|
- Remember that your meeting room is not your own personal space.
- Toplantı odanızın size ait kişisel alan olmadığını unutmayın.
- Remember that your meeting room is not your own personal space.
- Unutmayın ki toplantı odanız size ait şahsi bir alan değildir.
- Remember that your meeting room is not your own personal space.
- Toplantı odanızın kendi kişisel alanınız olmadığını unutmayın.
- This meeting room needs to be repainted.
- Bu toplantı odasının yeniden boyanması gerekiyor.
- There is a cat in the meeting room.
- Toplantı odasında bir kedi var.
- I said that this was a meeting room, not a bedroom!
- Buranın bir toplantı odası olduğunu söyledim, yatak odası değil!
- How many meeting rooms do you have in this building?
- Bu binada kaç tane toplantı odası var?
- This is a meeting room, not a waiting room.
- Burası bekleme odası değil toplantı odası.
- Please, get into the meeting room.
- Lütfen, toplantı odasına girin.
- This meeting room is small.
- Bu toplantı odası küçük.
- He's sitting in the meeting room.
- O, toplantı odasında oturuyor.
- Who left their belongings in the meeting room?
- Kim özel eşyalarını toplantı odasında bıraktı?
- I had my job interview in the meeting room.
- Toplantı odasında benim iş görüşmem vardı.
- Two sockets are not enough for a meeting room.
- İki priz bir toplantı odası için yeterli değil.
- This is a meeting room, not a waiting room.
- Burası bir toplantı odası, bekleme odası değil.
- Did you find my phone in the meeting room?
- Toplantı odasında telefonumu buldunuz mu?
- A lot of pictures are hung in the meeting room.
- Toplantı odasının duvarında birçok resim asılı.
- We had lunch in the meeting room.
- Biz toplantı odasında öğle yemeği yedik.
- There is somebody in the meeting room.
- Toplantı odasında biri var.
- Why did you leave the light on in the meeting room?
- Neden toplantı odasındaki ışığı açık bıraktın?
- A lot of pictures are hung in the meeting room.
- Toplantı odasında bir sürü resim asılı.
- The door of the meeting room is open.
- Toplantı odasının kapısı açık.
- How many meeting rooms do you have in this building?
- Bu binada kaç tane toplantı odanız var?
- Who left food on the table of the meeting room?
- Toplantı odasındaki masaya kim yiyecek bıraktı?
- Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
- Sadece temizlikçiler toplantı odasına girmeye yetkilidir.
- I had my job interview in the meeting room.
- İş görüşmemi toplantı odasında yaptım.
- There is a bad smell in the meeting room.
- Toplantı odasında kötü bir koku var.
- She looked at me in a deliberate way and left the meeting room.
- Bana kasıtlı bir şekilde baktı ve toplantı odasını terk etti.
- Take this chair to the meeting room.
- Bu sandalyeyi toplantı odasına götür.
- There are only two sockets in the meeting room.
- Toplantı odasında sadece iki priz var.
- The meeting room must be clean.
- Toplantı odası temiz olmalı.
- Where is the meeting room?
- Toplantı odası nerededir?
- I forgot my phone at the meeting room.
- Telefonumu toplantı odasında unuttum.
- The meeting room is downstairs.
- Toplantı odası alt katta.
- I didn't know that it was possible to lock the door of the meeting room.
- Toplantı odasının kapısını kilitlemenin mümkün olduğunu bilmiyordum.
- This meeting room has three doors.
- Bu toplantı odasının üç kapısı var.
- This is a meeting room, it's not an office.
- Burası bir toplantı odası, ofis değil.
- There are not enough chairs in the meeting room.
- Toplantı odasında yeterli sandalye yok.
- Take some bottles of water to the meeting room.
- Toplantı odasına birkaç şişe su götürün.
- What brought a cockroach to a meeting room?
- Bir hamamböceğini toplantı odasına getiren nedir?
- This meeting room is not big enough for twenty workers.
- Bu toplantı odası, yirmi işçi için yeterince büyük değil.
- This is the meeting room but there are almost no meetings held here.
- Burası toplantı odası ama burada neredeyse hiç toplantı yapılmıyor.
- We take all the company visitors to the meeting room.
- Bütün şirket ziyaretçilerini toplantı odasına alıyoruz.
- When you leave the meeting room, please, switch off the light.
- Toplantı odasından çıkarken lütfen ışığı kapatın.
- There is a stranger in the meeting room.
- Toplantı odasında bir yabancı var.
- Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
- Toplantı odasına sadece temizlik görevlileri girebilir.
- This company doesn't even have a meeting room.
- Bu şirketin bir toplantı odası bile yok.
- Take this chair to the meeting room.
- Bu sandalyeyi toplantı odasına götürün.
- Why did you leave the light on in the meeting room?
- Toplantı odasının ışığını neden açık bıraktınız?
- What would a cockroach do in a meeting room?
- Bir hamamböceği toplantı odasında ne yapabilir ki?
- Wait for me in the meeting room.
- Beni toplantı odasında bekle.
- Where is the meeting room?
- Toplantı odası nerede?
- We had lunch in the meeting room.
- Toplantı odasında öğle yemeği yedik.
- Who is working at the meeting room?
- Toplantı odasında kim çalışıyor?
- Our meeting room has no windows.
- Bizim toplantı odamızın hiç penceresi yok.
- In our head office, we have two meeting rooms.
- Merkez ofisimizde iki toplantı odamız var.
- I sometimes pray in the meeting room.
- Ben bazen toplantı odasında dua ederim.
- Take some bottles of water to the meeting room.
- Toplantı odasına birkaç şişe su götür.
- I don't want anyone smoking in the meeting room.
- Toplantı odasında kimsenin sigara içmesini istemiyorum.
- Somebody has been eating in the meeting room.
- Biri toplantı odasında yemek yiyor.
- We take all the company visitors to the meeting room.
- Tüm şirket ziyaretçilerini toplantı odasına alırız.
- I thought there was somebody in the meeting room.
- Toplantı odasında biri var sanıyordum.
- He's sitting in the meeting room.
- Toplantı odasında oturuyor.
- Who left food on the table of the meeting room?
- Toplantı odasındaki masaya kim yemek bıraktı?
- There is no sign indicating that this is a meeting room.
- Bunun bir toplantı odası olduğunu gösteren hiçbir işaret yok.
- There is no sign indicating that this is a meeting room.
- Buranın toplantı odası olduğunu gösteren bir işaret yok.
- What are the drivers doing in the meeting room?
- Şoförlerin toplantı odasında ne işi var?
- Who left their belongings in the meeting room?
- Eşyalarını toplantı odasında kim bıraktı?
- Don't let anyone wait in the meeting room.
- Kimsenin toplantı odasında beklemesine izin verme.
- The general manager is in the meeting room.
- Genel Müdür toplantı odasında.
- I waited for an hour in the meeting room.
- Toplantı odasında bir saat bekledim.
- Don't leave any computer in the meeting room.
- Toplantı odasında bilgisayar bırakmayın.
- This meeting room needs to be repainted.
- Bu toplantı odası yeniden boyanmalı.
- We have a meeting room in the second floor and another one in the third floor.
- İkinci katta bir toplantı odamız ve üçüncü katta bir toplantı odamız daha var.
- There is a bad smell in the meeting room.
- Toplantı odasında berbat bir koku var.
- I have found a dead cockroach in the meeting room.
- Toplantı odasında ölü bir hamamböceği buldum.
- Did you check whether your phone was in the meeting room?
- Telefonunun toplantı odasında olup olmadığını kontrol ettin mi?
- I had that test in the meeting room.
- O testi toplantı odasında yaptım.
- This meeting room is not big enough for twenty workers.
- Bu toplantı odası yirmi işçi için yeterince büyük değil.
- I waited for an hour in the meeting room.
- Ben toplantı odasında bir saat bekledim.
- It is forbidden to eat at the meeting room.
- Toplantı odasında yemek yemek yasaktır.
- I sometimes pray in the meeting room.
- Bazen toplantı odasında dua ediyorum.
- Don't let anyone wait in the meeting room.
- Kimsenin toplantı odasında beklemesine izin vermeyin.
- The club members assembled in the meeting room.
- Kulüp üyeleri toplantı odasında toplandı.
- The meeting room must be able to receive all the workers of the company.
- Toplantı odası şirketin tüm çalışanlarını alabilmelidir.
- Did you find my phone in the meeting room?
- Toplantı odasında telefonumu buldun mu?
- What would a cockroach do in a meeting room?
- Bir hamamböceği bir toplantı odasında ne yapar?
- I thought there was somebody in the meeting room.
- Ben toplantı odasında birinin olduğunu düşündüm.
- This chair belongs in the meeting room.
- Bu sandalye toplantı odasına ait.
- Take this chair back to the meeting room.
- Bu sandalyeyi toplantı odasına geri götür.
- I saw her in the meeting room.
- Onu toplantı odasında gördüm.
- Did you check whether your phone was in the meeting room?
- Telefonunuzun toplantı odasında olup olmadığını kontrol ettiniz mi?
- Our meeting room has no windows.
- Bizim toplantı odamızın penceresi yok.
- I have found a dead cockroach in the meeting room.
- Ben toplantı odasında ölü bir hamamböceği buldum.
Show More (91)
|
