lucky - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
lucky şanslı adj.
  • I reflected that, with the passing of time, young people and workers become pensioners if they are lucky.
  • Zaman geçtikçe gençlerin ve çalışanların şanslı iseler emekli olduklarını düşündüm.
  • In that respect we were lucky with the outbreak in 2001.
  • Bu açıdan 2001 yılındaki salgında şanslıydık.
  • We are lucky to have even ordinary railway links.
  • Sıradan demir yolu bağlantılarına sahip olduğumuz için bile şanslıyız.
Show More (645)
lucky talihli adj.
  • I'm not very lucky.
  • Çok talihli değilim.
  • Nobody can be that lucky.
  • Kimse bu kadar talihli olamaz.
Show More (-1)