.
- Parti, ev sahibinin konuşmasıyla sona erdi.
- He thanked the host for the very enjoyable party.
- O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti.
- After a hearty dinner, Willie thanked the host.
- Doyurucu bir akşam yemeğinden sonra, Willie ev sahibine teşekkür etti.
- Tom will be the host.
- Tom ev sahibi olacak.
- He had reckoned without his host.
- Ev sahibini hesaba katmamıştı.
- The bottles of beer that I brought to the party were redundant; the host's family owned a brewery.
- Partiye getirdiğim bira şişeleri gereksizdi; ev sahibinin ailesinin bir bira fabrikası varmış.
- The party host had a Portuguese accent.
- Partinin ev sahibinin Portekiz aksanı vardı.
- The bottles of beer that I brought to the party were redundant; the host's family owned a brewery.
- Partiye getirdiğim şişe biralar gereksizdi; ev sahibinin ailesinin bir bira fabrikası varmış.
- Our host offered us a drink.
- Ev sahibimiz bize bir içki ikram etti.
- The party ended with a speech by the host.
- Parti, ev sahibinin konuşması ile sona erdi.
- I've been a terrible host.
- Berbat bir ev sahibi oldum.
- He thanked his host for a most enjoyable party.
- Ev sahibine çok keyifli bir parti için teşekkür etti.
- After a hearty dinner, Willie thanked the host.
- Doyurucu bir akşam yemeğinden sonra Willie ev sahibine teşekkür etti.
Show More (20)
|
| 3 |
host |
sunucu |
n. |
|
- Who's your favorite talk show host?
- En sevdiğiniz talk show sunucusu kim?
- The new TV host is a little rigid.
- Yeni TV sunucusu biraz katı.
- Who's your favorite late night talk show host?
- En sevdiğin gece talk show sunucusu kim?
- Who's your favorite talk show host?
- Favori talk show sunucun kim?
Show More (1)
|
| 4 |
host |
program sunucusu |
n. |
|
- To my surprise, the host suddenly called my name.
- Sürpriz bir şekilde, program sunucusu birdenbire adımı söyledi.
- Mary is the host of a home makeover show.
- Mary bir ev yenileme programının sunucusu.
- Tom is the host of a home improvement show.
- Tom bir ev geliştirme programının sunucusu.
Show More (0)
|
| 5 |
host |
(radyo, televizyon programı) sunmak |
v. |
|
- I will be hosting tomorrow's radio program.
- Yarınki radyo programını ben sunacağım.
Show More (-2)
|
| 6 |
host |
ev sahibi (ülke, şehir vb.) |
n. |
|
- They are announcing the host for the summer Olympic Games.
- Yaz Olimpiyat Oyunları için ev sahibi ülkeyi açıklıyorlar.
Show More (-2)
|
| 7 |
host |
davet sahibi |
n. |
|
- I could tell that our host was very experienced at dinner parties.
- Anlıyordum ki davetimizin sahibi akşam yemeği partileri konusunda çok deneyimliydi.
Show More (-2)
|
| 8 |
host |
çok sayı |
n. |
|
- We can naturally give a whole host of useful recommendations in this matter.
- Bu konuda doğal olarak çok sayıda faydalı tavsiyede bulunabiliriz.
Show More (-2)
|
| 9 |
host |
sürü |
adj. |
|
- There's a whole host of things that need to be done first.
- Önce yapılması gereken bir sürü şey var.
Show More (-2)
|
| 10 |
host |
barındırmak |
v. |
|
- Can you help me host my website?
- Web sitemi barındırmama yardım edebilir misin?
Show More (-2)
|
