|
- I am satisfied that everything possible is being done, but nothing can be left to chance.
- Mümkün olan her şeyin yapıldığından eminim ancak hiçbir şey şansa bırakılamaz.
- Nothing, though, must be left to chance, but there must rather be firm negotiations when the report is elaborated.
- Yine de hiçbir şey şansa bırakılmamalı, aksine rapor detaylandırılırken sıkı müzakereler yapılmalıdır.
- Fate is too serious to be left to chance.
- Kader şansa bırakılamayacak kadar ciddi bir şeydir.
- Fate is too serious to be left to chance.
- Kader şansa bırakılmayacak kadar ciddidir.
Show More (1)
|