1 |
jail |
hapis |
n. |
|
- Twelve people went on holiday and have ended up in jail.
- On iki kişi tatile gitti ve sonunda hapse girdi.
- Twelve people went on holiday and have ended up in jail.
- On iki kişi tatile gitti ve hapse girdi.
- She's a drug addict who just got out of jail.
- O, hapisten yeni çıkmış bir uyuşturucu bağımlısı.
- Now they have to avoid eviction, stay out of jail and get to the beach, no matter what.
- Şimdi evden atılmaktan kaçınmaları, hapse girmemeleri ve ne olursa olsun sahile gitmeleri gerekiyor.
- Papa, I think we'll be jailed tonight.
- Baba, sanırım bu gece hapse gireceğiz.
- What's Tom doing out of jail?
- Tom hapisten çıktıktan sonra ne yapacak?
- He ended up in jail.
- Sonunda hapse girdi.
- Tom was sentenced to five days in jail and a year on probation for drunken driving.
- Tom alkollü araç kullanmaktan beş gün hapis ve bir yıl şartlı tahliye cezasına çarptırılmıştır.
- Layla was jailed for three long years.
- Layla üç uzun yıl hapiste kaldı.
- I don't want to end up in jail.
- Sonunda hapse girmek istemiyorum.
- Tom ended up in jail.
- Tom hapse girdi.
- Sami is not getting out of jail.
- Sami hapisten çıkmıyor.
- We're going to get you out of jail.
- Biz seni hapisten çıkaracağız.
- I really don't want to go back to jail.
- Gerçekten hapse geri dönmek istemiyorum.
- Layla escaped a jail term.
- Layla hapis cezasından kurtuldu.
- How do we get him out of jail?
- Onu hapisten nasıl çıkarırız?
- Some employers are reluctant to take on people who have recently been released from jail.
- Bazı işverenler hapisten yeni çıkmış kişileri işe almakta isteksiz davranıyor.
- While in jail, Tom befriended John, an infamous car thief.
- Hapisteyken, Tom nam salmış bir araba hırsızı olan John ile arkadaş oldu.
- When I got out of jail, the first thing I wanted to do was to eat at my favorite restaurant.
- Hapisten çıktığımda yapmak istediğim ilk şey en sevdiğim restoranda yemek yemekti.
- Sami wanted to get Layla out of jail.
- Sami, Layla'yı hapisten çıkarmak istiyordu.
- You'll end up in jail.
- Sonunda hapsi boylayacaksın.
- Tom bailed Mary out of jail.
- Tom, Mary'nin kefaletini ödeyerek hapisten çıkardı.
- How did you end up in jail?
- Nasıl hapse düştün?
- I don't want you to go to jail.
- Hapse gitmeni istemiyorum.
- Sami converted to Islam a few months after he was released from jail.
- Sami hapisten çıktıktan birkaç ay sonra Müslüman oldu.
- If you aren't careful, you'll end up in jail.
- Dikkatli olmazsan hapsi boylarsın.
- I just got out of jail.
- Hapisten yeni çıktım.
- How do we get them out of jail?
- Onları hapisten nasıl çıkarırız?
- Tom came to visit me when I was in jail.
- Ben hapisteyken Tom beni ziyaret etmeye geldi.
- Tom got out of jail in October.
- Tom Ekim ayında hapisten çıktı.
- The police threatened to send her to jail.
- Polis onu hapse göndermekle tehdit etti.
- Tom couldn't wait to get out of jail.
- Tom hapisten çıkmak için sabırsızlanıyordu.
- Tom is already in jail.
- Tom çoktan hapse girdi.
- I have never been inside a jail.
- Daha önce hiç hapse girmedim.
- When I got out of jail, I had no intention of committing another crime.
- Hapisten çıktığımda, başka bir suç işlemeye niyetim yoktu.
- Tom will never get out of the jail.
- Tom asla hapisten çıkmayacak.
- I got out of jail in October.
- Ekim ayında hapisten çıktım.
- Did you know Tom has spent time in jail?
- Tom'un hapse girdiğini biliyor muydunuz?
- How did Tom get out of jail?
- Tom hapisten nasıl çıktı?
- Tom is going to get out of jail soon.
- Tom yakında hapisten çıkacak.
- Sami is going to jail for a long time.
- Sami uzun bir süre hapiste kalacak.
- How do we get Tom out of jail?
- Tom'u hapisten nasıl çıkaracağız?
- When I got out of jail, the first thing I bought was an economy car.
- Hapisten çıktığımda ilk aldığım şey ekonomik bir arabaydı.
- She deserves to be jailed.
- Hapse girmeyi hak ediyor.
- Sami is not getting out of jail.
- Sami hapisten çıkmayacak.
- Am I going to jail?
- Hapse mi gireceğim?
- Six months later, Dan was back in jail.
- Altı ay sonra Dan tekrar hapse girdi.
- If you want to know who your friends are, get yourself a jail sentence.
- Arkadaşlarının kim olduğunu öğrenmek istiyorsan, hapse gir.
- How did you end up in jail?
- Nasıl oldu da hapse girdin?
Show More (46)
|
2 |
jail |
hapishane |
n. |
|
- There are over 1 000 political prisoners in various jails in Burma.
- Burma'daki çeşitli hapishanelerde 1000'den fazla siyasi mahkum bulunmaktadır.
- Now they have to avoid eviction, stay out of jail and get to the beach, no matter what.
- Şimdi tahliye edilmekten kaçınmaları, hapishaneden uzak durmaları ve ne olursa olsun plaja gitmeleri gerekiyor.
- Now they have to avoid eviction, stay out of jail and get to the beach, no matter what.
- Artık ne olursa olsun tahliyeden kaçınmaları, hapishaneden uzak durmaları ve sahile gitmeleri gerekiyor.
- I really don't want to go back to jail.
- Gerçekten hapishaneye geri gitmek istemiyorum.
- Tom is in the county jail.
- Tom ilçe hapishanesinde.
- Have you ever been in jail?
- Hiç hapishanede bulundun mu?
- The police took Tom to jail.
- Polis Tom'u hapishaneye götürdü.
- How do we get her out of jail?
- Onu hapishaneden nasıl çıkarırız?
- Tom belongs in jail.
- Tom hapishaneye ait.
- We put them in jail.
- Onları hapishaneye koyduk.
- You'll die in jail.
- Sen hapishanede öleceksin.
- When did you get out of jail?
- Ne zaman hapishaneden çıktın?
- Sami will remain in jail for the rest of his natural life.
- Sami doğal hayatının geri kalanında hapishanede kalacak.
- How do we get him out of jail?
- Onu hapishaneden nasıl çıkarırız?
- Tom is now in jail.
- Tom şimdi hapishanede.
- Sami made that phone call in jail.
- Sami o telefon görüşmesini hapishanede yaptı.
- I didn't want to spend any more time in jail.
- Hapishanede daha fazla zaman harcamak istemiyordum.
- Tom's father is in jail.
- Tom'un babası hapishanededir.
- Tom really didn't want to go to jail.
- Tom gerçekten hapishaneye gitmek istemiyordu.
- Tom is already back in jail.
- Tom çoktan hapishaneye geri döndü.
- Tom is going to end up in jail.
- Tom hapishaneye girecek.
- I thought Tom might be in jail.
- Tom'un hapishanede olabileceğini düşündüm.
- Tom won't spend a day in jail.
- Tom hapishanede bir gün geçirmeyecek.
- I'll visit you in jail.
- Seni hapishanede ziyaret edeceğim.
- Tom has just been released from jail.
- Tom az önce hapishaneden serbest bırakıldı.
- Jail is where criminals go to be punished.
- Hapishane, suçluların cezalandırılmak için gittiği yerdir.
- Dan struggled to adapt to life outside jail.
- Dan hapishane dışındaki hayata uyum sağlamakta zorlandı.
- How'd they treat you in jail, Tom?
- Sana hapishanede nasıl davrandılar, Tom?
- Sami was in a county jail.
- Sami ilçe hapishanesindeydi.
- Everyone in this cult wears orange clothes, just like in jail.
- Bu tarikattaki herkes, hapishanedekiler gibi turuncu giysiler giyer.
- Tom attempted to escape from jail.
- Tom hapishaneden kaçmaya çalıştı.
- The jail is overcrowded.
- Hapishane aşırı kalabalık.
- Tom died in jail.
- Tom hapishanede öldü.
- Sami visited Layla at the county jail.
- Sami, Layla'yı hapishanede ziyaret etti.
- Tom should be in jail.
- Tom hapishanede olmalı.
- Tom escaped from jail through a tunnel.
- Tom tünelden geçerek hapishaneden kaçtı.
- Some employers are reluctant to take on people who have recently been released from jail.
- Bazı işverenler, hapishaneden yeni çıkmış insanları işe almaya isteksizdirler.
- Do you want to spend the rest of your life in jail?
- Hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istiyor musun?
- I have never been inside a jail.
- Bir hapishanede asla bulunmadım.
- Tom will end up in jail.
- Tom'un sonu hapishane olacak.
- I'm going to visit Tom in jail.
- Tom'u hapishanede ziyaret edeceğim.
- Tom was the one who helped me escape from jail.
- Hapishaneden kaçmama yardım eden kişi Tom'du.
- What are you doing out of jail?
- Hapishanenin dışında ne yapıyorsun?
- Tom visited Mary in jail.
- Tom, Mary'yi hapishanede ziyaret etti.
- What's it like in jail?
- Hapishane nasıl bir yer?
Show More (42)
|
3 |
jail |
cezaevi |
n. |
|
- My son is a drug addict, and he is in jail now.
- Oğlum bir uyuşturucu bağımlısı ve şu an cezaevinde.
- What are you doing out of jail?
- Cezaevinden çıktıktan sonra ne yapacaksın?
- Tom spent some time in jail when he was in his thirties.
- Tom otuzlu yaşlarındayken cezaevinde biraz kaldı.
- When did you get out of jail?
- Cezaevinden ne zaman çıktın?
Show More (1)
|
4 |
jail |
kodes |
n. |
|
- Papa, I think we'll be jailed tonight.
- Baba, sanırım bu gece kodese gireceğiz.
- He should be in jail.
- Kodeste olmalı.
Show More (-1)
|